Madde Detay
HAYRÎ, Mehmed Hayrî Efendi, Türk Hayrî
(d. ?/? - ö. 1293-94/1876-77)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Asıl adı Mehmed Salih Hayrî Efendi’dir. “Türk Hayrî” namıyla tanındı. Ankara’nın Ayaş ilçesinde doğdu. Gençliğinde İstanbul’a geldi. 1256/1840-41’de Tahaffuz-hâneye, yani Karantina İdaresine istintak kâtibi oldu. 1261/1845’te yapılan bir sûr-ı hümâyûnda kendisine hâcegânlık rütbesi verildi (Fatîn Dâvud 1271: 90; Mehmed Süreyyâ 1311: 320; Özgül 2000: 905). 5000 kuruş maaşla emekliye sevk edildikten bir süre sonra felç geçirdi. Bu hâldeyken hacca gittiği rivayet edilir. İstanbul’da ya 1293/1876’da ya da 1294/1877’te vefat etti (Özgül 2000: 906-907).
Bir hayli şiiri olduğunu Hâtimetü’l-Eş’âr bildirse de (Fatîn 1271: 90) Hayrî Efendi bir Dîvân tertip etmedi. 1853-1856 Kırım Savaşı’nı manzum olarak anlattığı Hayrâbâd, bu önemli hadise hakkında yerli muharrirler tarafından kaleme alınan ilk eser oldu. Yaklaşık 4000 beyit tutan 317 bend hâlinde yazılan Hayrâbâd, gazavatnâme geleneğinin son örneklerinden biri olarak kabul edildi. 1852’de Rus elçisi Mençikof’un İstanbul’a gelmesinden 1856 Islahat Fermanı’na kadar olan dönemin anlatıldığı eserde Balkanlar, Kırım ve Kars cephelerindeki savaşların en küçük ayrıntıları dahi aktarıldı. Hayrâbâd’da Hayrî ayrıca harekâtın askerî ve siyasi arka planına, devrin yöneticileri arasındaki rekabete, Kırım Savaşı hakkında Avrupa parlamentolarında gerçekleşen tartışmalarla Yunan İsyanı’na temas etti (Birinci 1988: 7-15). Eser, Necat Birinci tarafından Kırım Zafernâmesi – Hayrâbâd- ismiyle 1988’de Ankara’da yayımlandı. Şinâsi (ö. 1871), Nâmık Kemal (ö. 1888) ve Ziyâ Paşa (ö. 1880) ile de münasebetleri olan Hayrî, Sadrazam Mehmed Emîn Âli Paşa’ya (ö. 1871) bağlılığından dolayı bu isimler tarafından dışlandı. Öyle ki Ziyâ Paşa, Âli Paşa’yı hicvettiği Zafernâme isimli eserini onun müntesiplerinden olan Salih Hayrî adına tahmis etti.
Kaynakça
Birinci, Necat (1988). Kırım Zafernâmesi -Hayrâbât-. Ankara: KT. Yay.
Cunbur, Müjgân (2004). “Hayrî”. Türk Dünyası Edebiyatçıları Ansiklopedisi. C. 4. Ankara: AKM Yay. 440.
Fatîn Dâvud (1271). Hâtimetü’l-Eş’âr. İstanbul: İstihkâm Alayları Litografya Destgâhı. 90.
Kurnaz, Cemal ve Mustafa Tatçı (hzl.) (2001). Mehmet Nâil Tuman, Tuhfe-i Nâilî Divan Şairlerinin Muhtasar Biyografileri. C.1. Ankara: Bizim Büro Yay.
Mehmed Süreyyâ (1311). Sicill-i Osmânî. C. 2. İstanbul: Matbaa-i Âmire.
Özgül, M. Kayahan (hzl.) (2000). İbnü’l-Emin Mahmud Kemal İnal, Son Asır Türk Şairleri. C. II. Ankara: AKM Yay.
Şahoğlu, Fikret (hzl.) (yty.). Zafernâme/Ziya Paşa. İstanbul: Tercüman Gazetesi 1001 Temel Eser.
Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi (1981). “Hayrî”. C. 4. İstanbul: Dergâh Yay. 183.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DOÇ. DR. RIFAT KÜTÜKYayın Tarihi: 26.08.2014Güncelleme Tarihi: 02.12.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Görüp ey şûh mutrib sanma bir bir üstühândır bu
Senin oklar sürüp inletdigin sînekemândır bu
Gönül fânûsı pür-eşkâle döndü şem’-i rûyunla
Sabâh-ı haşre dek sönmez yanar bir şem’dândır bu
Sakın berk-i niyâz-ı vaslı tahmîl eyleme ey dil
O nev-res nahl-i bâğ-ı işveye bâr-ı girândır bu
Fürûg-ı neyyir-i ruhsârı tutdu Şemsi Pâşâ’yı
Geçen gün gördüm ol mihr-i sipihr-i hüsn ü ândır bu
Isırdı dîdem ol nûr-ı basardır hâtıra geldi
Beşikde gördügüm merdüm-nişîn-i çeşm ü cândır bu
Alup hülyâda ol tâze nihâl-ı nâzı âgûşa
Dedim bir köhne nahle vasl olmuş nev-fidândır bu
Beli âsân gibi bin ince belden geçmeden güçdür
Aşılmaz mâverâsı pür-hatar bir mûmiyândır bu
Degildir dâg-ı tîr-i gamzesi geçdikçe taş dikdi
Fezâ-yı sînem Ok Meydânı’dır seng-i nişândır bu
Tehî dönmez gelen dergâh-ı Mevlânâ’ya ey Hayrî
Matâf-ı kudsiyândır bir mu‘allâ âsitândır bu
(Fatîn Dâvud (1271). Hâtimetü’l-Eş’âr. İstanbul: İstihkâm Alayları Litografya Destgâhı. 90.)
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 26.08.2014Güncelleme Tarihi: 02.12.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Görüp ey şûh mutrib sanma bir bir üstühândır bu
Senin oklar sürüp inletdigin sînekemândır bu
Gönül fânûsı pür-eşkâle döndü şem’-i rûyunla
Sabâh-ı haşre dek sönmez yanar bir şem’dândır bu
Sakın berk-i niyâz-ı vaslı tahmîl eyleme ey dil
O nev-res nahl-i bâğ-ı işveye bâr-ı girândır bu
Fürûg-ı neyyir-i ruhsârı tutdu Şemsi Pâşâ’yı
Geçen gün gördüm ol mihr-i sipihr-i hüsn ü ândır bu
Isırdı dîdem ol nûr-ı basardır hâtıra geldi
Beşikde gördügüm merdüm-nişîn-i çeşm ü cândır bu
Alup hülyâda ol tâze nihâl-ı nâzı âgûşa
Dedim bir köhne nahle vasl olmuş nev-fidândır bu
Beli âsân gibi bin ince belden geçmeden güçdür
Aşılmaz mâverâsı pür-hatar bir mûmiyândır bu
Degildir dâg-ı tîr-i gamzesi geçdikçe taş dikdi
Fezâ-yı sînem Ok Meydânı’dır seng-i nişândır bu
Tehî dönmez gelen dergâh-ı Mevlânâ’ya ey Hayrî
Matâf-ı kudsiyândır bir mu‘allâ âsitândır bu
(Fatîn Dâvud (1271). Hâtimetü’l-Eş’âr. İstanbul: İstihkâm Alayları Litografya Destgâhı. 90.)
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 02.12.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Görüp ey şûh mutrib sanma bir bir üstühândır bu
Senin oklar sürüp inletdigin sînekemândır bu
Gönül fânûsı pür-eşkâle döndü şem’-i rûyunla
Sabâh-ı haşre dek sönmez yanar bir şem’dândır bu
Sakın berk-i niyâz-ı vaslı tahmîl eyleme ey dil
O nev-res nahl-i bâğ-ı işveye bâr-ı girândır bu
Fürûg-ı neyyir-i ruhsârı tutdu Şemsi Pâşâ’yı
Geçen gün gördüm ol mihr-i sipihr-i hüsn ü ândır bu
Isırdı dîdem ol nûr-ı basardır hâtıra geldi
Beşikde gördügüm merdüm-nişîn-i çeşm ü cândır bu
Alup hülyâda ol tâze nihâl-ı nâzı âgûşa
Dedim bir köhne nahle vasl olmuş nev-fidândır bu
Beli âsân gibi bin ince belden geçmeden güçdür
Aşılmaz mâverâsı pür-hatar bir mûmiyândır bu
Degildir dâg-ı tîr-i gamzesi geçdikçe taş dikdi
Fezâ-yı sînem Ok Meydânı’dır seng-i nişândır bu
Tehî dönmez gelen dergâh-ı Mevlânâ’ya ey Hayrî
Matâf-ı kudsiyândır bir mu‘allâ âsitândır bu
(Fatîn Dâvud (1271). Hâtimetü’l-Eş’âr. İstanbul: İstihkâm Alayları Litografya Destgâhı. 90.)
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Gazel
Görüp ey şûh mutrib sanma bir bir üstühândır bu
Senin oklar sürüp inletdigin sînekemândır bu
Gönül fânûsı pür-eşkâle döndü şem’-i rûyunla
Sabâh-ı haşre dek sönmez yanar bir şem’dândır bu
Sakın berk-i niyâz-ı vaslı tahmîl eyleme ey dil
O nev-res nahl-i bâğ-ı işveye bâr-ı girândır bu
Fürûg-ı neyyir-i ruhsârı tutdu Şemsi Pâşâ’yı
Geçen gün gördüm ol mihr-i sipihr-i hüsn ü ândır bu
Isırdı dîdem ol nûr-ı basardır hâtıra geldi
Beşikde gördügüm merdüm-nişîn-i çeşm ü cândır bu
Alup hülyâda ol tâze nihâl-ı nâzı âgûşa
Dedim bir köhne nahle vasl olmuş nev-fidândır bu
Beli âsân gibi bin ince belden geçmeden güçdür
Aşılmaz mâverâsı pür-hatar bir mûmiyândır bu
Degildir dâg-ı tîr-i gamzesi geçdikçe taş dikdi
Fezâ-yı sînem Ok Meydânı’dır seng-i nişândır bu
Tehî dönmez gelen dergâh-ı Mevlânâ’ya ey Hayrî
Matâf-ı kudsiyândır bir mu‘allâ âsitândır bu
(Fatîn Dâvud (1271). Hâtimetü’l-Eş’âr. İstanbul: İstihkâm Alayları Litografya Destgâhı. 90.)
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | İBRAHİM DURU | d. 1950 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | ÖZCAN/DEMİRÎ, Özcan Özdemir | d. 1960 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | Ali Osman Güzel | d. 1956 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | İBRAHİM DURU | d. 1950 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | ÖZCAN/DEMİRÎ, Özcan Özdemir | d. 1960 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | Ali Osman Güzel | d. 1956 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | İBRAHİM DURU | d. 1950 - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | ÖZCAN/DEMİRÎ, Özcan Özdemir | d. 1960 - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | Ali Osman Güzel | d. 1956 - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | İBRAHİM DURU | d. 1950 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
11 | ÖZCAN/DEMİRÎ, Özcan Özdemir | d. 1960 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
12 | Ali Osman Güzel | d. 1956 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
13 | İBRAHİM DURU | d. 1950 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
14 | ÖZCAN/DEMİRÎ, Özcan Özdemir | d. 1960 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
15 | Ali Osman Güzel | d. 1956 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |