Madde Detay
BAHÂYÎ, Küfrî, Hasan Çelebi
(d. ?/? - ö. ?/1660)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 17. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
İsmi Hasan’dır. İstanbul’da
dünyaya gelen şairin doğum tarihi bilinmemektedir. Şairin hayatı hakkındaki
bilgilerimiz oldukça sınırlıdır. Kaynaklardaki bilgiler birbirini tekrardan
öteye geçmemektedir. Yıldız ilminde mahâret sahibidir. 1061 Ramazan’ında
/Ağustos 1651’de Müneccimbaşı Hüseyin Efendi yerine müneccimbaşılık görevine
yükseltilmiştir. Bu göreve yükseltilmiş olmasından hareketle iyi bir eğitim
aldığı söylenilebilir. Şiirlerinde Bahâyî mahlasını kullanmıştır. Mahlas
kullanmadığı manzumeleri de mevcuttur. Yaratılışı hicve ve mizâha meyilli
olduğundan ve manzumelerinde küfür derecesinde ifadelere yer verdiğinden
Küfrî-i Bahâyî olarak tanınmıştır. Bazı kaynaklarda Küfrî lakabının Fikrî’den
dönüştüğü bildirilmektedir. (Ekici 2018: 1565; Akbayar 1996: 351) 1071 Safer’inde/ Ekim 1660’da
İstanbul’da ölmüştür.
Küfrî-i Bahâyî’nin şiirlerinin toplandığı Divân-ı Hezliyyât’ı ve mizahî bir takvimi vardır. Takvimin yazarınca belirlenmiş bir adı bulunmamakla beraber bazı nüshalarda ismi Ahkâm-ı Külliye, bazılarında ise Takvîmü’l-kavîm olarak kayıtlıdır.
Küfrî-i Bahâyî mizahî takviminde hicrî 1056/1646-47 yılında gerçekleşmesi muhtemel hadisat hakkındaki kehânetlerini mizahî ve yer yer müstehcen ifadelerle dolu bir üslupla anlatır. On iki hayvanlı Türk takviminde 1056 yılı köpek yılına denk geldiği için yazarın benzetmelerinin çoğu köpeklerle ilgilidir. Çeşitli meslek zümrelerine ait kimselerin, muhtelif dinî ve toplumsal grupların ve çeşitli milletlere mensup kişilerin başlarına gelmesi muhtemel olaylar yer yer alaycı ve ironik bir şekilde ifade edilmiştir. Klasik Türk edebiyatında birkaç örneğine rastlanan bu mizahî takvim, türünün günümüze ulaşan yegâne örneğidir. Diğer mizahî takvimlerden (Vahyî ve Nasûhî’nin takvimleri) sadece küçük pasajlar günümüze erişmiştir. Küfrî-i Bahâyî’nin mizahî takviminin beş nüshasını tespit eden Ramazan Ekinci, eserin tenkitli metnini neşretmiştir. (Ekinci 2016)
Dîvân-ı Hezliyyât’ın bugün itibariyle bilinen altı nüshası mevcuttur. (Ali Emirî Manzum 768/1; Ali Emirî Manzum 1086; İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi TY 3004, TY 3005, TY 9754; Süleymaniye Kütüphanesi A. Tarlan 10/1 ) Mevcut hâliyle bir divançe hacminde olmasına rağmen nüshalarında divan adıyla kayıtlı eserin en hacimli nüshasında 7 kaside, 7 müseddes, 3 muhammes, 1 müstezad, 62 gazel, 3’ü tarih olan 25 kıta, 2 mesnevi, 2 Farsça rubâî, 12 müfred bulunmaktadır. Ayrıca şairin çeşitli hiciv ve hezel mecmualarında da kayıtlı şiirleri vardır.
Dîvân-ı Hezliyyât, hemen hemen baştan sona
gayr-ı ahlâkî ifadeler ve galîz küfürlerin yer aldığı şiirlerden müteşekkildir.
Bunların tamamı edebî açıdan kusurlu; sanat, incelik ve güzellikten yoksundur.
Küfrî-i Bahâyî’ye edebiyat tarihinde hiciv ve mizâh şairi olarak ayrı bir yer kazandıran
vasfı, şairin küfürden ârî, hiciv ve tezyîfin yoğun olduğu birkaç şiiridir. Her
ne kadar şiirlerinin büyük bir kısmı küfür ve hezel ihtiva etse de şairin bazı
şiirlerinde sosyal tenkide rastlamak mümkündür. Bilhassa Kadızâdeliler hareketinin en şiddetli şekilde yaşandığı bir
devirde ömür süren Küfrî-i Bahâyî, kesin olarak ne maksatla yazıldığı bilinmese
de “zındıklık, mülhidlik” iddiasında bulunanlara yönelik yazdığı müseddesi
meşhurdur. Küfrî-i Bahâyî yalnızca şeriat ulemasını tenkit etmekle kalmaz, asıl
vazifesi bağlı bulundukları tarikatın öğretilerini yaymak ve kendi
dergâhlarında ibadet ve taatle meşgul olmak olan bazı tarikat erbabını da
dünyevî uğraş ve zevklere dalmalarından ötürü eleştirmiştir. (Ekinci 2016: 66)
Kaynakça
Abdulkadiroğlu, Abdülkerim (hzl.) (1999). İsmail Beliğ Nuhbetü’l-Âsâr Li-Zeyli Zübdetü’l-Eş‘âr. Ankara: AKM Yay. 30.
Akbayar Nuri (hzl.) (1996). Mehmed Süreyya Sicill-i Osmânî. İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları. 351.
Cunbur, Müjgan (2002). “Bahâ’î”. Türk Dünyası Edebiyatçıları Ansiklopedisi. Ankara: AKM Yay.
Çapan Pervin (hzl.) (2005). Mustafa Safâyî Efendi Nuhbetü’l-Âsâr Min Fevâ’idi’l-Eş‘âr. Ankara: AKM Yay. 100.
Ekinci, Ramazan (2014). “Türk Hiciv Edebiyatının Sıra Dışı Bir Şairi: Küfrî-i Bahâyî ve Eserlerinden Örnekler”. İstanbul Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Türkiyat Mecmuası 24: 33-58.
Ekinci, Ramazan (2016). “Klasik Türk Edebiyatında Mizahî Takvimler”. Divan Edebiyatı Araştırmaları Dergisi 17: 55-90.
Ekinci, Ramazan (hzl.) (2018). Şeyhî Mehmed Efendi,
Vekâyi‘u’l-Fuzalâ, Şeyhî’nin Şakâ’ik Zeyli. İstanbul: Türkiye Yazma
Eserler Kurumu Başkanlığı Yay. 1565.
Ergun, Saadet Nüzhet (yty). Türk Şairleri. C. 2. İstanbul. 663-664.
İpekten, Halûk, Mustafa İsen, Recep Toparlı, Naci Okçu ve Turgut Karabey (1988). Tezkirelere Göre Divan Edebiyatı İsimler Sözlüğü. Ankara: KTB Yay. 63.
Kurnaz, Cemal ve Mustafa Tatçı (hzl.) (2001). Mehmed Nâil Tuman, Tuhfe-i Nâilî-Divan Şairlerinin Muhtasar Biyografileri. C.1. Ankara: Bizim Büro Yay. 412.
Müstakim-zâde Süleymân Sa‘deddin Efendi (2000). Mecelletü’n-Nisâb. Tıpkıbasım. Ankara: KB. Yay. vr. 150b.
Özcan, Abdülkadir (hzl.) (1989). Şeyhî Mehmed Efendi Vekâyiü’l-Fuzalâ. İstanbul: Çağrı Yay. 660-661.
Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi (1977). “Bahâî”. C.1. İstanbul: Dergâh Yay. 288.
Yılmaz, Kâşif (hzl.) (2001). Güftî ve Teşrîfâtü’ş-Şu‘arâsı. Ankara: AKM Yay. 109-110.
Zavotcu, Gencay, (hzl.) (2009). Rıza Tezkiresi. İstanbul: Sahhaflar Kitap Sarayı.106-107.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: ARAŞ. GÖR. RAMAZAN EKİNCİYayın Tarihi: 11.09.2013Güncelleme Tarihi: 16.12.2020Eserlerinden Örnekler
Müseddes
Zâhidin her ne
kadar ta‘nı firâvân olsa
Ana gam çekmez
idik zerrece irfân olsa
Rafz u ilhâd
nedir anlasa iz‘ân olsa
Sıdk ile
mezheb-i İslâm’da pûyân olsa
Bize mülhid
diyenün kendüde îmân olsa
Dahl iden
dînimize bâri müselmân olsa
Gerçi kim
nefse uyup itmedeyiz sehv ü hatâ
Biliriz
cürmümüzi itmeziz inkâr asla
Gam değil
aybımuzı söylese dâim a‘dâ
Kâiliz hak
söze biz gerçi Bahâyî ammâ
Bize mülhid
diyenün kendüde îmân olsa
Dahl iden
dînimize bâri müselmân olsa
(Ekinci, Ramazan (2014). “Türk Hiciv Edebiyatının Sıra Dışı Bir Şairi: Küfrî-i Bahâyî ve Eserlerinden Örnekler”. İstanbul Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Türkiyat Mecmuası 24: 46.)
Nef‘î’yi Tehzil Ettiği Gazeli
Yâve-gû zâg-ı siyâhım dir isen
lâf değil
Tûtiyim dime ki mir’âte dilin sâf
değil
Ulemâ düşmeni bir hâin-i
bî-dînsin sen
Ehl-i dildir dinilürse sana insâf
değil
Toludur nüsha-i hicv ile derûn-ı
Nef‘î
Tab‘ı yârân gibi dükkânçe-i
sahhâf değil
......
Müseddes
Zümre-i eşrâfdan her şeb gezek eksük degül
Birbirin her gün ziyâfet eylemek eksük degül
Gerçi her sohbetde bir dûn u mugek eksük degül
Meclis-i irfânda ammâ bir eşek eksük degül
Hâsılı ehl-i dile cevr-i felek eksük degül
Kanda varsan bir dede bir dünbelek eksük degül
Mesken oldı şimdi dervîşâna eşrâfun evi
Ber-tarafdur gûşe-i uzletde olmak münzevî
Oldı bunlar mihnet-i sûrî belâ-yı ma‘nevî
Hâsılı ehl-i dile cevr-i felek eksük degül
Kanda varsan bir dede bir dünbelek eksük degül
Âlem içre bir nefes ehl-i dile râhat mı var
Yâ huzûr ile nihânî sohbete fırsat mı var
Bir sakîl-i bî-nevâ harsız meğer sohbet mi var
Def ü nây ü dünbeleksiz şimdi cem‘iyyet mi var
Hâsılı ehl-i dile cevr-i felek eksük degül
Kanda varsan bir dede bir dünbelek eksük degül
Eyler oldı Mevlevîler ehl-i dünyâya hücûm
Hâşa li’llâh kim buna râzî ola Mollâ-yı Rûm
Sûr u mâtemde ider bunlar icrâ-yı rüsûm
Âlemi tutdı sadâ-yı nây u gülbâng-i kudûm
Hâsılı ehl-i dile cevr-i felek eksük degül
Kanda varsan bir dede bir dünbelek eksük degül
(Ekinci, Ramazan (2014). “Türk Hiciv Edebiyatının Sıra Dışı Bir Şairi: Küfrî-i Bahâyî ve Eserlerinden Örnekler”. İstanbul Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Türkiyat Mecmuası 24: 49.)
Mizahî Takviminden Bir Parça
İmdi delâlet ider ki mahâdim-i zî-şân ve süfehâ-yı
dervânun sürûr u hübûrlarına hadden bîrûn evzâ‘-ı garîbeleri ve adden efzûn
cünûn-ı acîbeleri zuhûr idüp dârü’ş-şifâlarda sohbetler olup gül-âbîye ri‘âyet
itmeleriyle ahlâk-ı hamîdeleri ve etvâr-ı pesendîdeleri meşhûr-ı ‘âlem ü
âlemiyân olmasına ve zümre-i dânişmendân ve etrâk-i dânişmendân-ı
medâris-nişînân ulûm-ı fâhire ve fünûn-ı bâhireye çalışup kelâm-ı mantıkdan
nutka kâdir olmayup ekseri Hayâtü’l-Hayavân ve Geyik Dâstânı’ndan mesâ’il-i
amîka ve delâ’il-i dakîk istihrâc eyleyüp birbirleriyle harren fahren mübâhese
vü münâkaşadan hâlî olmamalarına ve umûmen küttâb ve erbâb-ı aklâmun
ma‘îşetleri tenezzülde olup âşıkları çok fâhişelere ve zıbıkçı kahbelere ve
kocaların sihr ile eşek itmiş sehhârelere nâmeler ve şîrînlikler yazup
geçinmelerine ve dahi şu‘arâ tâ’ifesinün erbâb-ı devlete ve ashâb-ı izz ü
rif‘ate virdükleri kasâ’id-i selîse vü tevârîh-i nefîse zımnında sıle vü ihsân
me’mûl iken cevr-i firâvâb, belki değnek ve kötek yimelerine ammâ Kayıkcı Mustafâ
deyişlerine ve Köroğlı tekerlemelerine ziyâde tevkîr u i‘tibâr itmelerine ...
( Ekinci, Ramazan (2016). “Klasik Türk Edebiyatında Mizahî Takvimler”. Divan Edebiyatı Araştırmaları Dergisi 17: 74.)
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 11.09.2013Güncelleme Tarihi: 16.12.2020Eserlerinden Örnekler
Müseddes
Zâhidin her ne
kadar ta‘nı firâvân olsa
Ana gam çekmez
idik zerrece irfân olsa
Rafz u ilhâd
nedir anlasa iz‘ân olsa
Sıdk ile
mezheb-i İslâm’da pûyân olsa
Bize mülhid
diyenün kendüde îmân olsa
Dahl iden
dînimize bâri müselmân olsa
Gerçi kim
nefse uyup itmedeyiz sehv ü hatâ
Biliriz
cürmümüzi itmeziz inkâr asla
Gam değil
aybımuzı söylese dâim a‘dâ
Kâiliz hak
söze biz gerçi Bahâyî ammâ
Bize mülhid
diyenün kendüde îmân olsa
Dahl iden
dînimize bâri müselmân olsa
(Ekinci, Ramazan (2014). “Türk Hiciv Edebiyatının Sıra Dışı Bir Şairi: Küfrî-i Bahâyî ve Eserlerinden Örnekler”. İstanbul Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Türkiyat Mecmuası 24: 46.)
Nef‘î’yi Tehzil Ettiği Gazeli
Yâve-gû zâg-ı siyâhım dir isen
lâf değil
Tûtiyim dime ki mir’âte dilin sâf
değil
Ulemâ düşmeni bir hâin-i
bî-dînsin sen
Ehl-i dildir dinilürse sana insâf
değil
Toludur nüsha-i hicv ile derûn-ı
Nef‘î
Tab‘ı yârân gibi dükkânçe-i
sahhâf değil
......
Müseddes
Zümre-i eşrâfdan her şeb gezek eksük degül
Birbirin her gün ziyâfet eylemek eksük degül
Gerçi her sohbetde bir dûn u mugek eksük degül
Meclis-i irfânda ammâ bir eşek eksük degül
Hâsılı ehl-i dile cevr-i felek eksük degül
Kanda varsan bir dede bir dünbelek eksük degül
Mesken oldı şimdi dervîşâna eşrâfun evi
Ber-tarafdur gûşe-i uzletde olmak münzevî
Oldı bunlar mihnet-i sûrî belâ-yı ma‘nevî
Hâsılı ehl-i dile cevr-i felek eksük degül
Kanda varsan bir dede bir dünbelek eksük degül
Âlem içre bir nefes ehl-i dile râhat mı var
Yâ huzûr ile nihânî sohbete fırsat mı var
Bir sakîl-i bî-nevâ harsız meğer sohbet mi var
Def ü nây ü dünbeleksiz şimdi cem‘iyyet mi var
Hâsılı ehl-i dile cevr-i felek eksük degül
Kanda varsan bir dede bir dünbelek eksük degül
Eyler oldı Mevlevîler ehl-i dünyâya hücûm
Hâşa li’llâh kim buna râzî ola Mollâ-yı Rûm
Sûr u mâtemde ider bunlar icrâ-yı rüsûm
Âlemi tutdı sadâ-yı nây u gülbâng-i kudûm
Hâsılı ehl-i dile cevr-i felek eksük degül
Kanda varsan bir dede bir dünbelek eksük degül
(Ekinci, Ramazan (2014). “Türk Hiciv Edebiyatının Sıra Dışı Bir Şairi: Küfrî-i Bahâyî ve Eserlerinden Örnekler”. İstanbul Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Türkiyat Mecmuası 24: 49.)
Mizahî Takviminden Bir Parça
İmdi delâlet ider ki mahâdim-i zî-şân ve süfehâ-yı
dervânun sürûr u hübûrlarına hadden bîrûn evzâ‘-ı garîbeleri ve adden efzûn
cünûn-ı acîbeleri zuhûr idüp dârü’ş-şifâlarda sohbetler olup gül-âbîye ri‘âyet
itmeleriyle ahlâk-ı hamîdeleri ve etvâr-ı pesendîdeleri meşhûr-ı ‘âlem ü
âlemiyân olmasına ve zümre-i dânişmendân ve etrâk-i dânişmendân-ı
medâris-nişînân ulûm-ı fâhire ve fünûn-ı bâhireye çalışup kelâm-ı mantıkdan
nutka kâdir olmayup ekseri Hayâtü’l-Hayavân ve Geyik Dâstânı’ndan mesâ’il-i
amîka ve delâ’il-i dakîk istihrâc eyleyüp birbirleriyle harren fahren mübâhese
vü münâkaşadan hâlî olmamalarına ve umûmen küttâb ve erbâb-ı aklâmun
ma‘îşetleri tenezzülde olup âşıkları çok fâhişelere ve zıbıkçı kahbelere ve
kocaların sihr ile eşek itmiş sehhârelere nâmeler ve şîrînlikler yazup
geçinmelerine ve dahi şu‘arâ tâ’ifesinün erbâb-ı devlete ve ashâb-ı izz ü
rif‘ate virdükleri kasâ’id-i selîse vü tevârîh-i nefîse zımnında sıle vü ihsân
me’mûl iken cevr-i firâvâb, belki değnek ve kötek yimelerine ammâ Kayıkcı Mustafâ
deyişlerine ve Köroğlı tekerlemelerine ziyâde tevkîr u i‘tibâr itmelerine ...
( Ekinci, Ramazan (2016). “Klasik Türk Edebiyatında Mizahî Takvimler”. Divan Edebiyatı Araştırmaları Dergisi 17: 74.)
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 16.12.2020Eserlerinden Örnekler
Müseddes
Zâhidin her ne
kadar ta‘nı firâvân olsa
Ana gam çekmez
idik zerrece irfân olsa
Rafz u ilhâd
nedir anlasa iz‘ân olsa
Sıdk ile
mezheb-i İslâm’da pûyân olsa
Bize mülhid
diyenün kendüde îmân olsa
Dahl iden
dînimize bâri müselmân olsa
Gerçi kim
nefse uyup itmedeyiz sehv ü hatâ
Biliriz
cürmümüzi itmeziz inkâr asla
Gam değil
aybımuzı söylese dâim a‘dâ
Kâiliz hak
söze biz gerçi Bahâyî ammâ
Bize mülhid
diyenün kendüde îmân olsa
Dahl iden
dînimize bâri müselmân olsa
(Ekinci, Ramazan (2014). “Türk Hiciv Edebiyatının Sıra Dışı Bir Şairi: Küfrî-i Bahâyî ve Eserlerinden Örnekler”. İstanbul Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Türkiyat Mecmuası 24: 46.)
Nef‘î’yi Tehzil Ettiği Gazeli
Yâve-gû zâg-ı siyâhım dir isen
lâf değil
Tûtiyim dime ki mir’âte dilin sâf
değil
Ulemâ düşmeni bir hâin-i
bî-dînsin sen
Ehl-i dildir dinilürse sana insâf
değil
Toludur nüsha-i hicv ile derûn-ı
Nef‘î
Tab‘ı yârân gibi dükkânçe-i
sahhâf değil
......
Müseddes
Zümre-i eşrâfdan her şeb gezek eksük degül
Birbirin her gün ziyâfet eylemek eksük degül
Gerçi her sohbetde bir dûn u mugek eksük degül
Meclis-i irfânda ammâ bir eşek eksük degül
Hâsılı ehl-i dile cevr-i felek eksük degül
Kanda varsan bir dede bir dünbelek eksük degül
Mesken oldı şimdi dervîşâna eşrâfun evi
Ber-tarafdur gûşe-i uzletde olmak münzevî
Oldı bunlar mihnet-i sûrî belâ-yı ma‘nevî
Hâsılı ehl-i dile cevr-i felek eksük degül
Kanda varsan bir dede bir dünbelek eksük degül
Âlem içre bir nefes ehl-i dile râhat mı var
Yâ huzûr ile nihânî sohbete fırsat mı var
Bir sakîl-i bî-nevâ harsız meğer sohbet mi var
Def ü nây ü dünbeleksiz şimdi cem‘iyyet mi var
Hâsılı ehl-i dile cevr-i felek eksük degül
Kanda varsan bir dede bir dünbelek eksük degül
Eyler oldı Mevlevîler ehl-i dünyâya hücûm
Hâşa li’llâh kim buna râzî ola Mollâ-yı Rûm
Sûr u mâtemde ider bunlar icrâ-yı rüsûm
Âlemi tutdı sadâ-yı nây u gülbâng-i kudûm
Hâsılı ehl-i dile cevr-i felek eksük degül
Kanda varsan bir dede bir dünbelek eksük degül
(Ekinci, Ramazan (2014). “Türk Hiciv Edebiyatının Sıra Dışı Bir Şairi: Küfrî-i Bahâyî ve Eserlerinden Örnekler”. İstanbul Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Türkiyat Mecmuası 24: 49.)
Mizahî Takviminden Bir Parça
İmdi delâlet ider ki mahâdim-i zî-şân ve süfehâ-yı
dervânun sürûr u hübûrlarına hadden bîrûn evzâ‘-ı garîbeleri ve adden efzûn
cünûn-ı acîbeleri zuhûr idüp dârü’ş-şifâlarda sohbetler olup gül-âbîye ri‘âyet
itmeleriyle ahlâk-ı hamîdeleri ve etvâr-ı pesendîdeleri meşhûr-ı ‘âlem ü
âlemiyân olmasına ve zümre-i dânişmendân ve etrâk-i dânişmendân-ı
medâris-nişînân ulûm-ı fâhire ve fünûn-ı bâhireye çalışup kelâm-ı mantıkdan
nutka kâdir olmayup ekseri Hayâtü’l-Hayavân ve Geyik Dâstânı’ndan mesâ’il-i
amîka ve delâ’il-i dakîk istihrâc eyleyüp birbirleriyle harren fahren mübâhese
vü münâkaşadan hâlî olmamalarına ve umûmen küttâb ve erbâb-ı aklâmun
ma‘îşetleri tenezzülde olup âşıkları çok fâhişelere ve zıbıkçı kahbelere ve
kocaların sihr ile eşek itmiş sehhârelere nâmeler ve şîrînlikler yazup
geçinmelerine ve dahi şu‘arâ tâ’ifesinün erbâb-ı devlete ve ashâb-ı izz ü
rif‘ate virdükleri kasâ’id-i selîse vü tevârîh-i nefîse zımnında sıle vü ihsân
me’mûl iken cevr-i firâvâb, belki değnek ve kötek yimelerine ammâ Kayıkcı Mustafâ
deyişlerine ve Köroğlı tekerlemelerine ziyâde tevkîr u i‘tibâr itmelerine ...
( Ekinci, Ramazan (2016). “Klasik Türk Edebiyatında Mizahî Takvimler”. Divan Edebiyatı Araştırmaları Dergisi 17: 74.)
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Müseddes
Zâhidin her ne
kadar ta‘nı firâvân olsa
Ana gam çekmez
idik zerrece irfân olsa
Rafz u ilhâd
nedir anlasa iz‘ân olsa
Sıdk ile
mezheb-i İslâm’da pûyân olsa
Bize mülhid
diyenün kendüde îmân olsa
Dahl iden
dînimize bâri müselmân olsa
Gerçi kim
nefse uyup itmedeyiz sehv ü hatâ
Biliriz
cürmümüzi itmeziz inkâr asla
Gam değil
aybımuzı söylese dâim a‘dâ
Kâiliz hak
söze biz gerçi Bahâyî ammâ
Bize mülhid
diyenün kendüde îmân olsa
Dahl iden dînimize bâri müselmân olsa
(Ekinci, Ramazan (2014). “Türk Hiciv Edebiyatının Sıra Dışı Bir Şairi: Küfrî-i Bahâyî ve Eserlerinden Örnekler”. İstanbul Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Türkiyat Mecmuası 24: 46.)
Nef‘î’yi Tehzil Ettiği Gazeli
Tûtiyim dime ki mir’âte dilin sâf
değil
Ulemâ düşmeni bir hâin-i
bî-dînsin sen
Ehl-i dildir dinilürse sana insâf
değil
Toludur nüsha-i hicv ile derûn-ı
Nef‘î
Tab‘ı yârân gibi dükkânçe-i
sahhâf değil
......
Müseddes
Zümre-i eşrâfdan her şeb gezek eksük degül
Birbirin her gün ziyâfet eylemek eksük degül
Gerçi her sohbetde bir dûn u mugek eksük degül
Meclis-i irfânda ammâ bir eşek eksük degül
Hâsılı ehl-i dile cevr-i felek eksük degül
Kanda varsan bir dede bir dünbelek eksük degül
Mesken oldı şimdi dervîşâna eşrâfun evi
Ber-tarafdur gûşe-i uzletde olmak münzevî
Oldı bunlar mihnet-i sûrî belâ-yı ma‘nevî
Hâsılı ehl-i dile cevr-i felek eksük degül
Kanda varsan bir dede bir dünbelek eksük degül
Âlem içre bir nefes ehl-i dile râhat mı var
Yâ huzûr ile nihânî sohbete fırsat mı var
Bir sakîl-i bî-nevâ harsız meğer sohbet mi var
Def ü nây ü dünbeleksiz şimdi cem‘iyyet mi var
Hâsılı ehl-i dile cevr-i felek eksük degül
Kanda varsan bir dede bir dünbelek eksük degül
Eyler oldı Mevlevîler ehl-i dünyâya hücûm
Hâşa li’llâh kim buna râzî ola Mollâ-yı Rûm
Sûr u mâtemde ider bunlar icrâ-yı rüsûm
Âlemi tutdı sadâ-yı nây u gülbâng-i kudûm
Hâsılı ehl-i dile cevr-i felek eksük degül
Kanda varsan bir dede bir dünbelek eksük degül
(Ekinci, Ramazan (2014). “Türk Hiciv Edebiyatının Sıra Dışı Bir Şairi: Küfrî-i Bahâyî ve Eserlerinden Örnekler”. İstanbul Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Türkiyat Mecmuası 24: 49.)
Mizahî Takviminden Bir Parça
İmdi delâlet ider ki mahâdim-i zî-şân ve süfehâ-yı dervânun sürûr u hübûrlarına hadden bîrûn evzâ‘-ı garîbeleri ve adden efzûn cünûn-ı acîbeleri zuhûr idüp dârü’ş-şifâlarda sohbetler olup gül-âbîye ri‘âyet itmeleriyle ahlâk-ı hamîdeleri ve etvâr-ı pesendîdeleri meşhûr-ı ‘âlem ü âlemiyân olmasına ve zümre-i dânişmendân ve etrâk-i dânişmendân-ı medâris-nişînân ulûm-ı fâhire ve fünûn-ı bâhireye çalışup kelâm-ı mantıkdan nutka kâdir olmayup ekseri Hayâtü’l-Hayavân ve Geyik Dâstânı’ndan mesâ’il-i amîka ve delâ’il-i dakîk istihrâc eyleyüp birbirleriyle harren fahren mübâhese vü münâkaşadan hâlî olmamalarına ve umûmen küttâb ve erbâb-ı aklâmun ma‘îşetleri tenezzülde olup âşıkları çok fâhişelere ve zıbıkçı kahbelere ve kocaların sihr ile eşek itmiş sehhârelere nâmeler ve şîrînlikler yazup geçinmelerine ve dahi şu‘arâ tâ’ifesinün erbâb-ı devlete ve ashâb-ı izz ü rif‘ate virdükleri kasâ’id-i selîse vü tevârîh-i nefîse zımnında sıle vü ihsân me’mûl iken cevr-i firâvâb, belki değnek ve kötek yimelerine ammâ Kayıkcı Mustafâ deyişlerine ve Köroğlı tekerlemelerine ziyâde tevkîr u i‘tibâr itmelerine ... ( Ekinci, Ramazan (2016). “Klasik Türk Edebiyatında Mizahî Takvimler”. Divan Edebiyatı Araştırmaları Dergisi 17: 74.)
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | Kemal Ahmet | d. 1904 - ö. Ekim 1934 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | Sadık Rıfat Paşa | d. 28 Ekim 1807 - ö. 12 Şubat 1857 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | Gülderen Bilgili | d. 1954 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | Kemal Ahmet | d. 1904 - ö. Ekim 1934 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | Sadık Rıfat Paşa | d. 28 Ekim 1807 - ö. 12 Şubat 1857 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | Gülderen Bilgili | d. 1954 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | Kemal Ahmet | d. 1904 - ö. Ekim 1934 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | Sadık Rıfat Paşa | d. 28 Ekim 1807 - ö. 12 Şubat 1857 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | Gülderen Bilgili | d. 1954 - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | Kemal Ahmet | d. 1904 - ö. Ekim 1934 | Meslek | Görüntüle |
11 | Sadık Rıfat Paşa | d. 28 Ekim 1807 - ö. 12 Şubat 1857 | Meslek | Görüntüle |
12 | Gülderen Bilgili | d. 1954 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
13 | Kemal Ahmet | d. 1904 - ö. Ekim 1934 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | Sadık Rıfat Paşa | d. 28 Ekim 1807 - ö. 12 Şubat 1857 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | Gülderen Bilgili | d. 1954 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
16 | Kemal Ahmet | d. 1904 - ö. Ekim 1934 | Madde Adı | Görüntüle |
17 | Sadık Rıfat Paşa | d. 28 Ekim 1807 - ö. 12 Şubat 1857 | Madde Adı | Görüntüle |
18 | Gülderen Bilgili | d. 1954 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |