FAHRÎ, Ali Karabulut

(d. 1900/1901 / ö. 06.08.1975)
müteahhit
(Âşık / 20. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Ali Karabulut, Artvin'in Yusufeli ilçesine bağlı Esenkaya (Zor) köyünde doğmuştur (Özder 1978: 8). Doğum tarihi tam olarak bilinmemektedir. 1900 (Özder 1978: 8), 1913 (Gökalp yty: 166; Öksüz 2013: 266), 1902 (Aytekin 2014: 13) tarihlerinden Özder’in verdiği rumi tarihin tam miladi karşılığı 1900-1901’dir. Aytekin ise Fahrî’nin bir şiirinde geçen “Yaşım otuz oldu bir oğul buldum” mısraına ve şairin tek oğlunun 1932 doğumlu olduğuna dayanarak 1902 doğumlu olduğunu kabul etmektedir. Babası Bozbaşgillerden Şükrü, annesi ise Ömerbeggillerden Mahpup Hanım’dır (Aytekin 2014: 13). Annesinin adını Özder, Mabude olarak kaydetmiştir (1978: 8). Fahri’nin biri erkek diğeri kız iki kardeşi daha vardır. Annesinin ölümü üzerine, babası Zahide Hanım ile evlenmiş Fahri’nin bir erkek kardeşi de bu evlilikten olmuştur. Fahrî ilk evliliğini de üvey annesinin kızı Fatma ile evlenmiştir. Ancak ilk karısı kısa bir süre sonra ölmüştür. Bu sırada Fahrî on sekiz, Fatma ise on altı yaşındadır. Fahrî, aylarca eşinin mezarına gitmiş bu acıyı yüreğinden tam manasıyla hiçbir zaman atmamıştır ki âşıklığı bakımından bu hâl önemlidir (Aytekin 2014: 13-14).

Âşık, ilkokula gitmişse de okuldan hoşlanmadığı ve eğitimini çok sürdürmediği bir şiirinden anlaşılmaktadır (Aytekin 2014: 13). Dolayısıyla Gökalp’ın verdiği medresede okuduğu, Arapça ve Farsça bildiği kaydı (yty: 166) doğru olmasa gerektir.

1915'te ailesiyle birlikte Sivas, Çorum ve Bolu’nun Mudurnu ilçesine göç ederek buralarda yaşadılar. Fahrî ilk evliliğini Mudurnu’da yapar ve burada dükkân işleterek geçinir. 1923'te ailesiyle Esenkaya köyüne geri döndüler (Aytekin 2014: 13-14). Fahrî, tahminen 1928’de ikinci eşi Miyase Hanım ile evlenir. Bu evlilikten Murat adındaki oğlu 1932'de dünyaya gelir. Ferehnaz ve Peruzat isimli kızları ise 1938 ve 1948 yıllarında doğdular. Çocukluk ve ilk gençlik çağında çobanlık yapar. Daha sonra Ağrı’ya bostanlarda çalışmaya gider, kardeşiyle Sivas-Erzurum demiryolunun yapımında çalışır (Aytekin 2014: 14). 1940-1960’lı yıllarda Doğu Anadolu’nun pek çok yerinde köprü, câmi, okul, tünel yapım işinde müteahhitlik yapan Fahrî, bu sayede maddi olarak iyi bir hayat geçirir. Oğlu Murat’ın 1974'te Avusturya’da trafik kazası geçirip ölümünün ardından büyük bir üzüntüye boğulan âşık, sadece bir sene yaşar. Ali Karabulut, 6 Ağustos 1975 tarihinde Bursa’da geçirdiği bir trafik kazası sonucunda vefat eder (Aytekin 2014: 14-15). Cenazesi köyüne getirilerek 9 Ağustos 1975 tarihinde toprağa verilmiştir (Özder 1978: 9).

Fahrî’nin âşıklıktaki ustası Huzûrî’dir. Aynı köyden olmaları sebebiyle çok yakın bir ilişki kurmuş olan bu iki âşığın özellikle herfenelerdeki sazlı-sözlü sohbetleri ve birlikte çıktıkları seyahatler (Özder 1978: 8) Fahrî’nin yetişmesinde önemli bir tesire sahiptir. Mahlasını da Huzûrî’den alan âşığın şiirlerinde Huzûrî’nin etkisi görülür. Ustasının mezarını da yaptıran (Özder 1978: 8; Aytekin 2014: 18-19) Fahrî, bu vesileyle minnetini gösterme imkânı bulur. Fahrî, aynı dönemde yaşayan Perdahî, Derya, İzharî, Özerî, Ardanuçlu Efkârî, Zuhurî, Zarrafî gibi âşıklarla karşılaşıp onlarla sohbet edip atışır. Ayrıca müteahhitlik için gittiği Kars ve çevresinde de çok sayıda âşık ile görüşme olanağı bulmuştur (Aytekin 2014: 19-20).

Fahrî; destan, koşma, divanî gibi şekil ve türlerde şiir söylemiştir. Saz çalmamasına rağmen atışmalarda başarı kazanmıştır. Yalın bir dil kullanan Fahrî, bu yönüyle ustası Huzûrî’den ayrılır. Şiirlerinde ahenk öğeleri olarak redif, zengin, tam ve yarım kafiyeleri başarıyla kullanır. Hemen her âşık gibi şiirlerinde aşk teması başı çeker. Fahrî, beşeri aşkı terennüm eden bir âşık olmuş, köyü ve yakın çevresindeki güzelleri methetmiştir. Şiirlerinde dinî motifler önemli bir yere sahipken aşk anlayışında tasavvufi etkilerin olmaması ilgiye değer bir husustur. Bunu yaşam sevgisiyle dolu oluşuna bağlamak mümkündür. Fahrî’nin şiirlerinde dikkat çekici bir tema da gurbettir. Hayatının önemli bir kısmını köyünden uzakta geçirmiş olan âşık, memleket özlemi çeker. Bu temaya bağlı olarak tabiat sevgisi de açığa çıkar, Artvin’in ve köyünün doğal güzellerini över. Yurt sevgisi ve kahramanlık da şiirlerinde görülen temalardır, bu bağlamda cumhuriyete bağlılığını vurgular. Mizah yeteneğini taşlamalarında konuşturur, bu bağlamda devrindeki bazı modaları eleştirmekten geri durmaz. Bu eleştirilerde özellikle fakir-zengin ayrımına, gelir adaletsizliğine vurgu yapar.

Kaynakça

Aytekin, Cemil (2014). Yusufelili Fahri. Ankara: Ayrıntı Basımevi.

Gökalp, Mehmet (yty). Artvin Saz Şairleri. İstanbul: Asır Ajans Yay.

Öksüz, Musa (2013). Artvin Âşıklık Geleneği. Doktora tezi. Trabzon: Karadeniz Teknik Üniversitesi.

Özder, M. Âdil (1978). “Yusufeli’li Aşık Fahri”. Sivas Folkloru Dergisi. 6(69): 8-9.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: DR. ÖĞR. ÜYESİ GÜROL PEHLİVAN
Yayın Tarihi: 12.04.2019
Güncelleme Tarihi: 24.11.2020

İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1ENGÜNÎ, Yaşar Köksald. 1944 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
2DEDENOĞLU, Dilaver Deded. 1936 - ö. 1997Doğum YeriGörüntüle
3MUHİBBÎ, Salihd. 1823 - ö. 1868Doğum YeriGörüntüle
4ENGÜNÎ, Yaşar Köksald. 1944 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
5DEDENOĞLU, Dilaver Deded. 1936 - ö. 1997Doğum YılıGörüntüle
6MUHİBBÎ, Salihd. 1823 - ö. 1868Doğum YılıGörüntüle
7ENGÜNÎ, Yaşar Köksald. 1944 - ö. ?Ölüm YılıGörüntüle
8DEDENOĞLU, Dilaver Deded. 1936 - ö. 1997Ölüm YılıGörüntüle
9MUHİBBÎ, Salihd. 1823 - ö. 1868Ölüm YılıGörüntüle
10ENGÜNÎ, Yaşar Köksald. 1944 - ö. ?MeslekGörüntüle
11DEDENOĞLU, Dilaver Deded. 1936 - ö. 1997MeslekGörüntüle
12MUHİBBÎ, Salihd. 1823 - ö. 1868MeslekGörüntüle
13ENGÜNÎ, Yaşar Köksald. 1944 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14DEDENOĞLU, Dilaver Deded. 1936 - ö. 1997Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15MUHİBBÎ, Salihd. 1823 - ö. 1868Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
16ENGÜNÎ, Yaşar Köksald. 1944 - ö. ?Madde AdıGörüntüle
17DEDENOĞLU, Dilaver Deded. 1936 - ö. 1997Madde AdıGörüntüle
18MUHİBBÎ, Salihd. 1823 - ö. 1868Madde AdıGörüntüle