Madde Detay
NA'ÎMÜDDÎN, Tameşvarlı Elhâc İbrâhîm
(d. 1107/1695 - ö. 1182’den sonra/1768’den sonra)
divan şairi ve vakanüvis
(Divan/Yazılı Edebiyat / 18. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Biyografik kaynaklarda Na’îmüddîn ile ilgili bir bilgi
yoktur. Kendi eserleri Hadîkatü’ş-Şühedâ ve Pend-nâme’de
hayatıyla ilgili bilgiler bulunmaktadır. Hadîkatü’ş-Şühedâ’da
anlattıklarına göre yazar Tameşvarlıdır; adı Elhâc İbrâhîm Na’îmüddîn’dir.
Ataları Eğre Kalesi ricalindendir. Büyük dedesi İbrâhîm Ağa, Sultan Muhammed
Han bin Sultan Murâd Han’in 1005/1596’da Eğre Kalesi’nin fethi sırasında büyük
yararlılıklar göstermiş ve Enderunıhümayun’a alınmıştır. Oğlu Ahmed Ağa ise
Eğre Kalesi’nde sağ kolağalığı ve alay beyliği yapmış ve şehit düşmüş bir
askerdir. Na’îmüddîn bu şehadetten bahsederken Gevherî’nin (17. yy.) “aglasun”
redifli mersiyesini de nakletmiştir. Onun oğlu Ebubekir Ağa da yine sağ
kolağalığı yapmış, Na’îmüddîn’in anne tarafından dedesidir (Hadîkatü’ş-Şühedâ:
vr. 2b-3a). 1100/1689’da Eğre Kalesi’nin istilasıyla Na’îmüddîn’in baba ve
annesi Tameşvar’a yerleşmiş ve burada on sene kalmışlardır. Barış avdet edince
babası Eğre Yeniçeri Ocağı’nda kethüdalık yapmış ve günlüğü 90 akçe ile emekli
olmuştur. Na’îmüddîn 1107/1695’te ailesinin altıncı ve son çocuğu olarak
Tameşvar’da doğmuştur. Ailesinin isteği üzerine beşik kertmesi Titel Bey’i Gazi
Mustafa Paşa’nın kızı ile evlenmiştir (Hadîkatü’ş-Şühedâ: vr. 96a-97a).
Na’îmüddîn, düşmanın Eğre ve Tameşvar’ı kuşatması sırasında ailesiyle büyük
sıkıntılar çekmiş, küçük bir gemi ile Tuna üzerinden birkaç akrabasıyla Vidin’e
gelmiştir. Na’îmüddîn, dört sene Vidin’de kalmıştır. Halk arasında baş gösteren
çekişmeler yüzünden ailesiyle Edirne’ye göç etmek zorunda kalmıştır. Edirne’de
bulunan Gazi Cafer Paşa’nın kardeşi Topal Yusuf Paşa’nın damadı Mehmed Paşa’ya
arpalık olarak Selanık Sancak’ı verilince Mehmed Paşa, Na’îmüddîn’e divan
kâtipliği vermiştir. Na’îmüddîn, Mehmed Paşa ile Selanik’e gitmiş ve burada
dört buçuk sene kâtiplik yapmıştır. 1137/1725’te Mehmed Paşa, Selanik’ten ayrılmış, Na’îmüddîn de Edirne’ye
dönmüştür. Ardından beş sene kadar Rum ili valisi Muhsinzâde Abdullah Paşa’nın
mektupçuluğunu yapmıştır. [11]43/1730’da bu Paşa’ya Yeniçeri ağalığı verilince
ailesini de yanına alarak Paşa ile İstanbul’a gelmiştir. Beylerbeyi ve Yeniçeri
Ağası Şahin Mehmed Paşa, Üsküdar’da Na’îmüddîn’in annesi ve ailesi için bir ev
temin etmiştir. Şahin Mehmed Paşa, Sayda valiliğine atanınca Paşa ile birlikte
Sayda’ya gitmek istemiş ancak hasta olan annesi, bu uzak mesafeye gitmesini
istememiştir. Bunun üzerine, hâline uygun bir ev satın almış ve buraya
taşınmışlardır. 1147/1734’te kendisine hacı kafilelerini organize görevi olan
Aydın mahmilliği verilen Bostancıbaşı Hüseyin Ağa’nın yanında bir sene Aydın’da
divan kâtipliği yapmıştır. Hüseyin Ağa’nın Halep’e atanmasıyla da iki sene
Halep’te çalışmıştır. Sonra Hüseyin Ağa’ya hacı kafilelerini koruma görevi olan
Trablusşam cerdesi verilince Paşa ile oraya gitmiştir; Paşa’nın Şâm’da
görevlendirilmesiyle Şam’da mütesellimlik (vergi tahsildarlığı) yapmıştır.
Ardından Paşa tarafından Trablusşam’da mukâtaât ile görevlendirilmiştir. Na’îmüddîn
bu görevlerindeki başarılı çalışmaları ile Hüseyin Ağa’nın ziyadesiyle gözüne
girmiş ve iltifatlarına mazhar olmuştur. 1150/1737’de mîrü’l-hâclık görevi ile
Şâm’da bulunan Paşa ile hac farizasını yerine getirmiş ve tam on sene Paşa’nın
divan kâtipliğini yapmıştır (Hadîkatü’ş-Şühedâ: vr. 115a-119a, 121a). Na’îmüddîn
hac farizasını yerine getirdiğinde 42 yaşındadır.
Na’îmüddîn, Pend-nâme’de de hayatıyla ilgili
kısa bilgiler vermektedir. Her iki eserinde verdiği bilgiler birbiriyle
örtüşmektedir. Pend-nâme ’de verdiği bilgilere göre, Tameşvar’ın
düşman istilasına uğraması ve babasının şehit edilmesi üzerine memleketinden
ayrılmak zorunda kalmıştır. 15 kadar yakınıyla, Belgrad, Niş ve Edirne
üzerinden İstanbul’a gelmiştir. Tameşvar’dan ayrılırken
yanında getirebildikleriyle İstanbul’da bir ev satın almıştır. Ancak
gurbette olduğu bir sırada evi yanmıştır. "Âteş-i hikmet" terkibiyle
tarihini verdiği bu yangın 1169/1755’te vuku bulmuştur. Na’îmüddîn 60
yaşındadır. Varını yoğunu satmış ve 150 altın da borçlanarak yanan evini tamir
ettirmiştir. Borcunu ödeyemeyince sadrazamdan yardım talebinde bulunmuştur (Pend-nâme:
vr.12b-13a). Pend-nâme’yi dönemin sadrazamına ikinci kez 1182/1768’de sunduğunda
73 yaşındadır. Ölümü de en erken bu tarihtedir ve muhtemelen İstanbul’dadır.
Eserleri şunlardır:
1. Hadîkatü’ş-Şühedâ: İçerisinde yer yer manzum kısımların da olduğu
mensur bir Osmanlı tarihidir. Telifi 1157/1744’tür (Hadîkatü’ş-Şühedâ: vr.
218b). Köprülü (2004: 177, 180) ve Albayrak da (1996: 44) eserin telif tarihini
1157/1744/45 olarak vermişlerdir. Buna göre Na’îmüddîn eserini tamamladığında
49 yaşındadır. Tameşvar’a sıkça atıf yapıldığından eseri “Tameşvar Tarihi”
olarak da adlandırmak mümkündür. Na’îmüddîn, Tameşvar ve Belgrad ile Anadolu’da
vuku bulan olayları derleyip toparlayıp eserini yazmış ve adına da Hadîkatü’ş-Şüheda
demiştir (Hadîkatü’ş-Şühedâ: vr. 120b, 128b, 129a). Eserde başlık yoktur; sene
belirtilerek olaylar anlatılmıştır. Millet Kütüphanesi Ali Emiri, Tarih No: 273’te
kayıtlı nüsha 225 yaprak olup telifinden 18 sene sonra 1176/1762’de istinsah
edilmiştir (Hadîkatü’ş-Şühedâ: vr. 225a). Na’îmüddîn henüz hayattadır. Viyana
Millî Kütüphane No. 1113’te, TTK Kütüphanesi No. 40 ve DTC Kütüphanesi İsmail
Saib Efendi, Defter I, No. 237’de de nüshaları vardır.
2. Pend-nâme:
394 beyitlik bir mesnevidir. "Oluban Pend-nâme adı bunun" mısraında
eserinin adını verir (Pend-nâme: vr.2b). Mefâ’îlün mefâ’îlün
fa’ûlün kalıbıyla yazılmıştır. Eserin
dikkat çeken yönü, 292 beytinin Güvâhî’nin Pend-nâme’sinden alınmış
olmasıdır. Sadece son bölüm Na’îmüddîn’e aittir. Na’îmüddîn, Güvâhî’nin Pend-nâme’sinden
seçtiği beyitlere durumunu anlatan bir son bölüm eklemiş ve dört yıl ara ile
döneminin sadrazamlarına iki kez sunmuş ve kendisine yardım edilmesini
istemiştir. Pend-nâme’nin tespit edilen iki nüshası bulunmaktadır.
Biri, Süleymaniye Kütüphanesi İzmir Bölümü 608’de Halil Naîmî (?) adına kayıtlı
olup 1178/1764’te tamamlanmıştır (Pend-nâme: vr. 13b). Diğeri de
Süleymaniye Kütüphanesi Ali Nihat Tarlan Koleksiyonu No: 13’te kayıtlı
olup1182/1768’de tamamlanmıştır (Pend-nâme: vr. 13b).
Kaynakça
Esir, Hasan Ali (2007). “XVIII.
Yüzyıl Şairlerinden Tameşvarlı Naîmüddîn ve Pend-Nâme’si”. İlmî
Araştırmalar (24): 57-78.
Esir, Hasan
Ali (2009). “XVIII. Yüzyıl Şairlerinden Tameşvarlı Naîmüddîn’in Pend-Nâme’si ve
Bu Eserde Yer Alan Atasözleri”. Uluslararası
Türklük Bilgisi Sempozyumu. Bildiriler (1): 395-404.
İbrâhîm Naîmüddîn-i Tameşvârî. Hadîkatü’ş-Şühedâ
(Târîh-i Na’îm Efendi). Millet Ktp. Ali Emiri Efendi. Tarih No. 273.
İbrâhîm Naîmüddîn-i Tameşvârî. Pend-nâme. Süleymaniye
Ktp. Izmir. No. 608.
İbrâhîm Naîmüddîn-i Tameşvârî. Pend-nâme.
Süleymaniye Ktp. Ali Nihat Tarlan. No. 13.
Köprülü, M. Fuad (2004). Saz Şairleri. Ankara: Akçağ Yay.
Albayrak, Nurettin (1996).
“Gevherî”. İslâm Ansiklopedisi. C.
14. İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yay. 43-44.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DOÇ. DR. HASAN ALİ ESİRYayın Tarihi: 12.04.2013Güncelleme Tarihi: 04.03.2022Eserlerinden Örnekler
Pend-nâme
mefâ’îlün mefâ’îlün fa’ûlün
Cenâb-ı Hakka kurb isterseŋ iy yâr
Bu nâm-ıla ‘amel kıl gözle her bâr
Hamâ’il gibi çak koynuŋda sakla
Boyuŋca Hak rızâsın bunda aŋla
Bu yiter saŋa mürşid tâlib isen
Atalar himmetini câlib isen
Yog-ısa sırr-ı bâtından haber ger
Bu hâzır elde zâhir hod bu yeter
Buŋa ikbâl idenler hâlisü’l-bâl
Ola zâhirde vü bâtında hoş-hâl
Ki bâ fâ kâf olunca gayna tâlî
O yıl feth oldı böyle genc-i ‘âlî
Degül tatmış bu kandun kimse dâdın
Bitürmez böyle bir gevher ma’âdin
Bu gencüŋ gevherinden ola yagma
Begüm harc it bunı dolaya yıgma
Nümâyân selh ü gurre giçer eyyâm
Döner ‘îdi içinde mâh-ı nev tâm
Simât-ı ma’rifet çekdi yiyeler
Mu’ammâ-yı Na’îmü’d-dîn bileler
Benüm de iltimâsum ide in’âm
Kusûrum göricek ihvân itmâm
Na’îmî kulunı hep şâd ideler
Du’â-yı hayr ile âbâd ideler
(Pend-nâme (Mu’ammâ-yı Na’îmü’d-dîn). Süleymaniye Kütüphanesi Ali Nihat Tarlan Koleksiyonu. No: 13. vr. 13b-14a).
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 12.04.2013Güncelleme Tarihi: 04.03.2022Eserlerinden Örnekler
Pend-nâme
mefâ’îlün mefâ’îlün fa’ûlün
Cenâb-ı Hakka kurb isterseŋ iy yâr
Bu nâm-ıla ‘amel kıl gözle her bâr
Hamâ’il gibi çak koynuŋda sakla
Boyuŋca Hak rızâsın bunda aŋla
Bu yiter saŋa mürşid tâlib isen
Atalar himmetini câlib isen
Yog-ısa sırr-ı bâtından haber ger
Bu hâzır elde zâhir hod bu yeter
Buŋa ikbâl idenler hâlisü’l-bâl
Ola zâhirde vü bâtında hoş-hâl
Ki bâ fâ kâf olunca gayna tâlî
O yıl feth oldı böyle genc-i ‘âlî
Degül tatmış bu kandun kimse dâdın
Bitürmez böyle bir gevher ma’âdin
Bu gencüŋ gevherinden ola yagma
Begüm harc it bunı dolaya yıgma
Nümâyân selh ü gurre giçer eyyâm
Döner ‘îdi içinde mâh-ı nev tâm
Simât-ı ma’rifet çekdi yiyeler
Mu’ammâ-yı Na’îmü’d-dîn bileler
Benüm de iltimâsum ide in’âm
Kusûrum göricek ihvân itmâm
Na’îmî kulunı hep şâd ideler
Du’â-yı hayr ile âbâd ideler
(Pend-nâme (Mu’ammâ-yı Na’îmü’d-dîn). Süleymaniye Kütüphanesi Ali Nihat Tarlan Koleksiyonu. No: 13. vr. 13b-14a).
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 04.03.2022Eserlerinden Örnekler
Pend-nâme
mefâ’îlün mefâ’îlün fa’ûlün
Cenâb-ı Hakka kurb isterseŋ iy yâr
Bu nâm-ıla ‘amel kıl gözle her bâr
Hamâ’il gibi çak koynuŋda sakla
Boyuŋca Hak rızâsın bunda aŋla
Bu yiter saŋa mürşid tâlib isen
Atalar himmetini câlib isen
Yog-ısa sırr-ı bâtından haber ger
Bu hâzır elde zâhir hod bu yeter
Buŋa ikbâl idenler hâlisü’l-bâl
Ola zâhirde vü bâtında hoş-hâl
Ki bâ fâ kâf olunca gayna tâlî
O yıl feth oldı böyle genc-i ‘âlî
Degül tatmış bu kandun kimse dâdın
Bitürmez böyle bir gevher ma’âdin
Bu gencüŋ gevherinden ola yagma
Begüm harc it bunı dolaya yıgma
Nümâyân selh ü gurre giçer eyyâm
Döner ‘îdi içinde mâh-ı nev tâm
Simât-ı ma’rifet çekdi yiyeler
Mu’ammâ-yı Na’îmü’d-dîn bileler
Benüm de iltimâsum ide in’âm
Kusûrum göricek ihvân itmâm
Na’îmî kulunı hep şâd ideler
Du’â-yı hayr ile âbâd ideler
(Pend-nâme (Mu’ammâ-yı Na’îmü’d-dîn). Süleymaniye Kütüphanesi Ali Nihat Tarlan Koleksiyonu. No: 13. vr. 13b-14a).
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Pend-nâme
mefâ’îlün mefâ’îlün fa’ûlün
Cenâb-ı Hakka kurb isterseŋ iy yâr
Bu nâm-ıla ‘amel kıl gözle her bâr
Hamâ’il gibi çak koynuŋda sakla
Boyuŋca Hak rızâsın bunda aŋla
Bu yiter saŋa mürşid tâlib isen
Atalar himmetini câlib isen
Yog-ısa sırr-ı bâtından haber ger
Bu hâzır elde zâhir hod bu yeter
Buŋa ikbâl idenler hâlisü’l-bâl
Ola zâhirde vü bâtında hoş-hâl
Ki bâ fâ kâf olunca gayna tâlî
O yıl feth oldı böyle genc-i ‘âlî
Degül tatmış bu kandun kimse dâdın
Bitürmez böyle bir gevher ma’âdin
Bu gencüŋ gevherinden ola yagma
Begüm harc it bunı dolaya yıgma
Nümâyân selh ü gurre giçer eyyâm
Döner ‘îdi içinde mâh-ı nev tâm
Simât-ı ma’rifet çekdi yiyeler
Mu’ammâ-yı Na’îmü’d-dîn bileler
Benüm de iltimâsum ide in’âm
Kusûrum göricek ihvân itmâm
Na’îmî kulunı hep şâd ideler
Du’â-yı hayr ile âbâd ideler
(Pend-nâme (Mu’ammâ-yı Na’îmü’d-dîn). Süleymaniye Kütüphanesi Ali Nihat Tarlan Koleksiyonu. No: 13. vr. 13b-14a).
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | HASAN, Tameşvarlı | d. ? - ö. 1699 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | MUHLİS DEDE, Sâkıb Dede-zâde Mehmed | d. 1695 - ö. 1712 | Doğum Yılı | Görüntüle |
3 | LEBÎB, Hüseyin Abdulgafûr | d. 1695-96 - ö. 1768-69 | Doğum Yılı | Görüntüle |
4 | TÂYİB, Bektaş Efendi | d. 1695-96 - ö. 1773 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | MUHLİS DEDE, Sâkıb Dede-zâde Mehmed | d. 1695 - ö. 1712 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
6 | LEBÎB, Hüseyin Abdulgafûr | d. 1695-96 - ö. 1768-69 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
7 | TÂYİB, Bektaş Efendi | d. 1695-96 - ö. 1773 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | MUHLİS DEDE, Sâkıb Dede-zâde Mehmed | d. 1695 - ö. 1712 | Meslek | Görüntüle |
9 | LEBÎB, Hüseyin Abdulgafûr | d. 1695-96 - ö. 1768-69 | Meslek | Görüntüle |
10 | TÂYİB, Bektaş Efendi | d. 1695-96 - ö. 1773 | Meslek | Görüntüle |
11 | MUHLİS DEDE, Sâkıb Dede-zâde Mehmed | d. 1695 - ö. 1712 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
12 | LEBÎB, Hüseyin Abdulgafûr | d. 1695-96 - ö. 1768-69 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
13 | TÂYİB, Bektaş Efendi | d. 1695-96 - ö. 1773 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | MUHLİS DEDE, Sâkıb Dede-zâde Mehmed | d. 1695 - ö. 1712 | Madde Adı | Görüntüle |
15 | LEBÎB, Hüseyin Abdulgafûr | d. 1695-96 - ö. 1768-69 | Madde Adı | Görüntüle |
16 | TÂYİB, Bektaş Efendi | d. 1695-96 - ö. 1773 | Madde Adı | Görüntüle |