Madde Detay
KUL HİMMET
(d. ?/? - ö. ?/?)
Tekke Şairi
(Tekke / 16. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Kul Himmet'in Tokat’ın Almus ilçesine bağlı Varzıl/Görümlü köyünde doğduğu bilinmektedir. Doğum tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Tekke-tasavvuf edebiyatında Alevi-Bektaşi inancıyla ortaya konulmuş pek çok şiiri bulunan Kul Himmet’in XVI. yüzyılın ikinci yarısı ile XVII. yüzyılın başlarında yaşadığı tahmin edilmektedir. Yaşadığı döneme ilişkin ilk ve en doğru saptama 1944 yılında araştırmacı Sadettin Nüzhet tarafından yapılmıştır. Nüzhet, çalışmasında “Hayatı hakkında malumata sahip değiliz. Yalnız ‘Menâkıb ül Esrar Behcet ül Ahrâr’ adlı eserde bazı şiirleri kayıtlı olduğuna göre, 16. asırda yaşadığı kuvvetle söylenebilir. Bektaşilerin tertip ettikleri mecmualarda Hatayi ve Pir Sultan'la beraber en çok bu şairin manzumelerine tesadüf edilmektedir. Bu da gerek yaşadığı devirde ve gerekse sonraki devirlerde büyük bir şöhret temin ettiğini göstermektedir” (Nüzhet 1944: 170-198). İnancından dolayı çileli bir hayat geçirmiş, zindana atılmış olan Kul Himmet’i köylüleri, Bektaşi tarikatının Erdebil Tekkesi'ne bağlı Safeviye koluna bağlar. Köyünde bulunan Şahinli aşireti Kul Himmet’in ocağı olarak kabul edilir. Alevi toplumunda kendisi Kul Himmet adının yanında “Goca Gul Himmet” olarak da anılır.
Şair, şiirlerinde "Kul Himmet" mahlasını kullanmıştır. Kul Himmet’in nefes, destan, düvaz imam ve ağıt gibi ortaya koyduğu türlerden hareketle iyi bir tarikat ve tekke eğitimi görmüş olduğu anlaşılmaktadır. Edebiyat bilgileri, İslam tarihi, evliya menkıbeleri, tarikat kuralları gibi yaşadığı dönemin bütün bilgi ve donanımına sahip olduğu anlaşılan Kul Himmet, yaşadığı dönemin en önemli mutasavvıf şairlerinden biri olarak kabul edilir. Kul Himmet’in ölümüyle ilgili yeterli belge olmamakla beraber, uzun süre kaçak yaşayıp köyünde vefat ettiği tahmin edilmektedir. Bugün, torunlarının da yaşadığı köyünde bir türbesi bulunan Kul Himmet’in söz konusu türbesinden hareketle onun bu köyde “normal bir ölümle hayata gözlerini yumduğu kuvvetle muhtemeldir” (Güzel ve Torun 2003: 442).
Kul Himmet’in şiirlerinde güçlü bir söyleyiş ve etkileyici bir anlatım bulunmaktadır. Alevi-Bektaşi felsefesini ve dinî-tasavvufi düşünce ve kabullerini şiirlerine yansıtmıştır. Şiirlerinde “Allah-Muhammed-Ali” üçlüsünün birliği merkezde yer alır. On İki İmam, Kerbelâ hadisesi, menkıbeler, Bektaşilikle ilgili inançlar, erkân ve âdetler gibi konular da Kul Himmet’in şiirlerinde önemli yer tutmaktadır. Kul Himmet’in şiirlerine yansıyan sanat gücünün yanında, birtakım siyasi girişimleri nedeniyle adı etrafında bazı efsaneler ve rivayetler de ortaya çıkmıştır. Alevi-Bektaşi edebiyatının önde gelen isimlerinden biri olan Kul Himmet, bazı nefeslerde Şah Hatayi ve Pir Sultan Abdal ile birlikte anılmaktadır. Şiirlerinde İran şahı Tahmasb (1542-1576) ve Abbas’dan (1587-1628) sevgiyle bahsetmiştir. Alevi-Bektaşi edebiyat geleneği içinde –kimi itirazlar olmakla birlikte- Nesimî, Fuzulî, Hatayî, Pir Sultan Abdal, Viranî, Yeminî’nin yanında Kul Himmet’in de yer aldığı yedi büyük şairinden biri olarak kabul edilir.
Kul Himmet’in çoğunlukla tarikat eğilim ve öğelerini içeren şiirlerinde öğretici bir özellik bulunmaktadır. Buna rağmen Kul Himmet’in din dışı konularda da yazılmış pek çok şiiri bulunmaktadır. Kul Himmet’in Pir Sultan Abdal’ın 1590’da asılmasından sonra kaçıp saklandığı, onun düşüncelerini, inançlarını yaymak için çaba harcadığı ve bu uğurda birçok acılar çektiği bilinmektedir. Kul İbrahim, Kul Hüseyin ve Kul Mazlum’un da kendisine bu yolda yardımcı oldukları rivayet edilir. Bazı şiirlerinde Kul Himmet açıkça Pir Sultan’a bağlandığını, onun “kul”u olduğunu ve onun yolunu izlediğini belirtmiştir. Kul Himmet, Pir Sultan Abdal’ın ölümü üzerine yaktığı şu ağıtla Pir Sultan Abdal’a olan sevgisini açıkça göstermektedir: Dâyima Kul Himmet ider niyâzı, Pir Sultan yolundan ayırma bizi, Ol mahşer gününde isteriz sizi, Muhammed önünde câr Hacı Bektaş.
Kul Himmet hakkında en önemli çalışmalardan biri İbrahim Aslanoğlu tarafından yapılmıştır. Aslanoğlu çalışmasında Kul Himmet’a ait 143 şiiri mahlaslarına göre ayırmıştır. Eserde aynı zamanda Aslanoğlu'nun tarihî vesika ve derlemelere dayanarak çalışmasında yer alan isimler hakkında çeşitli yorum ve değerlendirmeler bulunmaktadır. Araştırmacı Dr. Doğan Kaya da 2000 yılındaki çalışmasında cönklerden tespit ettiği Kul Himmet’e ait 13 şiirle birlikte Aslanoğlu’nun tespit ettiği şiir sayısını arttırır. Kaya, cönklerden elde ettiği Kul Himmet’e ait bu şiirlerin tamamının Alevi-Bektaşi inancıyla ortaya konulduğunu belirtir. Sonuç olarak, Kul Himmet’in bugün elimize ulaşan toplam şiir sayısı 156'dır.
M. Öcal Oğuz, 2000 yılında yayınlanan makalesinde yedi ulu ozan arasında sayılan Kul Himmet adına kayıtlı bir şiire yer vererek, bu şiirin kozmogonik mitle ilişkisine ve şiirin daha sonraki dönemlerde derlenen sözlü gelenek anlatılarıyla gösterdiği paralelliklere dikkat çeker. Şiirde Kul Himmet dünyanın faniliğinden, dünyanın ve insanın sonundan söz etmektedir.
Kaynakça
Alova, Erdal (2002). Türk Halk Edebiyatı Antolojisi. İstanbul: Alfa Yay.
Aslanoğlu, İbrahim (1997). Kul Himmet. İstanbul: Ekin Yay.
Bezirci, Asım (1993 ). Türk Halk Şiiri. İstanbul: Say Yay.
Boratav, Pertev Naili (2000). İzahlı Halk Şiiri Antolojisi. İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yay.
Elçin, Şükrü (1986). Halk Edebiyatına Giriş. Ankara: Kültür Bakanlığı Yay.
Ergun, Saadettin N. (1944). Bektaşi Şairleri ve Nefesleri. İstanbul: Maarif Kitaphanesi.
Eyüboğlu, İsmet Zeki (1991). Alevi-Bektaşi Edebiyatı. İstanbul: Derin Yay.
Gölpınarlı, Abdülbâki (1953). Kul Himmet- Hatayî. İstanbul: Varlık Yayınevi.
Gölpınarlı, Abdülbâki (1971). Türk Tasavvuf Şiiri Antolojisi. İstanbul: İnkılap Kitabevi.
Güzel, Abdurrahman (2000). Dini-Tasavvufi Türk Edebiyatı. Ankara: Akçağ Yay.
Güzel, Abdurrahman, Ali Torun (2003). Türk Halk Edebiyatı El Kitabı. Ankara: Akçağ Yay.
Kaya, Doğan (2000). “Kul Himmet’in Bilinmeyen Deyişleri”. Âşık Edebiyatı Araştırmaları. İstanbul: Kitabevi Yay. 421-432.
Kocatürk, Vasfi Mahir (1968). Tekke Şiiri Antolojisi. Ankara: Edebiyat Yayınevi.
Oğuz, Öcal (2009). “Kul Himmet ve Sözlü Gelenek Tanıklığında Kozmogonik Mitin Eskatolojik Serüveni”. Milli Folklor. Yıl 21. 84: 51-56
Özkırımlı, Atilla (1985). Alevilik-Bektaşilik ve Edebiyatı. İstanbul: Cem Yayınevi.
Özmen, İsmail (1998). Alevi-Bektaşi Şiirleri Antolojisi. Ankara: Kültür Bakanlığı Yay.
Öztelli, Cahit (1996). Pir Sultan’ın Dostları. İstanbul: Özgür Yay.
Öztelli, Cahit (1985). Bektaşi Gülleri. İstanbul: Özgür Yay.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DOÇ. DR. SÜHEYLA SARITAŞYayın Tarihi: 26.09.2013Güncelleme Tarihi: 08.12.2020Eserlerinden Örnekler
Nefes
Hey ne güzel muhabbeti var bana
Sevdikçe sevesim gelir Ali'yi
Baktıkça yâr güzel görünür bana
Sevdikçe sevesim gelir Ali'yi
Seherin yellerini zülfün değdiği
Kanber kulluk edip boyun eğdiği
Allah'ın arslanı deyip öğdüğü
Sevdikçe sevesim gelir Ali'yi
Gönül kuşu pervaz vurup uçtukça
Kalkıp arzulayıp yola düştükçe
Muhabbetin deryaları çoştukça
Sevdikçe sevesim gelir Ali'yi
Yanalım da deli gönül yanalım
Gene arayalın vücutta bulalım
Seven canlara da hemdem olalım
Sevdikçe sevesim gelir Ali'yi
Ehline senettir anın nazarı
Ya kim sevmez sencileyin güzeli
Muhabbette ezelidir ezeli
Sevdikçe sevesim gelir Ali'yi
Muhammed'in muhabbeti kadimdir
Beli kırklar meclisinde hadimdir
Mürşidimdir pîrimdir üstadımdır
Sevdikçe sevesim gelir Ali'yi
Mürebbinin musahibin gediği
Özü özüm deyip nişan koyduğu
Muhammed "Lâhmike lâhmi" dediği
Sevdikçe sevesim gelir Ali'yi
Kırmızı yakuttan kadeh elinde
Saki kevser vardır cennet elinde
Başında tacı var kemer belinde
Sevdikçe sevesim gelir Ali'yi
Fatıma'dan Hasan Hüseyin oldu
İmam Zeynel şu âleme zeyn oldu
İmam Bâkır ganimeti ayn oldu
Sevdikçe sevesim gelir Ali'yi
İmam Câfer tarik-i tarikatın
İmam Musa Kâzım erdi rahatın
İmam Ali Rıza'ya muhabbetim
Sevdikçe sevesim gelir Ali'yi
Muhammed Taki'ye Ali Naki'ye
Hasan Ali Asker alem şakıya
Bî-zevaldir bâki değil faniye
Sevdikçe sevesim gelir Ali'yi
İmamların muhabbeti candadır
Muhammed Mehdi'nin devri sendedir
Kul Himmet de sevici bendedir
Sevdikçe sevesim gelir Ali'yi
Aslanoğlu, İbrahim (1997). Kul Himmet. İstanbul: Ekin Yay. 82-83.
Mürüvvetname
Hey gaziler şunda günahkâr oldum
Medet pirim imdat eyle talibe
Aradım günâhım özümde buldum
Medet pîrim imdat eyle talibe
Varıp kırklar kapısında çağıram
Hem çağıran hemi lebbeyk diyen
Posttan kalkıp mührü önüne koyan
Medet pîrim imdat eyle talibe
Ere yetip er deviyle inenler
Yemen’de taç vurup hırka giyenler
Zulmette kalmaz sizi sevenler
Medet pîrim imdat eyle talibe
Çağırın doksan bin ere şehide
Mağripten maşrıka cümle işite
Hacı Bektâş Velî gele yetişe
Medet pîrim imdat eyle talibe
Sen Ali sırrısın hikmetin yete
Fatma kızındır Muhammed atan
Anları ayırmak gene bir hata
Medet pîrim imdat eyle talibe
Eyyüb’ün kurdunu döküp sağ eden
İbrahim’in yerin çayr su eden
Kara don giyip de ağ deveyi yeden
Medet pîrim imdat eyle talibe
Hasan Hüseyin beşir şu bir kulaktır
İmam Zeynel İmam Bakır yanaktır
Cafer hüsün hecesinde ayaktır
Medet pîrim imdat eyle talibe
Kâzım Musa Rıza kalemdir kaştır
Takî Nakî çeşmi anlara eştir
Hasanü’l- Askerî dehanda diştir
Medet pîrim imdat eyle talibe
Mehdi dilim masum pâke yetirdim
Mürvet dedim el pençeye oturdum
On'ki imamlara iman getirdim
Medet pîrim imdat eyle talibe
Kul Himmet’im eyder var özün öldür
Cümle eksikliğin mürşîde bildir
Engür şerbetini ezdiğin eldir
Medet pîrim imdat eyle talibe
Aslanoğlu, İbrahim (1997). Kul Himmet. İstanbul: Ekin Yay. 39-40.
Düvaz İmam
Günahlarım çoktur ümidim sensin
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Kalmaz günahlara gani sultansın
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Âyat-ı Kur'an'da indi şanına
Hain Yezit kast eyledi canına
Lâ feta yazılı Zülfikarı'na
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Irahmeti boldur şefaat kânı
Umarız şefaat gevher madeni
Dilimizin virdi hem dünü günü
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Düldül'ü önünce Kanber yürüden
İmam Hasan makamını sır eden
Hüseyin'in alkanların akıtan
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
İmam Zeynel hasta idi o cenkte
Kadimi kâfirler raksa ahenkte
Güzel imamların o cüstü denkte
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
İmam Bâkır anda içti şerbeti
Yaktı yüreğimi yandırdı kati
Okuyorum İmam Câfer âyeti
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Kazım Musa Irıza'nın katarı
Katara uyalım biz de yeteri
Taki ile Naki verdiler seri
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Ol Hasanü'l- Askeri'yi çağırdı
Mehdi gelir deyü Bilal bağırdı
Kâfirler talan edip dağıttı
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Taze gerden baş gösterir sahrada
Cümcüme'den geçit sordun deryada
Bunca keramet gösterir hoyrata
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Bazen Kâ 'be'de göründüm bazan sahrada
Kula kul satıldın yılkın satar da
Sailin borcunu ödedin anda
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Peygamber'e süt götürdün hediye
Perd'ardından bir el geldi aldı ya
Bu Ali'nin elleridir dedi ya
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Devi bende urdun hurma yağında
Tercüman getirdi taze çağında
Erişti Selman'a Erzen dağında
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Selman'ı sevdi de sundu nergizi
Kabilem sen deyü bağladı özü
Dünü günü Mekke idi niyazı
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Peygamber miraçta okurdu cevap
Bir aslan önüne geldi ne acep
Cebrail erişti görüştü habip
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Aslana borç verdiler ol hatemi
Ali'nin sırrına kimse yete mi
Münkirlere sürdüresin sitemi
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Anda cümle şaz olup da güldüler
İki gönlü anlar hep bir ettiler
Bir olup miraca ol dem gittiler
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Anda şaz olup güldü ol Resul
Kırkların cemine verdi bir usul
Aç kapıyı Peygamberim ben asıl
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Ümmetine peygambersin bilesin
Benlik ile bizi nerde bulasın
El fakiri fukardan olasın
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Özün fakir etti açıldı kapı
Biri ayağa kalktı oturdu hepi
Muhammed der taptığınız ne tapu
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Kırklar eyder taptığımız Ali'dir
İçimizden biri gerçek velidir
Şah-ı Merdan cümlemizden uludur
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Muhammed der sizden nişan isterim
Kırkınız da bir nişanı gösterin
Erin bir koluna urdu neşterin
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Kırkından kan geldi birisi sail
Etinden kan geldi oldular kail
Keşkülün meydana koydu Tufail
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Ezdiler engûru Peygamber coştu
Serteser serini meydana açtı
Mümin kullarına ırahmet düştü
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Orada kırk pare buldu şemleyi
Irahmete bandırdılar cümleyi
Kul Himmet'in yaresini emleyi
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Aslanoğlu, İbrahim (1997). Kul Himmet. İstanbul: Ekin Yay. 67-70.
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 26.09.2013Güncelleme Tarihi: 08.12.2020Eserlerinden Örnekler
Nefes
Hey ne güzel muhabbeti var bana
Sevdikçe sevesim gelir Ali'yi
Baktıkça yâr güzel görünür bana
Sevdikçe sevesim gelir Ali'yi
Seherin yellerini zülfün değdiği
Kanber kulluk edip boyun eğdiği
Allah'ın arslanı deyip öğdüğü
Sevdikçe sevesim gelir Ali'yi
Gönül kuşu pervaz vurup uçtukça
Kalkıp arzulayıp yola düştükçe
Muhabbetin deryaları çoştukça
Sevdikçe sevesim gelir Ali'yi
Yanalım da deli gönül yanalım
Gene arayalın vücutta bulalım
Seven canlara da hemdem olalım
Sevdikçe sevesim gelir Ali'yi
Ehline senettir anın nazarı
Ya kim sevmez sencileyin güzeli
Muhabbette ezelidir ezeli
Sevdikçe sevesim gelir Ali'yi
Muhammed'in muhabbeti kadimdir
Beli kırklar meclisinde hadimdir
Mürşidimdir pîrimdir üstadımdır
Sevdikçe sevesim gelir Ali'yi
Mürebbinin musahibin gediği
Özü özüm deyip nişan koyduğu
Muhammed "Lâhmike lâhmi" dediği
Sevdikçe sevesim gelir Ali'yi
Kırmızı yakuttan kadeh elinde
Saki kevser vardır cennet elinde
Başında tacı var kemer belinde
Sevdikçe sevesim gelir Ali'yi
Fatıma'dan Hasan Hüseyin oldu
İmam Zeynel şu âleme zeyn oldu
İmam Bâkır ganimeti ayn oldu
Sevdikçe sevesim gelir Ali'yi
İmam Câfer tarik-i tarikatın
İmam Musa Kâzım erdi rahatın
İmam Ali Rıza'ya muhabbetim
Sevdikçe sevesim gelir Ali'yi
Muhammed Taki'ye Ali Naki'ye
Hasan Ali Asker alem şakıya
Bî-zevaldir bâki değil faniye
Sevdikçe sevesim gelir Ali'yi
İmamların muhabbeti candadır
Muhammed Mehdi'nin devri sendedir
Kul Himmet de sevici bendedir
Sevdikçe sevesim gelir Ali'yi
Aslanoğlu, İbrahim (1997). Kul Himmet. İstanbul: Ekin Yay. 82-83.
Mürüvvetname
Hey gaziler şunda günahkâr oldum
Medet pirim imdat eyle talibe
Aradım günâhım özümde buldum
Medet pîrim imdat eyle talibe
Varıp kırklar kapısında çağıram
Hem çağıran hemi lebbeyk diyen
Posttan kalkıp mührü önüne koyan
Medet pîrim imdat eyle talibe
Ere yetip er deviyle inenler
Yemen’de taç vurup hırka giyenler
Zulmette kalmaz sizi sevenler
Medet pîrim imdat eyle talibe
Çağırın doksan bin ere şehide
Mağripten maşrıka cümle işite
Hacı Bektâş Velî gele yetişe
Medet pîrim imdat eyle talibe
Sen Ali sırrısın hikmetin yete
Fatma kızındır Muhammed atan
Anları ayırmak gene bir hata
Medet pîrim imdat eyle talibe
Eyyüb’ün kurdunu döküp sağ eden
İbrahim’in yerin çayr su eden
Kara don giyip de ağ deveyi yeden
Medet pîrim imdat eyle talibe
Hasan Hüseyin beşir şu bir kulaktır
İmam Zeynel İmam Bakır yanaktır
Cafer hüsün hecesinde ayaktır
Medet pîrim imdat eyle talibe
Kâzım Musa Rıza kalemdir kaştır
Takî Nakî çeşmi anlara eştir
Hasanü’l- Askerî dehanda diştir
Medet pîrim imdat eyle talibe
Mehdi dilim masum pâke yetirdim
Mürvet dedim el pençeye oturdum
On'ki imamlara iman getirdim
Medet pîrim imdat eyle talibe
Kul Himmet’im eyder var özün öldür
Cümle eksikliğin mürşîde bildir
Engür şerbetini ezdiğin eldir
Medet pîrim imdat eyle talibe
Aslanoğlu, İbrahim (1997). Kul Himmet. İstanbul: Ekin Yay. 39-40.
Düvaz İmam
Günahlarım çoktur ümidim sensin
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Kalmaz günahlara gani sultansın
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Âyat-ı Kur'an'da indi şanına
Hain Yezit kast eyledi canına
Lâ feta yazılı Zülfikarı'na
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Irahmeti boldur şefaat kânı
Umarız şefaat gevher madeni
Dilimizin virdi hem dünü günü
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Düldül'ü önünce Kanber yürüden
İmam Hasan makamını sır eden
Hüseyin'in alkanların akıtan
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
İmam Zeynel hasta idi o cenkte
Kadimi kâfirler raksa ahenkte
Güzel imamların o cüstü denkte
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
İmam Bâkır anda içti şerbeti
Yaktı yüreğimi yandırdı kati
Okuyorum İmam Câfer âyeti
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Kazım Musa Irıza'nın katarı
Katara uyalım biz de yeteri
Taki ile Naki verdiler seri
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Ol Hasanü'l- Askeri'yi çağırdı
Mehdi gelir deyü Bilal bağırdı
Kâfirler talan edip dağıttı
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Taze gerden baş gösterir sahrada
Cümcüme'den geçit sordun deryada
Bunca keramet gösterir hoyrata
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Bazen Kâ 'be'de göründüm bazan sahrada
Kula kul satıldın yılkın satar da
Sailin borcunu ödedin anda
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Peygamber'e süt götürdün hediye
Perd'ardından bir el geldi aldı ya
Bu Ali'nin elleridir dedi ya
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Devi bende urdun hurma yağında
Tercüman getirdi taze çağında
Erişti Selman'a Erzen dağında
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Selman'ı sevdi de sundu nergizi
Kabilem sen deyü bağladı özü
Dünü günü Mekke idi niyazı
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Peygamber miraçta okurdu cevap
Bir aslan önüne geldi ne acep
Cebrail erişti görüştü habip
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Aslana borç verdiler ol hatemi
Ali'nin sırrına kimse yete mi
Münkirlere sürdüresin sitemi
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Anda cümle şaz olup da güldüler
İki gönlü anlar hep bir ettiler
Bir olup miraca ol dem gittiler
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Anda şaz olup güldü ol Resul
Kırkların cemine verdi bir usul
Aç kapıyı Peygamberim ben asıl
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Ümmetine peygambersin bilesin
Benlik ile bizi nerde bulasın
El fakiri fukardan olasın
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Özün fakir etti açıldı kapı
Biri ayağa kalktı oturdu hepi
Muhammed der taptığınız ne tapu
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Kırklar eyder taptığımız Ali'dir
İçimizden biri gerçek velidir
Şah-ı Merdan cümlemizden uludur
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Muhammed der sizden nişan isterim
Kırkınız da bir nişanı gösterin
Erin bir koluna urdu neşterin
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Kırkından kan geldi birisi sail
Etinden kan geldi oldular kail
Keşkülün meydana koydu Tufail
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Ezdiler engûru Peygamber coştu
Serteser serini meydana açtı
Mümin kullarına ırahmet düştü
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Orada kırk pare buldu şemleyi
Irahmete bandırdılar cümleyi
Kul Himmet'in yaresini emleyi
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Aslanoğlu, İbrahim (1997). Kul Himmet. İstanbul: Ekin Yay. 67-70.
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 08.12.2020Eserlerinden Örnekler
Nefes
Hey ne güzel muhabbeti var bana
Sevdikçe sevesim gelir Ali'yi
Baktıkça yâr güzel görünür bana
Sevdikçe sevesim gelir Ali'yi
Seherin yellerini zülfün değdiği
Kanber kulluk edip boyun eğdiği
Allah'ın arslanı deyip öğdüğü
Sevdikçe sevesim gelir Ali'yi
Gönül kuşu pervaz vurup uçtukça
Kalkıp arzulayıp yola düştükçe
Muhabbetin deryaları çoştukça
Sevdikçe sevesim gelir Ali'yi
Yanalım da deli gönül yanalım
Gene arayalın vücutta bulalım
Seven canlara da hemdem olalım
Sevdikçe sevesim gelir Ali'yi
Ehline senettir anın nazarı
Ya kim sevmez sencileyin güzeli
Muhabbette ezelidir ezeli
Sevdikçe sevesim gelir Ali'yi
Muhammed'in muhabbeti kadimdir
Beli kırklar meclisinde hadimdir
Mürşidimdir pîrimdir üstadımdır
Sevdikçe sevesim gelir Ali'yi
Mürebbinin musahibin gediği
Özü özüm deyip nişan koyduğu
Muhammed "Lâhmike lâhmi" dediği
Sevdikçe sevesim gelir Ali'yi
Kırmızı yakuttan kadeh elinde
Saki kevser vardır cennet elinde
Başında tacı var kemer belinde
Sevdikçe sevesim gelir Ali'yi
Fatıma'dan Hasan Hüseyin oldu
İmam Zeynel şu âleme zeyn oldu
İmam Bâkır ganimeti ayn oldu
Sevdikçe sevesim gelir Ali'yi
İmam Câfer tarik-i tarikatın
İmam Musa Kâzım erdi rahatın
İmam Ali Rıza'ya muhabbetim
Sevdikçe sevesim gelir Ali'yi
Muhammed Taki'ye Ali Naki'ye
Hasan Ali Asker alem şakıya
Bî-zevaldir bâki değil faniye
Sevdikçe sevesim gelir Ali'yi
İmamların muhabbeti candadır
Muhammed Mehdi'nin devri sendedir
Kul Himmet de sevici bendedir
Sevdikçe sevesim gelir Ali'yi
Aslanoğlu, İbrahim (1997). Kul Himmet. İstanbul: Ekin Yay. 82-83.
Mürüvvetname
Hey gaziler şunda günahkâr oldum
Medet pirim imdat eyle talibe
Aradım günâhım özümde buldum
Medet pîrim imdat eyle talibe
Varıp kırklar kapısında çağıram
Hem çağıran hemi lebbeyk diyen
Posttan kalkıp mührü önüne koyan
Medet pîrim imdat eyle talibe
Ere yetip er deviyle inenler
Yemen’de taç vurup hırka giyenler
Zulmette kalmaz sizi sevenler
Medet pîrim imdat eyle talibe
Çağırın doksan bin ere şehide
Mağripten maşrıka cümle işite
Hacı Bektâş Velî gele yetişe
Medet pîrim imdat eyle talibe
Sen Ali sırrısın hikmetin yete
Fatma kızındır Muhammed atan
Anları ayırmak gene bir hata
Medet pîrim imdat eyle talibe
Eyyüb’ün kurdunu döküp sağ eden
İbrahim’in yerin çayr su eden
Kara don giyip de ağ deveyi yeden
Medet pîrim imdat eyle talibe
Hasan Hüseyin beşir şu bir kulaktır
İmam Zeynel İmam Bakır yanaktır
Cafer hüsün hecesinde ayaktır
Medet pîrim imdat eyle talibe
Kâzım Musa Rıza kalemdir kaştır
Takî Nakî çeşmi anlara eştir
Hasanü’l- Askerî dehanda diştir
Medet pîrim imdat eyle talibe
Mehdi dilim masum pâke yetirdim
Mürvet dedim el pençeye oturdum
On'ki imamlara iman getirdim
Medet pîrim imdat eyle talibe
Kul Himmet’im eyder var özün öldür
Cümle eksikliğin mürşîde bildir
Engür şerbetini ezdiğin eldir
Medet pîrim imdat eyle talibe
Aslanoğlu, İbrahim (1997). Kul Himmet. İstanbul: Ekin Yay. 39-40.
Düvaz İmam
Günahlarım çoktur ümidim sensin
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Kalmaz günahlara gani sultansın
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Âyat-ı Kur'an'da indi şanına
Hain Yezit kast eyledi canına
Lâ feta yazılı Zülfikarı'na
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Irahmeti boldur şefaat kânı
Umarız şefaat gevher madeni
Dilimizin virdi hem dünü günü
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Düldül'ü önünce Kanber yürüden
İmam Hasan makamını sır eden
Hüseyin'in alkanların akıtan
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
İmam Zeynel hasta idi o cenkte
Kadimi kâfirler raksa ahenkte
Güzel imamların o cüstü denkte
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
İmam Bâkır anda içti şerbeti
Yaktı yüreğimi yandırdı kati
Okuyorum İmam Câfer âyeti
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Kazım Musa Irıza'nın katarı
Katara uyalım biz de yeteri
Taki ile Naki verdiler seri
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Ol Hasanü'l- Askeri'yi çağırdı
Mehdi gelir deyü Bilal bağırdı
Kâfirler talan edip dağıttı
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Taze gerden baş gösterir sahrada
Cümcüme'den geçit sordun deryada
Bunca keramet gösterir hoyrata
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Bazen Kâ 'be'de göründüm bazan sahrada
Kula kul satıldın yılkın satar da
Sailin borcunu ödedin anda
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Peygamber'e süt götürdün hediye
Perd'ardından bir el geldi aldı ya
Bu Ali'nin elleridir dedi ya
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Devi bende urdun hurma yağında
Tercüman getirdi taze çağında
Erişti Selman'a Erzen dağında
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Selman'ı sevdi de sundu nergizi
Kabilem sen deyü bağladı özü
Dünü günü Mekke idi niyazı
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Peygamber miraçta okurdu cevap
Bir aslan önüne geldi ne acep
Cebrail erişti görüştü habip
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Aslana borç verdiler ol hatemi
Ali'nin sırrına kimse yete mi
Münkirlere sürdüresin sitemi
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Anda cümle şaz olup da güldüler
İki gönlü anlar hep bir ettiler
Bir olup miraca ol dem gittiler
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Anda şaz olup güldü ol Resul
Kırkların cemine verdi bir usul
Aç kapıyı Peygamberim ben asıl
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Ümmetine peygambersin bilesin
Benlik ile bizi nerde bulasın
El fakiri fukardan olasın
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Özün fakir etti açıldı kapı
Biri ayağa kalktı oturdu hepi
Muhammed der taptığınız ne tapu
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Kırklar eyder taptığımız Ali'dir
İçimizden biri gerçek velidir
Şah-ı Merdan cümlemizden uludur
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Muhammed der sizden nişan isterim
Kırkınız da bir nişanı gösterin
Erin bir koluna urdu neşterin
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Kırkından kan geldi birisi sail
Etinden kan geldi oldular kail
Keşkülün meydana koydu Tufail
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Ezdiler engûru Peygamber coştu
Serteser serini meydana açtı
Mümin kullarına ırahmet düştü
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Orada kırk pare buldu şemleyi
Irahmete bandırdılar cümleyi
Kul Himmet'in yaresini emleyi
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Aslanoğlu, İbrahim (1997). Kul Himmet. İstanbul: Ekin Yay. 67-70.
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Nefes
Hey ne güzel muhabbeti var bana
Sevdikçe sevesim gelir Ali'yi
Baktıkça yâr güzel görünür bana
Sevdikçe sevesim gelir Ali'yi
Seherin yellerini zülfün değdiği
Kanber kulluk edip boyun eğdiği
Allah'ın arslanı deyip öğdüğü
Sevdikçe sevesim gelir Ali'yi
Gönül kuşu pervaz vurup uçtukça
Kalkıp arzulayıp yola düştükçe
Muhabbetin deryaları çoştukça
Sevdikçe sevesim gelir Ali'yi
Yanalım da deli gönül yanalım
Gene arayalın vücutta bulalım
Seven canlara da hemdem olalım
Sevdikçe sevesim gelir Ali'yi
Ehline senettir anın nazarı
Ya kim sevmez sencileyin güzeli
Muhabbette ezelidir ezeli
Sevdikçe sevesim gelir Ali'yi
Muhammed'in muhabbeti kadimdir
Beli kırklar meclisinde hadimdir
Mürşidimdir pîrimdir üstadımdır
Sevdikçe sevesim gelir Ali'yi
Mürebbinin musahibin gediği
Özü özüm deyip nişan koyduğu
Muhammed "Lâhmike lâhmi" dediği
Sevdikçe sevesim gelir Ali'yi
Kırmızı yakuttan kadeh elinde
Saki kevser vardır cennet elinde
Başında tacı var kemer belinde
Sevdikçe sevesim gelir Ali'yi
Fatıma'dan Hasan Hüseyin oldu
İmam Zeynel şu âleme zeyn oldu
İmam Bâkır ganimeti ayn oldu
Sevdikçe sevesim gelir Ali'yi
İmam Câfer tarik-i tarikatın
İmam Musa Kâzım erdi rahatın
İmam Ali Rıza'ya muhabbetim
Sevdikçe sevesim gelir Ali'yi
Muhammed Taki'ye Ali Naki'ye
Hasan Ali Asker alem şakıya
Bî-zevaldir bâki değil faniye
Sevdikçe sevesim gelir Ali'yi
İmamların muhabbeti candadır
Muhammed Mehdi'nin devri sendedir
Kul Himmet de sevici bendedir
Sevdikçe sevesim gelir Ali'yi
Aslanoğlu, İbrahim (1997). Kul Himmet. İstanbul: Ekin Yay. 82-83.
Mürüvvetname
Hey gaziler şunda günahkâr oldum
Medet pirim imdat eyle talibe
Aradım günâhım özümde buldum
Medet pîrim imdat eyle talibe
Varıp kırklar kapısında çağıram
Hem çağıran hemi lebbeyk diyen
Posttan kalkıp mührü önüne koyan
Medet pîrim imdat eyle talibe
Ere yetip er deviyle inenler
Yemen’de taç vurup hırka giyenler
Zulmette kalmaz sizi sevenler
Medet pîrim imdat eyle talibe
Çağırın doksan bin ere şehide
Mağripten maşrıka cümle işite
Hacı Bektâş Velî gele yetişe
Medet pîrim imdat eyle talibe
Sen Ali sırrısın hikmetin yete
Fatma kızındır Muhammed atan
Anları ayırmak gene bir hata
Medet pîrim imdat eyle talibe
Eyyüb’ün kurdunu döküp sağ eden
İbrahim’in yerin çayr su eden
Kara don giyip de ağ deveyi yeden
Medet pîrim imdat eyle talibe
Hasan Hüseyin beşir şu bir kulaktır
İmam Zeynel İmam Bakır yanaktır
Cafer hüsün hecesinde ayaktır
Medet pîrim imdat eyle talibe
Kâzım Musa Rıza kalemdir kaştır
Takî Nakî çeşmi anlara eştir
Hasanü’l- Askerî dehanda diştir
Medet pîrim imdat eyle talibe
Mehdi dilim masum pâke yetirdim
Mürvet dedim el pençeye oturdum
On'ki imamlara iman getirdim
Medet pîrim imdat eyle talibe
Kul Himmet’im eyder var özün öldür
Cümle eksikliğin mürşîde bildir
Engür şerbetini ezdiğin eldir
Medet pîrim imdat eyle talibe
Aslanoğlu, İbrahim (1997). Kul Himmet. İstanbul: Ekin Yay. 39-40.
Düvaz İmam
Günahlarım çoktur ümidim sensin
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Kalmaz günahlara gani sultansın
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Âyat-ı Kur'an'da indi şanına
Hain Yezit kast eyledi canına
Lâ feta yazılı Zülfikarı'na
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Irahmeti boldur şefaat kânı
Umarız şefaat gevher madeni
Dilimizin virdi hem dünü günü
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Düldül'ü önünce Kanber yürüden
İmam Hasan makamını sır eden
Hüseyin'in alkanların akıtan
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
İmam Zeynel hasta idi o cenkte
Kadimi kâfirler raksa ahenkte
Güzel imamların o cüstü denkte
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
İmam Bâkır anda içti şerbeti
Yaktı yüreğimi yandırdı kati
Okuyorum İmam Câfer âyeti
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Kazım Musa Irıza'nın katarı
Katara uyalım biz de yeteri
Taki ile Naki verdiler seri
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Ol Hasanü'l- Askeri'yi çağırdı
Mehdi gelir deyü Bilal bağırdı
Kâfirler talan edip dağıttı
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Taze gerden baş gösterir sahrada
Cümcüme'den geçit sordun deryada
Bunca keramet gösterir hoyrata
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Bazen Kâ 'be'de göründüm bazan sahrada
Kula kul satıldın yılkın satar da
Sailin borcunu ödedin anda
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Peygamber'e süt götürdün hediye
Perd'ardından bir el geldi aldı ya
Bu Ali'nin elleridir dedi ya
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Devi bende urdun hurma yağında
Tercüman getirdi taze çağında
Erişti Selman'a Erzen dağında
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Selman'ı sevdi de sundu nergizi
Kabilem sen deyü bağladı özü
Dünü günü Mekke idi niyazı
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Peygamber miraçta okurdu cevap
Bir aslan önüne geldi ne acep
Cebrail erişti görüştü habip
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Aslana borç verdiler ol hatemi
Ali'nin sırrına kimse yete mi
Münkirlere sürdüresin sitemi
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Anda cümle şaz olup da güldüler
İki gönlü anlar hep bir ettiler
Bir olup miraca ol dem gittiler
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Anda şaz olup güldü ol Resul
Kırkların cemine verdi bir usul
Aç kapıyı Peygamberim ben asıl
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Ümmetine peygambersin bilesin
Benlik ile bizi nerde bulasın
El fakiri fukardan olasın
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Özün fakir etti açıldı kapı
Biri ayağa kalktı oturdu hepi
Muhammed der taptığınız ne tapu
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Kırklar eyder taptığımız Ali'dir
İçimizden biri gerçek velidir
Şah-ı Merdan cümlemizden uludur
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Muhammed der sizden nişan isterim
Kırkınız da bir nişanı gösterin
Erin bir koluna urdu neşterin
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Kırkından kan geldi birisi sail
Etinden kan geldi oldular kail
Keşkülün meydana koydu Tufail
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Ezdiler engûru Peygamber coştu
Serteser serini meydana açtı
Mümin kullarına ırahmet düştü
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Orada kırk pare buldu şemleyi
Irahmete bandırdılar cümleyi
Kul Himmet'in yaresini emleyi
Allah medet yâ Muhammed ya Ali
Aslanoğlu, İbrahim (1997). Kul Himmet. İstanbul: Ekin Yay. 67-70.
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | LE’ÂLÎ (Müte’accem) | d. ? - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | ALİ ABDAL/DEDEMOĞLU, Ali Bayar | d. 1946 - ö. 2008 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | İMAMOĞLU, Ömer Faruk Alyüz | d. 1943 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | LE’ÂLÎ (Müte’accem) | d. ? - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | ALİ ABDAL/DEDEMOĞLU, Ali Bayar | d. 1946 - ö. 2008 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | İMAMOĞLU, Ömer Faruk Alyüz | d. 1943 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | LE’ÂLÎ (Müte’accem) | d. ? - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | ALİ ABDAL/DEDEMOĞLU, Ali Bayar | d. 1946 - ö. 2008 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | İMAMOĞLU, Ömer Faruk Alyüz | d. 1943 - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | LE’ÂLÎ (Müte’accem) | d. ? - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
11 | ALİ ABDAL/DEDEMOĞLU, Ali Bayar | d. 1946 - ö. 2008 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
12 | İMAMOĞLU, Ömer Faruk Alyüz | d. 1943 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
13 | LE’ÂLÎ (Müte’accem) | d. ? - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
14 | ALİ ABDAL/DEDEMOĞLU, Ali Bayar | d. 1946 - ö. 2008 | Madde Adı | Görüntüle |
15 | İMAMOĞLU, Ömer Faruk Alyüz | d. 1943 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |