Madde Detay
ÂRİF EREN
(d. 1887-1888? / ö. 08.05.1967)
?
(Tekke / 20. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
1887-1888 yıllarında günümüzde Manisa’ya bağlı olan Turgutlu ilçesinde doğmuştur. Dedesi Turgutlu Uşşâkî meşayıhından olan Hüseyin Hakkı Baba’dır. Babası İzzet Efendi, annesiyse Ümmühan Bacı’dır. Babası erken yaşlarda vefat etmiştir. Diğer iki kardeşiyle birlikte yetim kalan Ârif Eren’i annesi, babasının yokluğunu hissettirmeden büyütmeye gayret etmiştir. Bu esnada Hüseyin Hakkı Baba’nın kabrini ziyaret etmek amacıyla Turgutlu’ya gelen ve adı geçen zâtın halifesi olan Mehmed Emin Tevfikî Efendi, Ümmühan Bacı’ya çocuklardan birinin tahsil ve terbiyesini üzerine almak istediğini belirtmiştir. Bu isteği olumlu karşılayan Ümmühan Bacı’nın onayıyla çocukların en küçüğü olan ve o sırada 10-11 yaşındaki Ârif Eren’i İstanbul’a götürmüştür. Mehmed Emin Tevfikî Efendi, Ârif’i kendi ihvanından olan Mehmed Gâlib Bey’in yanına vermiştir (Eren 1969: V-VI; Eren yty: IV). Mehmed Gâlib Bey’in Mehmed Emin Baba’nın halifeleri arasında adı geçen Mehmed Gâlib Salâhaddîn Efendi (Akkuş vd. 2006: 481) olma ihtimali vardır. Bu zât da Ârif’i akrabası olan Cemal Bey’e emanet eder. Bu zât, Ârif’i Bahriye Çarkçı Ameliyat Mektebi’ne kaydettirir. Ârif Eren, İstanbul’a gittikten sonra Mehmed Emin Tevfikî Efendi’ye intisab ederek, Uşşakî tarikatına girmiştir. H. 1323 (M. 1905-1906) yılında yukarıda adı geçen okuldan mülazım-ı evvel rütbesiyle mezun olan Ârif Eren, ertesi yıl Çanakkale’deki filoya tayin edilmiş, Mukaddeme-i Hayr gemisinde görevine başlamıştır. Çanakkale’de şeyhi Mehmed Emin Baba’nın yönlendirmesiyle Tâlib İrşâdî’nin halifesi Ahmed Şücâeddîn Baba’ya intisab etmiştir. Çanakkale’de daha sonra Seddülbahir Işıldak Komutanlığı görevini I. Dünya Savaşı bitimine kadar sürdürmüştür. Bu komutanlığın İngilizlerin Seddülbahir’i ele geçirdiği Çanakkale Savaşı sırasında bir yıl kadar kesintiye uğradığı söylenebilirse de bu müddet zarfında görevi hakkında elde bilgi yoktur. H. 1326 (M. 1908-1909) yılında şeyhi Şücâeddîn Baba’nın Şâdiye isimli kızıyla dünya evine girmiş ve bu evlilikten Hakkı isimli biri erkek, Seher isimli diğeri kız, iki çocuğu olmuştur. H. 1335 (M. 1916-1917) yılında askerî rütbesi yüzbaşılığa yükseltilmiştir. Aynı yıl içinde Şücâeddîn Baba’dan Uşşâkî tarikatı hilafeti almıştır. Tarikat silsilesi şöyledir: (Sâlâhî’ye kadar olan silsile aynı olduğu için verilmesi gereği duyulmamıştır.) Abdullah Sâlâhî, Mehmed Zühdî, Ali Gâlib Vasfî, Mehmed Tevfik, Ömer el-Hulûsî, Şeyh Hüseyin Hakkı, Tâlib İrşâdî, Ahmed Şücâeddîn (Eren 1969: VI; Eren yty: IV).
Bu silsileden anlaşılacağı üzere şair Uşşâkîliğin İrşâdiyye kolundandır. Fakat mezar kitabesindeki “Ârifem hem Câhidiyem bende-i Uşşâkîyem” ibaresi bu tarikatın Câhidiyye kolu ile de ilişkisi olduğunu düşündürür niteliktedir. Bu durumda iki seçeneğin varlığı üzerinde düşünmek gerekiyor. İlk olarak, şairin uzun süre Çanakkale’de yaşamış olması, esasen burada kök salmış olan Câhidiyye’den de hilafet almasını mümkün kılmaktadır. İkinci olarak da kitabedeki “câhidiyem” ifadesini cins isim olarak alıp bunu “cehd eden” olarak yorumlamaktır. Ahmed Şücâeddîn Baba’nın Câhidiyye’den hilafeti olup olmadığını bilmiyoruz. Dolayısıyla Ârif Eren’e bu hilafeti onun verdiğini iddia etmek mümkün görünmemektedir. Silsilesinde herhangi bir Câhidî şeyhinin bulunmaması bu ifadenin “cehd eden” anlamında kullanıldığını düşündürmektedir.
Ârif Eren,1923 yılında donanmadan emekliye sevk edilmiş, bu tarihten itibaren 1936’ya kadar yine Çanakkale’de Nâfia’da makinistlik, öğretmenlik gibi görevlerle hizmet ederek, ikinci kez emekli olmuştur. Bir ara, aynı Tâlib İrşâdî gibi, ailesini terk ederek inzivaya çekilmiş, bilinmeyen yerlerde seyahat ederek ibadet ve taatlerde bulunmuştur. 1936 yılında İzmir’in Ödemiş kazasında bulunan oğlunun yanına yerleşmiş, onun yanında 1946 yılına kadar kalmıştır. Bu yıl ceddinin bulunduğu Manisa’nın Turgutlu kazasına yerleşmiş, burada Meram Bağı adını verdiği bağında inziva hâlinde ziraat ile uğraşmış, eserlerini kaleme almış ve kendisine intisab edenleri irşad etmiştir. 8 Mayıs 1967’de vefat eden Eren (Eren 1969: VI-VII; Eren yty: IV), Turgutlu mezarlığına defnedilmiştir.
Ârif Eren’in yazdıklarını manzum ve mensur olmak üzere ikiye ayırabiliriz. Sağlığında basılan tek eseri Beşerde Hayat ve İrade Kuvveti Nedir? Nesli Beşerden Âdem ve İnsanlara Yeni Felsefe Dersleri olup sonundaki üç sayfalık şiir kısmı haricindekiler nesirdir. Bu eserde hayatın ve yaratılışın sırları üzerinde duran mutasavvıf, kapalı bir şekilde de olsa devir konusu üzerinde durmuştur. Gerek basılı Dîvân’ında gerekse basılmamış Dîvân-ı Kebîr’inde ise şekil bakımından tekke şiirinin bir devamcısı görünümündedir. Hem aruz hem de hece vezniyle yazdığı şiirler hem divan şiirinin gazel, tevhid, naat gibi formlarına hem de tekke şiirinin ilahi, nefes biçimlerindedir. Bu noktada şairin daha çok manaya önem verdiği şekli fazla önemsemediği rahatlıkla söylenebilir. Tüm şiirlerinde ve düz yazılarında “ilahî aşk, vahdet-i vücûd, tecelli, devir, ehl-i beyt sevgisi” gibi hususlar önemli bir yer tutmaktadır. Bunların içinde özellikle yaradılışın devir yoluyla gerçekleştiği düşüncesi oldukça önemli bir yer tutmaktadır (Pehlivan 2018: 103-113). Bu bağlamda Ârif Eren, devrindeki ilim adamlarına, diyanet reisine, ABD başkanına mektuplar yazmış, İslâm’ın hakikatini anlatmayı kendine görev edinmiştir.
Kaynakça
Akkuş, Mehmet, Ali Yılmaz (2006). Osmanzâde Hüseyin Vassâf. Sefîne-i Evliyâ. 4. İstanbul: Kitabevi Yay.
Eren, Arif (1938). Beşerde Hayat ve İrade Kuvveti Nedir? Nesli Beşerden Âdem ve İnsanlara Yeni Felsefe Dersleri. İzmir: Bilgi Matbaası.
Eren, Arif (yty). Dîvân-ı Kebîr. (Bilgisayarla dizilip çoğaltılarak ciltlenmiş hâldedir.)
Eren, Hakkı (1969). Arif Eren Kuddise Sırrehu Hazretlerinin Dîvânı. Turgutlu: Ege Basımevi.
Pehlivan, Gürol (2018). “Turgutlulu Uşşakî Şeyhi Ârif Eren’de Devir Anlayışı”. C.I. Uluslararası Turgutlu Sempozyumu Bildirileri. Turgutlu: Turgutlu Belediyesi Kültür Yay.103-113.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DR. ÖĞR. ÜYESİ GÜROL PEHLİVANYayın Tarihi: 06.03.2019Güncelleme Tarihi: 05.12.2020
Yayın Tarihi: 06.03.2019Güncelleme Tarihi: 05.12.2020
Güncelleme Tarihi: 05.12.2020
Eser Adı | Yayın evi | Basım yılı | Eser türü |
---|---|---|---|
Beşerde Hayat ve İrade Kuvveti Nedir? Nesli Beşerden Âdem ve İnsanlara Yeni Felsefe Dersleri | Bilgi Matbaası / İzmir | 1938 | Sohbet |
Arif Eren Kuddise Sırrehu Hazretlerinin Dîvânı | Ege Basımevi / Turgutlu | 1969 | Şiir |
Dîvân-ı Kebîr | Yok / Yok | Yok | Diğer |
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | HAMDÎ, Ahmed Hamdî Bedreddin-zâde | d. ? - ö. Ekim-Kasım 1711 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | Bircan Usallı Silan | d. 14 Ekim 1958 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | SERÎ’Î, Hasan Serî’î Çelebi | d. ? - ö. 1607 | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | HAMDÎ, Ahmed Hamdî Bedreddin-zâde | d. ? - ö. Ekim-Kasım 1711 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | Bircan Usallı Silan | d. 14 Ekim 1958 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | SERÎ’Î, Hasan Serî’î Çelebi | d. ? - ö. 1607 | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | HAMDÎ, Ahmed Hamdî Bedreddin-zâde | d. ? - ö. Ekim-Kasım 1711 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | Bircan Usallı Silan | d. 14 Ekim 1958 - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | SERÎ’Î, Hasan Serî’î Çelebi | d. ? - ö. 1607 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | HAMDÎ, Ahmed Hamdî Bedreddin-zâde | d. ? - ö. Ekim-Kasım 1711 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
11 | Bircan Usallı Silan | d. 14 Ekim 1958 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
12 | SERÎ’Î, Hasan Serî’î Çelebi | d. ? - ö. 1607 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
13 | HAMDÎ, Ahmed Hamdî Bedreddin-zâde | d. ? - ö. Ekim-Kasım 1711 | Madde Adı | Görüntüle |
14 | Bircan Usallı Silan | d. 14 Ekim 1958 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
15 | SERÎ’Î, Hasan Serî’î Çelebi | d. ? - ö. 1607 | Madde Adı | Görüntüle |