GÜFTÎ, Ali

(d. ?/? - ö. 1088/1677)
divan şairi, tezkireci
(Divan/Yazılı Edebiyat / 17. Yüzyıl / Eski Uygur)
ISBN: 978-9944-237-86-4

17. yüzyıl Osmanlı şair ve tezkirecilerinden Güftî, Edirne’de doğmuştur. Asıl adı Ali’dir. Güftî yaşamının büyük bir bölümünü Rumeli’de geçirmiş, Rumeli’nin çeşitli vilayetlerinde kadılık yapmıştır. 1088/1677 yılında Edirne’de vefat eden şair, edebiyatımızda Teşrîfâtü’ş-Şu’arâ adlı şairler tezkiresi ile ün kazanmıştır. Tezkiresinin yanı sıra, Güftî’nin belli başlı eserleri arasında Dîvân’ını, Hilye’sini ve Gam-nâme, Zafer-nâme ve Şâh u Dervîş adlı mesnevilerini saymak mümkündür. 

Güftî’nin hayatı hakkındaki bilgilerimiz sınırlıdır. Şairin hayatı hakkında bilgi veren birincil kaynaklarda şairin Edirneli olduğu, Rumeli’de kadılıklarda bulunduğu ve 1088/1677 yılında vefat ettiği bilgisi yer almaktadır (Çapan 2005: 508; Özcan 1989: III, 688). Güftî’nin hayatının mihnet ve yoksulluk içinde geçtiğini ve kıymetinin takdir edilmediğini kaleme aldığı Teşrîfâtü’ş-Şu’arâ adlı tezkiresinden öğrenmekteyiz. Şair, tezkiresinde kendi dönemi ile ilgili tespitlerini de sıralamaktadır. Güftî özellikle dönemin şiire ve şairlere ilgisizliğinden, himaye ve destek azlığından yakınmaktadır (Yılmaz 2001: 88-90). Aynı şekilde, Gam-nâme adlı mesnevisinde Güftî, yaşadığı dönemde şiirden anlayanlar bulunmadığı için kendisine ve sanatına değer verilmediğinden şikayet etmektedir (Köprülü 1928: 1750). Kaynaklarda Güftî’nin eğitimi ile ilgili net bir bilgi mevcut değildir. Şairin hangi medreselerde eğitim gördüğü ve kimlerden ders aldığı bilinmemektedir. Güftî’nin hangi ilimleri çalıştığı konusunda da elimizde herhangi bir bilgi yoktur. Yalnızca, Sicill-i Osmânî’de Güftî’nin ilm-i fereste (atçılıkta) maharetinin olduğu bilgisi yer almaktadır (1996: II, 549). Eğitimini Edirne’de tamamladıktan sonra önce kırk akçe müderrisliğine, müderrislikten azledildikten sonra da kadılık mesleğine giren Güftî yaşamının büyük bir bölümünü Rumeli’de geçirmiştir. Rumeli’nin çeşitli vilayetlerinde kadılık yapan Güftî’nin hangi vilayetlerde bulunduğunu bilemiyoruz ancak kaleme aldığı eserlerden elde ettiğimiz ipuçları sayesinde birtakım sonuçlara varabiliyoruz. Örneğin, şairin divanında bulunan bir kasideden kendisinin Selanik’te bir dönem kadılık yaptığı anlaşılmaktadır (Köprülü 1928: 1736). Yine tezkiresinden elde ettiğimiz bilgiler ışığında, Güftî’nin Neşâtî (ö. 1085/1674), Sofyalı Vâhid Çelebi ve Tâlib gibi dönemin şairleri ile yakın dostluklar kurduğunu öğrenmekteyiz (Yılmaz 2001: 168-169, 225-227, 238-239). Güftî, tezkiresinde Sofyalı Fethî adlı bir öğrencisinden de söz etmektedir. Bu durum, Güftî’nin, müderris sıfatıyla, kendi döneminin yetenekli gençlerini yetiştirdiğini, genç şairlere üstatlık yaptığını göstermektedir (Yılmaz 2001: 193-194). Güftî’nin hayatta kimlerden himaye gördüğünü yine kendi eserlerinden öğrenmekteyiz. Şairin, ilmiye ricali içinde haklarında en fazla kaside yazdığı kişiler, IV. Mehmet döneminin şeyhülislamlarından Kara Çelebizâde Abdülazîz Efendi (ö. 1068/1657) ile Bahâyî Mehmet Efendi’dir (ö. 1065/1654) (Yılmaz 1983: 3). Bu durum, şairin bu kişilerden takdir ve himaye gördüğünün önemli bir göstergesidir.

Güftî’nin eserleri şunlardır:

1. Dîvân: Güftî’nin mürettep divanı vardır. İçindeki şiir sayısı yazma nüshalara göre değişen bu divanda toplam sekiz mesnevi, bir naat, yetmiş altı kaside, yirmi sekiz kıta, üç terkib-i bend, yedi tahmis, bir müseddes, bir muhammes, iki yüz altmış dokuz gazel, on iki tarih, iki müfred ve yüz on üç rubai yer almaktadır. Bazıları külliyat halinde bulunan divan nüshaları arasında Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi’ndeki yazma (Bağdat, Türkçe Yazmalar, no. 162) müellif hattı olarak kabul edilmektedir.

2. Teşrîfâtü’ş-Şu’arâ: Güftî edebiyatımızda bu eseri ile ün kazanmıştır. Manzum bir şairler tezkiresi olan bu eser 2270 beyittir ve toplam yüz altı şairi içermektedir Tezkirenin telif tarihi belli değildir. Güftî bu eserinde, kendisi de dâhil olmak üzere, çağdaşı olan şairleri ele almıştır. Çoğu ilmiye mesleğinden olan ve müderris, kadı, kazasker, şeyhülislam gibi görev ve makamlarda bulunan bu şairleri nükte, alay ve kimi zaman ağır suçlamalar ile anlatan ve yeren Güftî, eserde devrinden ve talihinden şikayetlerini de sıklıkla dile getirmektedir. Manzum bir tezkire olmasının yanında, eserin dikkate değer bir diğer yönü öteki tezkirelerde adları geçmeyen kimi şairleri içermesi, bu şairler hakkında bilgi vermesidir. 

3. Zafer-nâme: Bu eser 1071/1660 yılında Köse Ali Paşa tarafından Varat Kalesi’nin fethedilmesi münasebetiyle Güftî’nin kaleme aldığı 646 beyitlik bir mesnevidir. 

4. Gam-nâme: Güftî’nin 1067/1656 yılında tamamladığı bu mesnevi 781 beyittir. Mesnevi şairin kötü talihinden ve yaşadığı dönemde şiire olan ilgisizlikten yakındığı bir şikayetnamedir. Eserin elde mevcut tek nüshası Yapı Kredi Sermet Çifter Araştırma Kütüphanesi numara 599/4’te kayıtlı bulunmaktadır. 

5. Şâh u Dervîş: Güftî’nin bu eseri 628 beytilik bir mesnevi olup 1061/1650 yılında tamamlamıştır. Mesnevinin elde mevcut eksiksiz tek nüshası Yapı Kredi Sermet Çifter Araştırma Kütüphanesi numara 599/1’de kayıtlı bulunmaktadır. 

6. Hilye: Güftî’nin Hilye’si hakkında detaylı bilgi veren tek kaynak, Vasfi Mahir Kocatürk’ün Türk Edebiyatı Tarihi adlı eseridir. Öteki kaynaklar, Hilye’nin mevcut olduğunu haber vermekte ancak esere ilişkin herhangi bir bilgi sunmamaktadır. Kocatürk eserin iki kısımdan oluştuğunu, birinci kısımda Hz. Hasan ve Hüseyin’in, ikinci kısımda ise Aşere-i Mübeşşere’nin hilyelerinin yer aldığını belirtmektedir (1970: 458). Hilye’nin bir nüshası Süleymaniye Kütüphanesi, Laleli, numara 1715/7’de Hilye-i Aşere-i Mübeşşere adıyla kayıtlı bulunmaktadır. 

7. Zelle-nâme: Güftî’nin hiciv tarzında kaleme aldığı bu kısa mesnevisinin bilinen tek nüshası M. Fuad Köprülü’deki Güftî külliyatında bulunmaktadır (Köprülü 1928: 1750).

8. Hasb-i Hâl: 124 beyitlik küçük bir mesnevidir. Güftî’nin bu mesnevisinin mevcudiyetinden Agah Sırrı Levend söz etmekte ve bir nüshasının kendisinde olduğunu belirtmektedir (1998: 142). Kaşif Yılmaz da Hasb-i Hâl’in Şeyhülislam Bahâyî Efendi’ye sunulduğunu ve bu mesnevinin Güftî Dîvânı’nın Atatürk Üniversitesi Kütüphanesi’nde kayıtlı olan 123 numaralı nüshasında yer aldığını bildirmektedir (1983: 67).  

Tezkiresindeki ifadelerinden Güftî’nin nüktedan bir kişiliğe sahip olduğunu, kendisini güçlü bir şair olarak gördüğünü ve şiir söylemede iddialı olduğunu anlamaktayız (Yılmaz 2001: 87-88, 95-96, 201-202). Bilindiği üzere, 17. yüzyıl divan şairleri, 15. ve 16. yüzyıl şairlerine oranla, Farsça ve Arapça kelimeleri daha çok kullanmış ve uzun, karmaşık tamlamaları tercih etmiştir. Bu yüzyılda yetişen Güftî’nin şiir dili de yüzyılın ağır şiirsel dilinin özelliklerini yansıtmaktadır. Özellikle Farsça kelimelerin yoğun olduğu, uzun tamlamalarla örülü, süslü ve ağır bir şiir dilini tercih eden Güftî’nin üslubunun Sebk-i Hindî üslubuna yaklaştığı görülmektedir. Eserlerinin genel bir değerlendirmesinden hareketle, Güftî’nin özellikle gazel ve rubaide başarılı, Farsçaya hâkim, İran edebiyatını yakından izleyen, ağır ancak işlenmiş ve sağlam bir nazım diline sahip bir şair olduğunu söylemek mümkündür. 

Kaynakça

Bayram, Asuman (2006). Güftî ve Gam-nâmesi. Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Hacettepe Üniversitesi.

Birici, Sevim (2004). Türk Edebiyatında Şâh u Dervîşler ve Hilâlî-i Çağatayî’den Yapılan Şâh u Dervîş Çevirilerinin İncelenmesi. Doktora Tezi. Elazığ: Fırat Üniversitesi.

Çapan, Pervin (hzl.) (2005). Mustafâ Safâyî Efendi, Tezkire-i Safâyî. Ankara: AKM Yay..

Erol, Teymur (2009). Edirneli Güftî’nin Şâh u Dervîş Mesnevisi. Yüksek Lisans Tezi. Bursa: Uludağ Üniversitesi.

İnan, Murat Umut (2006). Edirneli Güftî Ali ve Şâh u Dervîş Mesnevisi. Yüksek Lisans Tezi. İstanbul: Boğaziçi Üniversitesi. 

Kahraman, Seyit Ali (hzl.) (1996). Mehmet Süreyya, Sicill-i Osmânî. C. 2. İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yay.

Kocatürk, Vasfi Mahir (1970). Türk Edebiyatı Tarihi. Ankara: Edebiyat Yayınevi. 

Köprülü, M. Fuad (1928). “Edirneli Güftî”. Millî Mecmua 108: 1735-1736. 

Köprülü, M. Fuad (1928). “Edirneli Güftî”. Millî Mecmua 109: 1750-1751.  

Özcan, Abdülkadir (hzl.) (1989). Şakâyıku’n-Nu’mâniyye ve Zeyilleri. C. 3. İstanbul: Çağrı Yay.

Timurtaş, Faruk Kadri (1948). “XVII. Asır Şairlerinden Edirneli Güftî ve Teşrîfâtü’ş-Şu’arâ’sı”. Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi 2 (3-4): 193-221.  

Yılmaz, Kaşif (1983). Güftî: Hayatı, Eserleri, Edebî Kişiliği, Tezkireciliği ile Dîvânı, Zafer-nâmesi ve Teşrîfâtü’ş-Şu’arâsının Tenkidli Metni. Doktora Tezi. Erzurum: Atatürk Üniversitesi.

Yılmaz, Kaşif (1996). “Güftî”. İslam Ansiklopedisi. C. 14. İstanbul: TDV Yay. 218-219. 

Yılmaz, Kaşif (2001). Güftî ve Teşrîfâtü’ş-Şu’arâsı. Ankara: AKM Yay. 

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: DR. ÖĞR. ÜYESİ MURAT UMUT İNAN
Yayın Tarihi: 06.02.2014
Güncelleme Tarihi: 28.11.2020

Eserlerinden Örnekler

Gazel

Nedür şikâyetün ey dil gamun nesin gördük

Bakılsa feyz-i dil-i hurremün nesin gördük

Cihânda gonca-i câmından almaduk behre

Küşâyiş-i gül-i bâg-ı Cemün nesin gördük

Hücûm-ı ye’s ile ey bü’l-heves şüküfte-dil ol

Kerîm imiş tutalum Hâtemün nesin gördük

Tamâm-ı töhmet-i dânişle hasret-âlûduz

Ümîd-perverî-i ‘âlemün nesin gördük

‘Aceb mi ülfetî-i vahşiyânemüz Güftî

Bu cilvegehde benî Âdemün nesin gördük

(Yılmaz, Kaşif (1983). Güftî: Hayatı, Eserleri, Edebî Kişiliği, Tezkireciliği ile Dîvânı, Zafer-nâmesi ve Teşrîfâtü’ş-Şu’arâsının Tenkidli Metni. Doktora Tezi. Erzurum: Atatürk Üniversitesi. 17.) 

Rubai

Biz târek-i şemşîr-i cefâya tâcuz

Ya‘nî ki hadeng-i mihnete âmâcuz

Erbâb-ı hüner zelîl ü her sifle ‘azîz

Hayret-zede-i hikmet-i istidrâcuz

(Köprülü, M. Fuad (1928). “Edirneli Güftî”. Millî Mecmua 108: 1736.)

Teşrîfâtü’ş-Şu’arâ’dan

Menem ol mülk-i nazma Hâkânî

Nazm-ı ‘Urfî zemîn-i nisyânî

Lîk virmez sipihr-i bî-hüde-sâz

Rûmda i‘tibâr-ı nazma cevâz

İtdi ‘Urfîyi şöhre-i eyyâm

İltifât-ı şehinşeh-i A‘câm

Bana olsa o lutf-ı vâlâyî

Gösterürdüm zemîn-i ma‘nâyı 

Rûmda kadr-i ma‘rifet yokdur

Lîk Bû Cehl-i ma‘rifet çokdur

Oldı bâzâr-ı Rûm vakf-ı kesâd

Cins-i himmetden ey dil-i nâ-şâd

Rûm kim dersgâh-ı hissetdür

Nükte-dânı delîl-i töhmetdür

Bârek Allâh ne cây-ı hayretdür

Ki kazâ böyle germ-i hissetdür

Bu ‘aceb kârdur ‘aceb ‘âlem 

Kaldı mevhûm bu hayâl-i be-hem

(Yılmaz, Kaşif (2001). Güftî ve Teşrîfâtü’ş-Şu’arâsı. Ankara: AKM Yay. 88-90) 

Gam-nâme’den

Kıldı bu hayâl-i hâmı ibdâ

Gam-nâme-i bahtı ide inşâ

Bu nüshaya oldı zîb-i ‘ünvân

Gam-nâme-i ıstılâh-ı devrân

İtdi bu hayâle âzmûnı

Selb-âver-i va‘de-i kümûnı

Bu mutrib-i hâme-i suhan-sâz

Nev-nâme-i ‘ışka itdi âgâz

Bir nâme-i nâ-şinîde-mazmûn

Ta‘bîr-i nezâket ile meşhûn

Bir şâhid-i dil-pesend-i nev-hat

Harf-i lafzı degül muhattat

Bir turfe vesâk-ı fitne-kârî

Red-sâz-ı libâs-ı müste‘ârî

(Bayram, Asuman (2006). Güftî ve Gam-nâmesi. Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Hacettepe Üniversitesi. 95.) 

Şâh u Dervîş’ten

Turfe revişdür reviş-i kâr-ı ‘ışk

‘Akl olamaz bunda haber-dâr-ı ‘ışk

Lâzıme-i ‘ışk olur mahv-ı küll

Kim budur âyîn-i kadîm-i sübül

‘Işk-ı celî-şa‘şa‘a hûrşîddür

Râbıta-i ‘âlem-i tefrîddür

‘Işk ‘aceb sûz u güdâzendedür

Çihre-i âmâle tırâzendedür

‘Işk ‘aceb ma‘nî-i neşnîdedür

Nûr-dih-i merdümek-i dîdedür

Sâgar-ı ‘ışk olmasa ger tâb-dâr

Meclis-i hüsn olmaz idi ber-karâr

Gülşen-i ‘ışk olmasa ger meykede

Gonca-i câm olmaz idi vâ-şüde

‘Işk kaçan cilve-i âzerm ider

Hâtır-ı ma‘şûkı o dem nerm ider

(İnan, Murat Umut (2006). Edirneli Güftî Ali ve Şâh u Dervîş Mesnevisi. Yüksek Lisans Tezi. İstanbul: Boğaziçi Üniversitesi. 162.) 


İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1SÂLİKÎd. ? - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
2Muzaffer Egesoyd. 1917 - ö. 20 Mayıs 1995Doğum YeriGörüntüle
3ENÎS, Receb Deded. ? - ö. 1734Doğum YeriGörüntüle
4SÂLİKÎd. ? - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
5Muzaffer Egesoyd. 1917 - ö. 20 Mayıs 1995Doğum YılıGörüntüle
6ENÎS, Receb Deded. ? - ö. 1734Doğum YılıGörüntüle
7SÂLİKÎd. ? - ö. ?Ölüm YılıGörüntüle
8Muzaffer Egesoyd. 1917 - ö. 20 Mayıs 1995Ölüm YılıGörüntüle
9ENÎS, Receb Deded. ? - ö. 1734Ölüm YılıGörüntüle
10SÂLİKÎd. ? - ö. ?MeslekGörüntüle
11Muzaffer Egesoyd. 1917 - ö. 20 Mayıs 1995MeslekGörüntüle
12ENÎS, Receb Deded. ? - ö. 1734MeslekGörüntüle
13SÂLİKÎd. ? - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14Muzaffer Egesoyd. 1917 - ö. 20 Mayıs 1995Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15ENÎS, Receb Deded. ? - ö. 1734Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
16SÂLİKÎd. ? - ö. ?Madde AdıGörüntüle
17Muzaffer Egesoyd. 1917 - ö. 20 Mayıs 1995Madde AdıGörüntüle
18ENÎS, Receb Deded. ? - ö. 1734Madde AdıGörüntüle