BAHATTİN ÇAMURALİ

(d. 1931 / ö. 27.04.1991)
kemençeli âşık
(Âşık / 20. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Bahattin Çamurali, 1931’de Trabzon’un Sürmene ilçesinin Dirlik köyünde dünyaya gelmiştir. Çamurali soyadını taşıyan aileler, Çamur kabilesinin bir koludur. Hamdi ve Birtane çiftinin beş çocuğunun en küçüğü olan Çamurali’nin kardeşlerinin adları Gülfidan, Rahime, Ferhat ve Rıfat’tır. Bahattin’in çocukluğunda tek oyuncağı kemençe olur. Ablası atların kuyruğundan tel keserek Bahattin’e oynasın diye oyuncak bir kemençe yapar. Çocukluğundaki hevesi nedeniyle, aile bireylerinin isteği ve gayretiyle dönemin büyük ustalarından Hüseyin Dilaver’den kemençe dersleri alır, çocuk yaşlarında kemençe çalmaya başlar (Bilgin 2020). Altı yaşından beri çevresindeki sanatçılardan etkilenir ve 1943’te müziğe başlar. 11 yaşında kemençe çalmaya başlayan Çamurali, 1956 yılında TRT’ye girer (Bal 2005). Çocuk olduğu için köy düğünlerinde, kına gecelerinde genellikle kadınlara kemençe çalarak sanatını geliştirir. Kısa süre sonra tüm Sürmene köyleri ve çevre ilçelerde aranan bir yerel sanatçı olur. Bahattin, çevresindeki birkaç köyün merkezi durumunda olan Aksuhanları’ndaki ilkokula devam eder. Burada okuma yazmayı öğrenir. Fakat kemençeye olan ilgisi, okulu ihmal etmesine neden olur. Aksuhanları’nda iki tarafında dükkân ve kahvelerin sıralandığı yoldan geçerken onu gören köylüler, kemençe çaldırmadan bırakmaz. Doksanlı yıllara kadar, Sürmene çarşısında bakırcı olarak tanınan Çamurali kardeşler, kemençe çalmadaki ustalıklarıyla da bilinirler. Hayatı gurbette devam eder. İstanbul’da düğün ve hemşeri toplantılarında, birçok ünlü sanatçıya eşlik ederek sanat hayatını devam ettirir. Daha sonra kendi adına plaklar çıkarır. Kemençe sanatçısı olarak radyo ve televizyon programları yapar. Yurt dışında ve yurt içinde birçok konser verir. Birçok halk oyunu ekibine kemençe çalarak sanatını icra eder (Bilgin 2020). Kendisine Hüseyin Dilaver’i usta kabul eden Çamurali, kendinden sonraki yöre âşıklarını da etkiler. Yusuf Cemal Keskin, Süleyman Göksal ve Adem Ekiz gibi yörenin kemençeli âşıkları Çamurali’yi kendilerine usta olarak kabul eder (Çakır 2020). Bahattin Çamurali, 27 Nisan 1991 tarihinde siroz hastalığına bağlı olarak İstanbul’da vefat etmiştir. Kabri Karacaahmet mezarlığındadır (Bilgin 2020).

Bahattin Çamurali, Karadeniz türkülerini şivesiz okumuş, standart Türkçe ile söylemeye gayret etmiştir. Doğayı gözlemiş ve mevsimleri de anlatmıştır: “Bizde bahar gelende ağaçlar yaprak açar”. Karadeniz’de baharın gelişinin böylesine gerçekçi betimlendiği mısraların sayısı kısıtlıdır. Çamurali ayrılığın, hüznün mevsimi sonbaharı; “Gittim ormandan yana, baktım yaprak düştü mü? / Senin de benim gibi yüreğin tutuştu mu?” şeklinde anlatır. Karadeniz bölgesinin dik yamaçlarında ormanın çok şeyi örttüğü gerçeği, türkülerinde “Gitti yârim ormana, oy ıslandı ıslandı / Sorarım ağaçlara hanginize yaslandı” şeklinde ifade edilir. Ayrılığa, Allah’ın bile razı olmadığını şu mısralarında dile gelmiştir: “Sen ayrı da ben ayrı, haramdır yediğimiz / Oldu kara yazılar olmadı dediğimiz.” (Bilgin 2020).

Sanatına saygı duyulmayan hiçbir yerde olmak istemeyen âşık, kemençe çalıp sanatını icra ederken, çevresindekiler kendi arasında muhabbet etse, hemen kemençesini bırakır ve bir daha o ortamda çalmazdı. Sürmene’nin yüksek köylerine, Of ve Araklı köylerine de kemençe çalmaya giderdi. Bu düğünlerde misafirleri; “Dağın başında En’âm, Koca karılar anam /Gelinler kız kardeşim oy, benden kızlara selam” diyerek selamlardı. Folklor derlemeleri yaptığı, bugün elimizde olmasa da türkülerini ve derlemelerini kaydettiği kalın bir defterinin olduğu bilinmektedir. Türkülerindeki bazı mısralar, halk kültüründen derlenmiştir. İnsan yaşamında dert de vardır: “Yazayım dertlerimi defterinde yer var mi”, “Gönül kimi severse, dünya güzeli odur”, “Sevdalık edeceksin, onu da bilen ile”, “Oyna güzelim oyna, günahın yazılmıyor” mısraları bu tür derlemelerdendir (Bilgin 2020).

Doğuda isyan olduğu yıllarda, iki kura aynı anda askere alındı. Askere gidecekler arasında Bahattin ve bir de yakın akrabası vardı. Akrabası 1930, Çamurali ise 1931 doğumlu idi. “30 la 31’in yaftaları yoklandı / Ha bu iş ne iş idi hep Sürmene sallandı” türküsü bu yıllarda dillerdeydi. Bu türkünün, daha önce Bakırcı / Kazancı Murat Çamurali tarafından yapılıp söylendiğini bilenler türkünün kime ait olduğunu tartışmışlardır. Gerçekte ise âşık bu türküyü kendi durumuna göre yeniden düzenlemiştir. Ayrıca Çamurali, Murat Çamurali’nin başka türkülerini de düzenleyip kasetlerinde okumuştur. “Çayırlıktan aşağı gel Elmasım, Elmasım/ Gider o güzellikler, sen de böyle kalmazsın” türküsü de Murat Çamurali’nin eşi Elmas Hanım’a söylediği bir türküdür. Bazı türküleri ise özel sohbet ve toplantılarda okumuştur. Bunlar banta kaydedilmiş ve ilerleyen yıllarda âşığa mal edilmiştir. Her hâlükârda âşığın melankolik sesiyle ve kemençedeki yorumuyla bu türkülere katkısı yadsınmamaktadır (Bilgin 2020).

Derlediği ve bestelediği türküler dolayısıyla, kemençe tekniği açısından tüm zamanların en iyi kemençecilerinden biri olarak kabul edilmektedir (Eren 2018). Türk halk müziği repertuvarına kazandırdığı birçok Karadeniz türküsü vardır: “Maçka Yolları Taşlı /Pabuçlarım Delindi/ Kara Dediler Bana/Bir Sıtma Tuttu Beni” (tr.wikipedia.org).

İstanbul’un çok renkli eğlence dünyasında yer bulan âşık, 1950’li yıllarda 45’lik plaklar da yapmaya başlamıştı. İlk plağını 1950-51 yıllarında Ziynet Sönmez ile birlikte özel bir firmaya okumuştu. “Gökteki Yıldızları / Karadeniz incisi koysun eline kına”, Ziynet Sönmez ve Bahattin Çamurali’nin birlikte okuduğu türkülerden biridir. Bu ikiliye rağbet olunca 45’lik plakları da arka arkaya gelmeye başlamıştır. Ziynet Sönmez ile birlikte plağa okuduğu türküler arasında o dönem İstanbul radyosunda da çalınan türküler vardır. “Uçan kuş tutulur mu? Sevda unutulur mu?” gibi günümüzde klasikleşmiş türküler bu parçalar arasındadır. İlerleyen yıllarda diğer plak şirketlerinden de plakları çıkmıştır (Bilgin 2020).

Geçimini sağlamak için, bazı dönemlerde birçok ünlü sanatçıya da eşlik etmiştir. Bunlardan biri de “Karadeniz Efsanesi” diye bilinen Erkan Ocaklı idi. Erkan Ocaklı, Mine Koşan ve Ahmet Sezgin’in arkasında bağlama çalmıştır. İlk plağı 1969-1970’te “Oy Emine” adıyla çıkmış ve büyük ilgi görmüştür. İkinci plağı “Tara Saçını Tara” da benzer şekilde rağbet görmüştür. Bu plak çıktığı zaman, Unkapanı’nda plak şirketinin önünde sıra olduğu ve plağın yok sattığı ifade edilir. Üçüncü plağında “Hapishane içinde” ve “Almanya Acı Vatan” türküleri art arda gelmiştir. O dönemin toplumsal gerçeklerine dokunduğu için eserleri klasik olmuştur. Erkan Ocaklı daha sonra 1980’lerin sonuna doğru, elektronik org ve elektronik sazla “Tutti Frutti”, “Hamsi Taverna”, “Lahana Disko” gibi daha çeşitli müzikler yapmaya başlamıştır. Çamurali, Erkan Ocaklı’nın ve bazı Karadenizli sanatçıların gazino programlarına ve konserlerine kemençe çalarak eşlik etmiştir (Bilgin 2020).

Kendi el yazısı ile kayıt tuttuğu ve iyi düzenlenmiş defterinde elli altmış kadar türkünün olduğu belirtilir. Okuduğu türkülerin tamamı kendisine ait değildir. Aralarında Murat Çamurali’ye ait veya anonim olanlar da vardır. Türkülerinin, âşığın adı üzerine resmî bir kaydı bulunmamaktadır. Fakat konuyu bilenlerin, hangilerinin âşığa ait olduğunu bildikleri söylenir. Bugün birçok türküsü anonim olarak okunmaktadır (Bilgin 2020).

Sürmene’nin Rus işgalinden kurtulduğu gün düzenlenen törenlerde kürsüye çıkan âşık, kemençesiyle Sürmene’nin Kurtuluş Türküsü’nü seslendirir. Bütün Sürmene etkinliklerini âdeta millî bir görev olarak kabul etmesi; işini bırakıp, Sürmene’de ise İstanbul’a veya İstanbul’da ise Sürmene’ye gelmeyi bir görev bilmesi Sürmene sevgisiyle izah edilir: “Dinleyin arkadaşlar, Kurtuluş Türküsünü, Kurtuluş Türküsünü/Yükseltelim daima Türklüğün ülküsünü, Türklüğün ülküsünü/Bitmişti Cihan Harbi, talan olmuş memleket, talan olmuş memleket/Düşmanlar işgal etmiş hep sahil boylarını, hep sahil boylarını/Silahına sarıldı Trabzon’un uşağı, Trabzon’un uşağı…” Üç telli kemençesi ile pek çok ses çıkarmıştır. Bütün klasik sanat ve halk müziği parçalarını yorumuyla değer katarak okumuştur. Kıvrak bir Karadeniz havası çalarken, Azerbaycan havasına geçiş yapar, daha sonra ise Orta Anadolu’dan bir halk türküsü ile bitirirdi. En belirgin özelliği olan “Sürmene sevgisi”nden hareketle, bir türküsünde Sürmene’ye kavuşma sevincini “Gözün aydın Sürmenem, öz evlatların geldi” diyerek dillendirmiştir (Bilgin 2020). Bal, Çamurali’nin “Maçka Yolları Taşlı” (Bal 2009) şiirine yer verir. Başkalarına ait güfteleri seslendirmenin yanı sıra kendine ait sözleri de bulunan kemençeli âşık, bazı şiirlerinde adını tapşırır. Çamurali’yle ilgili herhangi bir yüksek lisans veya doktora tezi bulunmamaktadır. 

Kaynakça

Bal, Mehmet Akif (2005). Osmanlıdan Cumhuriyete Trabzonlu Simalar ve Trabzon'un Köklü Aileleri. yyy: Sarıcamlar Basımı.

Bal, Mehmet Akif (2009). Bir Şiirdir Trabzon. Ankara: Cantekin Matbaa.

Bilgin, Mehmet (2020). “Trabzon’un Tanınmış Kemençecilerinden Bahattin Çamurali” Karadeniz İncelemeleri Dergisi. (28): 463-487.

Çakır, Emine (2020). [14/15 Kasım 2020 tarihlerinde Emine Çakır tarafından Yusuf Cemal Keskin, Süleyman Göksal ve Adem Ekiz ile yapılan görüşme kaydından alınmıştır]

https://tr.wikipedia.org/wiki/Bahattin_%C3%87amurali; [erişim tarihi 22.11.2020].

Sarı, Eren (2018). “Bahattin Çamurali”, Aha Karadeniz (Aylık Dergi). Mayıs. 4: 2-17; https://books.google.com.tr/books?id=RDBEDwAAQBAJ&pg=PA10&dq=%22Bahattin+%C3%87amurali; [erişim tarihi 22.11.2020].

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: Dr. Öğretim Üyesi Emine ÇAKIR
Yayın Tarihi: 18.12.2020
Güncelleme Tarihi: 12.05.2022

İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1ÇELEBİ, Dursun Çelebid. 01.03.1952 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
2ERBAY/ALİ, Ali Erbayd. 1932 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
3SATILMIŞ KOCAMANd. 1949 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
4Cengiz Tuncerd. 1931 - ö. 8 Temmuz 1981Doğum YılıGörüntüle
5Tölögön Kasımbekovd. 15 Ocak 1931 - ö. 16 Haziran 2011Doğum YılıGörüntüle
6Enver Atılgand. 13 Ocak 1931 - ö. 25 Ocak 1995Doğum YılıGörüntüle
7Cengiz Tuncerd. 1931 - ö. 8 Temmuz 1981Ölüm YılıGörüntüle
8Tölögön Kasımbekovd. 15 Ocak 1931 - ö. 16 Haziran 2011Ölüm YılıGörüntüle
9Enver Atılgand. 13 Ocak 1931 - ö. 25 Ocak 1995Ölüm YılıGörüntüle
10Cengiz Tuncerd. 1931 - ö. 8 Temmuz 1981MeslekGörüntüle
11Tölögön Kasımbekovd. 15 Ocak 1931 - ö. 16 Haziran 2011MeslekGörüntüle
12Enver Atılgand. 13 Ocak 1931 - ö. 25 Ocak 1995MeslekGörüntüle
13Cengiz Tuncerd. 1931 - ö. 8 Temmuz 1981Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14Tölögön Kasımbekovd. 15 Ocak 1931 - ö. 16 Haziran 2011Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15Enver Atılgand. 13 Ocak 1931 - ö. 25 Ocak 1995Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
16Cengiz Tuncerd. 1931 - ö. 8 Temmuz 1981Madde AdıGörüntüle
17Tölögön Kasımbekovd. 15 Ocak 1931 - ö. 16 Haziran 2011Madde AdıGörüntüle
18Enver Atılgand. 13 Ocak 1931 - ö. 25 Ocak 1995Madde AdıGörüntüle