OZAN NEFER/HALİLÎ, Halil Alpat

(d. 1948 / ö. -)
âşık, memur
(Âşık / 20. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Halil Alpat, Niğde'nin Bor ilçesine bağlı Kemerhisar kasabasında 5 Aralık 1948 tarihinde doğmuştur. Babasının adı Hüseyin (Burnu Paralı Hüseyin olarak tanınır), annesinin adı Zeynep'tir. Babası, demir yollarında işçi olarak çalışmıştır. 1955'te Kemerhisar İlkokuluna başlar, ancak ilkokulu sekiz yılda tamamlar. Fakirlik yüzünden çalışmak zorunda kalan âşık, geçim sıkıntısı yüzünden eğitimine devam edemez. Askere gidinceye kadar bağ bahçe işleriyle uğraşır, hayvan güder. Babası, Halil'i bir terzinin yanına çırak olarak verir. 1968'e kadar terzinin yanında kalan âşık, aynı yıl askere gider. Çanakkale'de acemi eğitimini tamamladıktan sonra askerliğinin geri kalanını Edirne'de tamamlar. 1970'de tezkere alıp Niğde'ye geri döner. Askerlik dönüşünde babası onu Fatma adlı kızla nişanlar. Memlekette iş bulamayan âşık, İzmir'e çalışmaya gider. Bir yıl orada çeşitli işlerde çalışır, 1972'de Niğde'ye geri döner. O yıl, Niğde Kapalı Cezaevinde gardiyanlığa başlar. Cezaevi müdürüyle anlaşmazlığa düşünce bir iftiraya kurban gider ve 1973'te gardiyanlıktan istifa etmek zorunda kalır. 1973'te nişanlısı Fatma ile dünya evine girer. Bu evlilikten bir oğlu (Yasin), iki kızı (Yasemin, Meral) olur. 1986'da Fatma'yı kaybeden Alpat, 1987'de Hatice adlı bir kadınla evlenir, fakat Hatice ile boşanır. Bu boşanmanın sebebi Alpat'ın ifadesiyle, şiirlerini tandırda yakmasındandır. Aynı yıl Çukurkuyu'dan Fatma adlı bir kadınla evlenir ve bu evlilikten bir oğlu (Çağdaş) ve bir kızı (Filiz Bilge) dünyaya gelir. Kasabasında sığır çobanlığı yapmaya başlar. 1977'de Niğde Müzesinde gece bekçisi olur. 1979'da ise Niğde Devlet Hastanesinde terzi olarak işe başlar ve 2000 yılında emekli olur. Halil Alpat, hâlen Niğde Kemerhisar kasabasında ikamet etmektedir (Bakırcı 2018).

Halil Alpat, şiir yazmaya ilkokul yıllarında başlar. İlk şiirini, sınıf arkadaşı bir kıza yazar, ama asıl şiir yazarlığı askerlik dönüşüdür. Komşu kızının kendisine âşık olmasından dolayı Alpat, kızın bu durumuna bağlı olarak şiirler yazar. Hatta Alpat'ın ifadesiyle kızın abisi kendisi için ailesine "O cahildir ne yaparsa siz sesinizi çıkarmayın" demesinden sonra kitap okumaya başlar. Bor kütüphanesinde hangi kitabı bulursa okur. Bu kitaplar arasında edebiyat ve şiir üzerine olanlar da vardır. Müzede çalıştığı süre içerisinde müze kütüphanesinde bulunan kitapların tamamını gece boyunca elden geçirmiştir. Bu kitapları okuması ona yeni bir pencere açar. Hem şiir yazmasını geliştirmiş hem de bir tiyatro oynamaya başlamıştır. 1982'de Anadolu Deneme Sahnesi (ADS) adıyla bir tiyatro grubu kurmuş ve pek çok oyun sahnelemiştir (Bakırcı 2018).

Okuduğu kitaplarda yer alan şairlerden en çok etkisinde kaldıkları arasında Karaca Oğlan, Âşık Veysel, Nazım Hikmet, Ahmet Arif, Necip Fazıl gibi âşık ve şairler yer alır. Sonraki dönemlerde Mahzuni Şerif'ten de etkilenir. Abdulvahap Kocaman ile tanıştıktan sonra halk şiiri tarzında şiirlere ağırlık vermeye başlar, Ömer Hayyam'ı okuduktan sonra ise rubailer yazar (Bakırcı 2018).

Şiirlerinde önce Ozan Nefer mahlasını daha sonra da Halilî mahlasını kullanan âşık, Ozan Nefer mahlasını ona, cezaevinde gardinyanlık yaparken şiir yazdığını bilen siyasî mahkumlar tarafından verilmiştir. O günden sonra Ozan Nefer mahlasını şiirlerinde kullanır. 1988'de Nurettin Reçber ile Niğdeli şair Fikret Dikmen, şairin evine misafir olur. Nurettin Reçber, Halil Alpat'a Ozan Nefer yerine Halilî mahlasını şiirlerinde kullanmasını tavsiye eder. Bunun üzerine Alpat, 1988'den itibaren mahlas olarak Halilî'yi kullanır. Saz çalamayan âşık, def çalabilmektedir. Def çalmayı Kör Koptur adlı bir defçiden öğrenmiştir. Kemerhisar bağlarında bürakratlara def eşliğinde şiirler ve türküler okumuştur (Bakırcı 2018).

Halilî, bade içtiğini belirtmiştir. Çocukluğunda (7-8 yaşında) anneannesinin evinde uyurken bir rüya görür. Rüyasında kafası sarıklı, üzerinde üç etekli libası olan birini görür. Halil, meshini giyen adama sorar "Sen Hz. Muhammet misin?". Adam da "Hayır ben Hz. Davut'um" der. Halil "Bana şefaat edecek misin?" diye sorar. Bunun üzerine Hz. Davut "O yetki bizde değil, sana Hz. Muhammet şefaat edecek" deyip Halil'in kafasını sıvazlar. Hz. Davut bir bardak bulanık su Halil'e uzatır. Halil, "Bu su mu şarpa mı?" diye sorar. Hz Davut da "Şaraptır, şifa niyetine iç" der. Halil, bu suyu içtikten sonra bahçeye çıkar, bahçede yedi defa Halil'in üzerine yıldırım düşer ve her defasında ölüp dirilir. Halil Alpat, bu rüyada kendisine aşk ateşinin yıldırım vasıtasıyla verildiğini düşünür (Bakırcı 2018).

Halilî, ilk şiirlerini serbest yazmış, daha sonra yazdığı şiirler halk şiiri tarzındadır. Âşık tarzı şiir geleneğine uygun yazdığı şiirlerde 7, 8 ve 11'li ölçüleri kullanmış, bunların yanı sıra 12, 13, 14 ve 15'li heceyle şiirler de yazmıştır. Ayrıca Alpat, deyimlere merakı olmasından dolayı deyimlerle ilgili beyit ve dörtlükler de yazmıştır. Halilî şiirlerinde daha çok aşk, sevgi, gurbet, ölüm, yergi, felekten şikayet, tabiat, fakirlik ve siyasi gibi konuları işlemiştir. Onun bir başka özelliği de destan yazmasıdır. 400'e yakın destan yazmış ve onları bastırıp otobüslerde, trenlerde, pazarlarda ve sokaklarda satmıştır. Destanları genellikle trafik kazaları, cinayetler üzerinedir. Adnan Mederes'in oğlu Yüksel Menderes için de bir destan yazmış ve Adana'da 1000'e yakın satmıştır. 1984'te Kültür Bakanlığının Ankara Halk Ozanları Derneği ile ortaklaşa düzenledikleri bir yarışmaya katılır. Yarışmada Halil Alpat'ın karşısına Âşık Kaplanî çıkar. Saz çalmasını bilmeyen Halil Alpat, Kaplanî ile atışır ve yarışma sonrasında üçüncü olur. Birçok ilde düzenlenen şiir şölenlerine katılmıştır (Bakırcı 2018).

Niğde'nin birçok köyünden derlediği yüzlerce maniyi tespit edip yazıya aktaran âşık, uzun yıllar Yeşil Bor, Yeni Bor ve Niğde Hasret gazetelerinde şiirler yayımlamıştır. Ayrıca Adana'da çıkan Aykırı Kültür ve Sanat dergisinde de şiirleri yayımlanmıştır. Kemerhisar'da Tyana adıyla bir gazete de çıkarır. Bu gazetede daha çok hiciv türü şiirler ve düz yazılar yazar. Bu güne kadar binin üzerinde şiir yazan âşık, bu şiirlerini maddi imkânsızlıklar yüzünden yayımlama fırsatı bulamamıştır. Ayrıca Halilî, 1986'da Niğde'de görev yapan folklor araştırmacısı Güner Sernikli vasıtasıyla Kültür Bakanlığına Halk Ozanı sıfatıyla kayıt yaptırmıştır (Bakırcı 2018).

Kaynakça

Halil Alpat, 1948 Niğde/Bor doğumlu, ilkokul mezunu, memur emeklisi [Nedim Bakırcı tarafından 15.02.2018 ile 22.02.2018 tarihlerinde Niğde Üniveristesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde yapılan görüşme kaydından alınmıştır].

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: PROF. DR. NEDİM BAKIRCI
Yayın Tarihi: 17.12.2018
Güncelleme Tarihi: 09.12.2020

İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1TAHİRÎ, Ortaköylüd. 1812/1814 - ö. 1884?Doğum YeriGörüntüle
2Mustafa Everdid. 15 Nisan 1957 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
3İdris Atmacad. 1954 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
4Oruç Aruobad. 14 Temmuz 1948 - ö. 31 Mayıs 2020Doğum YılıGörüntüle
5MUSTAFA CENGİZd. 01.03.1948 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
6NASUH, Nasuh Gülmezd. 1948 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
7MUSA ERDENERd. 06.03.1954 - ö. ?MeslekGörüntüle
8NİSE MÜRSELİ KIZId. 1870 - ö. 1945MeslekGörüntüle
9SEFİL HAMZA, Hamza Polatd. 1910 - ö. 1995MeslekGörüntüle
10KAPLANİ, Hasan Kapland. 02.04.1958 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
11UMMANÎ/OVACIKLI UMMANİ, Abdullahd. 1872 - ö. 1924Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
12MEÇHULÎ, Hasan Öztürkd. 1946 - ö. 27.08.2011Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
13HACI EMİNE/ŞEM'Î'NİN GÜLÜ/ŞEM'Î'NİN BÜLBÜLÜ, Emined. 1824/1845/1846 ? - ö. 1934/1941?Madde AdıGörüntüle
14YILMAZ, Yılmaz Çaycıd. 12.03.1955 - ö. ?Madde AdıGörüntüle
15ÇAĞLAYAN/AYŞE, Ayşe Çağlayand. 1939 - ö. 01.03.2008Madde AdıGörüntüle