KEMÂL, Kemâl-i Zerd, Sarıca Kemâl

(d. ?/? - ö. 894’ten sonra ?/1488-89’dan sonra ?)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / Başlangıç-15. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Fâtih Sultân Mehmed devri şairlerindendir. Sarı Kemâl, Sarıca Kemâl ve Kemâl-i Zerd lakaplarıyla ünlenmiştir. Sarıca Kemâl, bazı kaynaklarda Selâtîn-nâme müellifi Kemâl ile karıştırılmış ve adı geçen eserin müellifi olarak gösterilmişse de yapılan çalışmalar bunların farklı şairler olduğunu göstermiştir (Anhegger 1952; Öztürk 2000; 2001). Sarıca Kemâl’in doğum tarihi bilinmemektedir. Saruhan vilayetinin Bergama kasabasındandır. Fâtih’in meşhur vezirlerinden Mahmûd Paşa tarafından korunmuştur. Latîfî (Canım 2000: 467), onun Mahmûd Paşa’nın hocası ve musahibi; Sehî (1325: 78) Paşa’nın çocuklarıyla hizmetindekilerin hocası; Âşık Çelebi (Kılıç 2010: 720) ise Paşa’nın musahibi, çocuklarının hocası olduğunu belirtmiştir. Kaynaklarda hâmisi Mahmûd Paşa’nın (ö. 879/1474-75) vefatından sonra Edirne yakınlarındaki Hasköy’deki çiftliğinde çiftçilikle uğraştığına ya da Hasköy’deki medresesinde müderrislik yaptığına değinilmiştir. Şairin ölüm tarihi de kesin şekilde belirlenememiştir. Öztürk (2000: 61); Sicill-i Osmânî’deki “Kemâl Çelebi Zor” maddesinde yer alan “Sadrazam Mahmud Paşa’nın mürebbisi olup kölelerine muallim olmuştur. 880’de (1475-76) vefat eyledi.” ifadesinden ve İstanbul Kütüphaneleri Türkçe Yazma Divanlar Kataloğu’ndaki (yty: 31-32) bilgilerden hareketle şairin ölüm tarihini 880/1475-76 olarak vermekte, buradaki “Kemâl Çelebi Zor” ibaresinin de dizgi hatası olduğunu işaret etmektedir. Dolayısıyla Sarıca Kemâl’in, Belâgat-nâmeyi 894/1488-89’de tamamladığını (Anhegger 1952: 448) göz önüne alarak sadece bu tarihten sonra öldüğünü belirlemek mümkündür. Sarıca Kemâl’in bilinen iki eseri vardır:

 1. Belâgat-nâme: Fazlullâh b. Abdullâh’ın 14. yüzyılda yazdığı Târîhü’l-Mu’cem fî Âsârı Mülûki’l-Acem adlı kitabının Türkçeye çevirisidir. Eser, 894/1488-89’te tamamlanmıştır. Belâgat-nâme’nin, “Berlin Kütüphanesi 254” ve “Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi, Revan 1465”te kayıtlı bilinen iki nüshası vardır.

2. Türkçe Dîvânçe: Eserin, “Manchester’deki Rylands Kütüphanesinde 62” ve “İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi TY. 759”daki nüshalarının karşılaştırılmasıyla hazırlanan metni yayımlanmıştır (Walsh 1979). Dîvânçe’de yüz elli sekiz gazel, bir murabba ve bir de manzum mektup bulunmaktadır. Metin üzerinde yüksek lisans çalışması yapılmıştır (Ulutaş 1992).

Osmanlı şiirinin kurucularından biri olarak görülen Sarıca Kemâl’in sanatı hakkında kaynaklarda çeşitli değerlendirmeler yapılmıştır. Sehi Bey (1325: 79), onun gazel tarzında, atasözü ve deyimlerle örülü şiir söylemede mahir ve şairlikte eşsiz biri olduğunu belirtmiştir. Latîfî’ye (Canım 2000: 466-468) göre Sarıca Kemâl, Anadolu şairlerinin makbullerindendir. Tatlı sözlü bir şair, övgüye değer bir bilgindir. Üslubu güzel ve kusursuzdur. Söz ustalığı ve nüktedanlıkta ondan güzeli ve başarılısı yoktur. Belâgat-nâme’sini belâgat saçan, fesahat akan bir tarzda yazmıştır. Âşık Çelebi (Kılıç 2010: 721) ise Belâgat-nâme’ye olumlu yaklaşmamıştır. Bu eseri, çoğu kelime ve ibarelerin aynen tekrarlanması, Arapça mısraların değiştirilmeden ve sadece bazı Türkçe ilâvelerle tercüme edilmesi sebebiyle tenkit etmiştir. Sanatı hakkında kaynaklardaki abartılı övgüler bir tarafa bırakılırsa Sarıca Kemâl’in, muhteva ve söyleyiş bakımından klasik şiir geleneği sınırlarının dışına çıkmamış, genellikle âşıkâne ve rindâne gazeller kaleme almış bir sanatçı olduğunu söylemek mümkündür. 

Kaynakça

Akbayar, Nuri (hzl.) (1996). Mehmed Süreyyâ, Sicill-i Osmânî. C. 3. İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yay.

Anhegger, Robert (1952). “Selâtînnâme Müellifi Kemal”. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi 4 (4): 447-470.

Bursalı Mehmed Tâhir (2000). Osmânlı Müellifleri. C. II. Ankara: Bizim Büro Yay.

Canım, Rıdvan (hzl.) (2000). Latîfî, Tezkiretü’ş-Şu’arâ ve Tabsıratü’n-Nuzamâ (İnceleme-Metin). Ankara: AKM Yay.

Cunbur, Müjgan (2004). “Kemâl”. Türk Dünyası Ortak Edebiyatı, Türk Dünyası Edebiyatçıları Ansiklopedisi. C. 5. Ankara: AKM Yay. 439.

İsen, Mustafa (hzl.) (1980). Sehî Bey, Tezkire. İstanbul: Tercüman Gazetesi Yay. 

İsen, Mustafa (hzl.) (1990). Latîfî Tezkiresi. Ankara: KTB Yay. 

İz, Fahir, G. Kut (1995). “XV. Yüzyıl Dîvân Nazım ve Nesri”. Büyük Türk Klasikleri. C. 2. İstanbul: Ötüken-Söğüt Yay.

Kılıç, Filiz (2010). Âşık Çelebi, Meşâ’irü’ş-Şu’arâ (İnceleme-Metin). C.2. İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yay.

Köksal, M. Fatih (2004). “Kemâl”. Türk Dünyası Ortak Edebiyatı, Türk Dünyası Edebiyatçıları Ansiklopedisi. C. 5. Ankara: AKM Yay. 439.

Kutluk, İbrahim (hzl.) (1989). Kınalı-zâde Hasan Çelebi, Tezkiretü’ş-Şu’arâ. C. II. Ankara: TTK Yay.

Öztürk, Necdet (2000). “Osmanlı Tarih Kaynağı Olarak Selâtîn-nâme”. Bildiriler: Uluslar Arası Kuruluşunun 700. Yıl Dönümünde Bütün Yönleriyle Osmanlı Devleti Kongresi. yay. hzl. Alaaddin Aköz, Bayram Ürekli, Ruhi Özcan. Konya: Selçuk Üniversitesi Yay. 61-67. 

Öztürk, Necdet (hzl.) (2001). XV. Yüzyıl Tarihçilerinden Kemal, Selâtîn-nâme (1299-1490). Ankara: AKM Yay.

İstanbul Kütüphaneleri Türkçe Yazma Divanlar Kataloğu (yty). C. I-II. “Sarıca Kemâl-Kemâl-i Zerd”. 31-32.

Sehî (1325). Tezkire-i Sehî. İstanbul.

Ulutaş, İsmail (1992). Sarıca Kemal Divançesi’nin Gramatikal İndeksi. Yüksek Lisans Tezi. İzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi.

Walsh, John R. (hzl.) (1979). “The Divançe-i Kemâl-i Zerd”. Journal of Turkish Studies, Türklük Bilgisi Araştırmaları: Ali Nihad Tarlan Hatıra Sayısı (3): 403-442.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: PROF. DR. BEYHAN KESİK
Yayın Tarihi: 25.11.2013
Güncelleme Tarihi: 04.11.2020

Eserlerinden Örnekler

Gazel

Oldı bu gönül tolaşalı zülfüne şeydâ

Ârâm ide mi ser ki ola anda bu sevdâ

Efgânumı işitdi meger sebzede bülbül

K’ider güle karşu bu gün âh eyleyüp â vâ

Andan berü kim kıldı nazar hüsnüne dîde

Girmedi dahı gözlerüme gayr-i temâşâ

Ey dişleri dür la’l-i lebün hecri gamından

İtdi gözümün yaşı bu yer yüzini deryâ

Âşüfte kılup gönlümi ol sünbül-i pür-çîn

Yagmâladı cân mülkini bu nergis-i şehlâ

Âyîne-i eltâf-ı Hudâyî durur ol ruh

Dirsem n’ola ey şâh-ı cihân câm-ı musaffâ

İrürse eli dâmen-i vasluna Kemâlün

Şükrâne kılam cânumı ben bî-ser ü bî-pâ 

(Walsh, John R. (hzl.) (1979). “The Divançe-i Kemâl-i Zerd”. Journal of Turkish Studies, Türklük Bilgisi Araştırmaları: Ali Nihad Tarlan Hatıra Sayısı (3): 407.)

Murabba’

Ey gülistân-ı cemâlün gül-i nâzük-bedeni

Ravza-ı hüsn ü bahârun semen ü nestereni

Garaz öldürmeg ise cevr ü cefâyile beni

Yüri şâhum yüri ısmarladum Allâha seni

Çünki senden felek ayırdı şehâ ben kulunı

Gülşen-i hüsnüni medh eyleyici bülbülüni

Kokmasun bârî sakın zâg-ı rakîbün gülüni

Yüri şâhum yüri ısmarladum Allâha seni

Nice eyyâm zamânıydı ki hâk-i derdüm

Mâl-i makbûl huzûrunda deründe derdüm

Beni redd itmeyesin degme günehden derdüm

Yüri şâhum yüri ısmarladum Allâha seni

Düşeyin derde ki hergiz ana bulunmaya em

Kalayın derd ile hem-sâye ola derd ü sitem

Ben ölürsem öleyin mihnet ile sana ne gam

Yüri şâhum yüri ısmarladum Allâha seni

Bunca zulm ü ta‘ab u cevr ü cefâ bana neden

Kıluram kılmag ise ger garazun terk-i vatan

Sendedür cân u gönül ger degül ise n’ola ten

Yüri şâhum yüri ısmarladum Allâha seni

Şâdî-yi vaslüne ola mı kı bi dahı irem

Nice demler dökerem olmaya mı dem ki görem

Gelem Allâh nasîb itdi ise yine görem

Yüri şâhum yüri ısmarladum Allâha seni

Düşdi bu subh u seher bu şeb-i hicrâna Kemâl

Veh ki dünyâda harâm oldı ana rûz-ı visâl

Âhiret hakkını bârî sanemâ eyle helâl

Yüri şâhum yüri ısmarladum Allâha seni

(Walsh, John R. (hzl.) (1979). “The Divançe-i Kemâl-i Zerd”. Journal of Turkish Studies, Türklük Bilgisi Araştırmaları: Ali Nihad Tarlan Hatıra Sayısı (3): 435.)

Mektûb-ı Manzûm

Seher ısmarladum sabâya selâm

K’ilte ol şehr-i hoş hevâya selâm

Nice şehr ol ki topragı virmez 

Nâfe-i Çîne vü Hatâya selâm

Dünye câmı'çre bu yazılmışdur

Ki mey-i nâb-ı Bergamaya selâm 

Cennet altındadur ye üstinde

Dünye turdukça ol serâya selâm

Aşıru Adaya, Musallâya

Sulu Bodruma, Ilıcaya selâm

Cennet-âbâddur Sögütcükler

Ol makâm-ı ferah-fezâya selâm

Kesdeneli Depeye, Muglaya

Öte yanında Kozlıcaya selâm

Sîm-tenler soyunuban göricek

Bizden eylenuz Ulıçaya selâm

Bezm-gehlerde dün ü gün çalınan

Def ü çeng ü nefîr ü nâya selâm

Büzrüg ü kûçek ü hafîf ü sakîl

Kamu uşşâk-ı bî-nevâya selâm

Hûblar çok durur cihânda velî

Anda kopan kamer-likâya selâm

Hûblar şâhı Mustafâ Çelebi

Ol gözi câzu yüzi aya selâm

Âşık öldürici güzellerde

Âlî Bâlî-yi pür-belâya selâm

Çoklar yaşa sen var inen dir

Âşık-ı zâr u mebtelâya selâm

Sürdigi-çün safâsın anlarun

Hocagî-oglı Mustafâya selâm

İftihâru’l kuzâti ve’l-hükkâm

Şiblî-oglı Ebû’l-Alâya selâm

Hâce Elvân güzeller üstâdı

Pîr-i ma’nî-yi pür-safâya selâm

Nâ’bi-i Kâzî Tuzcı-oglına çık

Bezm-i ahırda Boz Sıpaya selâm

Dütün iti Deli Süleymânun

Rîşine yelleyen gedâya selâm

Çamış Agaya vu Kızıl Katıra

Devec’oglı Ala Tanaya selâm

Kızlıgı çıkmamış gelinlere

Başı taşra bizüm güreye selâm

Bâglar arasında seyr iden

Çakala kirpiye boğaya selâm

Bu Kemâli sorana ey nâme

Eylegil anda bî-nihâye selâm

(Walsh, John R. (hzl.) (1979). “The Divançe-i Kemâl-i Zerd”. Journal of Turkish Studies, Türklük Bilgisi Araştırmaları: Ali Nihad Tarlan Hatıra Sayısı (3): 435.)


İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1SÂFÎ, Karaca Ahmed-zâde Ahmed Sâfî Efendid. ? - ö. 1597-98Doğum YeriGörüntüle
2ABDULLAH, Kızılca Hayreddinoğlu Abdullah Efendid. 1552 - ö. 14 Ocak 1617Doğum YeriGörüntüle
3ZELÎLÎ, Yusuf Zelîlî Efendid. ? - ö. 1582-83\'te hayattaDoğum YeriGörüntüle
4SÂFÎ, Karaca Ahmed-zâde Ahmed Sâfî Efendid. ? - ö. 1597-98Doğum YılıGörüntüle
5ABDULLAH, Kızılca Hayreddinoğlu Abdullah Efendid. 1552 - ö. 14 Ocak 1617Doğum YılıGörüntüle
6ZELÎLÎ, Yusuf Zelîlî Efendid. ? - ö. 1582-83\'te hayattaDoğum YılıGörüntüle
7SÂFÎ, Karaca Ahmed-zâde Ahmed Sâfî Efendid. ? - ö. 1597-98Ölüm YılıGörüntüle
8ABDULLAH, Kızılca Hayreddinoğlu Abdullah Efendid. 1552 - ö. 14 Ocak 1617Ölüm YılıGörüntüle
9ZELÎLÎ, Yusuf Zelîlî Efendid. ? - ö. 1582-83\'te hayattaÖlüm YılıGörüntüle
10SÂFÎ, Karaca Ahmed-zâde Ahmed Sâfî Efendid. ? - ö. 1597-98MeslekGörüntüle
11ABDULLAH, Kızılca Hayreddinoğlu Abdullah Efendid. 1552 - ö. 14 Ocak 1617MeslekGörüntüle
12ZELÎLÎ, Yusuf Zelîlî Efendid. ? - ö. 1582-83\'te hayattaMeslekGörüntüle
13SÂFÎ, Karaca Ahmed-zâde Ahmed Sâfî Efendid. ? - ö. 1597-98Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14ABDULLAH, Kızılca Hayreddinoğlu Abdullah Efendid. 1552 - ö. 14 Ocak 1617Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15ZELÎLÎ, Yusuf Zelîlî Efendid. ? - ö. 1582-83\'te hayattaAlan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
16SÂFÎ, Karaca Ahmed-zâde Ahmed Sâfî Efendid. ? - ö. 1597-98Madde AdıGörüntüle
17ABDULLAH, Kızılca Hayreddinoğlu Abdullah Efendid. 1552 - ö. 14 Ocak 1617Madde AdıGörüntüle
18ZELÎLÎ, Yusuf Zelîlî Efendid. ? - ö. 1582-83\'te hayattaMadde AdıGörüntüle