MU’AMMÂYÎ, Alî Çelebi, Alî Bâlî, Selanikî Mu’ammâyî

(d. ?/? - ö. ?/?)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / Başlangıç-15. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Mu’ammâyî’nin asıl adı Alî olup Âşık Çelebi’de (Kılıç 2010: 818) Alî Bâlî şeklinde kayıtlıdır. Nâil Tuman’ın, adını Çelebi nisbesiyle kaydettiği şair, Hâcı Osmân Efendi’nin oğludur. Tire’de doğdu, küçük yaşta babasıyla Selanik’e göçtü ve burada büyüdü. Bu yüzden “Selanikî Mu’ammâyî” olarak da anıldı (Tuman 2001: 966). Tuna kıyısındaki Rusçuk kasabasında bir zaviye inşa ettirip hayatının son dönemlerini burada geçirdi. Yavuz Sultân Selîm döneminde vefat etti. Mezarı Rusçuk’tadır (Sungurhan Eyduran 2008: 190). Mihalli Yahyalı beylerine ve kadılarına nedimlik yapan Mu’ammâyî, tezkirelerde belirtildiğine göre gayet bilgili biriydi. Gördüğü kitabı kendisi için kopyaladığından zengin bir kütüphanesi vardı. Latîfî (Canım 2000: 501); Hurûfîliğe mensup gösterdiği derviş yaratılışlı şairin, çok gezdiğini, kalenderîlerle sohbetler ettiğini, bilgili ve pek çok ilme vâkıf biri olduğunu belirtmiştir. Alî Çelebi, muamma söylemede usta olduğu için Mu’ammâyî mahlasını almıştır. Yavuz Sultân Selîm döneminde İran’dan muamma üstadı birçok şair Osmanlı ülkesine gelmiştir. Mu’ammâyî, aynı sıralarda hem Sultan Selîm adına hem diğer adlara muammalar yazmış ve bir Mu’ammâ Risâlesi’ni padişaha ithaf etmiştir. Yavuz da Osmanlı ülkesinden bu konuda Acemlerle yarışabilen biri çıktığı için ona 100 filori (Kınâlı-zâde’de 300 filori) ile pek çok ihsanda bulunmuştur. Âşık Çelebi, şairin bir Cönk’ünü gördüğünü, şiirlerinin çoğunun bunda yer aldığını belirtmişse de diğer biyografik kaynaklarda ve kataloglarda onun Mu’ammâ Risâlesi’ne, Cönk’üne ve başka şiirlerine dair herhangi bir kayıt yoktur. Mu’ammâyî, muammalarıyla tanınmakla birlikte Emrî Çelebi’den sonra adı unutulmuştur (Kılıç 2010: 818-819; Sungurhan Eyduran 2009: 299). Nitekim Latîfî de şairin şiir yazmada, muammadaki başarısını yakalayamadığına değinmiştir (Canım 2000: 501).

Kaynakça

Canım, Rıdvan (hzl.) (2000). Latîfî, Tezkîretü’ş-Şu’arâ Tabsıratü’n-Nuzamâ (İnceleme-Metin). Ankara: AKM Yay.

İpekten, Haluk, M. İsen, R. Toparlı, N. Okçu, T. Karabey (1988). Tezkirelere Göre Divan Edebiyatı İsimler Sözlüğü. Ankara: KTB Yay.

Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Ȃşık Çelebi, Meşâ’irü’ş-Şu’arâ (İnceleme-Metin). C. 2. İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yay.

Kurnaz, Cemâl ve Mustafa Tatçı (hzl.) (2001). Mehmed Nâil Tuman, Tuhfe-i Nâilî -  Divan Şairlerinin Muhtasar Biyografileri. C.II. Ankara: Bizim Büro Yay.

Sungurhan, Aysun (hzl.) (2008). Beyânî, Tezkiretü'ş-Şuarâ. http:// ekitap. kulturturizm.gov.tr/ dosya/1-215416/h/giris.pdf [erişim tarihi: 06.02.2014].

Sungurhan Eyduran, Aysun (hzl.) (2009). Kınalızâde Hasan Çelebi, Tezkîretü’ş-Şu’arâ. http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/dosya/1-219121/h/girishc.pdf [erişim tarihi: 06.02.2014].

Şemseddîn Sâmî (1306). Kâmusu’l-A’lâm. C. 2. İstanbul.


Madde Yazım Bilgileri

Yazar: ARAŞ. GÖR. VOLKAN KARAGÖZLÜ
Yayın Tarihi: 10.02.2014
Güncelleme Tarihi: 11.11.2020

Eserlerinden Örnekler

Mu’ammâ

Der-ism-i Memi

Leb-i la’lün hayât-ı mürde-i cân

Meded öldüm demidür eyle dermân

 

Mu’ammâ

Bâ-ism-i Cemâl

Mu’ammâyî geçüp zülfeyn-i hamdan

Elin çekdi vü kurtuldı elemden

 

Kıt’a-i Evlâ

Şol ki gayrun hıdmetinde kılmadı kaddin dü-tâ

Bir cevân-merddür ki mislin görmemişdür çerh-i pîr

 

Pâdşâh-ı dehr iken lâyık degül kul olasın

Bir hasîse tutalum Cemşîd imiş yâ Erdeşîr

 

Hâcetün var ise bârî iste şol dergâhdan

K’andan ister rûz u şeb hâcâtını bay u fakîr

 

Yâ İlâhî kaçmış idüm dergehünden niçe gün

Kulun işi kaçmak olur hâceden ikide bir

 

Ya’ni bir ehl-i kerem işitsem evvelden anı

Bulmayınca olmaz idüm ger şerîf ü ger emîr

 

Niçe dürlü armagan u tuhfeden sonra anı

Medh iderdüm ya’ni niçe medh medh-i dil-pezîr

 

Bir çürük şalgam gibi balgamla tolmış kocayı

Eyler idüm geh peleng ü bebr ü gâhî nerre şîr

 

Şol kadar ruhsât virürdüm medhüm içre anlara

Na’l-i hınkın mâh iderdüm kendüyi mihr-i münîr

 

Ol dahı in’âm idüp birkaç direm in’âmını

Başuma kakmagla yine başımun etini yir

 

Tuhfem ü in’âmını itsen hisâb Allah hakı

Kiminün eksük gelürdi kiminün ikisi bir

 

Şimdiki ehl-i kerem hod bir direm virmez temâm

İki yıl çekdürmeyince intizâr içre zahîr

 

Kiminün hod dütünü dütmezdi hâşâ kendünün

Yidügi geh sîr idi gâhî piyâz u geh penîr

 

Sürme-i bahşiş ne assı ide çeşm-i sâ’ili

İtmiş ola intizâr va’de-i ihsân-ı darîr

 

Kendü kesbünden kepek virmek köpek tek nefsüne

Şol çörekden yeg ki ola âb-ı rûyıyla hamîr

 

Pâdşâh-ı heft-iklîm olmak istersen eger

Ceyb-i hırkan tâcun olsun dâmenün olsun serîr

(Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Âşık Çelebi, Meşâ’irü’ş-Şu’arâ (İnceleme-Metin). C. 2. İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yay. 819-821.)


İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1ÂRÂMÎ, Ârâmî Deded. ? - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
2HAMDÎ, Hamdî Efendid. ? - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
3VECDÎ /KİRÂMÎ, Hâkzâded. ? - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
4ÂRÂMÎ, Ârâmî Deded. ? - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
5HAMDÎ, Hamdî Efendid. ? - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
6VECDÎ /KİRÂMÎ, Hâkzâded. ? - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
7ÂRÂMÎ, Ârâmî Deded. ? - ö. ?Ölüm YılıGörüntüle
8HAMDÎ, Hamdî Efendid. ? - ö. ?Ölüm YılıGörüntüle
9VECDÎ /KİRÂMÎ, Hâkzâded. ? - ö. ?Ölüm YılıGörüntüle
10ÂRÂMÎ, Ârâmî Deded. ? - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
11HAMDÎ, Hamdî Efendid. ? - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
12VECDÎ /KİRÂMÎ, Hâkzâded. ? - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
13ÂRÂMÎ, Ârâmî Deded. ? - ö. ?Madde AdıGörüntüle
14HAMDÎ, Hamdî Efendid. ? - ö. ?Madde AdıGörüntüle
15VECDÎ /KİRÂMÎ, Hâkzâded. ? - ö. ?Madde AdıGörüntüle