SÂBİR, Mirza Ali Ekber Tahirzade

(d. 1278/30.05.1862 - ö. 1329/12.07.1911)
Âşık
(Âşık / 19. Yüzyıl / Azeri)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Azerbaycan ve tüm Şark edebiyatında, yeni mizahi şiirin, satirik akımın kurucusu olan şairin gerçek adı Elekber Tâhirzâde’dir. “Sâbir” (sabr eden, sabırlı) onun şiirlerinde kullandığı takma adı, “Mirza” ise aydın bir edip olduğunu gösteren, tahsilli kimselere hürmet amacıyla kullanılan bir seslenme ifadesidir. 30 Mayıs 1862’de Azerbaycan’ın doğusunda yer alan Şamahı kentinde doğmuştur. Babası tüccar Hacı Tâhir Zeynalabdin, annesi Saltanat Hanım’dır. İlk eğitimini yedi yaşında mahalle mollahanesinde almış, daha sonra dönemin önemli isimlerinden Seyid Ezim Şirvâni’nin Şamahı’da açtığı Usul-i Cedid okuluna devam etmiştir. Bu hadise Sâbir’in hayatını ve dünyaya bakışını değiştirmiş, hocası sayesinde şiir sanatıyla kopmaz bir yakınlık kurmuştur. Bu yakınlık tüccar olan babasını rahatsız etmiş, fakat baskısı sonuç getirmeyince oğlunu kendi hâline bırakmıştır. Sâbir, 1883’te ve 1886’da Türk kültürünün merkezleri olan Horasan, Nişabur, Semerkand, Buhara, Aşkabad ve Merv şehirlerini gezmiş, babasının vefatı üzerine geri dönüp, sabun yapıp satarak ailesini geçindirmeye başlamıştır. Annesinin de ısrarlarıyla 1887 yılında akrabalarından Billurnisa Hanımla evlenmiş ve birbiri ardınca 9 çocuk babası olmuştur (Kafkasyalı 2003). Şiirlerinde özellikle eğitim sisteminde ve sosyal hayatta gördüğü bozuklukları satirik bir şekilde anlatması nedeniyle çok tepki çekmiş, düşman kazanmıştır. Fakat halkı aydınlatma amacından ayrılmamış, her türlü sıkıntıya katlanmıştır. 1908’de Şamahı’da “Ümid” okulunu açıp öğretmenlik yapmak istese de yenilikçi tutumu nedeniyle benimsenmemiş, kısa süre sonra Bakü’ye gitmiş, öğretmenliğe “Seadet” okulunda devam etmiştir. Aynı dönemlerde de pek çok dergi ve gazetede de şiirlerini yayımlamıştır. Maddi, manevi sıkıntılar ve mücadelelerin, zaten zayıf olan bünyesini oldukça yıprattığı üstat şair, 12 Temmuz 1911’de Şamahı’da vefat etmiştir. Mezarı yine Şamahı’da Yedi Günbed Mezarlığı’ndadır.

İlk şiirini 1903 yılında Şerg-i Rus gazetesinde yayımlayan Sâbir, asıl şöhretini 1906 yılından itibaren Molla Nasreddin dergisinde, Din Direyi, Mir’ât, Fâzıl, Ağlar Güleyen, Ebu Nasr Şeybâni, Cingöz Bey ve özellikle “Hophop” takma adlarıyla yayımladığı şiirleriyle kazanmıştır (Hüseynov 1983: 133). Hayattayken şiirleri kitap hâlinde neşredilememiş, ölümünden kısa bir süre sonra halk ve aydınlardan toplanan bağışlarla 1913 ve 1914’te Hophopname adıyla yayımlanmıştır (Zamanov 1973: 81).

Hophopname, bu iki baskıdan sonra Kiril, Arap ve Latin harfleriyle Türkçe, Farsça, Rusça, Ermenice ve İngilizce olarak Bakü’de, Tebriz’de, Tahran’da, Bellenville (ABD)’de, Ankara’da, İstanbul’da, Moskova’da, St. Petersburg’da ve Leningrad’da defalarca basılmıştır (Öztürk 2007: ix).

Nizâmi, Fuzûli gibi büyük divan şairlerinden etkilenen, onlardan feyz alan şair; son dönem Osmanlı şiirinin en büyük isimlerinden Namık Kemal’den de büyük ölçüde etkilenmiştir. Şiir anlayışını oluştururken bu büyük şahsiyetlerin düşüncelerinden de faydalanmış, Fuzûli’nin meşhur gazellerine nazireler yazdığı gibi Namık Kemal’in şiirlerine de nazireler yazmıştır.

Şiirlerinde İslam zihniyetini kendi çıkarlarına göre yorumlayan gericileri eleştirmesi, toplum içinde Müslüman-gayrimüslim ayırt etmeden kardeşlik ve özgürlük için çabalaması, kadın haklarını savunması, inkılapçı düşünceler ileri sürmesi, İslam dünyasındaki birlik ve beraberlik sıkıntısını dile getirmesi, köylü ve işçi haklarını güçlü bir şekilde savunması, toplumun içine düştüğü ahlaki çöküntüyü eleştirmesi, ilmi ve maarifi önemseyip desteklemesi ile her zaman doğrunun ve toplumun yanında olduğunu göstermiş, Türk şiirinin nadide şahsiyetlerinden biri olarak kabul edilmiştir.

Kaynakça

Adıgüzel, Sedat (2007). “Tiflis Edebi Muhitinde Molla Nasreddin Dergisi ve Dergide Tartışılan Konular”, Bilig Dergisi. 41: 1-21.

Akpınar, Yavuz (1994). Azerî Edebiyatı Araştırmaları. İstanbul: Dergâh Yay.

Altaylı, Seyfettin (1994). Azerbaycan Türkçesi Sözlüğü. İstanbul: MEB Yay.

Banarlı, Nihat Sami (1998). Resimli Türk Edebiyatı Tarihi. C. 2. İstanbul: MEB Yay.

Bayramoğlu, Alxan (2003). Mirze Elekber Sabir (Heyatı ve Eserleri). Bakü: QismƏt NƏşriyyat. 

Celal, Mir, F. Hüseynov (2000). XX. Asır Azerbaycan Edebiyatı. Hzl. Kemal Yavuz, Erol Ülgen. İstanbul: Birleşik Yay.

Hüseynov, Firidun (1986). Molla Nasreddin ve Molla Nasreddinciler. Bakü: Azerbaycan Devlet Neşriyyatı.

Kafkasyalı, Ali (2003). “Sabir ve Devrin Meselelerine Bakışı”. KKEF Dergisi. 9: 1-20.

Mehmetguluzade, Hamide (2002). Hatıralar. Hzl. Fatma Özkan. Ankara: Kültür Bakanlığı Yay.

Mirehmedov, Eziz (1988). Molla Nasreddin. C. 1. Bakü: CCP Elmler Akademiyası.

Naciyev, Tofig (1980). Sabir: Gaynaklar ve Selefler. Bakü: Baki Yazici.

Sâbir, Mirze Elekber (1962). Hophopname. Hzl. Abbas Zamanov. Bakü: Azerbaycan Devlet Neşriyyatı.

Sâbir, Mirze Elekber (1975). Hophopname. Hzl. Abdülmecid Doğru. Ankara: Atak Matbaası.

Sâbir, Mirze Elekber (2007). Hophopname. Hzl. İsa Öztürk. İstanbul: İş Bankası Yay.

Taşkesenlioğlu, Lokman (2013). "Azerbaycan Türk Edebiyatı Millî Şairi Mirze Elekber Sâbir ve Hophopname". TEKE Dergisi. 2 (3): 96-132.

Yurtsever, A. Vahap (1951). Sâbir’in Azerbaycan Edebiyatındaki Yeri. Ankara: Azerbaycan Kültür Derneği.

Zamanov, Abbas (1973). Sâbir ve Müasırleri. Bakü: Azerbaycan Devlet Neşriyyatı.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: DR. ÖĞR. ÜYESİ LOKMAN TAŞKESENLİOĞLU
Yayın Tarihi: 05.11.2014
Güncelleme Tarihi: 02.12.2020

Eserlerinden Örnekler

Âmâlımız, Efkârımız İfna-yi Vetendir

Âmâlımız, efkârımız ifna-yi vetendir,

Kin ü gerez ü hırs bize ziyneti tendir,

Ef'al yoh ancag işimiz lafı dehendir,

 Dünyade esarette bütün kâm alırız biz,

 Gafgazlılarız, yol keseriz, nâm alırız biz.

Egreb kimi neşter gücü var dırnağımızda,

İslâm susuz olsa su yoh bardağımızda.

Her künçde min tülkü yatıb çardağımızda,

 Min hiyle gurub rütbevü ikram alırız biz,

 Gafgazlılarız, yol keseriz, nâm alırız biz.

Gafgazlı adı âleme ikrah resandır,

Guldur, goçumuz zülmde meşhuri cahandır,

Kim derse tereggi ederiz mence yalandır,

 Bühlü hesede adet edib kâm alırız biz.

 Gafgazlılarız, yol keseriz, nâm alırız biz.

Biz hoşlanmanıg dersi ki min mekteb açılsın,

Ger min de maarif sözü dünyaya saçılsın,

Mektebde ne hörmet ki, o sâmâna kaçılsın?

 Meyhanede votka vurarız, kâm alırız biz.

 Gafgazlılarız, mest olarız, nâm alırız biz.

Avropalı öz milletin ihya edir, etsin.

Şe'nü şerefi gövmünü ihya edir, etsin.

İnsanlıg adın dehrde ibga edir, etsin.

 Gefletde yatıb, ad batırıb nâm alırız biz,

 Başa yumrug zolladırız kâm alırız biz.


Sâbir, Mirze Elekber (1975). Hophopname. hzl. Abdülmecid Doğru. Ankara: Atak Mat. 60.

Ne İşim Var?

Millet nece târâc olur – olsun, ne işim var?

Düşmenlere möhtac olur – olsun, ne işim var?

Goy men toh olum, özgeler ile nedi kârım,

Dünya vü cihan ac olur – olsun, ne işim var?

Ses salma yatanlar ayılar, goy hele yatsın,

Yatmışları razı değilem kimse oyatsın,

Tek tek ayılanlar varsa da Hag dâdına çatsın,

Men sâlim olum, cümle cihan batsa da batsın

  Millet nece târâc olur – olsun, ne işim var?

  Düşmenlere möhtac olur – olsun, ne işim var?

Salma yadıma söhbeti – tarihi – cahani,

Eyyamı selefden deme söz bir de, filani,

Hal ise getir meyle leyim dolmani, nani,

Mistegbeli görmek ne gerek, ömrdü fani;

 Millet nece târâc olur – olsun, ne işim var?

 Düşmenlere möhtac olur – olsun, ne işim var?

Övladı-veten goy hele avare dolansın,

Çirkab-i sefaletle eli, başı bulansın,

Dul övret ise, saile olsun, oda yansın,

Ancag menim avazeyi-şen’im ucalansın;

  Millet nece târâc olur – olsun, ne işim var?

  Düşmenlere möhtac olur – olsun, ne işim var?

Her millet edir sefheyi-dünyada tereggi,

Eyler hele bir menzilü me’vada tereggi,

Yorgan döşeminde düşe ger yada tereggi

Biz de ederik âlemi rüyada tereggi;

  Millet nece târâc olur – olsun, ne işim var?

 Düşmenlere möhtac olur – olsun, ne işim var?


Sâbir, Mirze Elekber (1975). Hophopname. hzl. Abdülmecid Doğru. Ankara: Atak Mat. 5.

 


İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1MEMMED HESEN SENGEKLİd. ? - ö. 1986Doğum YeriGörüntüle
2MUHAMMED KURBANOĞLUd. 1825 - ö. 1888Doğum YeriGörüntüle
3Azize Cafer-zâded. 29 Ekim 1921 - ö. 4 Eylül 2003Doğum YeriGörüntüle
4MEMMED HESEN SENGEKLİd. ? - ö. 1986Doğum YılıGörüntüle
5MUHAMMED KURBANOĞLUd. 1825 - ö. 1888Doğum YılıGörüntüle
6Azize Cafer-zâded. 29 Ekim 1921 - ö. 4 Eylül 2003Doğum YılıGörüntüle
7MEMMED HESEN SENGEKLİd. ? - ö. 1986Ölüm YılıGörüntüle
8MUHAMMED KURBANOĞLUd. 1825 - ö. 1888Ölüm YılıGörüntüle
9Azize Cafer-zâded. 29 Ekim 1921 - ö. 4 Eylül 2003Ölüm YılıGörüntüle
10MEMMED HESEN SENGEKLİd. ? - ö. 1986MeslekGörüntüle
11MUHAMMED KURBANOĞLUd. 1825 - ö. 1888MeslekGörüntüle
12Azize Cafer-zâded. 29 Ekim 1921 - ö. 4 Eylül 2003MeslekGörüntüle
13MEMMED HESEN SENGEKLİd. ? - ö. 1986Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14MUHAMMED KURBANOĞLUd. 1825 - ö. 1888Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15Azize Cafer-zâded. 29 Ekim 1921 - ö. 4 Eylül 2003Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
16MEMMED HESEN SENGEKLİd. ? - ö. 1986Madde AdıGörüntüle
17MUHAMMED KURBANOĞLUd. 1825 - ö. 1888Madde AdıGörüntüle
18Azize Cafer-zâded. 29 Ekim 1921 - ö. 4 Eylül 2003Madde AdıGörüntüle