Madde Detay

Sivas’ta dünyaya geldi. İlk ve orta öğrenimini Sivas’ta bitirdi. 1993 yılında Van Yüzüncü Yıl Üniversitesinde başladığı üniversite öğrenimini 1997 yılında Cumhuriyet Üniversitesi-Edebiyat Fakültesinde tamamladı. Aynı sene Sivas/Yıldızeli ilçesinin Yavu Beldesine Türkçe öğretmeni olarak atanan Kaya, 1998 yılında Sivas Mehmet Âkif İlköğretim Okuluna yine Türkçe öğretmeni olarak tayin edildi. Askerliğini Yedek Subay Öğretmen olarak bu okulda tamamladıktan sonra 2001'de mezunu olduğu Halil Rıfat Paşa Lisesine Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni olarak atandı ve 2017'ye kadar bu okulda çalıştı.

Üniversite öğrenciliği yıllarında edebiyat dergiciliğiyle ilgilenmeye başlayan Kaya, 1995-1996 yılları arasında arkadaşlarıyla Rûzigâr isimli edebiyat dergisini 13 sayı olarak yayımladı. 2003-2008 yılları arasında ise 18 sayı Sühan isimli edebiyat dergisini yayımladı. Sühan dergisi ilk altı sayıdan sonra geniş bir yazar kadrosu ve ilginç dosya konularıyla edebiyat dergiciliği tarihimizde ilk deneme dergisi olma özelliğini de kazandı. İstasyon, Yenge, Dede, Gâvur Dostlarımız, Oyuncak, Sivas, Kapanmış Edebiyat Dergilerinin Hikâyeleri gibi dosya konularıyla edebiyat dünyasında kendine has bir yer edinen Sühan dergisi “reklamsız, şiirsiz, resimsiz” yayıncılığı kendisine ilke edindi.

Hüseyin Kaya Yitik Düşler, Az Edebiyat, Berceste, Nun ve Hayat Ağacı dergilerinin yayın kadrosunda faaliyet gösterdi. Şiir ve nesirleri Yitik Düşler, Martı, İnsan Saati, Kuyudaki Koro, Hayat Ağacı, Irmak Yazıları, Bilim ve Aklın Aydınlığında Eğitim, Lika, Kum Yazıları, Rûzigâr, Sühan, Dergâh, Süveydâ, Dize, Irmak Yazıları, Az Edebiyat, Sultan Şehir, Kırağı, Şiar, Sade, Semerkand ve ÇETO gibi çeşitli dergilerde yer aldı. 2016 yılında hazırladığı “Ülkü Tamer Şiirinde Yapı ve İzlek” başlıklı yüksek lisans teziyle Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde yüksek lisans eğitimini tamamladı. Evli ve iki çocuk babası olan Hüseyin Kaya şiir ve yazı çalışmalarına devam etmektedir. Hâlen Prof. Dr. Necati Erşen Sosyal Bilimler Lisesinde Edebiyat öğretmeni olarak görev yapmaktadır.

Yalnız bir çocukluk geçirdiğini belirten Hüseyin Kaya içine kapanık bir kişilik yapısının da etkisiyle okumanın hazzını ve başka dünyalara yolculuğu küçük yaşlarında keşfeder. Bir söyleşisinde “Ders kitaplarındaki örnek metinlerle başlayan okuma hevesim bir zaman sonra kitapların eşiğine bıraktı beni.” diyerek okumaya olan ilgisinin çocukluk yıllarında başladığını ifade eder. Bu ilgi şairin aile bireyleri ve hayatında iz bırakan hocalarının da katkılarıyla farklı bir boyuta taşınır. Kaya’nın okuduğu ilk kitap “Balina Avcıları”; dikkatini çeken ilk şiir ise Necip Fazıl Kısakürek’in “Kaldırımlar”ıdır. Lise yıllarında hikâye ve şiir yazmaya başlayan Hüseyin Kaya, edebiyat dergilerinde 1995 yılından itibaren görünmeye başlar. Rûzigâr dergisinin Mart 1995 tarihli ilk sayısında çıkan “Kurban” adlı hikaye Kaya’nın yayımlanan ilk hikayesi, “Sonbahara Özlem” adlı şiiri ise yayımlanan ilk şiiridir. Yine aynı yıl Osmaniye’de faaliyet gösteren Kırağı adlı şiir dergisinde de Hüseyin Kaya’nın şiirleri yayımlanmaya başlanır.

Çekil Gideyim Hayat şairin 2006 yılında basılan ilk şiir kitabıdır. Lirik, melankolik şiirlerin çoğunlukta bulunduğu kitap “Hüzünler Evi” ve “Kervanlardan Saklanan” adlı iki bölümden oluşur. Hüseyin Kaya’nın yazılarını topladığı deneme türündeki eseri Çırpınıp İçinde Döndüğüm Deniz 2011'de yayımlanır. “Hüseyinim Geçiyor Gençlik Çağları, Havada Kar Sesi Var, Ömrümüzün Rüyası, Bir Şehirden Gidememek” başlıklarıyla dört bölüme ayrılan kitapta yazar okuruna hem kişisel tarihini aktarır hem de eşyaya, dünyaya, yaşadığı şehre dair izlenimlerini anlatır. Melâl Bahçesi, Hüseyin Kaya’nın şiirlerini yayımladığı ikinci kitabıdır. 2013'te basılan şiir kitabı ismiyle müsemma bir tarzda okuru bir hüzün bulutu etrafında dolaştırır. “Dünya Hali” ve “Beytü’l Ahzan” başlıklı iki bölümden oluşan kitapta şairin ilk şiir kitabından bazı şiirleri de yer alır. Hüseyin Kaya’nın 2013 yılında yayımlanan bir başka eseri de çocuklar için yazdığı İlk Arkadaşım adlı hikâye kitabıdır. Görsel ögelerle zenginleştirilen kitap yazarın sürükleyici anlatımıyla bir solukta okunacak anı tadında on bir hikâyeden oluşmaktadır. İlk şiir çalışmalarında klasik şiirin etkisiyle gazeller de kaleme alan şair ilerleyen dönemlerde serbest şiire yönelse de son dönemde hece kalıbına uygun şiirler yazar. Şiiri, “gündelik dilde gururu incinen kelimelerin gönlünü alma çabası” olarak tanımlayan şair, şiirlerinde kendinden/ben’den yola çıkarak dünyayı, yaşamı melankolik bir üslupla dizelere aktarır. Hüzün ve hüzne dair her şey, gündelik hayatın dikkat çekmeyen ayrıntıları çağrışımlarla Kaya’nın şiirine yansır. Zaman zaman tasavvufî terminolojiye sığınsa da şiirini duru bir Türkçe ile kaleme alan Hüseyin Kaya’nın nesirlerinde de şiirsel izlere rastlamak mümkündür. “Defter, kalem, kedi, yağmur, sonbahar, ilkbahar, kar, soba, mendil, radyo, sabah, akşam…” gibi eşyalar ve kavramlar üzerine kurulu denemeleri aslında hayatın ve eşyanın şairane bir üslupla yorumlanışıdır.