Madde Detay
PİÇOĞLU, Osman Gökçe
(d. 1901 / ö. 31.05.1946)
kemençeli âşık, kemençe sanatçısı
(Âşık / 20. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Gerek yetiştirdiği kemençe sanatçıları gerek yöreye özgü kemençe yapan ustaların sanatsal üslubu açısından Görele kemençe kültürünün dinamosu olmuştur. Bu bağlamda yörede yetişen önemli kemençecilerden biri de Osman Gökçe'dir. Geçmişten bugüne yaşamıyla ilgili kesin veriler olan en büyük kemençecilerinden biri olan âşık, şiirlerinde Piçoğlu mahlasını kullanmıştır. Piçoğlu Osman, Giresun ili Görele ilçesine bağlı Daylı köyünde doğmuştur. Konuyla ilgili ilk çalışmayı yapan tarihçi araştırmacı yazar Seyfullah Çiçek, Piçoğlu Osman'ın doğum yılını 1901 (h. 1316-1317) olarak tespit etmiştir. Babasının adı İsmail, annesinin adı ise Esma'dır. Piçoğlu Osman'ın Bilal ve Ali adlarında iki ağabeyi, Hanife ve Hava adlarında ise iki ablası vardır. Osman bu kardeşlerin en küçüğüdür. Piçoğlu Osman kayıtlara göre iki kez evlenmiştir. İlk eşi Hava hanımdan, Fehime, Esma, Nedime adlı üç kız, Ali ve İsmail olmak üzere iki erkek evladı vardır. Piçoğlu kemençecilik sanatını usta-çırak ilişkisi sonucu öğrenmiştir. Henüz dokuz yaşında kemençe tekniğini öğrendiği hocası Kodalak Halil Ağa ile tanışır (Çiçek 2008: 22). Mehmet Gündoğdu, Piçoğlu Osman'ın Halil Ağa'dan (Kodalak) önce Tuzcuoğlu'ndan ders aldığı görüşündedir. Buna göre Piçoğlu Osman'ın Halil Kodalak ile tanışması daha sonradır (2014: 61). Sanatçının en önemli icra ortamı düğünler, asker eğlenceleri ve geleneksel hâle gelen yayla şenlikleridir. Osman Gökçe'nin Piçoğlu mahlasını ya da lakabını alması konusunda çeşitli görüşler vardır. Piçoğlu'nun yetiştirdiği ve 2016 yılında hayata gözlerini yuman tek talebesi Mehmet Sırrı Öztürk konuyla ilgili şunları paylaşmıştır: "Ustası Karaman Halil Ağa, "Tuzcuoğlu Horon Havası" hariç tüm bildiklerini çırağı Osman'a öğretmişti. Bilindiği üzere ustaların çıraklarına pek çok şeyi öğretip en önem verdikleri bir şeyi kendilerine saklamaları geleneği vardır. Çok kurnaz olan Osman, ne yapıp ne edip bu havayı öğrenmeyi aklına koyar. Arkadaşlarıyla yaptığı bir plan gereği Karaman Halil Ağa'nın geçeceği saat hesaplanarak bir köprünün altına saklanır. Osman'ın saklandığı yerin altına kadar gelen Karaman'a Osman'ın arkadaşları, 'ağa be' hele şu Duzcuoğlu gaydasını çal da dinleyelim, derler. Koca usta gençlerin hatırını kıracak değil ya asılır kemençenin yayına, öyle bir resital sunar ki demeyin gitsin. Osman, ustası icrasını yaparken türküyü notasına kadar kafasına kazır. Bir gün Şalaklı adı verilen yerdeki bir düğünde Osman ustasının yanında bu türküyü çalar ve kıyamet kopar. Kanı beynine sıçrayan Halil Ağa, belinden tabancayı çıkarır ve 'Ula ben sana bu gaydayı öğretmedim, bunu da mı çalacaktın, piç oğlu piç' diye küfreder. Tabancasının tutukluk yapmasıyla Osman, kefeni yırtar yırtmasına ama Piçoğlu lakabı da yakasına yapışır. O esnada Osman'ın şu dörtlüğü de söylediği rivayet edilir": "Kemençemin beline/Sene yazarım sene/Şalaklı'nın içinde/Piçoğlu Garip gene" (Bu konuyla ilgili farklı rivayetler hakkında ayrıntılı bilgi için ayrıca bakınız: Çiçek 2008: 25-26). Piçoğlu Osman'ın kimilerine göre siroz kimilerine göre de zatürreden muzdarip olduğu söylenmektedir. Tedavi olmak için deniz yoluyla İstanbul'a gitmek üzere yola çıkar. Bu yolculuk, Piçoğlu Osman'ın memleketten son ayrılışıdır. Gemi Amasra-Zonguldak arasında seyrederken durumu ağırlaşan Osman, şu dörtlüğü söyledikten sonra dünyaya gözlerini yumar: "Kestim parmacuğumu/ Kanım akıyor kanım/Zonguldağın üstünde/Canım çıkıyor canım". Piçoğlu Osman 31 Mayıs 1946'da vefat etmiştir (Çiçek 2008: 21-62)
Piçoğlu Osman'ın hikâyeli türküleri oldukça meşhurdur. Karadeniz’de atma türkülerde sürdürülen kemençeli icra geleneğinde ezgi ve öykü birbirinden ayrılmış olmasına rağmen birçok hikâyeli türkünün varlığı bilinmektedir. Özellikle kemençe denilince akla gelen ve Picoğlu Osman tarafından icra edilen “Giresunlu Eşref Bey Şarkısı”, hem öyküsü hem de ezgisiyle yörenin en önemli türkülerinden birisidir. Gedikalizade Eşref Bey’in fabrikasında çalışan dostu Hakkı tarafından öldürülmesi üzerine yakılan ağıtlar, söylenen yakarışlardan bir süre sonra meşhur Eşref Bey Şarkısı ortaya çıkmış ve günümüze kadar ulaşmıştır. Picoğlu Osman tarafından icra edilmiştir. Piçoğlu Osman'ın diğer önemli türkülerinden bazıları şunlardır: Millî Trabzon Şarkısı, Trabzon Kâhya Şarkısı, Trabzon Şarkısı Fadime, Giresun Karşılaması (Altını Bozdurayım mı?), Giresun Millî Şarkısı, Tamzara Havası, Sıksara Horon Havası ve Trabzon Ören Havası (Gündoğdu 2014).
Piçoğlu Osman'ın Yurttan Sesler Korosu'nun üstadı Muzeffer Sarısözen ile karşılaşması oldukça ilginçtir. Sarısözen ve arkadaşları derleme çalışması için Görele'ye geldiklerinde birçok kemençeciyi dinlemişler, lakin istedikleri performansa erişmeleri mümkün olmamıştır. Ancak Sarısözen, Piçoğlu'nu dinleyince aradığını bulmuştur. Bu karşılaşma Piçoğlu'na Ankara yolunu açar. Piçoğlu Ankara'da kaldığı sürece türküleri plağa alınır. Böylece Piçoğlu'nun ünlü türküleri notaya alınmış ve Ankara Radyosu Arşivine girmiştir (Gündoğdu 2014: 91-92). Plaklarının üzerinde Bicoğlu yazması ise bir çeşit sansür olarak değerlendirilmektedir. Burada toplumda soy bağında belirsizlik olan çocuklar için kullanılan 'piç' kavramının kullanılmasından kaçınıldığı düşünülmektedir.
Kaynakça
Çiçek, Seyfullah (2008). Kemençenin Ordinaryüsü Picoğlu Osman. İstanbul: Melisa Matbaacılık.
Gündoğdu, Mehmet (2014). Mihr-i Kemençevî Piçoğlu Osman Efendi. İstanbul: Arı Sanat Yay.
Özdemir, Mehmet (2017). Giresun Yayla Şenlikleri. Doktora Tezi. Ankara: Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Turhan, Salih ve Erdoğan Altınkaynak (2009). Giresun Türküleri ve Oyun Havaları. Giresun: Giresun Valiliği Yay.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DR. ÖĞR. ÜYESİ MEHMET ÖZDEMİRYayın Tarihi: 19.04.2018Güncelleme Tarihi: 10.12.2020
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 19.04.2018Güncelleme Tarihi: 10.12.2020
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 10.12.2020
İlişkili Maddeler
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | Vedat Saygel | d. 11 Mart 1931 - ö. 16 Mayıs 1990 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | HAMDÎ, Mehmed Hamdî | d. 1877 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | DERYA, Derya Tosun Yılmaz | d. 1979 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | MEHMET TECER | d. 1901 - ö. 07.12.1967 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | DEMİRCİ, Elekber Pâkzâd Heddad | d. 1901 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | FEVZİ, Hüseyin Fevzi Ersoy | d. 1901 - ö. 1990 | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | MEHMET TECER | d. 1901 - ö. 07.12.1967 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | DEMİRCİ, Elekber Pâkzâd Heddad | d. 1901 - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | FEVZİ, Hüseyin Fevzi Ersoy | d. 1901 - ö. 1990 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | MEHMET TECER | d. 1901 - ö. 07.12.1967 | Meslek | Görüntüle |
11 | DEMİRCİ, Elekber Pâkzâd Heddad | d. 1901 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
12 | FEVZİ, Hüseyin Fevzi Ersoy | d. 1901 - ö. 1990 | Meslek | Görüntüle |
13 | MEHMET TECER | d. 1901 - ö. 07.12.1967 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | DEMİRCİ, Elekber Pâkzâd Heddad | d. 1901 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | FEVZİ, Hüseyin Fevzi Ersoy | d. 1901 - ö. 1990 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
16 | MEHMET TECER | d. 1901 - ö. 07.12.1967 | Madde Adı | Görüntüle |
17 | DEMİRCİ, Elekber Pâkzâd Heddad | d. 1901 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
18 | FEVZİ, Hüseyin Fevzi Ersoy | d. 1901 - ö. 1990 | Madde Adı | Görüntüle |