MANTIKÎ, Ahmed Efendi

(d. 1003/1594-95 - ö. 1045/24.11.1635)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 17. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

XVII. yüzyılın ilk yarısında yaşamış olan Mantıkî Ahmed Efendi 1003/1594-95 tarihinde Şam’da dünyaya gelmiştir (Özcan 1989 : 23; Mehmed Süreyyâ 1308: 212 ; Kurnaz, 1986:96; İKYDK : 292; Rıza 1316: 90) Babası Molla Zeynüddin isminde Nahcivanlı bir âlim, annesi ise Arap asıllıdır (Kurnaz vd. 2000:414; Altun 1997: 57) Mantıkî’nin Mehmed Efendi isminde, kadılık ve çeşitli medreselerde müderrislik yapmış olan kardeşi vardır(Özcan 1989: 61). Mantıkî Ahmed Efendi çok genç yaşta Şerefüddin-i Dımışkî’den ve farklı âlimlerden ders almış; genç yaşta eğitimini tamamlamış, hatta sakalı yeni çıktığı sırada ders vermeye başlamıştır. Mantıkî'nin derslerinde çeşitli zümrelerden insanlar bir araya gelmiş ve böylece şöhreti artmıştır( Muhibbî, 1971 : 229, İKYDK 1947: 293, Bursalı Mehmed Tahir yty: 12-13). Mantıkî, bir süre sonra Salihiye’deki Selimiye Medresesi müderrisliğinden azledilmiş olan Abdurrahman İmâdî’nin görevine getirilmiş ancak bu görev tekrar -Hoca Saadeddin Efendinin oğullarından Şeyhülislam Es’ad Efendi’nin etkisiyle Mantıkî’den alınıp İmâdî’ye verilince- Öküz nalbandının oğlu olduğu olduğu için Öküz Mehmed Paşa diye anılan (Danişmend 1972: 262)- Serdâr-ı Ekrem Mehmed Paşa’ya:
 Şam’da bilmediler kıymetimi
 Hicret itdüm Halebü’ş-şehbâ’ya
 Harlerin cüfte-i iz’âcından
 İlticâ itdüm Öküz Paşa’ya (Kurnaz 1986: 96)


kıtasını sunmuştur. Öküz Mehmed Paşa da Mantıkî’yi tekrar Selimiye müderrisliğine atamış, ancak Paşa’nın Revan seferindeki başarısızlığı sebebiyle azlinden sonra Abdurrahman İmâdî, Esad Efendi’nin etkisiyle yine Selimiye müderrisi olmuştur( İKTYDK: 293, Kurnaz 1986: 96).
Mantıkî bu hadiseden sonra 1025/1616-1617'de Halep’e gitmiş, Halep Kadısı Abdülkerim bin Sinan’la görüşmüş, Kadı Abdülkerim, Mantıkî ile ilgilenmiş, ona ikramda bulunmuştur. Kadı Abdülkerim bin Sinan 1028/1618-19’da azledilince Mantıkî ile birlikte İstanbul’a gitmişlerdir. Mantıkî, İstanbul’da değişik medreselerde ders vermiş, herkes tarafından takdir edilmiş, çok para kazanmış, mal mülk sahibi olmuştur(Mehmed Tâhir yty: 13). Zekâsı, bilgisi, nüktedanlığı sebebiyle IV. Murad’ın meclisine dahil olmuştur. Mantıkî ve Nef’î, Sultanın meclisinde birbiri hakkında gıyaben konuşmuşlardı. Bir gün Sultan Murad, Mantıkî’ye Nef’î’yi hicvetmesini emretmiş, bunun üzerine Mantıkî, Nef’î’yi şahane bir şekilde hicvetmiştir. Bu hiciv Nef’î’nin kulağına gittiğinde Nef’î çok sinirlenmiş, o da Mantıkî’yi Frenk taklidi yapmakla suçlamış bunun üzerine Mantıkî, böyle bir şey yapmadığına yeminler ederek sultanın gazabından kurtulmuştur (İKTYDK : 293, Muhibbî, 1971: 229) Mantıkî, Şeyhülislam Yahya Efendi’nin meclisinde de bulunmuştur. Şamlı şair İbni Şahin’in Şeyhülislam Yahya Efendi için yazdığı kasideyi Şeyhülislam’ın meclisinde okumuş ve şiiri okuyuş tarzı meclistekileri güldürmüştür (Muhibbî 1971: 230).
XVII. yüzyılın önde gelen şairlerinden Nef’î, Divanında Veziriazam İlyas Paşa için yazdığı kasidenin dua bölümünden önce Mantıkî hakkında,


Bana âmî diyen bâtıl ne herze yir köpek câhil/Edebde ol dahi zu’munca sâhib-tab’ u mollâdur (Akkuş 1993: 206-207)

beytiyle başlayan beş beyit hiciv yazmıştır. Nef’î, bu kasidesinde Mantıkî hakkında 'Kur’ân’a nazire diyecek kadar kâfir olan dinsizin katli için neden fetvaya ihtiyaç duyulur' demiş olsa da kendisi de keskin dili yüzünden Mantıkî’den bir yıl önce, 1044/1635 yılında (Ocak 1989:13) boğdurulmuştur.
Nef’î tarafından bu derecede yerilen Şair Mantıkî, Muhibbî tarafından da; edib, fâzıl, şair, nâsir ve devrinin değerli şahıslarından olduğu, , elsine-i selasede şiir söylemeye muktedir olduğu, nesir konusunda da hünerli olduğu gibi ifadelerle methedilmiştir(Muhibbî1971: 227). Muhibbî eserinde, Bosnalı Süleyman Mezâkî'nin Mantıkî'yi, 'Mantıkî'nin bir gazelinin başkalarının bütün divanına bedel olduğu' şeklinde övdüğünden bahsetmiştir(1971: 227) 
Mantıkî’nin 1029/1619-20-1044/1634-35 tarihlerinde hangi görevlerde bulunduğuna dair Vekâyiü’l-Fuzalâ’da; Edirne’de Çuhacı Hacı Medresesine 1029/1620, İstanbul’da Ûlâ-yı Hüsrev Kethüdâ Medresesine1030/1621, İbrahim Paşa-yı Atik Medresesine 1031/1621-22, Mihrimah Sultan Medresesine 1038/1629, Sahn-ı Semaniye Medreselerinden birine 1039/1630, Zâl Paşa Sultanî Medresesine 1040/1630-31’de, Sultan Selim-i Kadim Medresesine 1040/1631’de, Süleymaniye Medreselerinden birine 1042/1633’de, Haleb’e 1044/1634, 1044’ün Zilhicce ayında (Mayıs-Haziran 1635’de) Şam’a tayin edildiği bilgileri yer almaktadır(Özcan 1989: 23).
Mantıkî, daima Sultan IV. Murad’ın dostluğuna önem vermiş, Divançe'sinde bulunan ve biri Farsça olan iki övgü kasidesini de IV. Murad için yazmıştır. Şeyhülislam Yahya’nın Mantıkî’nin çalışmalarından memnun olduğunu belirtmiş olduğu bilgisi Hülasatü’l-Eser’de bulunmaktadır (Muhibbî 1971: 230).
Kaynaklarda verilen malumata göre Mantıkî'nin katledilmesinin sebepleri; Hz. Ebubekir’in torunlarından Seyyid Abdurrahman’ın mezarını yıktırması (Muhibbî 1979: 231), Revan Kalesinin fethi dolayısıyla yapılacak şenlik için o sıralarda Salihiye’de bulunan Mantıkî’nin verilen emre gereken önemi vermemesi (Kurnaz 1986:97; Özcan 1989: 23), devlet erkânı aleyhinde sözler söylemiş olmasıdır(Naimâ 1147: 603; Muhibbî 1971: 231; Özcan 1989: 23). Mantıkî’nin Şam mütesellimi Osman Ağa’nın yolsuzluklarına engel olmak istemesi aralarının açılmasına neden olmuş; Osman Ağa da Mantıkî'yi yukarıda belirtilen sebeplerle Silahtar Paşa’ya ‘Size itâle-i lisan ve hetk-i ırza müteallik şetm eyledi’ diye şikâyet etmiş ve Mantıkî’nin katli için Mısır valisi Hüseyin Paşa’ya hatt-ı hümayun verilmiştir. Hüseyin Paşa da Mantıkî’yi Şam yakınlarında astırmıştır (Naimâ 1147: 603; Kurnaz 1986:97, Özcan 1989:23). Mısır kadısı Sultan Osman’ın hocası Hocazade Abdullah Efendi, Mantıkî’nin ölüm haberini duyunca ‘İnne’l-belâ müvekkil bi’lmantık’ –Muhakkak ki belâ Mantık’a vekil olmuştur- cümlesini söyleyerek Mantıkî'nin dili yüzünden öldüğünü vurgulamıştır (Kurnaz1986: 97;  Muhibbi 1971: 232).
Mantıkî’nin, Osmanlı Müellifleri'nde 1044/1634-35’de (Kurnaz vd. :2000: 414), Rıza (1316:90), Altun(1997:57) 1046/1636/37’de öldürüldüğü kayıtlı ise de Hülâsatü’l-Eser’deki ‘Kul miskatü’r-re’s Dımaşk ( Muhibbî 1971: 232) mısraının 1045 tarihini vermesi, Nef’î’den bir yıl sonra öldürüldüğü bilgisi (Mehmed Atâ 1335: 216) , Zeyl-i Zübdetü’l-Eş’âr’da ‘1045’de katlolundu’ (Asım 1272: 38), Nuhbetü’l-Âsâr  ‘Belde-i Şâm kadısı iken 1045 senesinde Sultan Murad katlitmişdür (Abdulkadiroğlu 1999: 388-389); Uşşakizade zeyli ‘Mısır Valisi Sarı Hüseyin Paşa’ya izalesi bâbında ferman sâdır olmağla 45 Cemâziyü’l-âhirinde Şam’a karib vardukda mezburı diyâr-ı ademe gönderdi (Özcan 1989:23) Osmanlı Şairleri ‘1045’de Şam kadısı bulunduğu halde… Mısır valisi bulunan Sarı Hüseyin Paşa marifetiyle idam edilerek mâ-meleki beytü’l-mâl içün zabt olundı (Kurnaz 1986: 97); Sicill-i Osmânî’nin ‘1045 Cemaziyü’l-âhirinde maktulen fevt olundı’ (Mehmed Süreyya 1308: 212) ve Hülâsatü’l-Eser’in ‘1045 Cemaziyü’l-âhiri’nin 13. günü /24 Kasım 1635 Cuma sabahı öldürülen Mantıkî’nin cenaze namazı Emeviye Camii’nde kılındı, Feradis Mezarlığına babasının mezarının yakınlarına defnolundu (Muhibbî 1971: 232) açıklamalarına dayanılarak 13 Cemâziyü’l-âhir 1045/24 Kasım 1635 tarihinde öldürüldüğü sonucuna varılmaktadır.
Mantıkî’nin bilinen tek eseri Divançe'sidir. Divançe, 1284/1867-68 yılında El-Hâc Mehmed Salih Efendi Matbaasında İstanbul’da basılmıştır. Eserde dinî şiir yoktur. Divançe, Sultan Murad için yazılmış biri Farsça iki kaside ile başlayıp Pendî adlı bir şair için yine kaside şeklinde bir hezl, biri Farsça 26 gazel, biri Arapça dört rubai, biri Farsça beş beyit ihtiva etmektedir. Çeşitli mecmua ve kaynakların taranması sonucunda eldeki nüshalarda bulunmayan bir gazel, iki rubai, bir kıta, beş beyit -ve bir münşeat- ilave edilmiştir. Son zamanlardaki katalog taraması sonucu Bolu Halk Kütüphanesinden Milli Kütüphane'ye devredilen yazmalar arasında içinde Mantıkî Divançesi'nin eksik bir nüshasının kayıtlı olduğu şiir mecmuası tespit edilmiştir. Bu eksik divançe nüshasında Mantıkî’ye ait farklı şiirler de yer almaktadır. Ayrıca Edirne Selimiye Kütüphanesinde de Mantıkî'nin divançesinin 12 varaklık bir nüshası daha bulunmaktadır. Bu nüshada mevcut şiirlerden birkaç beyit hariç farklı şiir yoktur. Muhibbî’nin Hülâsatü’l-Eseri’nde Mantıkî'nin Arapça kasidesinden bir bölüm(Muhibbî,1971: 228-229) bulunmaktadır. Divançe, söz konusu Arapça kasideyi ihtiva etmemektedir. Vekayiü’l-Fuzalâ’da ‘Mantıkî’nin kasaid-i Arabî ve Türkî eş’ârı…’ (Özcan 1989: 24) olduğu; Sicill-i Osmanî’de ‘Divan-ı Arabî ve kasaidi vardır (Mehmed Süreyya 1308: 212) bilgileri yanında Muhibbî Hülâsatü’l-eseri’nde ‘Mantıkî’nin Arapça şiiri azdır. Pederim onun tercüme-i hâlini yazarken iki parçasını almıştı. Ben hoşuma giden birini naklettim’ (1971: 228) demektedir.
Ayrıca İstanbul Kütüphaneleri Türkçe Yazma Divanlar Kataloğu’nda ‘Dilinde, ailesinin ve doğduğu memleketin tesiri görülmez, mevcut eserleri şairlik gücüyle nisbet kabul etmeyecek kadar azdır. Diğer eserleri hususiyle Nef’î hakkındaki hicivlerinin kaybolduğu zannedilmektedir (İKTYDK 1947: 294)bilgileri bulunmaktadır. Mantıkî’nin İmam Pendî hakkındaki hezliyesi Tahir Olgun tarafından şerh edilmiştir (Şentürk 1991: 91).

Kaynakça

Abdulkadiroğlu, Abdulkerim(hzl) (1999). İsmail Beliğ Nuhbetü’l-âsâr Li-Zeyli Zübdeti’l-Eş’âr. Ankara: AKM Yay.
Akkuş, Metin (hzl.) (1993). Nef’î Divanı. Ankara: Akçağ Yay.
Altun, Kudret (hzl.) (1997). Tezkire-i Mücib. Ankara: AKM Yay.
Asım (1272). Zeyl-i Zübdetü’l-Eş’âr. Millî Kütüphane. MFA 1272.
Bursalı Mehmed Tahir (yty). Mantıkî ve İmam Pendî Hakkındaki Hezliyesi. Süleymaniye Kütüphanesi Fethi Naci Türkmen nu: 90.
Büyük Türk Klasikleri (1987). ‘Mantıkî’. C. V. İstanbul: Ötüken-Söğüt Yay.
Danişmend, İsmail Hâmi (1972). İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi. C. III. İstanbul: Yaylacık Matbaası.
D’Istria, Dora(2008). Osmanlılarda Şiir. (çev. Semay Taneri). İstanbul: Nesnel Yay.
Gövsa, İbrahim Alâettin(yty). "Mantıkî Ahmed Efendi (1594-1635). Türk Meşhurları Ansiklopedisi. İstanbul: Yedigün Neşriyatı.
İstanbul Kütüphaneleri Türkçe Yazma Divanlar Kataloğu (1959). ‘Mantıkî’ C. II. İstanbul: Maarif Basımevi.
Kaf-zade Fâizî. Zübdetü’l-Eş’âr. yk. 92b. Süleymaniye(Esad Efendi Kütüphanesi) 2726 .
Kaya, Bilge (hzl.)(1991). XVII. Yüzyıl Divan Şairi Mantıkî Ahmet Efendi ve Divançesi. Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Hacettepe Üniversitesi.
Kurnaz, Cemâl(hzl.)(1986) Muallim Naci Osmanlı Şairleri. Ankara: KTB Yay.
Kurnaz, Cemâl -Mustafa Tatçı(hzl.) (2000). Bursalı Mehmet Tâhir Osmanlı Müellifleri. Ankara: Bizim Büro Yay.
Mehmed Süreyya (1308-15/ 1890-97). Sicill-i Osmânî. C. I. İstanbul: Matbaa-i Âmire. 
Muhibbî (1971 ). Hülâsatü’l-Eser.  C. I. Beyrut.
Müstakim-zâde Süleyman Sadeddin (2000). Mecelletü’n-Nisâb fi’n-Nisbi ve’l-Künâ ve’l-Elkâb. (Tıpkı Basım). Ankara: KB Yay.
Naimâ Süleyman Çelebi Abdullah (1147). Tarih-i Naîmâ. C. I. İstanbul: Matbaa-i Âmire. 
Ocak, Tulga (1989). "Nef’î ve Eski Türk Edebiyatımızdaki Yeri". Ölümünün 750. Yılında Nef’î. Ankara: AKM Yay.
Özcan, Abdülkadir (hzl.) (1989). Şeyhî Mehmed Şekâiku’n-numâniye ve Zeyilleri-Vekâyi’ü’l-Fuzalâ. C. III. İstanbul: Çağrı Yay.
Rıza (1316). Tezkire-i Rıza. İstanbul: Matbaa-i Âmire. 
Şentürk, Ahmet Atilla (1991). Tahirü’l-Mevlevi Hayatı ve Eserleri. İstanbul: Nehir Yay.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: DR. ÖĞR. ÜYESİ BİLGE KAYA YİĞİT
Yayın Tarihi: 17.01.2014
Güncelleme Tarihi: 23.11.2020

Eserlerinden Örnekler

Mefâîlün mefâîlün mefâîlün mefâîlün

Gönül her hüsn-i Leylî-sîrete ragbet-nümûn olmaz

Felâtûn-ı hıred ser-geşte-i râh-ı cünûn olmaz

Sunılsa pey-be-pey rindân-ı bezm-i aşka sâgarlar

Yine minnet-keş-i peymâne-i gerdûn dûn olmaz

Felekde bir meh-i lâle-izârun âteş-i mihri

Ziyâ-pâş-ı sevâd-ı a’zam-ı mülk-i derûn olmaz

Husûl-i vuslat-ı imkân-pezîr-i yâr içün sînem

Muhassal çâk çâk-ı hançer-i hicr-âzmûn olmaz

Olanlar Mantıkîveş merd-i meydân-ı dil-âgâhî

Acûz-ı bed-nihâd-ı dehr-i mekkâre zebun olmaz

(Kaya, Bilge (hzl.)(1991). XVII. Yüzyıl Divan Şairi Mantıkî Ahmet Efendi ve Divançesi. Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Hacettepe Üniversitesi.122)

Mef’ûlü mefâîlü mefâîlü Feûlün

Terdür dil-i mestânemüzün şimdi ayagı

Mey-hânede benzer ki kübe geçdi ayağı

Dehrün sıkılup duhter-i rez muhtesibinden

Hum kûşesine sinmiş iken atdı kapağı

Cân agzuma geldi heves-i la’l-i lebünle

Dâd ey şeh-i hûbân nice bir bâde yasağı

Tâb-ı teb-i hicrânını gördüm gice andum

Şem’ün eriyüp akdı gözinden içi yagı

Cân gitse de gitmez eser-i dâg-ı mahabbet

Pervâne-i aşkun yanar üstinde çerâgı

Erbâb-ı riyâ-kâr dil-i âlemi tutdı

Şevk âteşinün Mantıkiyâ söndi ocagı

(Kaya, Bilge (hzl.)(1991). XVII. Yüzyıl Divan Şairi Mantıkî Ahmet Efendi ve Divançesi. Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Hacettepe Üniversitesi.141)

Mantıkî’nin İmam Pendî Hakkındaki Hezliyesi

Mefâilün Feilâtün Mefâilün Feilün

Gül-i riyâz-ı imâmet Cenâb-ı Pendî kim

Müezzin olsa revâ andelîb ana her ân

Sadâ-yı dil-keşine mutrib-i hıred meftûn

Horûs-ı arş safîr-i bülendine hatrân

O hastaya ki mübârek eli isâbet ide

Şehîdlerle ider azm-i gül-sitân-ı cinân

Kanı anun gibi müstagnî-i ganî-dil kim

Tokınmamış ola dâmânına dem-i kurbân

(Kaya, Bilge (hzl.)(1991). XVII. Yüzyıl Divan Şairi Mantıkî Ahmet Efendi ve Divançesi. Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Hacettepe Üniversitesi.104)


İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1Sami Sabit Karamand. 1877 - ö. 4 Eylül 1957Doğum YeriGörüntüle
2ANKÂ, Emîr Süleymand. ? - ö. 1810Doğum YeriGörüntüle
3SÜHEYLÎ, Ahmed b. Hemdem Kethudâd. 1585? - ö. 1633-34Doğum YeriGörüntüle
4Sami Sabit Karamand. 1877 - ö. 4 Eylül 1957Doğum YılıGörüntüle
5ANKÂ, Emîr Süleymand. ? - ö. 1810Doğum YılıGörüntüle
6SÜHEYLÎ, Ahmed b. Hemdem Kethudâd. 1585? - ö. 1633-34Doğum YılıGörüntüle
7Sami Sabit Karamand. 1877 - ö. 4 Eylül 1957Ölüm YılıGörüntüle
8ANKÂ, Emîr Süleymand. ? - ö. 1810Ölüm YılıGörüntüle
9SÜHEYLÎ, Ahmed b. Hemdem Kethudâd. 1585? - ö. 1633-34Ölüm YılıGörüntüle
10Sami Sabit Karamand. 1877 - ö. 4 Eylül 1957MeslekGörüntüle
11ANKÂ, Emîr Süleymand. ? - ö. 1810MeslekGörüntüle
12SÜHEYLÎ, Ahmed b. Hemdem Kethudâd. 1585? - ö. 1633-34MeslekGörüntüle
13Sami Sabit Karamand. 1877 - ö. 4 Eylül 1957Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14ANKÂ, Emîr Süleymand. ? - ö. 1810Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15SÜHEYLÎ, Ahmed b. Hemdem Kethudâd. 1585? - ö. 1633-34Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
16Sami Sabit Karamand. 1877 - ö. 4 Eylül 1957Madde AdıGörüntüle
17ANKÂ, Emîr Süleymand. ? - ö. 1810Madde AdıGörüntüle
18SÜHEYLÎ, Ahmed b. Hemdem Kethudâd. 1585? - ö. 1633-34Madde AdıGörüntüle