BÜYÜK İRŞÂDÎ BABA, Bayburtlu

(d. ?/1790? - ö. ?/1865)
tekke
(Tekke / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

İrşâdî Baba’nın hayatı hakkında kesin ve yeterli bilgiye sahip değiliz. Ailesinden öğrendiğimize göre, Bayburt’un Gümüşdamla (Zargıdı) köyünde dünyaya gelmiştir. Asıl adı Salih’tir. Babası Selim Baba (1740-1803) da bu köyde yaşamış ve yine bu köyde ölmüş olup kabri hâlen Gümüşdamla köyünün doğu cephesindedir. Salih, küçük yaşta anne ve babasını kaybetmiş, çocukluk ve gençlik yıllarını Gümüşdamla köyünde geçirmiştir. Köyünde bir iftiraya uğraması sonucu Rüst köyüne taşınır, oradan da fahri imamlık göreviyle Oruçbeyli’ye gelip yerleşir.

Salih, şiirlerinde İrşâdî mahlasını kullanmış ve bu mahlasın yaygınlaşmasından sonra gerçek adı neredeyse unutulmuştur. Genç Salih, geçimini reçberlik yaparak sağlar. Bir gün tarlada güneş altında çalışırken su içmek için gözeye gider. Gözeden su içip abdest aldığı sırada, aniden âdeta yar yıkılmış, Salih suya düşmüş (sanki itilmiş), Yusuf kuyusu gibi bir kuyuda ve suyun girdabında boğulmak üzereyken bir pir (Hızır) tarafından kurtarılmış (sırtına yediği tekmeyle suyun üstüne çıkmış) ve kendisine “İrşâdî” mahlası verilmiştir (Tozlu 2020: 31).

Salih, su içinde ulu bir devlet bulmuş ve irşad edilmiştir. Rüyada “dolu içme”, şiir söyleme yetisinin kendisine verildiğini ifade eden İrşâdî Baba, manevi âlemde Erzincanlı Terzi Baba’ya intisab etmiş ve feyzinden yararlanmıştır. Bir gece hûbda verildi dil-i imranlık bana/ Gusseden hiç âzat olmam gelse sultanlık bana/ Kuşe-i vahdete girdim bu cihân fâni imiş/ Ettiğim cürm ü hatalar geldi pişmanlık bana  (Tozlu 2020: 31)

Torununun gerçek adı İrşâdî konulduğu ve onun da mutasavvıf-şair olduğu için dede-torun karıştırılmasın düşüncesiyle olsa gerek, sonradan halk arasında Büyük İrşâdî Baba diye anılagelmiştir. Eser vermeden vadesinin dolmayacağına ve daima taze kalacağına olan inancını anlattığı şu dörtlük ilgi çekicidir: İrşâdî bu gonca haşre dek solmaz/Dâne dökmemiş vademiz dolmaz/Şâhının yanında (hiç) vâde bulmaz/Bir çiçeksiz zenbur girse kovana  (Karakuş 2000:9)

İrşâdî Baba, iki defa evlenmiş ve bu evlilikleri de üst üste yapmıştır. Ali, Ahmet, Mustafa, Yusuf adında dört oğlu; Şerife, Huri, Nezaket adında üç kızı olmuştur. Aşağıdaki şiirde, iki evliliğin çok da iyi gitmediği ve geçim sıkıntısı çektiği anlaşılmaktadır: Kimi der başımda yoktur dastarım/Kimi der arkamda yoktur entarim/Kimi der akşam oldu yoktur iftarım/Güneş aşıp mağrib vakti olurken  (Karakuş 2000: 12)

İrşâdî Baba, çeşitli sebeplerden dolayı birçok ili dolaşmıştır. Özellikle 1828-1829 Rus işgali sırasında bölgesinde direniş çeteleri oluşturmak için yola çıkmış ve direnişe önderlik etmiştir. Vatan savunmasında önemli rol oynamış, at üstünde hem fiili vuruşma yaparak hem de manevi ve millî bir uyanış için halkı bilinçlendirmiştir. Bayburt çevresi, Trabzon, Erzurum, Erzincan, Gümüşhane, Artvin, Rize ve Konya gezip gördüğü yerler arasındadır (Battal 1995: 3). Kesin bir tarih olmamakla beraber 1865’de Oruçbeyli köyünde vefat etmiş ve bu köy mezarlığına defnedilmiştir. Kabri, Ağlar Baba’nın kabriyle yan yanadır (Tozlu 2020: 30).

 İrşâdî Baba’nın elde iki eseri mevcuttur. Bunlardan birisi Mevlid diğeri de Kısas-ı Enbiya’dır. Ayrıca şiirlerinden bir kısmı toplanabilmiştir. Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi (1982: 405), İlhan Yardımcı (1991: 86), A. Kemal Parıldar (2001: 21), Zekai Tepir, Uğur Yılmaztürk (1997: 67), İrşâdî Baba’nın Ahmediye adlı bir eserinden bahsetmekte, Yurt Ansiklopedisi (Gümüşhane Maddesi: 3269) Muhammediye adlı bir eserinin var oluğuna işaret etmekteyse de, sözü edilen iki eser bugüne kadar ortaya çıkarılamamıştır.

Bayburtlu Halk Şairleri Antolojisi (Tepir ve Yılmaztürk 1997: 67) adlı kitapta ve Bayburt’un Sesi (Parıldar 6: 21) adlı dergide İrşâdî Baba’nın hicrette (1916-1918) kaybolan el yazması bir de Divan’ından bahsedilmektedir. Ahmet Battal da aynı eserin varlığını duyduğunu bildirmiş, ancak tarafımızdan yapılan araştırmada Divan’ın âkıbeti hakkında hiçbir bilgiye ulaşılamamıştır. Kaynaklar Ahmediye, Muhammediye ve Divan gibi eserlerden bahsetmekle birlikte bunların bulunduğu yerler hakkında hiçbir bilgi vermemiştir.

Kısas-ı Enbiya: Bu eser, ortak bir yapımdır. Yusuf kıssasına kadar Büyük İrşadi Baba yazmış sonrası için; “bizden alındı eseri torunum tamamlayacak” dediği rivayet edilir. Eserin devamını Ağlar Baba tamamlamıştır. 

Mevlid264 beyit olup mesnevi tarzında yazılmıştır. Yalnızca, 50-66. beyitler arasında gazel tarzına (aa ba ca…) göre kafiyelenmiştir. Aruzun fâ’ilâtûn fâ’ilâtûn fâ’ilûn kalıbıyla yazılmış, vezin kusurlarla dolu olup başarıyla uygulanamamıştır. Sade bir dili ve akıcı bir üslubu vardır. Çok düzenli olmamakla beraber; Peygamberin doğumu ve bu esnada görülen olaylar, Peygamberin ilk sütannesi, Peygamberin amcası Ebu Leheb’in sonu, Peygamberin sütanneye verilmesi, Peygamberin kalbinin yazılması bölümlerden oluşur.

Mevlid, "Râviler böyle rivâyet eyledi/ Çün Emine iş bu sözü söyledi beytiyle başlayıp /Kaddimi bir usulde yok hâlâvet/ Muhammed Mustafa’ya ver salâvat" beytiyle biter (Tozlu 2020:33).   

Kaynakça

Battal, Fetani (2017). İrşâdî, İstanbul: Şule Yay.

Battal, Hülvani (1995). Bayburtlu İrşâdî Baba ve Beyitleri, İstanbul: Umran Yay.

Hacımüftüoğlu, Nasrullah (ed.) (2017). Kısas-ı Enbiya İrşâdî Baba-Ağlar Baba, Bayburt: Bakütam Bayburt Üniversitesi Yay.No: 15.

Karakuş, Tuncay (2000). Bayburtlu İrşâdî Baba. Yayımlanmamış Lisans Tezi.Erzincan: Atatürk Üniversitesi Erzincan Eğitim Fakültesi.

Parıldar, A. Kemal (2001). Bayburtlu Halk Şairi İrşâdî, Bayburt: Bayburt’un Sesi Dergisi. 6: 21.

Tepir, Zekai ve Yılmaztürk, Uğur (1997). Bayburtlu Halk Şairleri Antolojisi, Basılmamış Lisans Tezi. Erzurum: Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi.

Tozlu, Necdet (2014). Bayburtlu Ağlar İrşadi Baba Yusuf ile Zeliha Bayburt: Bakütam Yay. No: 6.

Tozlu, Necdet (2020). Ağlar Baba Divanı, Ankara: Gece Kitaplığı.

Yılmaztürk, M. Fahri (1984). Ağlar Baba (İrşâdî-i Bayburdî). İstanbul: Gül Matbaası.

Yurt Ansiklopedisi (1981-1984). İl İl Türkiye: Dünü, Bugünü, Yarını, “Gümüşhane maddesi”. İstanbul: Anadolu Yay.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: DOÇ.DR. NECDET TOZLU
Yayın Tarihi: 28.02.2015
Güncelleme Tarihi: 08.12.2020

Eserlerinden Örnekler

                            1

Çarh-ı gerdun yüz cevahir eser bir gün bâdımız

Hoyrat girer bağımıza kurutur yaprağımız

Tenimiz hâke karışır unutulur adımız

Yeşil atlas giymedense yeğdir üryanlık bana

 

Şol kişi derde bahadır daim yıkar hasmını

Dünyaya mağrur olanın Allah bozar resmini

Zikredeli ol Cenâb-ı Kibriyâ’nın ismini

Bu yalancı fâni dünya geldi zindanlık bana

 

Dokuz türlü alek ister taşı hakkâk delmeye

Mürşidimiz tarif eyler doğru yola gitmeye

Bu İrşâdî arzu çeker hâk-i payan gelmeye

 Gerçi nasip eyler ise Hazreti Mevlam bana (Karakuş 2000:88)

                                                          2

Şikâyetim vardır çarkı felekten

Bilmem bize neden mezak edildi

Yazın bâd-ı saba vermedi bize

 Kışın zemheride sazak edildi

 

Hiç mi gelmem ben feleğin aynına

Sikke girmez borçlu kulun koynuna

Beni davul etti taktı boynuna

Şimşir tokmak ile tak tak edildi

 

El âriftir her insanı sezerler

Palo’dan geçene mercan dizerler

Eller küheylan at binmiş gezerler

Bize boz himar da yasak edildi

 

Gördük ki İrşâdî Hail olmamış

Gayrı işkenceye kail olmamış

Bu fâni dünyaya mail olmamış

Kaf dağın ezmeye tokmak edildi

 

                                                         3

Kabrin üstünde ki bir kuru kafa

Sen de bu dünyada sürdün mü sefa

Münkir ve Nekir’den çektin mi cefa

Sualden bir haber ver kuru kafa

 

Bilmem kafa sende var mı keramet

Nuh tufanı gibi olur alamet

Mahşer çoğa sürmez kopar kıyamet

Mahşerden bir haber ver kuru kafa

 

Ervah-ı âlemde Hakk’ı bildin mi

Nûş edip badeyi irşat uldun mu

Yoksa kafir olup saftan döndün mü

İkinci secdeden haber ver kafa

 

Kabirin üstünde bülbüller ötsün

Neslinden kalmamış kabrini örsün

Bî-namaz fasıklar ölsün de görsün

Beş vakit namazdan haber ver kafa

 

İrşâdî’ye üç ihlas bir dahi Elham

Mevlam derdimize eylesin melhem

İsrafil Sur’unu çalmazdan akdem

Mukarreb melekten haber ver kafa (Karakuş 2000:86)


İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1ESNANÎ, Şevki Yılmazd. 1892 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
2CELÂLÎ, Ahmedd. 1850 - ö. 1915Doğum YeriGörüntüle
3HİLMİ BABA/KÜLHANÎ, Hilmi Külhanid. 1891 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
4ESNANÎ, Şevki Yılmazd. 1892 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
5CELÂLÎ, Ahmedd. 1850 - ö. 1915Doğum YılıGörüntüle
6HİLMİ BABA/KÜLHANÎ, Hilmi Külhanid. 1891 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
7ESNANÎ, Şevki Yılmazd. 1892 - ö. ?Ölüm YılıGörüntüle
8CELÂLÎ, Ahmedd. 1850 - ö. 1915Ölüm YılıGörüntüle
9HİLMİ BABA/KÜLHANÎ, Hilmi Külhanid. 1891 - ö. ?Ölüm YılıGörüntüle
10ESNANÎ, Şevki Yılmazd. 1892 - ö. ?MeslekGörüntüle
11CELÂLÎ, Ahmedd. 1850 - ö. 1915MeslekGörüntüle
12HİLMİ BABA/KÜLHANÎ, Hilmi Külhanid. 1891 - ö. ?MeslekGörüntüle
13ESNANÎ, Şevki Yılmazd. 1892 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14CELÂLÎ, Ahmedd. 1850 - ö. 1915Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15HİLMİ BABA/KÜLHANÎ, Hilmi Külhanid. 1891 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
16ESNANÎ, Şevki Yılmazd. 1892 - ö. ?Madde AdıGörüntüle
17CELÂLÎ, Ahmedd. 1850 - ö. 1915Madde AdıGörüntüle
18HİLMİ BABA/KÜLHANÎ, Hilmi Külhanid. 1891 - ö. ?Madde AdıGörüntüle