Madde Detay
GARİP ALİ, Hacı Ali Şen
(d. 02.09.1932 / ö. 2000)
?
(Âşık / 20. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Asıl adı Hacı Ali Şen olan âşık, 2 Eylül 1932'de Adana’nın Ceyhan ilçesine bağlı Durhasandede köyünde doğmuştur. Bununla birlikte âşık, nüfus cüzdanında doğum tarihinin 2 Eylül 1936 olarak geçtiğini ifade eder (Arı 1999: 95). Hacı Ali Şen, babasının Durhasandede köyünde “Durna Mehmet” olarak anıldığını, soyunun aslen Oğuz boylarından geldiğini ve Üçoklar'a dayandığını, atalarının pek çok yer gezdikten sonra Durhasandede köyüne yerleşmiş olduklarını belirtir. Âşık, ilkokul mezunudur. Vatani görevine 1953 yılının Ekim ayında Bingöl’de başlar; daha sonra usta birliği döneminde Erzurum'a geçer. 1955 yılı sonlarında da askerlik görevini Erzurum’da tamamlayarak terhis olur.
Hacı Ali Şen, geçimini işçilik yaparak sağlar. Eşi Gülşen Hanım ile 1956 yılında evlenir ve bu evlilikten beşi kız, biri erkek olmak üzere altı çocuk dünyaya gelir. Bu çocuklardan beşi âşığın sağlığında evlenir. Âşık, 1969 yılında Almanya’ya işçi olarak gider ve 1975 yılının başında Almanya'dan kesin dönüş yapar. Almanya’daki yaşam şartlarının Türk kültürüne uymaması nedeniyle Almanya’dan erken döndüğünü belirtir. Almanya'ya gittiğine çok pişman olduğunu "Keşke memleketimde hamallık yapsaydım da Almanya’ya hiç gitmeseydim" sözleriyle ifade eder (Arı 1999: 95). Eşi ve küçük kızlarıyla birlikte Durhasandede köyünde yaşamlarını sürdürmekteyken 2000 yılında ani bir kalp krizi sonucu vefat eder ve Durhasandede köyünde defnedilir (Arı 2013: 133).
Hacı Ali Şen, âşıklığa başlamasında çocukluk yıllarında büyüklerin veya gezginci âşıkların anlattığı Karacaoğlan, Kerem, Ruhsati, Garip, Tahir ile Zühre gibi halk hikâyelerinin etkisi olduğunu ifade eder. Özellikle de Adana Yüreğir'in Geçitli mahallesinden gelen Giritli Hasan Efendi’nin anlattığı Bey Böğrek hikâyesinin hâlâ kulaklarında çınladığını belirtir. Ayrıca babasının da cüra çalıp türkü söylediğini; bu yüzden lakabının “Durna Mehmet” olduğunu, kendisinin âşıklığa başlamasında babasının da etkisinin olabileceğini söyler. Bu söylediklerine ek olarak, âşıklığa 13-14 yaşlarında köy kızlarına şiirler söyleyerek başladığını da itiraf eder (Arı 1999: 96).
Âşık, çocukluğunda cüra çalmayı babasından öğrendiğini belirtir. Bağlama çalamadığını; sazlı sözlü ortamla köylerine Gaziantep’ten gelen Âşık Hüseyin'in sayesinde tanıştığını, gençlik yıllarında ise Ferrahî ile çok dolaştığını, onunla birlikte pek çok kez sazlı sözlü ortama girdiğini ifade eder. Usta çırak ilişkisi içerisinde yetişmez ancak atışmalarda karşılaştığı ya da beraber gezdiği; aynı ortamlara girerek etkilendiği âşıkları usta olarak kabul ettiğini belirtir. Etkilendiği âşıklar arasında Mahzuni Şerif, Yaşar Reyhani, Hüseyin Çırakman, Hüdai, İmami, Ali Cemali ve Ferahi bulunur (Arı 1999: 96).
Âşık, rüya görüp bade içmez. Dünyada bilinmeyenler çok olduğu için böyle bir olayın olabileceğini ancak kendisinin rüya görüp, bade içmediğini belirtir. Ayrıca Garip Ali mahlasını da kendisinin seçtiğini söyler. Bu mahlası almasında yalnızlığının ve yoksulluğunun etken olduğunu ifade eder (Arı 2008: 30). Elimizde bulunan 100 civarındaki şiirine bakıldığında söz konusu şiirlerin genellikle 11'li (6+5, 4+4+3) ve 8'li (4+4, 5+3) ölçü ile yazıldığı görülür. Bu şiirler de genellikle aaab, cccb...xaxa, bbba... kafiye örgüsüyle yazılır. Ayrıca âşığın şiirlerinde genellikle yarım kafiye kullanıldığı anlaşılır.
Şiirlerinde çoğunlukla hikâye yolu ile anlatım, doğrudan anlatım, soru ve delil ispat yoluyla anlatım tekniklerine başvurduğu dikkat çeker. Anlatım kalıplarından tekrir ve ikilemelere, deyimlere ve atasözlerine, halk söyleyişlerine sıklıkla başvurur ve bu unsurlarla anlatımını güçlendirmeye çalışır.
Şiirlerinin çoğunlukla koşma tarzında güzelleme, nasihat ve taşlama şeklinde olduğu görülür: "Garip Ali, her çileye alıştım/ Randevu vermiştin geldim, buluştum/ Sen okurken ben tarlada çalıştım/ Senden eksik benim nerem Doktor Bey" (Arı 2008: 33). Diğer yandan şiirlerinde aşk, sevgi, zamandan şikâyet, dünyadan şikâyet, doğa güzelliği gibi temalara sıkça yer verildiği görülür (Arı 1999: 97).
Kaynakça
Arı, Bülent (1999). "Tanınmayan Bir Âşık: Hacı Ali Şen". III. Uluslararası Halk Kültürü Bilgi Şöleni (Bildiriler), Adana: İl Kültür Müdürlüğü Yay. 95-97.
Arı, Bülent (2008). "Ceyhanlı Âşık Hacı Ali Şen'in Şiirlerinde Eleştiri". 1. Ceyhan Sempozyumu; Ceyhun'dan Ceyhan'a (Bildiriler), Adana: Ceyhan Belediyesi Yay. 33.
Arı, Bülent (2013). "Adana Âşıklık Geleneğinde Bir Alevi Âşık: Hacı Ali Şen'in Şiirlerinde Nasihat". Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli Araştırma Dergisi 68: 129-155.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DOÇ. DR. BÜLENT ARIYayın Tarihi: 27.12.2018Güncelleme Tarihi: 07.12.2020
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 27.12.2018Güncelleme Tarihi: 07.12.2020
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 07.12.2020
İlişkili Maddeler
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | Taçlı Yazıcıoğlu | d. ? - ö. - | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | MEHMET İLBARS | d. 1926 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | Ziya (Adanalı) | d. 1859 - ö. 26 Ağustos 1932 | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | Taçlı Yazıcıoğlu | d. ? - ö. - | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | MEHMET İLBARS | d. 1926 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | Ziya (Adanalı) | d. 1859 - ö. 26 Ağustos 1932 | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | Taçlı Yazıcıoğlu | d. ? - ö. - | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | MEHMET İLBARS | d. 1926 - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | Ziya (Adanalı) | d. 1859 - ö. 26 Ağustos 1932 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | Taçlı Yazıcıoğlu | d. ? - ö. - | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
11 | MEHMET İLBARS | d. 1926 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
12 | Ziya (Adanalı) | d. 1859 - ö. 26 Ağustos 1932 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
13 | Taçlı Yazıcıoğlu | d. ? - ö. - | Madde Adı | Görüntüle |
14 | MEHMET İLBARS | d. 1926 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
15 | Ziya (Adanalı) | d. 1859 - ö. 26 Ağustos 1932 | Madde Adı | Görüntüle |