BEZMÎ, Yasakçı-zâde İbrahim Bezmî Efendi

(d. ?/? - ö. Muharrem 1094/Aralık-Ocak 1682-83)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 17. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

"Yasakçı-zâde" adıyla anılan Bezmî'nin asıl adı İbrahim'dir. Tezki­relerde Bezmî Çelebi, İbrahim Çelebi, Yasakçı-zâde İbrahim Çelebi adlarıyla da anılmaktadır. Şairin doğum yeri hakkında kaynaklarda farklı bilgiler verilir. Mucib ve Seyyid Rıza, şairin İs­tanbullu (Zavotçu 2009: 121); Beliğ ve Nail Tuman, Bosnalı (Abdulkadiroğlu 1999: 29; Kurnaz-Tatçı 2001:96; Özcan 1989:3/ 660) olduğunu kaydeder. Babasının adı Ramazan'dır (Özcan 1989 : 3/ 660; Müstakim-zâde Süleyman Sadeddin 2000 : 141; Kurnaz-Tatçı 2001:96). Eğitim ve öğretimini tamamlayan Bezmî, bir müddet Divan-ı Humayun katipliği yaptı, daha sonra bu görevden kendi isteğiyle ayrıl­dı. Yeniçeri Ağası Tekirdağlı Mustafa Paşa'nın nedimi oldu, onun­la birlikte Muharrem 1094/ Aralık-Ocak 1682-83 yılında Peç Seferi'ne katıldı. Bu seferde şehit oldu. Tezkireler, ölümü konusunda "ayağına humbara isabetiyle" şeklinde bilgi vermektedirler. Şeyhî'ye göre, Ramazan 1094/ Ağustos-Eylül 1683'te şehit olmuştur. (Özcan 1989 : 3/ 660; Kurnaz-Tatçı 2001:96). Müstakim-zâde Süleyman Sadeddin'in Mecelletü'n-Nisab'daki açıklamasına göre, "İrciî ilâ Rabbike" ayetinin iki kez tekrarlanma­sı Bezmî'nin ölüm tarihini vermektedir. (Müstakim-zâde Süleyman Sadeddin 2000: 141) Bu tarih, 1094/1682-83 yılını verir.

Kaynaklarda Mustafa Bezmî anlatılırken İbrahim Bezmî'ye ait bilgiler de verilmiştir. Mustafa Bezmî'nin 1094/1682-83 yılında Peç seferinde öldürüldüğü belirtilir. Bu tarihte öldürülen İbrahim Bezmî'dir. Mustafa Bezmî, kendi eceliyle 1069/1658-59 yılında vefat etmiştir. Safayî ve Yümnî tezkirelerinde bu iki şair birbirine karıştırılmıştır. (Çapan 2005: 102, Erdem 2008: 94). Mehmed Süreyya da bu kaynaklardan bilgi aktarması sebebiyle aynı hatayı tekrarlamıştır. (Mehmet Süreyya 1308-15/ 1890-97: II/16)

Şeyhî Mehmed Efendi, Bezmî'nin "maarif ile meşhur, hoş sohbet" bir şair olduğunu belirtir. Seyyit Rıza "hûb eşârı ve mergûb güftârı" olduğunu söyler (Zavotçu 2009: 121). Şeyhî, Safayî ve Mehmed Süreyya Bezmî'nin divan sahibi bir şair olduğunu belirtirlerse de divanı elde yoktur (Çapan 2005: 102, Mehmet Süreyya 1308-15/ 1890-97: II/16).

 

Kaynakça

Abdulkadiroğlu, Abdulkerim (hzl.) (1999). İsmail Belîğ Nuhbetü’l-Âsâr Li-Zeyli Zübdeti’l-Eş’âr. Ankara: AKM Yay.

Altun, Kudret (hzl.)(1997). Tezkire-i Mûcib. Ankara: AKM Yay.

Coşkun, Ali Osman (hzl.) (1985). Seyrekzâde Mehmet Âsım. Zeyl-i Zübdetül-Eş'âr. Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Gazi Üniversitesi.

Çapan, Pervin (hzl.) (2005). Mustafa Safâyî Efendi Tezkire-i Safâyî. Ankara: AKM Yay.

Erdem, Sadık (1988). "Mehmet Salih Yümnî-Tezkire-i Şuara-yı Yümnî". Türk Dünyası Araştırmaları Dergisi (55): 85-112.

Ergun, Saadettin Nüzhet (1936-1945). Türk Şairleri. C.2. İstanbul: Bozkurt Matbaası

Kurnaz, Cemal ve Mustafa Tatçı (hzl.)(2001). Mehmed Nâil Tuman, Tuhfe-i Nâilî-Divan Şairlerinin Muhtasar Biyografileri. Ankara: Bizim Büro Yay.

Müstakim-zâde Süleyman Sadeddin (2000). Mecelletü’n-Nisâb fi’n-Nisbi ve’l-Künâ ve’l-Elkâb. (Tıpkı Basım). Ankara: KB Yay. 141.

Özcan, Abdulkadir (hzl.) (1989). Şeyhî Mehmed Efendi Şakâ’ik-i Nu’mâniyye ve Zeyilleri, Vakâyiü’l-Fuzalâ.  C. 3. İstanbul: Çağrı Yay.

Zavotçu, Gencay (hzl.)(2009). Rıza Tezkiresi (İnceleme-Metin). İstanbul: Sahhaflar Kitap Sarayı.

 

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: PROF. DR. İSMAİL HAKKI AKSOYAK
Yayın Tarihi: 09.04.2014
Güncelleme Tarihi: 09.12.2020

Eserlerinden Örnekler

Bâ'is figân ü nâleme ol mâh-rû mudur

Yohsa visâle bende olan ârzû mudur

 

Gûş eylemez mi ol meh-i nâ-mihribân aceb

Tesîri yok mu nâlelerim güft ü gû mudur

 

Her bir nigâhın olmada zahm-âver-i derûn

Şimşîr-i gamzen ey şeh-i hûbân dü rû mudur

 

Seyl-i sirişk-i dîde-i hûn-bârdan garaz

Âyâ sevâd-ı dâg-ı dili şüst ü şû mudur

 

Âdâb Sumenât-ı dâg-ı muhabbetde Bezmî

Bilmem perestiş ol saneme ser-fürû mudur

 

***

Ol şûh teferrücgeh-i uşşâka gelür mi

Hîç eyledigi ahd ile mîsâka gelür mi

 

Agyâra varır eyler o bed-hûy ziyâret

Ammâ hele gör âşık-ı müştâka gelür mi

(Abdulkadiroğlu, Abdulkerim (hzl.) (1999). İsmail Belîğ Nuhbetü’l-Âsâr Li-Zeyli Zübdeti’l-Eş’âr. Ankara: AKM Yay.29.)

 

Devr eyler imiş tavk-ı felek tâ be-kıyâmet

Ol mâha muâdil bu nüh etbâka gelür mi

 

Cevr eyleme gel Bezmî-i dil-dâdene ey şûh

Kadrin bil anın bir dahı âfâka gelür mi

 

***

Gül ile halk olunmuş çünkü ey dil hâr bir yerde

Baîd olmaz olursa yâr ile agyâr bir yerde

(Abdulkadiroğlu, Abdulkerim (hzl.) (1999). İsmail Belîğ Nuhbetü’l-Âsâr Li-Zeyli Zübdeti’l-Eş’âr. Ankara: AKM Yay. 29.).

***

Dilberin âşık olan emrine münkâd gerek

Yâr olup sevdigine gayrilere yâd gerek

(Zavotçu, Gencay (hzl.)(2009). Rıza Tezkiresi (İnceleme-Metin). İstanbul: Sahhaflar Kitap Sarayı.121.)

 


İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1ABDULLAH MÂHİR EFENDİd. 1649 - ö. 1710Doğum YeriGörüntüle
2Halit Ziya Uşaklıgild. 1865 - ö. 27 Mart 1945Doğum YeriGörüntüle
3Hatice Mualla Sümerd. 13 Ağustos 1929 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
4ABDULLAH MÂHİR EFENDİd. 1649 - ö. 1710Doğum YılıGörüntüle
5Halit Ziya Uşaklıgild. 1865 - ö. 27 Mart 1945Doğum YılıGörüntüle
6Hatice Mualla Sümerd. 13 Ağustos 1929 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
7ABDULLAH MÂHİR EFENDİd. 1649 - ö. 1710Ölüm YılıGörüntüle
8Halit Ziya Uşaklıgild. 1865 - ö. 27 Mart 1945Ölüm YılıGörüntüle
9Hatice Mualla Sümerd. 13 Ağustos 1929 - ö. ?Ölüm YılıGörüntüle
10ABDULLAH MÂHİR EFENDİd. 1649 - ö. 1710MeslekGörüntüle
11Halit Ziya Uşaklıgild. 1865 - ö. 27 Mart 1945MeslekGörüntüle
12Hatice Mualla Sümerd. 13 Ağustos 1929 - ö. ?MeslekGörüntüle
13ABDULLAH MÂHİR EFENDİd. 1649 - ö. 1710Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14Halit Ziya Uşaklıgild. 1865 - ö. 27 Mart 1945Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15Hatice Mualla Sümerd. 13 Ağustos 1929 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
16ABDULLAH MÂHİR EFENDİd. 1649 - ö. 1710Madde AdıGörüntüle
17Halit Ziya Uşaklıgild. 1865 - ö. 27 Mart 1945Madde AdıGörüntüle
18Hatice Mualla Sümerd. 13 Ağustos 1929 - ö. ?Madde AdıGörüntüle