Madde Detay
HABÎBÎ, Acem Habîbî, Habîbî-i Azerbaycânî, Habîbî-i Bergüşâdî, Habîbî Çelebi
(d. ?/_? - ö. 917-926 arasında ?/1512-1520 arasında ?)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / Başlangıç-15. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Farklı kaynaklarda Acem Habîbî (Tuman 2001: 188), Habîbî-i Azerbaycânî (Hayyâmpûr 1368: 248), Habîbî-i Bergüşâdî (Sâm Mîrzâ Safevî yty.: 357) ve Habîbî Çelebi (Mehmed Süreyyâ 1308: 109) olarak anılan şairin asıl adı ve doğum tarihi bilinmemektedir. Sâm Mîrzâ Safevî (yty.: 357) ve Hayyâmpûr (1368: 248), onun İran Azerbaycan’ında (Güney Azerbaycan) Tebriz’e bağlı Bergüşâd kasabasında doğduğunu yazmış, Hayyâmpûr (1368: 248) buna adı geçen kasabaya bağlı Gökçay nahiyesinden olduğu ayrıntısını da eklemiştir. Tuhfe-i Sâmî’de Habîbî’nin, çocuklukla ilk gençlik yıllarında çok fakir olup çobanlıkla geçindiği belirtilmiştir. Bu eserde anlatıldığına göre Akkoyunlu hükümdarı Sultân Ya’kûb (öl. 1490); bir av sırasında Habîbî’ye rastlamış, kendisiyle sohbet etmiş, onu çok beğenince maiyetine katmış ve şair olarak eğitilmesini sağlamıştır. Habîbî, daha sonra Safevî hükümdarı Şâh İsmâîl’in (öl. 1524) hizmetine girerek sarayında “melikü’ş-şu’arâ” unvanını almıştır (Sâm Mîrzâ Safevî yty.: 357). Şâh İsmâîl döneminde (sal. 917-926/1512-1524) Safevî sarayını terk ederek İstanbul’a gelmişse de bunun sebebi belli değildir. Belki de bu durum, hakkındaki tüm kaynaklarda belirtildiği gibi, şairin seyahat etmeye olan düşkünlüğünden kaynaklanmıştır. Latîfî (Canım: 2000: 221), Habîbî’nin Osmanlı ordusuyla “Kızılbaş Seferi”ne katıldığını yazmıştır. Elimizde Habîbî’nin ailesine ve kesin ölüm tarihine dair bir kayıt yoktur. Ancak kendisinden söz eden yazarların hepsi onun, Yavuz Sultân Selîm döneminde (sal. 1512-1520) öldüğü konusunda müttefiktir. Dolayısıyla şairin, 15. yüzyılın ikinci yarısında doğduğunu ve vefatının da 917-926/1512-1520 tarihleri arasında olduğunu tahmin etmek mümkündür. Eser kaleme alıp almadığı bilinmeyen Habîbî’nin, sadece az sayıda beyti günümüze ulaşmıştır. Kaynaklarda belirtildiğine göre o; ilim ehli, “Acem şivesi”ne sahip, ancak kendisine has ve başka şairlerden farklı üslubu olan biridir (Kutluk 1989: 279; Dehhudâ 1998: 8674). Âşık Çelebi’nin (2010: 612), şiirlerinde “tasavvuf kokusu ve tadı” olduğuna değindiği; Hasan Çelebi’ninse (Kutluk 1989: 279), manzumelerini “âşıkâne” bulduğu Habîbî’nin elimizdeki beyitleri âşıkâne muhtevalıdır. Bunların dili de nispeten sadedir.
Kaynakça
Canım, Rıdvan (hzl.) (2000). Latîfî, Tezkiretü’ş-Şu’arâ ve Tabsıratü’n-Nuzamâ (İnceleme-Metin). Ankara: AKM Yay.
Dehhudâ, Alî Ekber (1998). Lugat-nâme-i Dehhudâ. C. 6. Tahran: Neşriyât-ı Dânişgâh-ı Tahran.
Hayyâmpûr, Abdürresûl (1368). Ferheng-i Suhanverân. C. 1. Tahran: İntişârât-ı Tılâye.
Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Âşık Çelebi, Meşâirü’ş-Şu’arâ (İnceleme-Metin). İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yay.
Kurnaz, Cemal ve Mustafa
Tatçı (hzl.) (2001). Tuhfe-i
Nâilî - Divân Şâirlerinin Muhtasar Biyografileri. C. II. Ankara:
Bizim Büro Yay.
Kutluk, İbrahim (hzl.) (1989). Kınalı-zâde Hasan Çelebi, Tezkiretü’ş-Şu’arâ. C. 1. Ankara: TTK Yay.
Kutluk, İbrahim (hzl.) (1997). Beyânî Mustafa Bin Carullâh, Tezkiretü’ş-Şu’arâ. Ankara: TTK Yay.
Mehmed Süreyyâ Bey (1308). Sicill-i Osmânî. C. 2. İstanbul.
Sâm Mîrzâ Safevî (yty.). Tezkire-i Tuhfe-i Sâmî. Tahran: İntişârât-ı Elmî.
Şemseddin Sâmî (1308). Kâmûsü’l-A’lâm. C. 3. İstanbul.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DOÇ. DR. İSRAFİL BABACANYayın Tarihi: 03.08.2014Güncelleme Tarihi: 06.11.2020Eserlerinden Örnekler
Şi’r
Ger senünçün itmeyem çâk ey büt-i nâzük-beden
Gûrum olsun bu kabâ egnümde pîrâhen kefen
Gitmeye başdan ham-ı zülfi hayâli sen mehün
Üstühân-ı kellem içre tutsa akrebler vatan
(Canım, Rıdvan (hzl.) (2000). Latîfî, Tezkiretü’ş-Şu’arâ ve Tabsıratü’n-Nuzamâ (İnceleme-Metin). Ankara: AKM Yay. 222.)
Müseddes
Dün gördüm ol nigârı tarabnâk u ercemend
Kâfûr eliyle destelemiş anberîn-kemend
Bakdum şikenc-i turresine zâr u müstemend
Bir şahs-ı nâ-tüvân oturur gerdeninde bend
Kimdür bu şahs ol ne resendür didüm didi
Zülfüm kemendi tutkunı cânun durur senün
(Kutluk, İbrahim (hzl.) (1989). Kınalı-zâde Hasan Çelebi, Tezkiretü’ş-Şu’arâ. C. 1. Ankara: TTK Yay. 280.)
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 03.08.2014Güncelleme Tarihi: 06.11.2020Eserlerinden Örnekler
Şi’r
Ger senünçün itmeyem çâk ey büt-i nâzük-beden
Gûrum olsun bu kabâ egnümde pîrâhen kefen
Gitmeye başdan ham-ı zülfi hayâli sen mehün
Üstühân-ı kellem içre tutsa akrebler vatan
(Canım, Rıdvan (hzl.) (2000). Latîfî, Tezkiretü’ş-Şu’arâ ve Tabsıratü’n-Nuzamâ (İnceleme-Metin). Ankara: AKM Yay. 222.)
Müseddes
Dün gördüm ol nigârı tarabnâk u ercemend
Kâfûr eliyle destelemiş anberîn-kemend
Bakdum şikenc-i turresine zâr u müstemend
Bir şahs-ı nâ-tüvân oturur gerdeninde bend
Kimdür bu şahs ol ne resendür didüm didi
Zülfüm kemendi tutkunı cânun durur senün
(Kutluk, İbrahim (hzl.) (1989). Kınalı-zâde Hasan Çelebi, Tezkiretü’ş-Şu’arâ. C. 1. Ankara: TTK Yay. 280.)
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 06.11.2020Eserlerinden Örnekler
Şi’r
Ger senünçün itmeyem çâk ey büt-i nâzük-beden
Gûrum olsun bu kabâ egnümde pîrâhen kefen
Gitmeye başdan ham-ı zülfi hayâli sen mehün
Üstühân-ı kellem içre tutsa akrebler vatan
(Canım, Rıdvan (hzl.) (2000). Latîfî, Tezkiretü’ş-Şu’arâ ve Tabsıratü’n-Nuzamâ (İnceleme-Metin). Ankara: AKM Yay. 222.)
Müseddes
Dün gördüm ol nigârı tarabnâk u ercemend
Kâfûr eliyle destelemiş anberîn-kemend
Bakdum şikenc-i turresine zâr u müstemend
Bir şahs-ı nâ-tüvân oturur gerdeninde bend
Kimdür bu şahs ol ne resendür didüm didi
Zülfüm kemendi tutkunı cânun durur senün
(Kutluk, İbrahim (hzl.) (1989). Kınalı-zâde Hasan Çelebi, Tezkiretü’ş-Şu’arâ. C. 1. Ankara: TTK Yay. 280.)
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Şi’r
Ger senünçün itmeyem çâk ey büt-i nâzük-beden
Gûrum olsun bu kabâ egnümde pîrâhen kefen
Gitmeye başdan ham-ı zülfi hayâli sen mehün
Üstühân-ı kellem içre tutsa akrebler vatan
(Canım, Rıdvan (hzl.) (2000). Latîfî, Tezkiretü’ş-Şu’arâ ve Tabsıratü’n-Nuzamâ (İnceleme-Metin). Ankara: AKM Yay. 222.)
Müseddes
Dün gördüm ol nigârı tarabnâk u ercemend
Kâfûr eliyle destelemiş anberîn-kemend
Bakdum şikenc-i turresine zâr u müstemend
Bir şahs-ı nâ-tüvân oturur gerdeninde bend
Kimdür bu şahs ol ne resendür didüm didi
Zülfüm kemendi tutkunı cânun durur senün
(Kutluk, İbrahim (hzl.) (1989). Kınalı-zâde Hasan Çelebi, Tezkiretü’ş-Şu’arâ. C. 1. Ankara: TTK Yay. 280.)
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | BAHŞÎ, Nahcivanlı | d. ? - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | HASANÎ MİRZAYÎ | d. 1958 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | MUHAMMET ALİ SOFULAR | d. ? - ö. 1985 | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | BAHŞÎ, Nahcivanlı | d. ? - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | HASANÎ MİRZAYÎ | d. 1958 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | MUHAMMET ALİ SOFULAR | d. ? - ö. 1985 | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | BAHŞÎ, Nahcivanlı | d. ? - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | HASANÎ MİRZAYÎ | d. 1958 - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | MUHAMMET ALİ SOFULAR | d. ? - ö. 1985 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | BAHŞÎ, Nahcivanlı | d. ? - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
11 | HASANÎ MİRZAYÎ | d. 1958 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
12 | MUHAMMET ALİ SOFULAR | d. ? - ö. 1985 | Meslek | Görüntüle |
13 | BAHŞÎ, Nahcivanlı | d. ? - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | HASANÎ MİRZAYÎ | d. 1958 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | MUHAMMET ALİ SOFULAR | d. ? - ö. 1985 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
16 | BAHŞÎ, Nahcivanlı | d. ? - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
17 | HASANÎ MİRZAYÎ | d. 1958 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
18 | MUHAMMET ALİ SOFULAR | d. ? - ö. 1985 | Madde Adı | Görüntüle |