HÜZNÎ, İbrahim

(d. ?/? - ö. ?/?)
Âşık
(Âşık / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Asıl adı İbrahim olan âşık, şiirlerinde Hüznî mahlasını kullanmıştır (Ergun 1927: 43; Uraz 1939-1940: 25). Kayseri’de doğan âşık hakkında kaynaklarda fazla bilgi yer almamakla birlikte Fahri Bilge’ye ait bir defterde Kayseri’nin Alacamescit Mahallesi’nden olduğu ve bu mahallede yaşamış olan Demircioğulları ailesine mensup olduğu belirtilmiştir (Çapraz 2008: 295). Doğum ve ölüm tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte 19. yüzyılın ikinci yarısında yaşadığı düşünülmektedir (Uraz 1939-1940: 25). Şiirlerinde Arapça ve Farsça kelime ve terkipleri fazlaca kullanmış olmasına bakılarak az çok medrese tahsili gördüğü söylenebilir. Ayrıca, ona ait koşmadan hareketle uzun yıllar gurbette kaldığı düşünülebilir.

Hüznî’ye ait şiirlerin tamamı Sadeddin Nüzhet Ergun’un Halk Şairleri adlı eserinde bulunmaktadır (Ergun 1927: 43-47). Bu eserde Hüznî’ye ait bir koşma, bir destan ve bir semainin sadece makta beyti bulunmaktadır. Fahri Bilge’ye ait defterde ise Hüznî’nin Âşık Rûzî için söylediği tek dörtlükten ibaret bir taşlaması bulunmaktadır (Çapraz 2008: 295).

Sadeddin Nüzhet Ergun’un aktardığı bilgilere göre Hüznî, güzel kanun çalan, atışmalar yapmak maksadıyla diyar diyar dolaşan gezgin bir âşıktır. Sazda ve sözde Kayserili Âşık Rûzî’nin (1839-1899) tesirinde kalmıştır (Ergun 1927: 43). Kayseri’de Âşık Rûzî ve son devir Mevlevîlerinden Kayserili Ahmet Remzi Akyürek ile birlikte sazlı-sözlü fasıllara katılmıştır (Çapraz 2008: 295). Ayrıca Sadeddin Nüzhet Ergun, Hüznî’nin 1305/1889 yılında bir defa Konya’ya gittiğini ve Mevlânâ’yı irticalen söylemiş olduğu bir semai ile methettiğini kaydetmiştir (Ergun 1927: 43). Semai’de “Sana ta’zîmen istikbâl durur üçler huzurunda / Bu Hüznî bendeni memnun et Sultan Mevlânâ” şeklinde Mevlânâ’ya seslenen Hüznî’nin Mevleviliğe intisap etmiş bir âşık olduğu düşünülebilir. Murat Uraz, Hüznî’nin sanatı ve üslubu hakkında “koşmaları ile tanınmış ve sevilmiş bir halk şairi idi. Bazı vakalar hakkında söylenmiş birkaç destanı da vardır. Bunlarda koşmaları kadar muvaffak olamamıştır.” (Uraz 1939-1940: 25) değerlendirmesinde bulunmuştur.

Şiirlerinde mahlasına da uygun bir şekilde kederle karışık bir söyleyişe sahip olan Hüznî’nin doğal ve içten bir ifade tarzı vardır. Ona ait tek koşmada gurbet teması işlenmiş olup sürekli olarak felekten şikâyet söz konusudur. Kırk iki dörtlükten oluşan destanında ise insanın ve kâinatın vasıfları ‘vahdet-i vücud’ anlayışı çerçevesinde ele alınmaktadır. Destanda anlatım tutumu bakımından bilgilendirmeye yönelik işleyiş tarzının hâkim olduğu görülmektedir.

Kaynakça

Çapraz, Erhan (2008). Fahri Bilge Defterleri Işığında Kayseri ve Yöresi Halk Şairleri. Kayseri: Laçin Yay.

Ergun, Sadeddin Nüzhet (1927). Halk Şairleri (Birinci Kitap). İstanbul: Şirket-i Mertebiye Matbaası.

Uraz, Murat (1939-1940). Türk Edip ve Şairleri-I. İstanbul: Numune Basımevi.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: ERHAN ÇAPRAZ
Yayın Tarihi: 09.09.2013
Güncelleme Tarihi: 08.12.2020

Eserlerinden Örnekler

Koşma

Gel beni gurbette ağlatıp gezme

Yeter cevrettiğin canıma felek

Hicrân gayretiyle bağrımı ezme

Hasret koydun hânümânıma felek

 

Akıtıp dîdeden cûyi-veş hûnu

Dîger-gûn eyledin dâğ-ı derûnu

Dar ettin başıma çerh-i gerdûnu

Kastın nedir bilmem canıma felek

 

Hüznî’yim gurbete attın taşımı

Tükenmez kavgaya koydun başımı

Perîşân eyledin dil nakkâşımı

Gâlibâ susadın kanıma felek

 

Ergun, Sadeddin Nüzhet (1927). Halk Şairleri (Birinci Kitap). İstanbul: Şirket-i Mertebiye Matbaası. 43.

 

Destan

Kâinat esrâr-ı ademde iken

Bak ne suret verdi Cenâb-ı Yezdân

Mükevvenât sırr-ı mübhemde iken

Gör nice halk etti hallâk-ı cihân

 

Can kulağın açup dinle bu hâli

Terk eyle bir parça kîl ile kâli

Hilkât-i eşyanın budur ahvâli

Bir bir sana hepsin ideyim beyân

 

 

Yazdım evsâfını fahr-i cihânın

Tükenir mi vasfı rûh-ı revanın

Meclis-i irfânda Hüznî destânın

Hayr ile yâd etsin dinleyen ihvân

 

Ergun, Sadeddin Nüzhet (1927). Halk Şairleri (Birinci Kitap). İstanbul: Şirket-i Mertebiye Matbaası. 43-47.


İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1Galip Ayatad. 11 Haziran 1945 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
2NÂ'İLd. 1824 - ö. 1885Doğum YeriGörüntüle
3DÂVÛD-I KAYSERİ, Şerafeddin Davûd b. Mahmud b. Mehmedd. ? - ö. 1349Doğum YeriGörüntüle
4Galip Ayatad. 11 Haziran 1945 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
5NÂ'İLd. 1824 - ö. 1885Doğum YılıGörüntüle
6DÂVÛD-I KAYSERİ, Şerafeddin Davûd b. Mahmud b. Mehmedd. ? - ö. 1349Doğum YılıGörüntüle
7Galip Ayatad. 11 Haziran 1945 - ö. ?Ölüm YılıGörüntüle
8NÂ'İLd. 1824 - ö. 1885Ölüm YılıGörüntüle
9DÂVÛD-I KAYSERİ, Şerafeddin Davûd b. Mahmud b. Mehmedd. ? - ö. 1349Ölüm YılıGörüntüle
10Galip Ayatad. 11 Haziran 1945 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
11NÂ'İLd. 1824 - ö. 1885Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
12DÂVÛD-I KAYSERİ, Şerafeddin Davûd b. Mahmud b. Mehmedd. ? - ö. 1349Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
13Galip Ayatad. 11 Haziran 1945 - ö. ?Madde AdıGörüntüle
14NÂ'İLd. 1824 - ö. 1885Madde AdıGörüntüle
15DÂVÛD-I KAYSERİ, Şerafeddin Davûd b. Mahmud b. Mehmedd. ? - ö. 1349Madde AdıGörüntüle