Madde Detay
CEMÂLÎ, Defterdâr-zâde Ahmed Cemâlî Çelebi
(d. ?/? - ö. 991/1583)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 16. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
İstanbul’da doğdu. Babası defterdar olduğu için Defterdar-zâde sanıyla tanındı. Kemâlî’nin büyük kardeşidir. Ahdî’nin Cemâlî’yi danişmentler içinde eşsiz oluşundan bahsetmesinden (Solmaz 2005: 255) ve şairin kendisinin Rumeli’de ulufesinin kesilmesi üzerine söylediği “Pençdeh akçe ile Rûmiline reh düşdi / Başını kesdi felek tâli’üme de düşdi” (Sungurhan 2009: 216) beytinden hareketle öğrenim gördüğü ve devlet hizmetlerinde bulunduğu söylenebilir. Cemâlî, 991/1583 yılında İstanbul’da öldü. Bursalı Haşîmî “Nihân oldu Cemâlî yüz tutup sıdk ile Allâh’a” mısraını ölümüne tarih düşürmüştür. İstinye mezarlığında medfundur. Altı eserinden bahsedilmektedir.
Metâli’-i Cemâlî: Matla beyitlerinden müteşekkil olan eser üzerinde yüksek lisans çalışması yapılmıştır (Eren 2012). İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi, TY. 9263, Ankara Milli Kütüphane Nüshası, Milli Kütüphane Yazmalar Koleksiyonu, 06 Mil Yz FB 533/3 ve Mısır (Kahire) Millî Kütüphanesi, Türkçe Yazma Eserler Bölümü, Talat 178, Nu: 1744’te olmak üzere üç nüshası bulunan eserin, Milli Kütüphane ve Üniversite Kütüphanesi nüshaları esas alınarak yapılan bu tenkitli çalışmada, eserde çeşitli konularda söylenmiş 1098 beyit olduğu tespit edilmiştir (Çelik 2013: 684).
Risâle-i Durûb-ı Emsâl: Güvâhî’nin Pend-nâme’sine benzeyen, atasözleriyle bezenmiş bir nasihatnamedir. İkiyüzlülük, sultanlardan uzak durmak, kanaat, kötülerin şerrinden sakınmak, düşmanlara karşı tedbirli olmak, münafıkların davranışlarına sabretmek, akrabaları ziyaret, az yemek, yemekte az konuşmak, komşuluk ilişkileri, kötü insanlardan uzak durmak, misafire hürmet, fakirlere yardım etmek, mazlumları kollamak, tevazu, haramlardan sakınmak, tembellik, hayâ, nasihatlere uymak, edepli olmak, istişare etmek, kibir-tevazu, zulüm, açgözlülük, cömertlik, sabır, düşmanlık-dostluk, konuşma adabı ve uzlet gibi konular ele alınır (Yeniterzi 2007: 455). Eser’in Süleymaniye Kütüphanesi, Reşid Efendi 593, ve İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi, TY. 1700 numarada olmak üzere iki nüshası bulunmaktadır.
Şehr-engîz-i İstanbul: Mesnevi nazım Şekliyle ve aruzun “mefâ’îlün mefâ’îlün fe’ûlün” vezniyle kaleme alınan eserin "İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi, TY. 9263, ve TY. 3770, İstanbul Köprülü Yazma Eserler Kütüphanesi, Hafız Ahmed Paşa Bölümü, 34 Ha 362/23, Ankara Millî Kütüphane 06 Mil Yz B 208/1 ve Erzurum Atatürk Üniversitesi Kütüphanesi, Seyfettin Özege Nadir Eserler Bölümü, Agah Sırrı Levend 169" numarada kayıtlı beş nüshası olan eser, oluşturulan tenkitli metne göre 459 beyitten oluşmakta ve 40 kişinin tanıtımı yapılmaktadır (Çelik 2013: 693-96).
Şehr-engîz-i Siroz: Hangi tarihte telif edildiği bilinmeyen eser 1140 /1728 tarihinde istinsah edilmiştir. "mefâ’îlün mefâ’îlün fe’ûlün" vezniyle yazılan eser, 179 beyitten oluşan bir mesnevidir. Giriş bölümünden sonra “Münâcât”, “Hasb-i Hâl”, “Sıfat-ı Şeb”, “Sıfat-ı Rûz”, “Ser-defter-i Hûbân”, “Hâtimetü’l-Kitâb” başlıkları ile düzenlenmiştir. Yirmi dört güzelin tasvirinin yapıldığı eser, geleneksel şehr-engîz tertibine uygun olarak kaleme alınmıştır (Turan 2011: 54-64).
Denâ’et-nâme-i Cemâlî: “Latîfe” başlığını taşıyan hikâyelerden oluşan eser, İstanbul Köprülü Yazma Eserler Kütüphanesi’nde 34 Ha 362/29 numarada kayıtlıdır. Mensur olarak kaleme alınan eserde Cemâlî, altı şahsın hikâyesini anlatmıştır (Çelik 2013: 681).
Berây-ı Kimyâ: Milli Kütüphane’de 1239 numaraya kayıtlı olan eser, Emrî’nin Terceme-i Pend-nâme-i Attar’ının bir yazma nüshasının 29a yaprağına yazılmıştır. Cemâlî, bu küçük latifede mümkünatı olmayan malzemelerle bir kimya tarifi vermiştir (Çelik 2013: 681).
Kaynakların Cemâlî’nin şairliği üzerine yaptıkları değerlendirmeler genelde olumludur. Gelibolulu Âlî, Cemâlî’nin parlak matlalarıyla meşhur olduğunu, kendine has bir tarzı olan ve mesel söylemede usta olan hünerli bir kimse olduğunu belirtir (İsen 1994: 301). Hasan Çelebi hezel ve mutayebe vadisinde güzel şiirlerin sahibi olduğunu söylediği Cemâlî’nin sahip olduğu tarzda tek olduğunu söylemenin yerinde olacağını söyler (Sungurhan 2009: 214). Ahdî de Cemâlî’nin iyi bir şair olduğunu, şiirlerindeki hayallerinin Emrî’ye, akıcılığının da Bâkî’ye benzediğini ifade eder (Solmaz 2005: 255). Bursalı Mehmed Tahir de Cemâlî’nin “Benim her matla’um cins-i suhanda nev’-i müfreddür” mısraını naklederek onun “müfred-gû” özelliğiyle orijinal olmayı başarmış, şuh meşrep bir şair olduğunu söyler (Yavuz ve Özen 1972: 68).
Kaynakça
Akbayar, Nuri (hzl.) (1998). Mehmed Süreyya, Sicill-i Osmânî. C. 2. İstanbul: KB-Tarih Vakfı Yay.
Çelik, Aysun (2013). “Defterdâr-zâde Ahmed Cemâlî ve Metâli’-i Cemâlî ile Şehr-engîz-i İstanbul Adlı Eserleri.” Turkish Studies 8/13 (Fall): 671-704.
Eren, Aysun (2012). Defterdâr-zâde Ahmed Cemâlî ve Metâli’-i Cemâlî ile Şehr-engîz-i İstanbul Adlı Eserleri (İnceleme-Metin). Yüksek Lisans Tezi. Konya: Selçuk Üniversitesi.
Ergun, Sadettin Nüzhet (1936). Türk Şairleri. C. 2. İstanbul.
İpekten, Halûk, Mustafa İsen, Recep Toparlı, Naci Okçu ve Turgut Karabey (1998). Tezkirelere Göre Divan Edebiyatı İsimler Sözlüğü. Ankara: KTB Yay.
İsen, Mustafa (hzl.) (1994). Gelibolulu Âlî, Künhü’l-Ahbâr’ın Tezkire Kısmı. Ankara: Akçağ Yay.
İsen, Mustafa (hzl.) (1998). Sehî Bey Tezkiresi, Heşt-Behişt. Ankara: Akçağ Yay.
Kaf-zâde Fâ’izî, Zübdetü’l-Eş’âr. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kitaplığı, Belediye 11.
Kurnaz, Cemal ve Mustafa Tatçı (hzl.) (2001). Mehmet Nâil Tuman, Tuhfe-i Nâilî-Divan Şairlerinin Muhtasar Biyografileri. C. 1. Ankara: Bizim Büro Yay.
Levend, Agâh Sırrı (1954). Türk Edebiyatında Şehr-engizler ve Şehr-engizlerde İstanbul. İstanbul: İstanbul Fetih Cemiyeti Yay.
Riyâzî, Riyâzu’ş-Şu’arâ. Milli Kütüphane Yazmalar Koleksiyonu, 06 Hk 1275. vr. 38a-39b.
Solmaz, Süleyman (hzl.) (2005). Ahdî, Gülşen-i Şu’arâ (İnceleme-Metin). Ankara: AKM Yay.
Sungurhan Eyduran, Aysun (hzl.) (2008). Beyânî, Tezkîretü’ş-Şu’arâ. http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/belge/1-83502/beyani----tezkiretus-suara.html [erişim tarihi: 01.02.2014].
Sungurhan Eyduran, Aysun (hzl.) (2009). Kınalı-zâde Hasan Çelebi, Tezkîretü’ş-Şu’arâ, Tenkitli Metin B. http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/belge/1-83504/kinalizade-hasan-celebi---tezkiretus-suara.html [erişim tarihi: 01.02.2014].
Şemseddin Sâmî (1314). Kâmûsu’l-Âlâm. C. 3. İstanbul: Mihran Matbaası.
Turan, Lokman (2011). “Defterdâr-zâde Ahmed Cemâlî’nin Siroz Şehr-engîzi”, Osmanlı Araştırmaları The Journal Of Ottoman Studies. (C.XXXVII): 49-76.
Yavuz, Fikri ve İsmail Özen (hzl) (1972). Bursalı Mehmed Tahir, Osmanlı Müellifleri. C. 2. İstanbul: Meral Yay.
Yeniterzi, Emine (2007). “Anadolu Türk Edebiyatında Ahlakî Mesnevîler”. Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi 5 (10): 433-468.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DOÇ. DR. YUNUS KAPLANYayın Tarihi: 21.02.2014Güncelleme Tarihi: 09.12.2020Eserlerinden Örnekler
Cöngüne yanlışlıg idüp yazdum ise ger du’â
Lutf idüp ma’zûr dut yazmaz yanılmaz bir Hudâ
***
İtme zamâne halkı ile gel mu’âşeret
İşkencedür ‘avâm ile ‘örfî musâhabet
***
Serv dirdüm kaddüne illâ ki istignâsı var
Yüzüni misbâh okurdum n’eyleyüm ammâsı var
***
İtdük şu denlü imtizâc olmaya makdûr-ı beşer
Sâkî ile ben bendenün [bir] içdügi ayru gider
***
Ey dirîgâ cihân-ı fânîde
Delülik dahi oldı masharalık
(Solmaz, Süleyman (hzl.) (2005). Ahdî, Gülşen-i Şu’arâ (İnceleme-Metin). Ankara: AKM Yay. 256.)
***
Çeşm-i giryânum görüp bin baş hakkundur didi
Hâk-pâyun bana toprak kâdîsı hükm eyledi
***
‘Âkıbet çünkim tolar toprak gözine kaşına
Fahr iden şâhun murassa’ tâc ile taş başına
***
Hâb-ı gafletde olan menzil-i vasla iremez
Yasdanan yârün işigün yaramaz düş göremez
***
Âh kim bir sipâhî dildârı
Beni itdi sokak silahdârı
***
Bu yirden kopmadur derme degüldür
Dilâ ol gonca devşürme degüldür
***
Salarlar sayd-ı mâh içün ekser
Beşik taşında oglancuklar aglar
(Sungurhan Eyduran, Aysun (hzl.) (2009). Kınalı-zâde Hasan Çelebi, Tezkîretü’ş-Şu’arâ, Tenkitli Metin B. http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/belge/1-83504/kinalizade-hasan-celebi---tezkiretus-suara.html [erişim tarihi: 01.02.2014]. 214-15.)
Siroz Şehrengîzi'nden
Cüneyd-zâde
Biri şol hûbluk tahtında sultân
Cüneyd oglı Muhammeddür o cânân
Cemâli şu’lesinden zerre anun
Olur mihr ü mehi rûy-ı cihânun
Henüz bir gonce-i nev-restedür ol
Hüsn bâgında bir gül destedür ol
Bakkâl Mustafâ
Biri Bakkâl ü nâmı Mustafâdur
İşi ‘uşşâka mihr ile vefâdur
Gözi bâdâm ü la’li kand u sükker
N’ola vasf-ı lebin kılsam mükerrer
Dehânı piste gûyâ gabgabı sîb
Latîf ü hoş-tıynet hûb-terkîb
Çıkrıkçı-zâde
Biri Çıkrıkçı nâmı Mustafâdur
Be-gâyet bî-vefâ vü pür-cefâdur
Felek çarh[ı] olursa ana lâyık
O mâhı şöyle bilmişdür halâyık
Mukarrer i’timâd eylen bu remze
Yüregümde ig olmuşdur o gamze
Debbâg Ca’fer
Biri ol mâh-ı tal’at mihr-i enver
Dinilür adına Debbâg Ca’fer
Nigâra benzer ol yâr-ı şeker-leb
Gerekdür ana bir mâzûyıla şeb
Tutalum var imiş ol fende hâlet
Ana lâyık mıdur andan o san’at
(Turan, Lokman (2011). “Defterdâr-zâde Ahmed Cemâlî’nin Siroz Şehr-engîzi”, Osmanlı Araştırmaları The Journal Of Ottoman Studies.C.XXXVII. İstanbul: İslam Araştırmaları Merkezi. 74.)
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 21.02.2014Güncelleme Tarihi: 09.12.2020Eserlerinden Örnekler
Cöngüne yanlışlıg idüp yazdum ise ger du’â
Lutf idüp ma’zûr dut yazmaz yanılmaz bir Hudâ
***
İtme zamâne halkı ile gel mu’âşeret
İşkencedür ‘avâm ile ‘örfî musâhabet
***
Serv dirdüm kaddüne illâ ki istignâsı var
Yüzüni misbâh okurdum n’eyleyüm ammâsı var
***
İtdük şu denlü imtizâc olmaya makdûr-ı beşer
Sâkî ile ben bendenün [bir] içdügi ayru gider
***
Ey dirîgâ cihân-ı fânîde
Delülik dahi oldı masharalık
(Solmaz, Süleyman (hzl.) (2005). Ahdî, Gülşen-i Şu’arâ (İnceleme-Metin). Ankara: AKM Yay. 256.)
***
Çeşm-i giryânum görüp bin baş hakkundur didi
Hâk-pâyun bana toprak kâdîsı hükm eyledi
***
‘Âkıbet çünkim tolar toprak gözine kaşına
Fahr iden şâhun murassa’ tâc ile taş başına
***
Hâb-ı gafletde olan menzil-i vasla iremez
Yasdanan yârün işigün yaramaz düş göremez
***
Âh kim bir sipâhî dildârı
Beni itdi sokak silahdârı
***
Bu yirden kopmadur derme degüldür
Dilâ ol gonca devşürme degüldür
***
Salarlar sayd-ı mâh içün ekser
Beşik taşında oglancuklar aglar
(Sungurhan Eyduran, Aysun (hzl.) (2009). Kınalı-zâde Hasan Çelebi, Tezkîretü’ş-Şu’arâ, Tenkitli Metin B. http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/belge/1-83504/kinalizade-hasan-celebi---tezkiretus-suara.html [erişim tarihi: 01.02.2014]. 214-15.)
Siroz Şehrengîzi'nden
Cüneyd-zâde
Biri şol hûbluk tahtında sultân
Cüneyd oglı Muhammeddür o cânân
Cemâli şu’lesinden zerre anun
Olur mihr ü mehi rûy-ı cihânun
Henüz bir gonce-i nev-restedür ol
Hüsn bâgında bir gül destedür ol
Bakkâl Mustafâ
Biri Bakkâl ü nâmı Mustafâdur
İşi ‘uşşâka mihr ile vefâdur
Gözi bâdâm ü la’li kand u sükker
N’ola vasf-ı lebin kılsam mükerrer
Dehânı piste gûyâ gabgabı sîb
Latîf ü hoş-tıynet hûb-terkîb
Çıkrıkçı-zâde
Biri Çıkrıkçı nâmı Mustafâdur
Be-gâyet bî-vefâ vü pür-cefâdur
Felek çarh[ı] olursa ana lâyık
O mâhı şöyle bilmişdür halâyık
Mukarrer i’timâd eylen bu remze
Yüregümde ig olmuşdur o gamze
Debbâg Ca’fer
Biri ol mâh-ı tal’at mihr-i enver
Dinilür adına Debbâg Ca’fer
Nigâra benzer ol yâr-ı şeker-leb
Gerekdür ana bir mâzûyıla şeb
Tutalum var imiş ol fende hâlet
Ana lâyık mıdur andan o san’at
(Turan, Lokman (2011). “Defterdâr-zâde Ahmed Cemâlî’nin Siroz Şehr-engîzi”, Osmanlı Araştırmaları The Journal Of Ottoman Studies.C.XXXVII. İstanbul: İslam Araştırmaları Merkezi. 74.)
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 09.12.2020Eserlerinden Örnekler
Cöngüne yanlışlıg idüp yazdum ise ger du’â
Lutf idüp ma’zûr dut yazmaz yanılmaz bir Hudâ
***
İtme zamâne halkı ile gel mu’âşeret
İşkencedür ‘avâm ile ‘örfî musâhabet
***
Serv dirdüm kaddüne illâ ki istignâsı var
Yüzüni misbâh okurdum n’eyleyüm ammâsı var
***
İtdük şu denlü imtizâc olmaya makdûr-ı beşer
Sâkî ile ben bendenün [bir] içdügi ayru gider
***
Ey dirîgâ cihân-ı fânîde
Delülik dahi oldı masharalık
(Solmaz, Süleyman (hzl.) (2005). Ahdî, Gülşen-i Şu’arâ (İnceleme-Metin). Ankara: AKM Yay. 256.)
***
Çeşm-i giryânum görüp bin baş hakkundur didi
Hâk-pâyun bana toprak kâdîsı hükm eyledi
***
‘Âkıbet çünkim tolar toprak gözine kaşına
Fahr iden şâhun murassa’ tâc ile taş başına
***
Hâb-ı gafletde olan menzil-i vasla iremez
Yasdanan yârün işigün yaramaz düş göremez
***
Âh kim bir sipâhî dildârı
Beni itdi sokak silahdârı
***
Bu yirden kopmadur derme degüldür
Dilâ ol gonca devşürme degüldür
***
Salarlar sayd-ı mâh içün ekser
Beşik taşında oglancuklar aglar
(Sungurhan Eyduran, Aysun (hzl.) (2009). Kınalı-zâde Hasan Çelebi, Tezkîretü’ş-Şu’arâ, Tenkitli Metin B. http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/belge/1-83504/kinalizade-hasan-celebi---tezkiretus-suara.html [erişim tarihi: 01.02.2014]. 214-15.)
Siroz Şehrengîzi'nden
Cüneyd-zâde
Biri şol hûbluk tahtında sultân
Cüneyd oglı Muhammeddür o cânân
Cemâli şu’lesinden zerre anun
Olur mihr ü mehi rûy-ı cihânun
Henüz bir gonce-i nev-restedür ol
Hüsn bâgında bir gül destedür ol
Bakkâl Mustafâ
Biri Bakkâl ü nâmı Mustafâdur
İşi ‘uşşâka mihr ile vefâdur
Gözi bâdâm ü la’li kand u sükker
N’ola vasf-ı lebin kılsam mükerrer
Dehânı piste gûyâ gabgabı sîb
Latîf ü hoş-tıynet hûb-terkîb
Çıkrıkçı-zâde
Biri Çıkrıkçı nâmı Mustafâdur
Be-gâyet bî-vefâ vü pür-cefâdur
Felek çarh[ı] olursa ana lâyık
O mâhı şöyle bilmişdür halâyık
Mukarrer i’timâd eylen bu remze
Yüregümde ig olmuşdur o gamze
Debbâg Ca’fer
Biri ol mâh-ı tal’at mihr-i enver
Dinilür adına Debbâg Ca’fer
Nigâra benzer ol yâr-ı şeker-leb
Gerekdür ana bir mâzûyıla şeb
Tutalum var imiş ol fende hâlet
Ana lâyık mıdur andan o san’at
(Turan, Lokman (2011). “Defterdâr-zâde Ahmed Cemâlî’nin Siroz Şehr-engîzi”, Osmanlı Araştırmaları The Journal Of Ottoman Studies.C.XXXVII. İstanbul: İslam Araştırmaları Merkezi. 74.)
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Cöngüne yanlışlıg idüp yazdum ise ger du’â
Lutf idüp ma’zûr dut yazmaz yanılmaz bir Hudâ
***
İtme zamâne halkı ile gel mu’âşeret
İşkencedür ‘avâm ile ‘örfî musâhabet
***
Serv dirdüm kaddüne illâ ki istignâsı var
Yüzüni misbâh okurdum n’eyleyüm ammâsı var
***
İtdük şu denlü imtizâc olmaya makdûr-ı beşer
Sâkî ile ben bendenün [bir] içdügi ayru gider
***
Ey dirîgâ cihân-ı fânîde
Delülik dahi oldı masharalık
(Solmaz, Süleyman (hzl.) (2005). Ahdî, Gülşen-i Şu’arâ (İnceleme-Metin). Ankara: AKM Yay. 256.)
***
Çeşm-i giryânum görüp bin baş hakkundur didi
Hâk-pâyun bana toprak kâdîsı hükm eyledi
***
‘Âkıbet çünkim tolar toprak gözine kaşına
Fahr iden şâhun murassa’ tâc ile taş başına
***
Hâb-ı gafletde olan menzil-i vasla iremez
Yasdanan yârün işigün yaramaz düş göremez
***
Âh kim bir sipâhî dildârı
Beni itdi sokak silahdârı
***
Bu yirden kopmadur derme degüldür
Dilâ ol gonca devşürme degüldür
***
Salarlar sayd-ı mâh içün ekser
Beşik taşında oglancuklar aglar
(Sungurhan Eyduran, Aysun (hzl.) (2009). Kınalı-zâde Hasan Çelebi, Tezkîretü’ş-Şu’arâ, Tenkitli Metin B. http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/belge/1-83504/kinalizade-hasan-celebi---tezkiretus-suara.html [erişim tarihi: 01.02.2014]. 214-15.)
Siroz Şehrengîzi'nden
Cüneyd-zâde
Biri şol hûbluk tahtında sultân
Cüneyd oglı Muhammeddür o cânân
Cemâli şu’lesinden zerre anun
Olur mihr ü mehi rûy-ı cihânun
Henüz bir gonce-i nev-restedür ol
Hüsn bâgında bir gül destedür ol
Bakkâl Mustafâ
Biri Bakkâl ü nâmı Mustafâdur
İşi ‘uşşâka mihr ile vefâdur
Gözi bâdâm ü la’li kand u sükker
N’ola vasf-ı lebin kılsam mükerrer
Dehânı piste gûyâ gabgabı sîb
Latîf ü hoş-tıynet hûb-terkîb
Çıkrıkçı-zâde
Biri Çıkrıkçı nâmı Mustafâdur
Be-gâyet bî-vefâ vü pür-cefâdur
Felek çarh[ı] olursa ana lâyık
O mâhı şöyle bilmişdür halâyık
Mukarrer i’timâd eylen bu remze
Yüregümde ig olmuşdur o gamze
Debbâg Ca’fer
Biri ol mâh-ı tal’at mihr-i enver
Dinilür adına Debbâg Ca’fer
Nigâra benzer ol yâr-ı şeker-leb
Gerekdür ana bir mâzûyıla şeb
Tutalum var imiş ol fende hâlet
Ana lâyık mıdur andan o san’at
(Turan, Lokman (2011). “Defterdâr-zâde Ahmed Cemâlî’nin Siroz Şehr-engîzi”, Osmanlı Araştırmaları The Journal Of Ottoman Studies.C.XXXVII. İstanbul: İslam Araştırmaları Merkezi. 74.)
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | SUN'Î, Sun'ullah Mehmed Efendi | d. ? - ö. 1674 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | Yeşim Doran | d. 27 Haziran 1971 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | Safveti Ziya | d. 1875 - ö. 25 Temmuz 1929 | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | SUN'Î, Sun'ullah Mehmed Efendi | d. ? - ö. 1674 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | Yeşim Doran | d. 27 Haziran 1971 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | Safveti Ziya | d. 1875 - ö. 25 Temmuz 1929 | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | SUN'Î, Sun'ullah Mehmed Efendi | d. ? - ö. 1674 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | Yeşim Doran | d. 27 Haziran 1971 - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | Safveti Ziya | d. 1875 - ö. 25 Temmuz 1929 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | SUN'Î, Sun'ullah Mehmed Efendi | d. ? - ö. 1674 | Meslek | Görüntüle |
11 | Yeşim Doran | d. 27 Haziran 1971 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
12 | Safveti Ziya | d. 1875 - ö. 25 Temmuz 1929 | Meslek | Görüntüle |
13 | SUN'Î, Sun'ullah Mehmed Efendi | d. ? - ö. 1674 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | Yeşim Doran | d. 27 Haziran 1971 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | Safveti Ziya | d. 1875 - ö. 25 Temmuz 1929 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
16 | SUN'Î, Sun'ullah Mehmed Efendi | d. ? - ö. 1674 | Madde Adı | Görüntüle |
17 | Yeşim Doran | d. 27 Haziran 1971 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
18 | Safveti Ziya | d. 1875 - ö. 25 Temmuz 1929 | Madde Adı | Görüntüle |