Madde Detay
KOLAĞASI ALİ RIZÂ EFENDİ
(d. ?/1834-35 (?) - ö. ?/28 Haziran 1919)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Erzurum’da doğdu. Babası aslen Ahıska Türklerinden olan Habib Baba Dergâhı müntesiplerinden Salasorlu İbrahim Efendi’dir. Askerî okullarda eğitim alan Ali Rızâ Efendi, Sivas’ta görevli olarak bulunduğu zaman diliminde Mûr Ali Baba’dan Kâdirî icâzeti almıştır. Erzurum’dan Sivas’a sürgün olarak gelen ve Ali Rızâ Efendi’nin Erzurum’dan hocası olan Giregösekli Hacı Osman Efendi’den de Şettârî tarikatı icâzeti alan Ali Rızâ Efendi, 93 Harbi’ne de iştirâk etmiş; 1907’de kolağası (yüzbaşı ile binbaşı arasındaki subay rütbesi) olmuş ve 1909’da emekliye ayrılıp Erzurum’a dönmüştür. Şefika (Diri Ertekin) ve Lâmia isimlerinde iki kızı, Abdülkadir isminde ise bir erkek evladı olan Kolağası Ali Rıza Efendi, 1912 yılı sonlarında Erzurum’dan ayrılıp Tokat’a yerleşmiş ve Tokat’ta vefât etmiştir. “Rızâ” mahlasıyla tasavvufî muhtevalı şiirler kaleme alan Kolağası Ali Rızâ Efendi, yetiştirdiği şahsiyetlerle de hem tasavvuf hem de şiir vadisinde önemli bir isim olmuştur. Halifeleri “Hakkı” mahlasıyla şiirler yazmış olan Karazlı Hakkı Bey (İsmail Hakkı Tercan) ve “Sırrî” mahlasıyla şiirler yazmış olan Hacı Muharrem Hilmî Efendi’nin (Muharrem Hilmi Kösetürkmen) yanısıra “Kemâlî” mahlasıyla şiirler yazmış Âmâlar şeyhi Osman Kemâlî Efendi, “Hazmî” mahlasıyla şiirler yazmış Uşşâkî meşâyihinden Mehmed Hazmî Tura Efendi, “Yavuzer” mahlasıyla şiirler yazmış Albay İhsan Yavuzer, Kolağası Ali Rızâ Efendi’nin müridlerinden birkaç isimdir.
Kolağası Ali Rızâ Efendi’nin çoğu aruzla
yazılmış şiirlerini barındıran bir Dîvânçesi, namaza dair bir risâle olan
Muhtasar Hakîkat-i Salât adlı eseri ve Esmâ-i Hüsnâ Şerhi mevcuttur.
Kaynakça
Çınar, Fatih (2012). Mûr Ali Baba, Sivas: Buruciye
Yayınları.
Elmalı, Naci (2016). Erzurum’un Yüzleri-Karazlı Hakkı
Bey (İsmail Hakkı Tercan). Erzurum: Atatürk Üniversitesi Yayınları.
Güler, Muhammed İkbal (2016). Erzurum’un
Yüzleri-Kolağası Ali Rızâ Efendi. Erzurum: Atatürk Üniversitesi Yayınları.
Güler, Muhammed İkbâl (2021). “Kolağası Ali Rızâ Efendi
ve ‘Muhtasar Hakîkat-ı Salât’ Adlı Risalesi”. Türkiyat Araştırmaları
Enstitüsü Dergisi- Journal of Turkish Researches Institute. 70,
(Ocak-January 2021). 123-148.
Hacı Muharrem Hilmi Efendi (2012). Dîvân-ı Sırrî. (hzl.)
Süleyman Ateş. İstanbul: Hassa Mimarlık.
Kasır, Hasan Ali (1999). Erzurum Şairleri.
İstanbul: Dergâh Yayınları.
Osmânzâde Hüseyin Vassâf (2015). Sefîne-i Evliyâ,
C. 4. İstanbul: Kitabevi Yayınları.
Şimşek, Selami (2015). “Aşıkların Gülbahçesinde Erzurumlu
Bilinmeyen Bir Gönül Eri: Kolağası Ali Rıza Efendi (v. 1930)”. Ayvakti Dergisi,
157. Sayı. http://ayvakti.net/?p=2833 (Erişim Tarihi: 07.05.2023).
Üstünbaşoğlu, Cemâleddin Server (1945). “Bir Halk
Terbiyecisi: Tazegüllü Ahmet Fevzi Alpağut”. Erzurum Halkevi Kültür Dergisi,
Yıl: 2, Sayı: 6.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: Dr. Öğr. Üyesi Muhammed İkbâl GülerYayın Tarihi: Güncelleme Tarihi: 20.06.2023Eserlerinden Örnekler
Dîvânçeden
örnekler
Ey gönül içmek
dilersen câm-ı Cem
Dem
bu demdir dem bu demdir dem bu dem
Verme
ömrünü hevâya ey dîdem
Dem
bu demdir dem bu demdir dem bu dem
Bu demi Ahmed
başa tâc eyledi
Bu
dem ile seyr-i miʿrâc eyledi
Bu
dem ile nice kez hacc eyledi
Dem
bu demdir dem bu demdir dem bu dem
Bu demi söyler
hakîkat dört kitâb
Aç
kulağın dinle eşyâdan cevâb
Olmak
istersen cihânda kâm-yâb
Dem
bu demdir dem bu demdir dem bu dem
Emr-i künden
bil zuhûr etdi vücûd
Varlığın
izhâr edip Rabb-i Vedûd
Var
ise sende basîret kıl şühûd
Dem
bu demdir dem bu demdir dem bu dem
Bu dem ile
devr eder devr-i felek
Bu
dem ile zikr eder ins ü melek
Bu
dem ile hû çeker suda semek
Dem
bu demdir dem bu demdir dem bu dem
On sekiz bin
âlemi halk eyledi
Cümlesine
zikr ile emr eyledi
Sırrını
insânda pinhân eyledi
Dem
bu demdir dem bu demdir dem bu dem
Ey Rızâ zikr
eyle cismin nûr olur
Zikr
eden elbetde Allâh'ı bulur
Zikr
ile cümle günâh mağfûr olur
Dem
bu demdir dem bu demdir dem bu dem
(Güler, Muhammed İkbal (2016). Erzurum’un
Yüzleri-Kolağası Ali Rızâ Efendi. Erzurum: Atatürk Üniversitesi Yayınları,
s. 54.)
Benim erbâb-ı
Hak'la lahza lahza sohbetim vardır
Kelâm-ı
hikmet-ârâdan hemîşe lezzetim vardır
Geçip
zevk ü safâdan çünkü Hak'la ülfetim vardır
Ne
kesb-i mâl için saʿy u ne câha rağbetim vardır
Kanâʿat
çok yaşasın sâyesinde râhatım vardır
Bulup bir
lezzet-i rûhânî dâʾim seyr ile zerde
Nice
bin ârif ü kâmil bununla erdiler derde
Nasîb
olmaz bu inʿâm-ı Hüdâ dünyâda her ferde
Şikeste
kâsemi hân-ı şehe vermem ki kâsemde
Taʿâm-ı
emn ü âsâyiş gibi bir niʿmetim vardır
Girip râh-ı
Hüdâ'ya aşk ile bir merd-i nâlânım
Gönül
şehrinde müstesnâ karîb-i şâh-ı devrânım
Şarâb-ı
vahdeti içdim anınçün mest ü hayrânım
Yok
ise genc-i mâlım hükm-rân-ı mülk-i irfânım
Sevâd-ı
aʿzam-ı fakr ile kenz-i vahdetim vardır
Riyâ vü ucb
ile yokdur benim meylim ibâdâta
Desâʾis
hilelerle rağbetim yokdur kerâmâta
Benim
efkâr-ı ülviyyem esîr olmaz kabâhata
Kader
âhir beni sevk etdi iklîm-i harâbâta
Ne
çâre ol yerin suyunda elbet kısmetim vardır
Hüdâ'ya gitme
râhını eğer bildinse âmilsen
Nedendir
hilkatin fehm eyledinse hem de kâmilsen
Rızâ
bildinse nefsin sen kitâbullâhı hâmilsen
Hevâ
vü hırs u nefse ekl ü şürbe Fâʾizâ kulsun
Utan
bunca esâretle deme hürriyyetim vardır
(Güler, Muhammed İkbal (2016). Erzurum’un
Yüzleri-Kolağası Ali Rızâ Efendi. Erzurum: Atatürk Üniversitesi Yayınları,
s. 70-71.)
Muhtasar Hakîkat-ı Salât’dan
“İmdi Allâhü Teʿâlâ ekberdir. Yaʿnî, ʿale'l-ıtlâk kebîrdir ki ʿazamet-i
zâtiyye ve sıfâtiyye onundur ve ğayrın onda iştirâki yokdur. Bundan fehm olunur
ki birinci “Allâhü ekber”deki ekberden murâd “ʿâlem-i nâsûtdan”, ikincisinden
murâd “ʿâlem-i melekûtdan”, üçüncüsünden murâd “ʿâlem-i ceberûtdan”, dördüncüsünden
murâd “ʿâlem-i lâhûtdan” ekberdir demekdir. Zîrâ, bunlar bu ʿâlem lisânıdır.
Zât-ı Bârî ise taʿrîf ve tavsîfden ʿârî olup bu ʿâlemler onun ʿindinde zerre-i
maʿdûmdur. Onun içün her bir müşâhedede bir gûnâ tecelliyâtın zuhûrundan
“Allâhü ekber” denilmişdir. Bundan ötürü kelime-i şehâdetle taʿkîb edip cemʿ-i
İlâhî olarak iki defʿa “eşhedü en lâ ilâhe illallâh” denildigi, âsâr ve sıfât
ile meşhûd olan -olunan- ancak vech-i Allâh'dır.”
(Güler, Muhammed İkbâl (2021). “Kolağası Ali Rızâ Efendi
ve ‘Muhtasar Hakîkat-ı Salât’ Adlı Risalesi”. TürkiyatAraştırmaları
Enstitüsü Dergisi- Journal of Turkish Researches Institute. 70,
(Ocak-January 2021). 123-148, s. 139.)
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: Güncelleme Tarihi: 20.06.2023Eserlerinden Örnekler
Dîvânçeden
örnekler
Ey gönül içmek
dilersen câm-ı Cem
Dem
bu demdir dem bu demdir dem bu dem
Verme
ömrünü hevâya ey dîdem
Dem
bu demdir dem bu demdir dem bu dem
Bu demi Ahmed
başa tâc eyledi
Bu
dem ile seyr-i miʿrâc eyledi
Bu
dem ile nice kez hacc eyledi
Dem
bu demdir dem bu demdir dem bu dem
Bu demi söyler
hakîkat dört kitâb
Aç
kulağın dinle eşyâdan cevâb
Olmak
istersen cihânda kâm-yâb
Dem
bu demdir dem bu demdir dem bu dem
Emr-i künden
bil zuhûr etdi vücûd
Varlığın
izhâr edip Rabb-i Vedûd
Var
ise sende basîret kıl şühûd
Dem
bu demdir dem bu demdir dem bu dem
Bu dem ile
devr eder devr-i felek
Bu
dem ile zikr eder ins ü melek
Bu
dem ile hû çeker suda semek
Dem
bu demdir dem bu demdir dem bu dem
On sekiz bin
âlemi halk eyledi
Cümlesine
zikr ile emr eyledi
Sırrını
insânda pinhân eyledi
Dem
bu demdir dem bu demdir dem bu dem
Ey Rızâ zikr
eyle cismin nûr olur
Zikr
eden elbetde Allâh'ı bulur
Zikr
ile cümle günâh mağfûr olur
Dem
bu demdir dem bu demdir dem bu dem
(Güler, Muhammed İkbal (2016). Erzurum’un
Yüzleri-Kolağası Ali Rızâ Efendi. Erzurum: Atatürk Üniversitesi Yayınları,
s. 54.)
Benim erbâb-ı
Hak'la lahza lahza sohbetim vardır
Kelâm-ı
hikmet-ârâdan hemîşe lezzetim vardır
Geçip
zevk ü safâdan çünkü Hak'la ülfetim vardır
Ne
kesb-i mâl için saʿy u ne câha rağbetim vardır
Kanâʿat
çok yaşasın sâyesinde râhatım vardır
Bulup bir
lezzet-i rûhânî dâʾim seyr ile zerde
Nice
bin ârif ü kâmil bununla erdiler derde
Nasîb
olmaz bu inʿâm-ı Hüdâ dünyâda her ferde
Şikeste
kâsemi hân-ı şehe vermem ki kâsemde
Taʿâm-ı
emn ü âsâyiş gibi bir niʿmetim vardır
Girip râh-ı
Hüdâ'ya aşk ile bir merd-i nâlânım
Gönül
şehrinde müstesnâ karîb-i şâh-ı devrânım
Şarâb-ı
vahdeti içdim anınçün mest ü hayrânım
Yok
ise genc-i mâlım hükm-rân-ı mülk-i irfânım
Sevâd-ı
aʿzam-ı fakr ile kenz-i vahdetim vardır
Riyâ vü ucb
ile yokdur benim meylim ibâdâta
Desâʾis
hilelerle rağbetim yokdur kerâmâta
Benim
efkâr-ı ülviyyem esîr olmaz kabâhata
Kader
âhir beni sevk etdi iklîm-i harâbâta
Ne
çâre ol yerin suyunda elbet kısmetim vardır
Hüdâ'ya gitme
râhını eğer bildinse âmilsen
Nedendir
hilkatin fehm eyledinse hem de kâmilsen
Rızâ
bildinse nefsin sen kitâbullâhı hâmilsen
Hevâ
vü hırs u nefse ekl ü şürbe Fâʾizâ kulsun
Utan
bunca esâretle deme hürriyyetim vardır
(Güler, Muhammed İkbal (2016). Erzurum’un
Yüzleri-Kolağası Ali Rızâ Efendi. Erzurum: Atatürk Üniversitesi Yayınları,
s. 70-71.)
Muhtasar Hakîkat-ı Salât’dan
“İmdi Allâhü Teʿâlâ ekberdir. Yaʿnî, ʿale'l-ıtlâk kebîrdir ki ʿazamet-i
zâtiyye ve sıfâtiyye onundur ve ğayrın onda iştirâki yokdur. Bundan fehm olunur
ki birinci “Allâhü ekber”deki ekberden murâd “ʿâlem-i nâsûtdan”, ikincisinden
murâd “ʿâlem-i melekûtdan”, üçüncüsünden murâd “ʿâlem-i ceberûtdan”, dördüncüsünden
murâd “ʿâlem-i lâhûtdan” ekberdir demekdir. Zîrâ, bunlar bu ʿâlem lisânıdır.
Zât-ı Bârî ise taʿrîf ve tavsîfden ʿârî olup bu ʿâlemler onun ʿindinde zerre-i
maʿdûmdur. Onun içün her bir müşâhedede bir gûnâ tecelliyâtın zuhûrundan
“Allâhü ekber” denilmişdir. Bundan ötürü kelime-i şehâdetle taʿkîb edip cemʿ-i
İlâhî olarak iki defʿa “eşhedü en lâ ilâhe illallâh” denildigi, âsâr ve sıfât
ile meşhûd olan -olunan- ancak vech-i Allâh'dır.”
(Güler, Muhammed İkbâl (2021). “Kolağası Ali Rızâ Efendi
ve ‘Muhtasar Hakîkat-ı Salât’ Adlı Risalesi”. TürkiyatAraştırmaları
Enstitüsü Dergisi- Journal of Turkish Researches Institute. 70,
(Ocak-January 2021). 123-148, s. 139.)
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 20.06.2023Eserlerinden Örnekler
Dîvânçeden
örnekler
Ey gönül içmek
dilersen câm-ı Cem
Dem
bu demdir dem bu demdir dem bu dem
Verme
ömrünü hevâya ey dîdem
Dem
bu demdir dem bu demdir dem bu dem
Bu demi Ahmed
başa tâc eyledi
Bu
dem ile seyr-i miʿrâc eyledi
Bu
dem ile nice kez hacc eyledi
Dem
bu demdir dem bu demdir dem bu dem
Bu demi söyler
hakîkat dört kitâb
Aç
kulağın dinle eşyâdan cevâb
Olmak
istersen cihânda kâm-yâb
Dem
bu demdir dem bu demdir dem bu dem
Emr-i künden
bil zuhûr etdi vücûd
Varlığın
izhâr edip Rabb-i Vedûd
Var
ise sende basîret kıl şühûd
Dem
bu demdir dem bu demdir dem bu dem
Bu dem ile
devr eder devr-i felek
Bu
dem ile zikr eder ins ü melek
Bu
dem ile hû çeker suda semek
Dem
bu demdir dem bu demdir dem bu dem
On sekiz bin
âlemi halk eyledi
Cümlesine
zikr ile emr eyledi
Sırrını
insânda pinhân eyledi
Dem
bu demdir dem bu demdir dem bu dem
Ey Rızâ zikr
eyle cismin nûr olur
Zikr
eden elbetde Allâh'ı bulur
Zikr
ile cümle günâh mağfûr olur
Dem
bu demdir dem bu demdir dem bu dem
(Güler, Muhammed İkbal (2016). Erzurum’un
Yüzleri-Kolağası Ali Rızâ Efendi. Erzurum: Atatürk Üniversitesi Yayınları,
s. 54.)
Benim erbâb-ı
Hak'la lahza lahza sohbetim vardır
Kelâm-ı
hikmet-ârâdan hemîşe lezzetim vardır
Geçip
zevk ü safâdan çünkü Hak'la ülfetim vardır
Ne
kesb-i mâl için saʿy u ne câha rağbetim vardır
Kanâʿat
çok yaşasın sâyesinde râhatım vardır
Bulup bir
lezzet-i rûhânî dâʾim seyr ile zerde
Nice
bin ârif ü kâmil bununla erdiler derde
Nasîb
olmaz bu inʿâm-ı Hüdâ dünyâda her ferde
Şikeste
kâsemi hân-ı şehe vermem ki kâsemde
Taʿâm-ı
emn ü âsâyiş gibi bir niʿmetim vardır
Girip râh-ı
Hüdâ'ya aşk ile bir merd-i nâlânım
Gönül
şehrinde müstesnâ karîb-i şâh-ı devrânım
Şarâb-ı
vahdeti içdim anınçün mest ü hayrânım
Yok
ise genc-i mâlım hükm-rân-ı mülk-i irfânım
Sevâd-ı
aʿzam-ı fakr ile kenz-i vahdetim vardır
Riyâ vü ucb
ile yokdur benim meylim ibâdâta
Desâʾis
hilelerle rağbetim yokdur kerâmâta
Benim
efkâr-ı ülviyyem esîr olmaz kabâhata
Kader
âhir beni sevk etdi iklîm-i harâbâta
Ne
çâre ol yerin suyunda elbet kısmetim vardır
Hüdâ'ya gitme
râhını eğer bildinse âmilsen
Nedendir
hilkatin fehm eyledinse hem de kâmilsen
Rızâ
bildinse nefsin sen kitâbullâhı hâmilsen
Hevâ
vü hırs u nefse ekl ü şürbe Fâʾizâ kulsun
Utan
bunca esâretle deme hürriyyetim vardır
(Güler, Muhammed İkbal (2016). Erzurum’un
Yüzleri-Kolağası Ali Rızâ Efendi. Erzurum: Atatürk Üniversitesi Yayınları,
s. 70-71.)
Muhtasar Hakîkat-ı Salât’dan
“İmdi Allâhü Teʿâlâ ekberdir. Yaʿnî, ʿale'l-ıtlâk kebîrdir ki ʿazamet-i
zâtiyye ve sıfâtiyye onundur ve ğayrın onda iştirâki yokdur. Bundan fehm olunur
ki birinci “Allâhü ekber”deki ekberden murâd “ʿâlem-i nâsûtdan”, ikincisinden
murâd “ʿâlem-i melekûtdan”, üçüncüsünden murâd “ʿâlem-i ceberûtdan”, dördüncüsünden
murâd “ʿâlem-i lâhûtdan” ekberdir demekdir. Zîrâ, bunlar bu ʿâlem lisânıdır.
Zât-ı Bârî ise taʿrîf ve tavsîfden ʿârî olup bu ʿâlemler onun ʿindinde zerre-i
maʿdûmdur. Onun içün her bir müşâhedede bir gûnâ tecelliyâtın zuhûrundan
“Allâhü ekber” denilmişdir. Bundan ötürü kelime-i şehâdetle taʿkîb edip cemʿ-i
İlâhî olarak iki defʿa “eşhedü en lâ ilâhe illallâh” denildigi, âsâr ve sıfât
ile meşhûd olan -olunan- ancak vech-i Allâh'dır.”
(Güler, Muhammed İkbâl (2021). “Kolağası Ali Rızâ Efendi
ve ‘Muhtasar Hakîkat-ı Salât’ Adlı Risalesi”. TürkiyatAraştırmaları
Enstitüsü Dergisi- Journal of Turkish Researches Institute. 70,
(Ocak-January 2021). 123-148, s. 139.)
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Dîvânçeden
örnekler
Ey gönül içmek
dilersen câm-ı Cem
Dem
bu demdir dem bu demdir dem bu dem
Verme
ömrünü hevâya ey dîdem
Dem bu demdir dem bu demdir dem bu dem
Bu demi Ahmed
başa tâc eyledi
Bu
dem ile seyr-i miʿrâc eyledi
Bu
dem ile nice kez hacc eyledi
Dem bu demdir dem bu demdir dem bu dem
Bu demi söyler
hakîkat dört kitâb
Aç
kulağın dinle eşyâdan cevâb
Olmak
istersen cihânda kâm-yâb
Dem bu demdir dem bu demdir dem bu dem
Emr-i künden
bil zuhûr etdi vücûd
Varlığın
izhâr edip Rabb-i Vedûd
Var
ise sende basîret kıl şühûd
Dem bu demdir dem bu demdir dem bu dem
Bu dem ile
devr eder devr-i felek
Bu
dem ile zikr eder ins ü melek
Bu
dem ile hû çeker suda semek
Dem bu demdir dem bu demdir dem bu dem
On sekiz bin
âlemi halk eyledi
Cümlesine
zikr ile emr eyledi
Sırrını
insânda pinhân eyledi
Dem bu demdir dem bu demdir dem bu dem
Ey Rızâ zikr
eyle cismin nûr olur
Zikr
eden elbetde Allâh'ı bulur
Zikr
ile cümle günâh mağfûr olur
Dem
bu demdir dem bu demdir dem bu dem
(Güler, Muhammed İkbal (2016). Erzurum’un Yüzleri-Kolağası Ali Rızâ Efendi. Erzurum: Atatürk Üniversitesi Yayınları, s. 54.)
Benim erbâb-ı
Hak'la lahza lahza sohbetim vardır
Kelâm-ı
hikmet-ârâdan hemîşe lezzetim vardır
Geçip
zevk ü safâdan çünkü Hak'la ülfetim vardır
Ne
kesb-i mâl için saʿy u ne câha rağbetim vardır
Kanâʿat çok yaşasın sâyesinde râhatım vardır
Bulup bir
lezzet-i rûhânî dâʾim seyr ile zerde
Nice
bin ârif ü kâmil bununla erdiler derde
Nasîb
olmaz bu inʿâm-ı Hüdâ dünyâda her ferde
Şikeste
kâsemi hân-ı şehe vermem ki kâsemde
Taʿâm-ı emn ü âsâyiş gibi bir niʿmetim vardır
Girip râh-ı
Hüdâ'ya aşk ile bir merd-i nâlânım
Gönül
şehrinde müstesnâ karîb-i şâh-ı devrânım
Şarâb-ı
vahdeti içdim anınçün mest ü hayrânım
Yok
ise genc-i mâlım hükm-rân-ı mülk-i irfânım
Sevâd-ı aʿzam-ı fakr ile kenz-i vahdetim vardır
Riyâ vü ucb
ile yokdur benim meylim ibâdâta
Desâʾis
hilelerle rağbetim yokdur kerâmâta
Benim
efkâr-ı ülviyyem esîr olmaz kabâhata
Kader
âhir beni sevk etdi iklîm-i harâbâta
Ne çâre ol yerin suyunda elbet kısmetim vardır
Hüdâ'ya gitme
râhını eğer bildinse âmilsen
Nedendir
hilkatin fehm eyledinse hem de kâmilsen
Rızâ
bildinse nefsin sen kitâbullâhı hâmilsen
Hevâ
vü hırs u nefse ekl ü şürbe Fâʾizâ kulsun
Utan
bunca esâretle deme hürriyyetim vardır
(Güler, Muhammed İkbal (2016). Erzurum’un Yüzleri-Kolağası Ali Rızâ Efendi. Erzurum: Atatürk Üniversitesi Yayınları, s. 70-71.)
Muhtasar Hakîkat-ı Salât’dan
“İmdi Allâhü Teʿâlâ ekberdir. Yaʿnî, ʿale'l-ıtlâk kebîrdir ki ʿazamet-i zâtiyye ve sıfâtiyye onundur ve ğayrın onda iştirâki yokdur. Bundan fehm olunur ki birinci “Allâhü ekber”deki ekberden murâd “ʿâlem-i nâsûtdan”, ikincisinden murâd “ʿâlem-i melekûtdan”, üçüncüsünden murâd “ʿâlem-i ceberûtdan”, dördüncüsünden murâd “ʿâlem-i lâhûtdan” ekberdir demekdir. Zîrâ, bunlar bu ʿâlem lisânıdır. Zât-ı Bârî ise taʿrîf ve tavsîfden ʿârî olup bu ʿâlemler onun ʿindinde zerre-i maʿdûmdur. Onun içün her bir müşâhedede bir gûnâ tecelliyâtın zuhûrundan “Allâhü ekber” denilmişdir. Bundan ötürü kelime-i şehâdetle taʿkîb edip cemʿ-i İlâhî olarak iki defʿa “eşhedü en lâ ilâhe illallâh” denildigi, âsâr ve sıfât ile meşhûd olan -olunan- ancak vech-i Allâh'dır.”
(Güler, Muhammed İkbâl (2021). “Kolağası Ali Rızâ Efendi
ve ‘Muhtasar Hakîkat-ı Salât’ Adlı Risalesi”. TürkiyatAraştırmaları
Enstitüsü Dergisi- Journal of Turkish Researches Institute. 70,
(Ocak-January 2021). 123-148, s. 139.)
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | RAHMANÎ, Ali Çırçır | d. 17.02.1942 - ö. 25.10.1993 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | KEMÂLÎ, Osman Kemâlî Ozan | d. 1862 - ö. 08.01.1954 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | ALYAKUT, Serdar Alyakut | d. 05.04.1974 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | RAHMANÎ, Ali Çırçır | d. 17.02.1942 - ö. 25.10.1993 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | KEMÂLÎ, Osman Kemâlî Ozan | d. 1862 - ö. 08.01.1954 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | ALYAKUT, Serdar Alyakut | d. 05.04.1974 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | RAHMANÎ, Ali Çırçır | d. 17.02.1942 - ö. 25.10.1993 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | KEMÂLÎ, Osman Kemâlî Ozan | d. 1862 - ö. 08.01.1954 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | ALYAKUT, Serdar Alyakut | d. 05.04.1974 - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | RAHMANÎ, Ali Çırçır | d. 17.02.1942 - ö. 25.10.1993 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
11 | KEMÂLÎ, Osman Kemâlî Ozan | d. 1862 - ö. 08.01.1954 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
12 | ALYAKUT, Serdar Alyakut | d. 05.04.1974 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
13 | RAHMANÎ, Ali Çırçır | d. 17.02.1942 - ö. 25.10.1993 | Madde Adı | Görüntüle |
14 | KEMÂLÎ, Osman Kemâlî Ozan | d. 1862 - ö. 08.01.1954 | Madde Adı | Görüntüle |
15 | ALYAKUT, Serdar Alyakut | d. 05.04.1974 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |