Madde Detay
HAYÂLÎ, Şemseddîn Ahmed
(d. ?/? - ö. 875/1470-71)
divan şairi, nâsir
(Divan/Yazılı Edebiyat / Başlangıç-15. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Asıl adı Şemseddîn Ahmed, babasının adı Hoca Mûsâ Efendi’dir. İzniklidir. Fâtih Sultân Mehmed devrinde yaşamıştır. Ancak doğum tarihi belli değildir. İlk tahsilini babasının yanında yapan Hayâlî, daha sonra Alâeddîn Alî et-Tûsî’ye ve o sırada Bursa Sultâniyye Medresesi müderrisi bulunan Hızır Bey’e talebe oldu. İcâzet aldıktan sonra bir süre Hızır Bey’in yardımcısı olarak çalıştı. Bazı medreselerde ders okuttu. Ardından günlük 30 akçe ile Filibe’de Şehâbeddîn Paşa Medresesi’ne müderris tayin edildi. İznik Orhaniye Medresesi müderrisi Hatîb-zâde’nin vefatı üzerine Fâtih Sultân Mehmed, sadrazam Mahmûd Paşa’dan onun yerini dolduracak âlim ve fazıl birini bulmasını istedi. Mahmûd Paşa da Hayâlî’yi önerdi. Hayâlî, günlük 130 akçe maaşla bu medreseye müderris tayin edildi. Hac vazifesini eda ettikten sonra görevine başladı (Bebek 1998: 3-4). Şemseddîn Sâmî (1316: 2070), onun tahsil için Mısır’a gittiğini kaydetmekteyse de Kınalı-zâde, Mısır seyahatindeki gayenin İbn Hişâm’ın Mugni’l-Lebîb adlı kitabını okumak olduğunu yazmıştır (Kutluk 1989: 351). Bebek (1998: 4), Hayâlî’nin kısa süren ömrü göz önünde tutulursa Mısır’a ilim tahsili için değil de hac seyahati esnasında uğradığının söylenebileceğini belirtmiştir. Hayâlî, Orhaniye Medresesi’nde kısa bir dönem müderrislik yaptıktan sonra henüz otuz üç yaşında iken vefat etti. Bursa’da Zeyniler semtinde Molla Hüsrev’in kabrine yakın bir yerde defnedilmiştir. İsmâil Belîğ’in (1287: 250, 273) ve Bursalı Mehmed Tâhir’in (Yavuz 1972: 338) verdiği bilgiye göre Hayâlî’nin vefat tarihi 875/1470-71’tir. Taşköpri-zâde, Hayâlî’nin Kitâbü’t-Telvîh üzerine düştüğü bir nottaki bilgiye dayanarak Edirne’deki Yenicami’de bulunduğu sırada Şeyh Zeynüddîn el-Hâfî’nin halifelerinden Merzifonlu Abdürrahîm Efendi’den tasavvuf dersi aldığını kaydetmektedir (Taşköpri-zâde’den aktaran Bebek 1998: 5). Mehmed Süreyyâ’nın da (Akbayar 196: 656) tasavvufta kâmil bir şahıs olduğu görüşünde olduğu Hayâlî’nin kelâm, tefsir, fıkıh, Arap dili ve edebiyatı gibi farklı alanlarda kaleme aldığı birçok eseri (Bebek 1998: 4-5; Yalar 2002: 106-107) vardır:
1. Hâşiye alâ Şerhi’l-Akâidi’n-Nesefiyye: Hayâlî’nin, Filibe müderrisliği sırasında yazdığı ve Mahmûd Paşa’ya sunduğu bu eser Akâidü’n-Nesefî’ye Teftâzânî’nin yaptığı şerhe hâşiyedir. Pek çok yazma nüshası bulunan kitap, İslam âlimlerinin takdirine mazhar olmuş ve imtihan metni olarak kullanılmıştır.
2. Şerhu’l-Kasîdeti’n-Nûniyye: Hızır Bey’in Kasîde-i Nûniyye’sine yapılan şerhlerin en ünlüsüdür. Çok sayıda nüshası vardır. Bu şerhe Muhammed Emîn b. Şeyh Muhammed el-Üsküdarî (öl.1151/1738) tarafından bir hâşiye yazılmıştır.
3. Hâşiye alâ Evâili Tecrîdi’l-Akâid: Nâsıruddîn-i Tûsî’nin Tecrîdü’l-Akâid’ine Seyyid Şerîf el-Cürcânî’nin yaptığı şerhin ilk bölümünün hâşiyesidir.
4. Hâşiye alâ Şerhi Makâsıd: Teftâzânî’nin Şerhu’l-Makâsıd adlı eserinin beşinci “maksad”ının hâşiyesidir. Buna Kul Ahmed b. Muhammed Hızır da bir hâşiye yazmıştır.
5. Hâşiye alâ Şerhi’l-Akâidi’l-Adûdiyye: Kâtip Çelebi ve Bağdadlı İsmâîl Paşa, Îcî’nin Akâid Risâlesi’ne Cürcânî’nin yaptığı şerhin hâşiyesi olan bu eseri Hayâlî’ye nispet etmişlerdir.
6. Müsveddâtü Hayâlî ale’l-Keşşâf: Zemahşerî’nin tefsiriyle ilgili notlardan ibarettir .
7. Risâle fî Tefsîri Havlihî Teâlâ: Keşşâf ve Kâdî Beyzâvî Tefsiri üzerine notlardan oluşmaktadır. Müellif, eserin önsözünde adı geçen tefsirlerden A’râf suresini okuduktan sonra hatırına gelen hususları kaleme aldığını kaydetmiştir.
8. Hâşiye alâ Şerhi’l-Vikâye: Mergînânî’nin el-Hidâye’sine Tâcüşşerîa’nın el-Vikâye adıyla yazdığı şerhe Sadrüşşerîa Ubeydullâh b. Mes‘ûd’un yaptığı şerhin hâşiyesidir.
9. Hâşiye alâ Şerhi Muhtasari’l-Müntehâ: İbnü’l-Hâcib’in Muhtasarü’l-Müntehâ adlı eserine Adûdüddîn el-Îcî tarafından yapılan şerhe Seyyid Şerîf el-Cürcânî’nin yazdığı hâşiyenin hâşiyesidir.
10. Hâşiyetü’t-Telvîh: Sadrüşşerîa, eseri Tenkîh’l-usûl’e et-Tavzîh adıyla bir şerh yapmış, Teftâzânî’ni de buna et-Telvîh adıyla bir hâşiye yazmıştır. Hayâlî’nin eseri de bu hâşiyenin hâşiyesidir.
11. Hâşiyetü’l-Ferâiz: Bursalı Mehmed Tâhir’in (Yavuz 1972: 338) Hayâlî’ye nisbet ettiği bu eserin herhangi bir nüshasına rastlanmamıştır.
12. Ta’likât ale’l-Mutavvel: Teftâzânî’nin Telhîs’e yapdığı Mutavvel adlı şerhe düşülen taliklerden ibaret bir eserdir.
Bunların yanı sıra Hayâlî’nin, Kasîde-i Nuniyye Şerhi içerisinde Fâtih’e hitaben kaleme aldığı medhiye mahiyetindeki bir manzumesi olduğu da belirtilmiştir.
Kaynaklarda hakkında titiz araştırmaları ve nazik üslubu sebebiyle kendisine Hayâlî mahlasının verildiği de kaydedilen Hayâlî, bütün zamanını ilim ve ibadetle geçiren bir şahsiyettir. Ömrünü araştırmaya, ders vermeye ve eser telifine hasretmiş, bu sayede büyük âlimlerin yetiştiği bir dönemde dikkati çeken şerh ve hâşiyeler yazmış, Fâtih’in ve Sadrazam Mahmûd Paşa’nın iltifatlarına nail olmuştur. Yukarıda da değinildiği üzere kimi kaynaklarda tasavvufla ilgisinden ve bu konudaki kemalinden söz edilmekteyse de ne eserlerinde ne de şiirlerinde tasavvuf temasını işlememiştir. Eserlerinden de Hayâlî’nin münazaracı ve çok iddialı bir kimse olduğu; veciz, kinayeli ve kapalı ifadeler kullandığı, hatta ileri sürdüğü fikirlerin uzun tartışmalara sebep teşkil ettiği anlaşılmaktadır (Bebek 1998: 3-4). Kınalı-zâde Hasan Çelebi, onun lafızlarının veciz ve latif olmaları bakımından talebeler arasında darbımesel mesabesinde görüldüğünün altını çizmiştir. Kitaplarında tafsilatlı anlatımları çok azdır. Şiir alanında da başarılı olan Hayâlî bir “şâir-i sâhir”dir (Kutluk 1989: 352). Şairin Arapça şiirlerinin Türkçe ve Farsça şiirlerinden üstün olduğu da belirtilmiştir (Yalar 2002: 107).
Kaynakça
Akbayar, Nuri (hzl.) (1996). Mehmed Süreyyâ, Sicill-i Osmânî. C. 2. İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yay.
Bebek, Adil (1998). “Hayâlî”. İslâm Ansiklopedisi. C. 17. İstanbul: TDV Yay. 3-5.
Belîğ İsmâîl (1287). Târîh-i Burusa - Güldeste-i Riyâz-ı İrfân ve Vefâyât-ı Dânişverân-ı Nâdiredân. Bursa.
Cunbur, Müjgan (2004). “Hayâlî”. Türk Dünyası Ortak Edebiyatı: Türk Dünyası Edebiyatçıları Ansiklopedisi. C. IV. Ankara: AKM Yay. 428.
Furat, A. Suphi (hzl.) (1985). Taşköpri-zâde Ahmed, eş-Şekâiku’n-Nu’mâniyye fi Ulemâi’d –Devletî’l-Osmâniyye. İstanbul: İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yay.
Kurnaz, Cemal ve Mustafa
Tatçı (hzl.) (2001). Tuhfe-i
Nâilî - Divân Şâirlerinin Muhtasar Biyografileri. C. II. Ankara:
Bizim Büro Yay.
Kutluk, İbrahim (hzl.) (1989). Kınalı-zâde Hasan Çelebi, Tezkiretü’ş-Şu’arâ. C. 1. Ankara: TTK Yay.
Mecdî Mehmed Efendi (1269). Hadâiku’ş-Şakâyık. İstanbul.
Şemseddîn Sâmî (1311). Kâmûsu’l-A’lâm. C. 3. İstanbul.
Yalar, Mehmet (2002). “XV. Yüzyıl Bursa Alimleri ve Arap Diline Katkıları”. Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 11 (2): 97-116.
Yavuz, Fikri, İ. Özen (hzl.) (1972). Bursalı Mehmed Tâhir, Osmânlı Müellifleri. C. 1. İstanbul: Meral Yay.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DR. ÖĞR. ÜYESİ GÜLÇİÇEK AKÇAYYayın Tarihi: 21.07.2014Güncelleme Tarihi: 06.11.2020Eserlerinden Örnekler
Beyt
Tutdı cihânı çünki gümişden çekirgeler
Ben dahı evde oturup altun sinek düzem
Beyt
Devr-i ruhunda silsile-i zülfi dir gören
Cem’ oldı gör teselsül ile devri cümleten
(Kutluk, İbrahim (hzl.) (1989). Kınalı-zâde Hasan Çelebi, Tezkiretü’ş-Şu’arâ. C. I. Ankara: TTK Yay. 352.)
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 21.07.2014Güncelleme Tarihi: 06.11.2020Eserlerinden Örnekler
Beyt
Tutdı cihânı çünki gümişden çekirgeler
Ben dahı evde oturup altun sinek düzem
Beyt
Devr-i ruhunda silsile-i zülfi dir gören
Cem’ oldı gör teselsül ile devri cümleten
(Kutluk, İbrahim (hzl.) (1989). Kınalı-zâde Hasan Çelebi, Tezkiretü’ş-Şu’arâ. C. I. Ankara: TTK Yay. 352.)
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 06.11.2020Eserlerinden Örnekler
Beyt
Tutdı cihânı çünki gümişden çekirgeler
Ben dahı evde oturup altun sinek düzem
Beyt
Devr-i ruhunda silsile-i zülfi dir gören
Cem’ oldı gör teselsül ile devri cümleten
(Kutluk, İbrahim (hzl.) (1989). Kınalı-zâde Hasan Çelebi, Tezkiretü’ş-Şu’arâ. C. I. Ankara: TTK Yay. 352.)
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Beyt
Tutdı cihânı çünki gümişden çekirgeler
Ben dahı evde oturup altun sinek düzem
Beyt
Devr-i ruhunda silsile-i zülfi dir gören
Cem’ oldı gör teselsül ile devri cümleten
(Kutluk, İbrahim (hzl.) (1989). Kınalı-zâde Hasan Çelebi, Tezkiretü’ş-Şu’arâ. C. I. Ankara: TTK Yay. 352.)
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | VAHYÎ-ZÂDE, Abdullah Hilmî Efendi | d. 1534 - ö. 1609 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | DERÛNÎ | d. ? - ö. 1544 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | VAHYÎ | d. ? - ö. 1519-20 civarı ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | VAHYÎ-ZÂDE, Abdullah Hilmî Efendi | d. 1534 - ö. 1609 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | DERÛNÎ | d. ? - ö. 1544 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | VAHYÎ | d. ? - ö. 1519-20 civarı ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | VAHYÎ-ZÂDE, Abdullah Hilmî Efendi | d. 1534 - ö. 1609 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | DERÛNÎ | d. ? - ö. 1544 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | VAHYÎ | d. ? - ö. 1519-20 civarı ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | VAHYÎ-ZÂDE, Abdullah Hilmî Efendi | d. 1534 - ö. 1609 | Meslek | Görüntüle |
11 | DERÛNÎ | d. ? - ö. 1544 | Meslek | Görüntüle |
12 | VAHYÎ | d. ? - ö. 1519-20 civarı ? | Meslek | Görüntüle |
13 | VAHYÎ-ZÂDE, Abdullah Hilmî Efendi | d. 1534 - ö. 1609 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | DERÛNÎ | d. ? - ö. 1544 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | VAHYÎ | d. ? - ö. 1519-20 civarı ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
16 | VAHYÎ-ZÂDE, Abdullah Hilmî Efendi | d. 1534 - ö. 1609 | Madde Adı | Görüntüle |
17 | DERÛNÎ | d. ? - ö. 1544 | Madde Adı | Görüntüle |
18 | VAHYÎ | d. ? - ö. 1519-20 civarı ? | Madde Adı | Görüntüle |