MEFHARÎ, Mustafa

(d. ?/? - ö. ?/?)
âşık
(Âşık / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Şiirlerinde Mefharî mahlasını kullanan âşığın asıl adı Mustafa’dır. 19. yüzyılda yaşadığı bilinen Mefhari Çankırılıdır. Hayatı hakkında kaynaklarda ayrıntılı bir bilgi bulunmamaktadır. Ahmet Tâlât Onay’ın Çankırı Şairleri adlı eserinde Mefharî’nin adı, Rindî, Çankırılı Hürrem, Cenunî, Mefharî, Sabrî, Hayrî, Zahmî ve Yadî gibi şairlerle birlikte geçmektedir (1930: 6). Onay, her nevi ve şekilde eserleri olan Mefharî’nin şiirlerinden Bektaşî olduğunun anlaşıldığını ifade etmiştir. Ayrıca Güdükminare Camii yanındaki medrese arsasının sahibinin de Mefharî olduğunun rivayet edildiğinden söz etmiştir (1930: 209). Mefharî’nin yaşamı ve şairliği cönk ve mecmualar üzerine yapılacak çalışmalarla aydınlatılabilir. 

Ahmet Tâlât Onay, Mefharî’nin hem aruzla hem de heceyle şiirler yazdığını, aruzla yazdığı şiirlerinde kusurlar görüldüğünü, hece ile yazdığı şiirlerde ise oldukça başarılı olduğunu ve bazen bu şiirlerinde kafiye güçlüğünden (takti) kaynaklanan sakatlıkların görüldüğünü ifade etmiştir. Mefharî’nin Bektaşî tarikatına bağlı olduğunu gösteren nefeslerinin takdire şayan olduğunu belirtmiştir (1930: 209). Onay bu bilgilere ek olarak, bir şair diyarı olarak ifade ettiği Çankırı vilayetinde yetişen bazı kabiliyetli şair ve âşıkların, ellerinde sazları ile diyar diyar dolaştıklarını, gittikleri diyarlardaki söz ve saz ustalarını müsabaka ve ziyaret için Çankırı’ya davet ettiklerini dile getirmiştir. Çankırı’da kurulan Yapraklı Panayırı’nın yerli ve yabancı âşıkların karşılaştıkları uluslararası bir sahne olduğuna değinen Onay, Hint’ten, Yemen’den, Halep’ten tacirlerin yanı sıra pek çok sanatkârın ve şairin de geldiği bu panayırda doğudan ve batıdan gelen sanatkârların birbirleriyle veya Çankırılı şairlerle müsabakalar yaptıklarından ve böylelikle saz ve sözdeki ustalıklarını göstererek memleketlerine döndüklerinden söz etmiştir (1933: 6). Onay ayrıca, yerli şairlerle dışardan gelen şairler arasında muamma asmak, tekellümde bulunmak, nazireler söylemek suretiyle bu müsabakaların yapıldığını ifade eder. Erzurumlu Emrah, Geredeli Dertli, Konyalı Şem’î, Kalecikli Miratî, Everekli Seyranî, Tokatlı Nuri, Beşiktaşlı Gedayî, Bayburtlu İrşadî ve Giresunda Meftun Fethi gibi âşıkların bu panayırda çaldıklarından ve Çankırılı Hürrem, Cünunî, Mefharî, Sabrî, Hayrî, Zahmî, Yadî, Rindî gibi saz ve kalem şairleriyle de çarpıştıklarından bahsetmektedir. (1930: 8).

Kaynakça

Onay, Ahmet Talat (1930). Çankırı Şairleri. Çankırı: Çankırı Matbaası.

Onay, Ahmet Talat (1933). Çankırı Şairleri. Çankırı: Çankırı Matbaası.

Özbey, Ömer (2008). Âşık Aşur Uygur’un Hayatı-Sanatı ve Eserleri. Lisans Tezi. Ankara: Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: ARAŞ. GÖR. ZEYNEP SAFİYE BAKİ
Yayın Tarihi: 03.03.2015
Güncelleme Tarihi: 08.12.2020

Eserlerinden Örnekler

Selis 

Rehne verdim hoca ben tarfı ademden gelirim 

Hemdemim âdem ile bağı iremden gelirim 

 

Cân simahın tutuben anla maali nutkum 

Ben de esrârı huda bezmi hikemden gelirim 

 

(S ımme veçhûllâh) a irdim, dilde varım atuben 

Hakkım hak ile bu gün babı keremden gelirim 

 

Remzi ihlas ile çirkâbei kalbim pâk edüp 

Dest cemâl zairiyem beytülharemden gelirim 

 

(Mefhârî) alem ile (aynıcemi’) oldum ezel 

Mestliğim itme ayıp çünki o deneden gelirim (Onay 1930: 217) 

 

Mesiye 

Dil nice rahî Alîde nakdi can itmez nisar 

Müstemendü dilfirip olduğuna dâl bî şûmâr 

Nazil oldu surei Dehrî cenabı girdigâr 

Vasfidüp anda kemâlin halka etti aşikâr 

Hem buyurdu şanı pakinde habibî girdigâr 

Lâfeta illa ali laseyfe, ilia Zülfikar 

 

Zahida aç cansımahın urma laf kılma inat 

Dinle pendim canü dilden hak budur et i’timat 

Hanikahı hazreti seyre varup kıl inkiyat, 

Dahil ol milki alîye ehli rahol olma yat 

Dilde zikrin bû ola gayriye itme i’tibar 

Lâfeta illâ alî lâseyfe illâ Zülfikar 

 

Lâfeta bahri dürür bil menba’ı abı hayat 

Nûşiden bulur hayat andan ebet görmez memat 

Lafeta remzin bilin neydür bilüp feyzü necat 

Hırka pûş oldu sivadan el çeküp ahır o zat 

Varu ben uzlet diyarında hemin etti karar 

Lâfeta illâ' alî laseyfe illâ Zülfikar 

 

Lâfeta gülzarına gir seyr kıl ünvanını 

Çar tarafta on iki gör kim anın derbaının. 

Sathezaran nağmekeş bülbüllerin efganını 

Kûşidüp at dil gamın artır demü devranını 

Bir zeman ol gülşen icre çağırup eyle güzar 

Lâfeta illa alî laseyfe illa zülfikar 

 

Çün beni ketmi ademden eyledi zahir huda 

Duruben bin can ile kıldım ana ben iktida 

Tan’ kılına kim perişan olduğum ey zahida 

Hakisar olmuş deyu bu derdiment (Mefhar) geda 

Babı lûtfundan umar medet anın leylü nehar 

Lâfeta illâ ali lâseyfe illâ zülfikar (Onay 1930: 221-222) 

 


İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1ÇERKEŞÎ, Mehmet Hilmid. 1843 - ö. 1907Doğum YeriGörüntüle
2Bülent Atad. 21 Mart 1972 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
3Aysel Ald. 11 Aralık 1964 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
4ÇERKEŞÎ, Mehmet Hilmid. 1843 - ö. 1907Doğum YılıGörüntüle
5Bülent Atad. 21 Mart 1972 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
6Aysel Ald. 11 Aralık 1964 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
7ÇERKEŞÎ, Mehmet Hilmid. 1843 - ö. 1907Ölüm YılıGörüntüle
8Bülent Atad. 21 Mart 1972 - ö. ?Ölüm YılıGörüntüle
9Aysel Ald. 11 Aralık 1964 - ö. ?Ölüm YılıGörüntüle
10ÇERKEŞÎ, Mehmet Hilmid. 1843 - ö. 1907Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
11Bülent Atad. 21 Mart 1972 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
12Aysel Ald. 11 Aralık 1964 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
13ÇERKEŞÎ, Mehmet Hilmid. 1843 - ö. 1907Madde AdıGörüntüle
14Bülent Atad. 21 Mart 1972 - ö. ?Madde AdıGörüntüle
15Aysel Ald. 11 Aralık 1964 - ö. ?Madde AdıGörüntüle