DERVÎŞ, Hacı Dervîş

(d. ?/? - ö. 1040/1630/1631\'de hayatta)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 17. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Mostar’da doğdu. Asıl adı, doğum tarihi, baba adı ve ailesi hakkında bir bilgi bulunmamaktadır. Hakkında bilinenler Vanco Boşkov (1971: 190)’un anlattıklarından ibarettir. Boşcov’a göre biri Saraybosna, diğeri ise Mostar hakkında iki şiir yazarı olarak bilinmektedir. Hakkında söyleyebileceğimiz tek şey, hacca gittiği ve Şehrengiz’inde zikrettiği, Ahmed adında bir gencin babasının yoldaşı olduğudur. Yine Şehrengiz’inde gençlerden birinin öğrencisi olduğunu söylemesi müderris olduğuna veya Mostar’da edebî çevrede öğrencilerinin bulunduğuna delâlet edebilir. Şehrengiz’inde “Murâdun hâsıl oldı yine Dervîş” mısraının işaret ettiği 1040/1630-1631 yılında veya sonra vefat etmiş olmalıdır.

Mostar Şehrengizi: Eserin kime sunulduğu belli değildir. Eser, 1040/1630-1631 yılında tamamlanmıştır. Mesnevi nazım şekliyle yazılmış olup bilinen iki nüshası vardır: Birinci nüshası Orijentalnom Institutu u Sarajevu, Nr. 4287’de kayıtlı yazmanın 63a-66b yaprakları arasındadır. Bu nüshada 37 güzel tanıtılmaktadır ve bazı beyitlerin mısraları eksiktir. Nüshanın beyit sayısı 287’dir. Güzellerin tanıtıldığı bölümler cetvellerle ayrılmıştır. Ser-levhada Mostârî Merhûm Dervîş Efendinün şehr-engîzidür. Dibâcesinün evveli zâyi olmagla bundan tahrîre şürû olındı.” ifadesi bulunmaktadır. İkinci nüshası Gazi Hüsrev Paşa Kütüphanesi Türkçe Yazmaları Nr. 5788’de kayıtlı olan yazmanın 99b-104b yaprakları arasındadır. Bu nüshada 39 güzel tanıtılmaktadır ve nüshanın beyit sayısı 297’dir. Ser-levhada “Mostârî Merhûm Dervîş Efendinün şehr-engîzidür. Dibâcesinün evveli zâyi olmagla buradan tahrîre şürû‘ olındı. Allah Teâlâ itmâmını müyesser eyleye” ifadesi bulunmaktadır. Mostar Şehrengizi’nin mukaddime bölümü eksiktir. Eser 79 beyitlik sebeb-i telif bölümü ile başlar. Bu bölümde Derviş, Mostar’ın güzellerini övmediği ve cefakârlarını da yermediği için Mostar’ın âşıklarının sitemine maruz kaldığını ifade etmiştir. Sonra ısrarlara fazla dayanamadığını ve Mostar’ın güzellerini methetmek için canla başla çalışacağını belirtmiştir. Mostar’ın güzelliklerini vasfettikten sonra şair asıl bölüme geçmiş ve burada 39 güzeli tanıtmıştır. Şair, güzelleri tanıtırken öncelikle güzelin adını veya unvanını vermiş, müteakip beyitlerde ise uğraşını belirtip övgüsünü yapmıştır. Eser, hatime bölümüyle son bulmuştur. Hatimeden sonra şair, üç beyitten oluşan bir tarih kıtası söylemiş ve Murâdun hâsıl oldı yine Dervîş” mısraı ile, eserini 1040/1630-1631 yılında tamamladığını belirtmiştir. Eser, Tamâm şud bi-avni’l-lâhi Teâlâ” ifadesiyle son bulmuştur. Eser hakkında iki çalışma (Boşkov 1971; Kesik 2010) yapılmıştır. Dervîş, Mostar Şehrengizi’nde tasvirlerde boyun serviye ve elife, yanağın güle, aya, güneşe, şaraba; alnın aya ve dolunaya; dudağın ab-ı hayata ve kanda; kaşın mihraba, kemana ve güzellik ayetine; saçın sünbüle ve kemende; gamze/yan bakışın oka ve gözün şahine benzetilmesi gibi divan şiirinin kalıplaşmış benzetmelerine sıkça başvurmuştur. Bu benzetmelerin dışında, tanıtılan kişinin mesleği, adı ve bazen de takma adı göz önünde bulundurularak çeşitli kelime oyunlarıyla sanatlı bir yol takip etmiştir. Meslek araç ve gereçlerine ve yapılan işin niteliğine ilişkin kelimelerle de benzetmeler yapmıştır (Kesik 2010: 370-377). Hacı Derviş, Şehrengiz’inde yer yer rindâne, âşıkâne ve de şûhâne bir söyleyişi yeğlemiştir. Böylelikle yer yer şen, şuh ve tatlı bir söyleyiş güzelliği yakalamıştır. Geleneğin imkânları dâhilinde ses ve söz sanatlarından faydalanmış, bu sanatları başarıyla kullanarak akıcı bir söyleyişi yakalamayı başarmıştır. Eserin, nazım tekniği bakımından da başarılı olduğunu söylemek mümkündür.

 

Kaynakça

Akkuş, Metin (1987). Türk Edebiyatında Şehr-engizler ve Bursa Şehrengizleri. Yüksek Lisans Tezi. Erzurum: Atatürk Üniversitesi. 37-38.

Boškov, Vančo (1971). “Šehr-engiz u Turskoj Knjizevnosti i Šehr-engiz o Mostaru” [Šehrengiz in Turkish literature and Šehr-engiz on Mostar], Radovi Filozofskog Fakulteta u Sarajevu [The works of the Faculty of Philosophy in Sarajevo] VI: 173-211.

 Kesik, Beyhan (2010).“Yeni Bir Nüshadan Hareketle Hacı Derviş’in Mostar Şehrengizi”. Turkish Studies 5(3): 268-399. http://www.turkishstudies.net/Makaleler/724524570_17kesik_beyhan.pdf [erişim tarihi: 17.03.2014].

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: PROF. DR. BEYHAN KESİK
Yayın Tarihi: 19.03.2014
Güncelleme Tarihi: 25.11.2020

Eserlerinden Örnekler

Mostârî Merhûm Dervîş Efendinün şehr-engîzidür. Dibâcesinün evveli zâyi‘ olmagla buradan tahrîre şürû‘ olındı. Allâh Te‘âlâ itmâmını müyesser eyleye

Degül bir kaç bular belki hezârân

Ki olmış her biri biriyle yârân

Görince bunları bî-hûş oldum

Güle bülbül gibi pür-cûş oldum

Düşince nâ-gehânî bir araya

İdince iltifâtı ben gedâya

Karâr u sabrumı alurdı ol dem

Didüm hôş didiler anlar hem-ân-dem

Velî dîvânesi oldum birinün

Yüzi benzerdi mâha ol perînün

Selîm idi anun nâm-ı şerîfi

Hemân hûrşîd idi rûy-ı latîfi

Cebîni bedr idi gûyâ o mâhun

Kaşı mihrâbı idi kıblegâhun

Gözi şâhîn murg-ı dil kapardı

Ki tâ ki gönlümün murgın apardı

Lebi gûyâ ki âb-ı zinde-gânî

Ayıldukça bagışlar câna cânı

Muhassal ‘âşık-ı ser-bâzı oldum

Sevince cân ile hem-râzı oldum

Benüm ‘aşk oldı cümle kâr u bârum

Benüm ‘aşk oldı cümle yog u varum

Bana ‘aşkun belâsı bâl oldı

Müdâmî ‘aşk kîl u kâl oldı

Serây-ı dilde mahremdür bana ‘aşk

Dilüm mecrûh merhemdür ana ‘aşk

Degüldür ‘aşkdan dil hîç hâlî

Gönül ‘aşk ile bulmaz hîç râzı

Olupdur ‘aşk ile dâ’im kelâmum

Ki anunla olur zîrâ selâmum

Görürsem bir arada iki dil-ber

Üçinci ben olurum hey birâder

Olur dil der-be-der şehrinde ‘aşkun

Ki hayrân oldı cân mihrinde ‘aşkun

Kul olaldan gönül sultân-ı ‘aşka

Virür cânını ol dermân-ı ‘aşka

Dilümde ‘aşk bulaldan sebâtı

Bu mürde cismüme virdi hayâtı

Benüm cânum olupdur ‘aşka me’lûf

Benüm vassâfı olmışdur o mevsûf

İderken vasfını her-bâr ‘aşkun

Kılurken medhini her-bâr ‘aşkun

Bana ‘uşşâk-ı Mostârun hitâbı

İdüp kıldılar ol demde ‘itâbı

N’içün dil-berleri medh eylemezsin

Cefâ-kârın n’içün kadh eylemezsin

Bilürsin hôş-nevâ bülbül dem-â-dem

Gülistânda kılur efgânı her dem

Toludur güller ile bâg-ı Mostâr

Ne var anlara bülbül olsan ey yâr

Bu şehrün bî-nihâyetdür cüvânı

Hadeng-i gamzesi kaşı kemânı

… 

Yüri Mostâra şehr-engîz eyle

Zebânun tîgını ser-tîz eyle

Ola eglence tâ kim ‘âşıkâna

Ola bir yâdigâr ehl-i cihâna

Du‘â-i hayra bâ’is olısardur

Kalan ‘âlemde bâkî bir eserdür

Bu güller açılup solmak yazıkdur

Bularun nâmı güm olmak yazıkdur

Cüvânun hüsnine viren letâfet

Cüvâna ögreden nâz u zarâfet

…  

İlâhî hazretünden Hâcî Dervîş

O dil-dâre o bî-çâre o dil-rîş

Diler her rûz u şeb cân ile dilden

Ümîdin kat‘ idüp ol cümle ilden

Senün dergâhuna tutup yüzini

Hem ihsânuna ümmîdi gözini

Nasîb it ‘âşıka sabr u karârı

Ki târik itmeye yâr u diyârı

Cüvânı müşfik eyle yâ İlâhî

Niçe bir kıla ‘âşık âh u vâhı

Ola kim ‘âşıka zulm itmeyeler

Reh-i cevr ü cefâya gitmeyeler

Ser-âmed geldi hûbândan Selîmüm

Ki oldur hem-nişînüm hem-kadîmüm

Olupdur hücre-i dilde enîs ol

Bana olmış gice gündüz celîs ol

Kaşı âyât-ı hüsne besmeledür

Hatı tefsîri bir hôş resm iledür

Ruhında yarası şakkü’l-kamerdür

Dehânı dürci pür-dürr ü güherdür

Odur server güzeller arasında

O merhemdür güzeller yarasında

Anı ser-defter-i hûbân yazdum

Ki gayrı levh-i dilden cümle kazdum

Birisi oldı hûbânun Mehemmed

Kadüm dâl eyledi âh ol elif-kad

Dinilür ana Hâcî Bâlî-zâde

Ola günden güne hüsni ziyâde

Bu dem dil-berler içre yok nazîri

O şâh olmış güzellerdür vezîri

Çün olmış tâlib-i ‘ilm ol yüzi mâh

Gerekdür hâtır-ı ‘âşıkdan âgâh

Resûl-i Ekremün hem-nâmı oldı

Dil-i ‘uşşâkun ol ârâmı oldı

Hüseyn olmış birinün nâm-ı pâki

Anun hîç kimseden yok zerre bâki

Sipâhîdür yanında tîg-ı tîzi

Anunla kimse kılmasun sitîzi

Olupdur tâlib-i ‘ilm ol dil-âver

Edeb fennini turmaz kılur ezber

Edebde yok nazîri anun el-hak

Babasına bagışlasun anı Hak

Umarum eyleye tahsîl-i ‘ilmi

Hayâsı gösterür anı vü hilmi

Melek-haslet birinün nâmı Yûsuf

Seven ‘âşık anı çekmez te’essüf

 

 Mü’ezzindür okudukça ezânı

Öter bülbül sanursun ol dem anı

Ezâna başlayınca ol yüzi mâh

Tolar mescid sadâ-yi Allâh Allâh

Kaçan kim diye ol “Allâhü ekber”

Nefes yâ n’ide ol dem ana dirler

Ne dem kim kılsa mescidde ikâmet

İmâm olan sanur kopdı kıyâmet

Birinün nâmı Selmân Aga-zâde

Nazîri yokdur anun bu arada

Vefâdan yok eser anun dilinde

Su’âl itsen cevâbı dil ucında

Eger tıfl ise n’ola on yaşında

Cüvân olur büyümez taş başında

Varınca on üç on dört yaşına ol

Gezer ‘uşşâk yanınca sag u sol

Kaşı âyât-ı hüsninden eserdür 

İşitdüm anı gâyet hôş püserdür

Biri Yeniçeri oglı Kayadur

Ayagı tozı anun kîmyâdur

Tüfenginden hazer itmek gerekdür

Hemânâ kaşı gözi zenberekdür

Yir eyler ‘âşıkun gönlinde ‘aşkı

Kılur ‘âşıklarun te’sîr sıdkı

Ana kanın helâl eyler sevenler

Anı gâyetde bir kattâl dirler

Kaya kaya bakar ‘âşıklarına

Terahhum eyler ol sâdıklarına

Bu şehr-engîzden kim buldı itmâm

Du‘â-i hayrdur maksûdı ey nigû-nâm

Bi-hamdi’l-lâh tamâm oldı bu defter

Yazıldı şevk ile kalmadı ebter

Dil ü cân ile kıldum ana ikdâm

Niçe eksiklik ile buldı itmâm

Nazar itdükçe ana ehl-i ‘irfân

Kabûl ide umarum ‘özr-i yârân

… 

Tamâm oldı çü Şehr-engîz-i Mostâr

İdüp fikr-i dakîki hâtır-ı rîş

 ‘Aceb târîhini anun ne yazsam

Kılurken kendi dilde anı teftîş

 

Didi ol demde nâ-geh hâtif-i gayb

“Murâdun hâsıl oldı yine Dervîş”

Tamâm şud bi-‘avni’l-lâhi Te‘âlâ


(Kesik, Beyhan (2010).“Yeni Bir Nüshadan Hareketle Hacı Derviş’in Mostar Şehrengizi”. Turkish Studies 5(3). http://www.turkishstudies.net/Makaleler/724524570_17kesik_beyhan.pdf [erişim tarihi: 17.03.2014]. 378-399.)


İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1MECÂZÎd. ? - ö. 1610Doğum YeriGörüntüle
2MÂİLÎ, Mustafa Ağad. ? - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
3HİKMET, Hersekli Ârif Hikmet Beyd. 1839 - ö. 1903Doğum YeriGörüntüle
4MECÂZÎd. ? - ö. 1610Doğum YılıGörüntüle
5MÂİLÎ, Mustafa Ağad. ? - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
6HİKMET, Hersekli Ârif Hikmet Beyd. 1839 - ö. 1903Doğum YılıGörüntüle
7MECÂZÎd. ? - ö. 1610Ölüm YılıGörüntüle
8MÂİLÎ, Mustafa Ağad. ? - ö. ?Ölüm YılıGörüntüle
9HİKMET, Hersekli Ârif Hikmet Beyd. 1839 - ö. 1903Ölüm YılıGörüntüle
10MECÂZÎd. ? - ö. 1610MeslekGörüntüle
11MÂİLÎ, Mustafa Ağad. ? - ö. ?MeslekGörüntüle
12HİKMET, Hersekli Ârif Hikmet Beyd. 1839 - ö. 1903MeslekGörüntüle
13MECÂZÎd. ? - ö. 1610Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14MÂİLÎ, Mustafa Ağad. ? - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15HİKMET, Hersekli Ârif Hikmet Beyd. 1839 - ö. 1903Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
16MECÂZÎd. ? - ö. 1610Madde AdıGörüntüle
17MÂİLÎ, Mustafa Ağad. ? - ö. ?Madde AdıGörüntüle
18HİKMET, Hersekli Ârif Hikmet Beyd. 1839 - ö. 1903Madde AdıGörüntüle