SABRÎ, Mehmed Şerîf

(d. ?/? - ö. 1055/1645)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 17. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

XVII. yüzyıl şairlerinden Sabrî Edirne’de doğmuştur. XVI. yüzyılın son çeyreğinde doğduğu tahmin edilen (Çeçen 2010: 12) şairin adını, Riyâzî ve Safayî, “Mehmed”; Rızâ, “Şerîf Mehmed”; Kafzâde Fâizî, “İlmîzâde Şerîf Sabrî”; Seyrekzâde Âsım, “Şerîf Sabrî” şeklinde verir. Safayî “Şerîf Sabrî” olarak şöhret bulduğunu kaydeder. Şeyhî Mehmed Efendi, “Seyyid Mehmed”; Mehmed Süreyyâ, “Sabrî Seyyid Mehmed Efendi”; Tuman, “İlmîzâde Seyyid Mehmed Şerîf Sabrî Efendi” şeklinde tanıtır. Bütün bu bilgilerden şairin asıl adının Mehmed Şerîf, mahlasının ise Sabrî olduğu anlaşılmaktadır.

Şairin adı “Sabrî-i Şâkir” olarak da bilinir; özellikle 19. yüzyıldan itibaren yayımlanan bazı edebî eserlerde şairin adının bu şekilde geçtiği görülür. Bunun nedeni bir tazmine bağlanabilir: Şairin “Girîbân-ı felek mehcûr-ı dest-i âh-ı şekvâdur” mısraını, Nef‘î; "Bi-hamdi’llâh zamânunda be-kavl-i Sabri-i şâkir / Girîbân-ı felek mehcûr-ı dest-i âh-ı şekvâdur" şeklinde tazmin etmiştir. Nef’î’nin bu tazmininde Sabrî’nin adına eklediği “şâkir” sıfatından dolayı Namık Kemal, Tahrîb-i Harabât’ta şairin adını “Sabrî-i şâkir” şeklinde anmıştır. 19. yüzyılda bu adla meşhur olan şairin divanı “Dîvân-ı Sabrî-i Şâkir” adıyla yayımlanmıştır.  

Sabrî, Edirneli bir kadı ailesinin çocuğudur. Babası İlmî-i Nâzik Ahmed Çelebi kadı ve şairdir. Dedesi Lutfî Çelebi de bir kadıdır (Abdurrahman Hıbrî: 79a). Sabrî, eğitimini Edirne’de tamamlayarak ilmiye sınıfına dâhil olur. Şiirlerinin yanısıra Rızâ’nın âlim, fâzıl ve her fennin neticesine vâsıl (Zavotçu 2009: 242) ifadeleriyle de iyi bir eğitim aldığı anlaşılan Sabrî, Rumeli sadareti görevini yürüten Yahya Efendi’nin mülazımı olarak çalışır (Riyâzî: 86b). Müderrislik (Şeyhî Mehmed Efendi 1989: 172) ve kadılık (Mehmed Süreyyâ 1311: 221; Çapan 2005: 336) görevlerinde bulunur. İstanbul’a yerleşir (Abdurrahman Hıbrî: 78a). Bu dönemde artık ünlü bir şair ve münşî olan Sabrî, IV. Murad’ın nedimleri arasına girer (Mehmed Fuâd, Şehâbeddîn Süleymân 1332: 337; Mehmed Tahir 1333: 281; Muallim Naci 2000: 303). Padişaha ve devlet erkânına oldukça yakındır.

1055/1645 yılında (Çapan 2005: 336) İstanbul’da vefat eden şairin mezarı Edirne Kapısı dışında, Emir Buharî Tekkesi civarındadır (Mehmed Tahir 1333: 281; Tuman 2001: 544). Sabrî'nin eserleri şunlardır:

1. Dîvân: Yurtiçi ve yurtdışındaki kütüphanelerde 56 yazma nüshası olan Dîvân, eski harflerle 1296/1878 yılında İstanbul’da yayımlanmıştır. Bu eserde 11 kaside, 150 gazel, 4 nazım-kıta, 33 matla ve 3 müfred vardır. Ancak Sabrî’nin bütün şiirleri bu eserde yer almaz. Divan’ın tenkitli metni ve tahlili üzerine bir doktora çalışması yapılmıştır (Çeçen 2010). Bu çalışmaya göre ise Dîvân’da 21 kaside, 1 mesnevi, 6 müseddes, 7 tarih, 210 gazel, 3 kıta, 7 nazm, 41 matla, 10 müfred yer almaktadır.

2. Münşeât:Şairin bazı mektup ve yazılarından oluşan eser 06 Mil Yz A 1876 arşiv numarasıyla Milli Kütüphane yazmaları arasında yer almaktadır.

Bursalı Mehmed Tahir’e göre Sabrî’nin Hüsn ü Dil adında bir eseri vardır (1333: 281). Safvet ise, şairin Edirne hikâyesine dair Zâdü’l-müsâfirîn adlı eserinin kendisinde bulunduğunu söyler (63a).

 Kaynaklara göre Sabrî, benzersiz mazmunlar oluşturmada maharetli, şiirleri mana ve fesahat yönünden kuvvetlidir (Zavotçu 2009: 242). Belagatte üstad kabul edilen (Ali Nusret 1328: 165) şairin üslubu zariftir (Şemseddîn Sâmî 1311: 2936). Bilgili ve hoşsohbet biri olarak tanınan (Şeyhî Mehmed Efendi 1989: 172) Sabrî, Evliya Çelebi’nin Sultan IV. Murad asrının edipleri arasında zikrettiği (Gökyay 1996: 166) şairlerdendir.

Şairlik kudreti Nef’î tarafından takdir edilen Sabrî’nin sanatında Nef’î ve Şeyhülislam Yahya’nın etkisi görülür. Ancak şairin orijinal bir üslubu vardır. Kaside sahasında adı Nef’î ile birlikte anılır. Sabrî’nin bir mısraını tazmin eden Nef’î, onun tanınmasına vesile olmuş; belki de yine Nef’î aracılığıyla IV. Murad nedimleri arasına dahil olmuştur. Bazı tumturaklı kasidelerinin yanında âşıkane ve rindane edalı gazellerinin dili külfetsiz ve sadedir. Neşatî, Sabrî’nin etkilediği şairlerdendir; o, Sabrî’nin bazı şiirlerini tanzir ve tazmin etmiştir. Rızayî de Sabrî’nin etkilediği şairler arasındadır. Şiir geleneğini iyi bilen Sabrî, klasikleşen mazmunları farklı şekilde kullanmak suretiyle yeni mazmunlar oluşturma peşindedir. Sanatçı kişiliğiyle döneminde iyi tanınan Sabrî, edebî eserlerde adı geçen kıymetli şairlerdendir. 

 

Kaynakça

Abdurrahman Hıbrî. Enîsü’l-Müsâmirîn. Süleymaniye Ktp. Reşîd Efendi 616. vr. 78a-79a.

Akkuş, Metin (hzl.) (1993). Nef‘î Divanı. Ankara: Akçağ Yay.

Ali Nusret (1328). “Sabrî-i Şâkir”. Makâlât-ı Târîhiyye ve Edebiyye. İstanbul.

Bursalı Mehmed Tâhir (1333). Osmanlı Müellifleri. C.2. İstanbul.

Çapan, Pervin (hzl.) (2005). Tezkire-i Safâyî. Ankara: AKM Yay.

Çeçen, Mehmet Korkut (2010). Sabrî Mehmed Şerîf, Hayatı, Sanatı, Divanı’nın Tenkitli Metni ve Tahlili. Doktora Tezi. Elazığ: Fırat Üniversitesi.

Demirel, Mustafa (hzl.) (2005). Rızâyî Dîvân. İstanbul: Çağrı Yay.

Gökyay, Orhan Şaik (hzl.) (1996). Evliya Çelebi Seyahatnamesi. I. Kitap. İstanbul: YKY .

Kaplan, Mahmut (hzl.) (1996). Neşâtî Divanı. İzmir: Akademi Kitabevi.

Kavruk, Hasan (hzl.) (2001). Şeyhülislâm Yahyâ Divânı. Ankara: MEB Yay.

Köprülüzâde Mehmed Fuad ve Şehâbeddîn Süleymân (1332). Yeni Osmanlı Târîh-i Edebiyyâtı. İstanbul.

Kurnaz, Cemal (hzl) (2000). Muallim Nâcî Osmanlı Şairleri. Ankara: Akçağ Yay. 

Kurnaz, Cemal ve Mustafa Tatcı (hzl.) (2001). Mehmet Nâil Tuman, Tuhfe-i NâilîDîvân Şâirlerinin Muhtasar Biyografileri. C.II. Ankara: Bizim Büro Yay.

Mehmed Süreyya (1311). Sicill-i Osmanî. C.3. İstanbul: Matbaa-i Âmire.

Özcan, Abdülkadir (hzl) (1989). Şeyhî Mehmed Efendi Vekâyiü’l-Fudalâ. C.1. İstanbul: Çağrı Yay.

Riyâzî, Riyâzü’ş-Şu‘arâ. Süleymaniye Ktp. Lala İsmail 314. vr. 86b.

Sabrî-i Şâkir (1296). Dîvân. İstanbul: el-Cevâ’ib Matbaası.

Safvet. Nuhbetü'l-Âsâr min Ferâ’idi'l-Eş‘âr. İstanbul Üniv. Nadir Eserler Ktp. T6189. vr. 63a.

Seyrek-zâde Âsım. Zeyl-i Zübdetü’l-Eş‘âr. Millet Ktp. Ali Emirî Manzum 1326. vr. 10b.

Şemseddin Samî (1311). Kâmûsü’l-A‘lâm. C.4. İstanbul: yyy.

Unat, Faik Reşit (1984). Hicrî Tarihleri Miladî Takvime Çevirme Kılavuzu. Ankara: TTK Yay. .

Ünver, İsmail (1986). Neşatî. Ankara: KTB Yay.

Zavotçu, Gencay (hzl.) (2009). Rızâ Tezkiresi. İstanbul: Sahhaflar Kitap Sarayı.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: DR. ÖĞR. ÜYESİ MEHMET KORKUT ÇEÇEN
Yayın Tarihi: 05.11.2013
Güncelleme Tarihi: 12.12.2020

Eserlerinden Örnekler

Kasîde der-vasf-ı Sultân Murâd ‘aleyhi’r-rahme

Geçdi kılıçdan fiten-i rûzgâr

Seyf-i yedu’llâhı olup âşkâr

 

Nakş-ber-âb oldı cihânda yine

Zâhir olan fitne-cû hatt-ı ‘izâr

 

Şâhid-i mülk oldı şigüfte-cemâl

Hüsn-i ‘adâletden olup behredâr

 

Hatt-ı ruhın eyledi gûyâ tırâş

Ser-be-ser ol tîğ-i pesendîdekâr

 

Tâli’-i eyyâm açıldı yine

Hem-çü girîbân-ı büt-i bâde-hâr

 

Oldı yine çîn-i kederden berî

Cebhe-i baht-ı felek âyînedâr

 

Gerd-i keder olmaz idi ber-tarâf

Def’ine sa’y itse nesîm-i bahâr

 

Hurrem olur mıydı çemenzâr-ı mülk

Çeşme-i Hızr itse de ana güzâr

 

Olmasa ger katre-i ebr-i zafer

Katre-i bârân yirine ser-nisâr

 

Sarf-ı reh-i devlet ü dîn eyledi

Âb-ı ruhın tîğ-i zafer-iştihâr

 ...

(Çeçen, Mehmet Korkut (2010). Sabrî Mehmed Şerîf, Hayatı, Sanatı, Divanı’nın Tenkitli Metni ve Tahlili. Doktora Tezi. Elazığ: Fırat Üniversitesi. 144-145) 

 

Gazel

 

Helâk itmek midür kasdun nedür ey şûh-ı bî-pervâ

Neden ben mübtelâya tâ bu denlü nâz u istiğnâ

 

Tekellüf ber-taraf şimden girü ârâma yok çâre

Muhaldür kim sana sûz-ı derûnum eylemem ifşâ

 

Geçer mi rûzgârum böyle ümmîd-i visâlünle

Olur mı yohsa ol bir gün müyesser bendene âyâ

 

Der-âğûş eyleyüp nahl-i bülendün ber-murâd olsam

Felekde eylesem tenhâ seni bir gûşede peydâ

 

Nisâr eylerdi hâk-i pâyuna hep varını Sabrî

 Nasîb olsa ana feth-i der-i gencîne-i ma’nâ

(Çeçen, Mehmet Korkut (2010). Sabrî Mehmed Şerîf, Hayatı, Sanatı, Divanı’nın Tenkitli Metni ve Tahlili. Doktora Tezi. Elazığ: Fırat Üniversitesi. 295-296)

 

Berceste

Derd-i dil nâ-güfte kaldı bezm-i dil-berde yine

Nice söz söylendi ammâ müdde‘â söylenmedi

(Çeçen, Mehmet Korkut (2010). Sabrî Mehmed Şerîf, Hayatı, Sanatı, Divanı’nın Tenkitli Metni ve Tahlili. Doktora Tezi. Elazığ: Fırat Üniversitesi. 453)


İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1Özlem Tezcan Dertsizd. 31 Ocak 1972 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
2TÎGÎ, Mehmed Beyd. ? - ö. 1617Doğum YeriGörüntüle
3DÂNİŞÎ, Mustafa Dânişî Efendid. ? - ö. 1617Doğum YeriGörüntüle
4Özlem Tezcan Dertsizd. 31 Ocak 1972 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
5TÎGÎ, Mehmed Beyd. ? - ö. 1617Doğum YılıGörüntüle
6DÂNİŞÎ, Mustafa Dânişî Efendid. ? - ö. 1617Doğum YılıGörüntüle
7Özlem Tezcan Dertsizd. 31 Ocak 1972 - ö. ?Ölüm YılıGörüntüle
8TÎGÎ, Mehmed Beyd. ? - ö. 1617Ölüm YılıGörüntüle
9DÂNİŞÎ, Mustafa Dânişî Efendid. ? - ö. 1617Ölüm YılıGörüntüle
10Özlem Tezcan Dertsizd. 31 Ocak 1972 - ö. ?MeslekGörüntüle
11TÎGÎ, Mehmed Beyd. ? - ö. 1617MeslekGörüntüle
12DÂNİŞÎ, Mustafa Dânişî Efendid. ? - ö. 1617MeslekGörüntüle
13Özlem Tezcan Dertsizd. 31 Ocak 1972 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14TÎGÎ, Mehmed Beyd. ? - ö. 1617Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15DÂNİŞÎ, Mustafa Dânişî Efendid. ? - ö. 1617Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
16Özlem Tezcan Dertsizd. 31 Ocak 1972 - ö. ?Madde AdıGörüntüle
17TÎGÎ, Mehmed Beyd. ? - ö. 1617Madde AdıGörüntüle
18DÂNİŞÎ, Mustafa Dânişî Efendid. ? - ö. 1617Madde AdıGörüntüle