SÜRÛRÎ, Musliheddin Mustafa (Şârih-i Mesnevî)

(d. 897/1491-92 - ö. 7 Cemâziyelevvel 969/13 Ocak 1562)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 16. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Asıl adı Musliheddin Mustafa olan şair, 897/1491-92 yılında Gelibolu’da doğdu. II. Bayezid’in şehzadeliği sırasında Amasya’da defterdarlığını yapmış olan tüccar Şâban Efendi’nin oğludur. Öğrenimine Gelibolu’da başladı. Daha sonra Bursa’da Kasım Paşa müderrisi Kara Dâvud Efendi’den dersler aldı. Nihâlî Câfer Çelebi, Taşköprizâde Mustafa Efendi ve Abdülvâsi Efendi’den de ders gördü. Fenârîzâde Muhyiddin Efendi’ye intisap ederek onun derslerine devam etti. 927/1520-21 yılında Fenârîzâde Muhyiddin Efendi’nin İstanbul kadılığı döneminde bab mahkemesi nâibliğiyle göreve başladı. 929/1522-23 yılında Anadolu kazaskeri olan Fenârîzâde’nin tezkirecisi oldu. Fakat bir müddet sonra Emîr Buhârî Zaviyesi şeyhi Mahmud Çelebi’den inâbe alarak tasavvufa yöneldi ve ardından hacca gitti. Hac dönüşü Muhyiddin Efendi’nin ilgisine daha çok mazhar oldu. Mülâzım olarak yanına girdi. 930/1523-24 yılında Sarıca Paşa Medresesi’ne müderris oldu. 933/1526-27 yılında Pîrî Mehmed Paşa Zaviyesi medreseye dönüştürülünce ilk müderrisliğine getirildi. Burada rütbe-i erbaîne kadar yükseldi ve zâviyenin seccâdenişinliğini üstlendi. 944/1537-38 yılında Kasım Paşa Medresesi’ne atandı. Hocası Fenârîzâde Muhyiddin Efendi’nin 954/1548 yılında vefatından çok etkilendi. Bütün malını satıp evinin yakınlarında bir mescid yaptırdı ve inzivaya çekildi. Mora’da sancak beyi olan Kasım Paşa’nın isteği üzerine derviş kıyafetlerini muhafaza etmek şartıyla müderrisliğe devam etti. 955/1548 yılında Kanûnî Sultan Süleyman’ın büyük oğlu Şehzade Mustafa’nın hocalığına davet edildi. Bunun üzerine Karaman’a gitti. Burada Şehzade’nin isteğiyle çeşitli eserler kaleme aldı. 27 Şevval 960/6 Ekim 1553’te Şehzade Mustafa’nın katledilmesi üzerine yeniden inzivaya çekildi. Yakın dostu olan şehzadenin öldürülmesine gösterdiği tepki sebebiyle resmî gelirlerden mahrum bırakıldı. Kitaplarının istinsahından elde ettiği gelir ve aldığı bazı yardımlarla geçinmeye çalıştı. Hayatının son dokuz yılını bu şekilde inzivada geçiren Sürûrî, 7 Cemâziyelevvel 969/13 Ocak 1562’de koleradan vefat etti. Vefatına, “Gitti cihân sürûru” mısraı ile tarih düşürüldü. Tuhfe-i Nâilî (Kurnaz vd. 2001: 418)’ye göre Sicill-i Osmanî (Akbayar 1996: 1556)’nin vefat tarihini 962/1555 olarak göstermesi doğru değildir. Mezarı Kasımpaşa’nın Beyoğlu tarafında bulunan mescidinin bahçesindedir. Bu mescid günümüzde yıkılmış, mezarı da ortadan kalkmıştır.

Eserleri şunlardır:

1. Ahkâm-ı Nücûm: Astronomi ile ilgili bu eserinin her iki yazma nüshası da Tire Necip Paşa Kütüphanesi NP 467 ve DV 1102’dedir (Güleç 2001: 8).

2. Şerh-i Bostan: Sâdî’nin meşhur eserine yaptığı Farsça şerhtir. Nüshaları Beyazıd Veliyüddin Efendi 2680, Millet Feyzullah Efendi 1638, Süleymaniye Serez 2568, Yazma Bağışlar 4228’dedir (Güleç 2001: 8-9).

3. Şerh-i Divan-ı Hafız: Hafız’ın meşhur eserinde geçen remz ve mecazların daha iyi anlaşılması için Türkçe kaleme alınan bir eserdir. Eserin birçok nüshası (bkz. Güleç 2001: 9) bulunmaktadır. Eser üzerine bir yüksek lisans çalışması (Oğuz (Ortaç) 1998) yapıldı.

4. El-Hikâyetü’l-Garîbe: Arapça olan bu eser bir mecmua içindedir. Yusuf kıssasını 140 küçük hikâye şeklinde açıklamaktadır. Süleymaniye Ayasofya 2195’tedir (Güleç 2001: 9).

5. Sanayiü’ş-Şi‘riyye: Bahrü’l-Maarif adlı eserinden alınmış bir bölümdür. Süleymaniye Aşir Efendi 430/47’dedir (Güleç 2001: 9).

6. El-Miftah fi Şerhi Merâhu’l-Ervâh: Ahmed b. Ali b. Mesud’un eserine yaptığı Arapça şerhtir. Eserin birçok nüshası (bkz. Güleç 2001: 9) bulunmaktadır.

7. Şerh-i Gülistan: Arapça kaleme alınan Gülistan şerhidir. Şehzade Mustafa’nın hocası iken Amasya’da şehzade için telif edilmiştir. Eserin birçok nüshası (bkz. Güleç 2001: 9) bulunmaktadır.

8. Hâşiye ala Şerhi Hüsâmü’l-Kati ale’l İsaguci: Bir diğer adı Havâşî li-şerhi İsagucî olan eser, mantığa dairdir. Arapça olarak yazılmıştır. Eserin birkaç nüshası (bkz. Güleç 2001: 9) bulunmaktadır.

9. Hâşiye ala’d-Dav: Nahiv konusunda, El-Miftah’ın daha iyi anlaşılması için Arapça kaleme alınmış bir eserdir. Süleymaniye Kasidecizade 637’dedir (Güleç 2001: 10).

10. Hâşiye-i alâ Envâri’t-Tenzîl Esrâru’t-Te’vîl Tefsir-i Beyzavî: Beyzavî’nin tefsirine Arapça yazılan bir haşiyedir. Eserin birkaç nüshası (bkz. Güleç 2001: 10) bulunmaktadır.

11. Hâşiye-i Telvîh lil-Taftazânî: Arapça olduğu söylenen bu eserin kütüphanelerde kaydına rastlanamamıştır (Güleç 2001: 10).

12. Hâşiyetü’l-Hidâye ve’l-İnâye: Bir diğer ismi el-İnâye Şerh-i Kitâbi’l-Hidâye’dir. Arapça yazılmıştır. Süleymaniye İsmihan Sultan 128’dedir (Güleç 2001: 10).

13. Tarih-i Hıta vü Hotan ü Çin ü Maçin: Kanunname diye bilinen eser Farsçadan Türkçeye tercümedir. Çin, Hoten, İran ve Türk illerinin tarih, kültür ve coğrafyasını tanıtmaktadır. Süleymaniye Esad Efendi 1852’dedir (Güleç 2001: 10).

14. Kaside-i Masnû‘a: Bahrü’l-Maarif’in sonundaki her bir beyti bir sanata örnek olan kasidesidir. Müstakil bir eser olmayıp edebi sanatlara ve nazım biçimlerine örneklerin yer aldığı bir mecmuanın içindedir. Süleymaniye Esat Efendi 3484’tedir. (Güleç 2001: 10). Güleç (2013) tarafından yayımlandı.

15. Kıssa-ı Karûn: Müstakil bir eser olmayıp müellifinin Gülistan şerhinden bir bölümdür. Süleymaniye Osman Huldi 35/3’tedir (Güleç 2001: 10).

16. Kitabü’ş-Şehâde: Tıp konusunda yazılmış bir eserdir. Tam adı Risale fi’t-Tıb li-Mir Salih’tir. Süleymaniye Şehit Ali Paşa 2038/6’dadır (Güleç 2001: 10).

17. Şerh-i Mesnevî: Mesnevî’nin Anadolu sahasında Farsça ilk tam şerhi olup şairine “şârih-i Mesnevî” unvanını kazandırmıştır (Güleç 2010: 171). Eserin birçok nüshası (bkz. Güleç 2001: 10) bulunmaktadır.

18. Şerh-i Mu‘ammâyât: Seyyid Hüseyin Ahlatî’nin eserine yaptığı Türkçe şerhtir. Çeşitli kütüphanelerde nüshaları (bkz. Güleç 2001: 10-11) bulunmaktadır.

19. Şerh-i Binâ: Medreselerde okutulan kaynak kitaptır. Arapça yazılmıştır. Süleymaniye (979/1, Hacı Mahmut 6038, Hafid Ef 413/1)’dedir (Güleç 2001: 11).

20. Şerh-i Buhârî ila Nısf: Arapça’dır. Kütüphanelerde rastlanamamıştır (Güleç 2001: 11).

21. Şerh-i Emsile: Birçok nüshası (bkz. Güleç 2001: 11) bulunan eseri, derslerinde yardımcı olmak ve kimi zor meseleleri açıklamak üzere talebelerinin isteği üzerine Arapça kaleme almıştır.

22. Şerh-i Mu‘ammâyat-ı Camî: Çeşitli kütüphanelerde nüshaları (bkz. Güleç 2001: 11) bulunan eser, Abdurrahman Câmiin eserine yaptığı şerhtir.

23. Şerh-i Mu‘cez min’et-Tıb: İbni Sina’nın Kanun adlı kitabının bir bölümünün tercüme ve şerhidir. Çeşitli kütüphanelerde nüshası (bkz. Güleç 2001: 11) bulunmaktadır.

24. Şerh-i Şebistân-ı Hayâl: Edebi sanatların açıklandığı bu eserin çeşitli kütüphanelerde nüshaları (bkz. Güleç 2001: 12) bulunmaktadır.

25. Şerhü’l- Misbah fi’n-Nahv: Nahiv konusunda Arapça bir eserdir. Birçok nüshası (bkz. Güleç 2001: 12) bulunmaktadır.

26. Tefsîr-i Sûre-i Yusûf: Çeşitli kütüphanelerde nüshası (bkz. Güleç 2001: 12) bulunan eser Arapçadır.

27. Tefsîrü-l Kur‘ani’l Aziz: Nuruosmaniye kütüphanesinde (226/317) Umur Paşa namına yazılmış bir Türkçe tefsîri olduğu bildirilmektedir (Güleç 2001: 12).

28. Terceme-i Risâle-i Penç Çini: Tıb ile ilgili olan bu eserdir. Süleymaniye Lala İsmail 389/5 ve Atatürk Kitaplığı Muallim Cevdet 430’dadır (Güleç 2001: 12).

29. Tercüme-i Acâib-i Mahlukât: Tam adı Terceme-i Kitâbü’l-‘Acâib ve’l-Garaâib’dir. Süleymaniye İbrahim Efendi 663/1, Topkapı Sarayı Revan Köşkü 1088’dedir (Güleç 2001: 12).

30. Tercüme-i Ravzü’r-Reyyâhîn fi Hikâyeti’s-Sâlihîn: İtikada dair bir eserin tercüme ve şerhidir. Süleymaniye Yazma Bağışlar 850’dedir (Güleç 2001: 12).

31. Tercüme-i Zâhiretü’l-Mülûk: Seyyid Ali b. Şihabüddin el-Hemedânî’nin Farsça eserinin tercümesidir. Eserin birçok nüshası (bkz. Güleç 2001: 12-13) bulunmaktadır.

32. Şerh-i Kâfiye: İbni Hâcib’in Kâfiye adlı eserini açıklayan bir kitaptır. Hacı Selim Ağa Kem 585-586’dadır (Güleç 2001: 13).

33. Divan: Tasavvufî bir neşveyle yazılmış Türkçe şiirlerden oluşmaktadır. Bulak’ta basıldı (1839). Süleymaniye Hacı Mahmut 3777, Millet Ali Emiri Manzum 200, Bursa Yazma Eserler Genel 2182’de nüshaları bulunmaktadır (Güleç 2001: 13). Bundan başka iki divanı daha olduğu söylenmektedir (Sungurhan-Eyduran 2009: 379). Divan yayımlandı (Okatan 2010).

34. Bahrü’l- Ma‘ârif: En meşhur eseri olup Türk edebiyatının derli toplu ilk belâgat kitabı sayılır. Aruz, kafiye, şiir sanatı ve edebiyat terimlerini konu alan eser uzun süre rağbet görmüştür. Amasya’da Şehzade Mustafa’nın yanında iken 11 Safer 956/11 Mart 1549 tamamladığı eserdeki bilgiler özellikle dönemin görüşlerini yansıtması bakımından önemlidir. Çok sayıda nüshası bulunan kitabın müellif hattıyla yazılmış nüshası Manisa İl Halk Kütüphanesi 1638’dedir (Güleç 2010: 171). Eser üzerine iki yüksek lisans (Okatan 1986; Güleç 1997) ve bir doktora (Şafak 1991) çalışması yapıldı.

Devrine göre orta derecede bir şair (Mehmed Tahir 2000: 226) olan Sürûrî, devrinin önemli bir mutasavvıfıdır. Ömrünü ilme adamış ve hiç evlenmemiştir. Belâgat ilmindeki şöhreti yanında faziletli, olgun ve bilgin kişiliğiyle tanındı. Çok sayıda eser kaleme aldı. Kanûnî devrinin en meşhur ve en velûd şârihi olarak bilinir (Çelebioğlu 1994: 116-117). Tezkirelerde kitaplarının çokluğu ve dinî ilimlerdeki bilgisiyle övülmektedir. Farsça, Arapça ve Türkçe pek çok şiir yazdı.

Kaynakça

Akbayar, Nuri (hzl.) (1996). Mehmed Süreyyâ Sicill-i Osmanî, C. 5. İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yay. 

Akün, Ömer Faruk (1993). “Sürûrî”. İslâm Ansiklopedisi. C. 11. İstanbul: MEB Yay. 249-250.

Bursalı Mehmed Tâhir (2000). Osmânlı Müellifleri. C. II. Ankara: Bizim Büro Yay. 

Çelebioğlu, Âmil (1994). Kanûnî Sultan Süleyman Devri Türk Edebiyatı. İsanbul: MEB Yay. 

Güleç, İsmail (1997). Bahrü'l-Ma'ârif'e Göre XVI. Asır Edebî Istılahlar. Yüksek Lisans Tezi. İstanbul: İstanbul Üniversitesi.

Güleç, İsmail (2001). “Gelibolulu Musluhiddin Sürûri, Hayatı, Kişiliği, Eserleri ve Bahrü’l-Maârif İsimli Eseri”. Osmanlı Araştırmaları: The Journal of Ottoman Studies XXI: 211–236.

Güleç, İsmail (2010). “Sürûrî, Muslihuddin Mustafa”. İslâm Ansiklopedisi. C. 38. İstanbul: TDV Yay. 170-172.

Güleç, İsmail (2013). Sürûrî'nin Şehzâde Mustafa Medhiyyesi Yâhut Kasîde-i Masnû'a. İstanbul: Kitabevi Yay.

Güleç, İsmail (2013). “Kaside-i Masnua İle Bediiyye Aynı Şey midir?”. İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi 48: 63-70. file:///C:/Users/HP/Downloads/22357-48657-1-SM%20(1).pdf [erişim tarihi: 19.06.2014].

İsen, Mustafa (1990). Latifi Tezkiresi. Ankara: KTB Yay. 

İsen, Mustafa (1994). Künhü’l-Ahbâr’ın Tezkire Kısmı. Ankara: AKM Yay. 

İsen, Mustafa (1998). Sehi Bey Tezkiresi Heşt-Behişt. Ankara: Akçağ Yay. 

Kayabaşı, Bekir (1997). Kâfzâde Fâ’izî’nin Zübdetü’l-Eş‘âr’ı. Doktora Tezi. Malatya: İnönü Üniversitesi. 

Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Âşık Çelebi Meşâ‘irü’ş-Şu‘arâ, İnceleme-Metin. C. 2. İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yay. 

Kurnaz, Cemâl, M. Tatçı (hzl.) (2001). Mehmed Nâil Tuman, Divan Şairlerinin Muhtasar Biyografileri, C. I-II. Ankara: Bizim Büro Yay. 

Müstakîm-zâde Süleyman Sa’deddin Efendi (2000). Mecelletü’n-Nisâb (Tıpkıbasım). Ankara: KB Yay. 

Oğuz (Ortaç), Meral (1998). Surûrî’nin Şerh-i Divân-ı Hâfız’ı: 15 Varağının Transkripsiyonu. Yüksek Lisans Tezi. İzmir: Ege Üniversitesi.

Okatan, H. İbrahim (1986). Sürûrî’nin Bahru’l-Ma‘ârifi: İnceleme ve Mukaddime Metni. Yüksek Lisans Tezi. İzmir: Ege Üniversitesi. 

Okatan, Halil İbrahim (2010). Sürûrî Divanı: Hayatı, Eserleri, İnceleme. Ankara: Kendi Yay.

Özcan, Abdulkadir (hzl.) (1989). Nev’îzâde Atâî Şakaik-ı Nu’mâniye ve Zeyilleri-Hadaikü’l-Hakaik Fî Tekmileti’ş-Şakaik. İstanbul: Çağrı Yay. 

Solmaz, Süleyman (hzl.) (2009). Gülşen-i Şu’arâ (Bağdatlı Ahdî). http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/10731,agmpdf.pdf?0 [erişim tarihi: 19.06.2014]. 

Sungurhan-Eyduran, Aysun (2008). Beyânî Tezkiretü’ş-Şu‘arâ. http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/10733,metinpdf.pdf?0 [erişim tarihi 19.06.2014]. 

Sungurhan-Eyduran, Aysun (2009). Kınalızâde Hasan Çelebi Tezkiretü’ş-Şu‘arâ. http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/10739,tsmetinbpdf.pdf?0 [erişim tarihi: 19.06.2014]. 

Şafak, Yakup (1991). Sürûrî'nin Bahrü'l-Ma'ârifi ve Enîsû'l-Uşşâk ile Mukayesesi. Doktora Tezi. Erzurum: Atatürk Üniversitesi.

Şafak, Yakup (1997). Sürûrî’nin Bahru’l-Ma‘ârifi ve Bu Eserdeki Teşbih ve Mecaz Unsurları”. Türkiyat Araştırmaları Dergisi 4: 217-235. http://www.turkiyat.selcuk.edu.tr/pdfdergi/s4/15.pdf [erişim tarihi: 19.06.2014]

Şemsettin Sami (1996). Kâmûsu’l-‘Alâm. Tıpkıbasım. C. 4. Ankara: Kaşgar Neşriyat Yay. 

Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi (1998). C. 8. “Sürûrî Müslihiddin Mustafa (Gelibolulu)”. İstanbul: Dergâh Yay. 78.

Ünver, Niyazi (2007). “Sürûrî”. Türk Dünyası Ortak Edebiyatı, Türk Dünyası Edebiyatçıları Ansiklopedisi. C. 7. Ankara: AKM Yay. 674-675.

Zorlu, Cem (hzl.) (2003). Sahîh Ahmed Dede Mevlevîlerin Tarihi (Mecmûatü’t-Tevârîhi’l-Mevleviyye). İstanbul: İnsan Yay. 271.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: PROF. DR. BEYHAN KESİK
Yayın Tarihi: 10.07.2014
Güncelleme Tarihi: 27.10.2020

Eserlerinden Örnekler

Şi‘r

Bûsene cân virmiş iken virdi bûsen bana cân

Ma‘nide ey gonçe-leb öpdüm lebüni râygân

 

Velehû

Dil anunçün dûd-ı âhından cihânı târ ider

Yârını agyâr ile gördüklerinden âr ider

 

Düşde dahı görmesün kimse benüm mislüm diyü

Gussa-i hicrân ile halkı o meh bîdâr ider

 

Velehû

Didiler te’sîr ider ismi müsemmâda velî

Ey Sürûrî görmedüm âlemde handân oldugum

Sungurhan-Eyduran, Aysun (2009). Kınalızâde Hasan Çelebi Tezkiretü’ş-Şu‘arâ. Ankara: http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/10739,tsmetinbpdf.pdf?0 [erişim tarihi: 19.06.2014]. 379-380.

 


İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1Hakîkî, Ağa-zâde Mehmed Deded. ? - ö. 1652Doğum YeriGörüntüle
2HUZÛRÎ, Gelibolulud. ? - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
3HÜKMÎ, Gelibolulu Hükmî Çelebid. ? - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
4Hakîkî, Ağa-zâde Mehmed Deded. ? - ö. 1652Doğum YılıGörüntüle
5HUZÛRÎ, Gelibolulud. ? - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
6HÜKMÎ, Gelibolulu Hükmî Çelebid. ? - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
7Hakîkî, Ağa-zâde Mehmed Deded. ? - ö. 1652Ölüm YılıGörüntüle
8HUZÛRÎ, Gelibolulud. ? - ö. ?Ölüm YılıGörüntüle
9HÜKMÎ, Gelibolulu Hükmî Çelebid. ? - ö. ?Ölüm YılıGörüntüle
10Hakîkî, Ağa-zâde Mehmed Deded. ? - ö. 1652MeslekGörüntüle
11HUZÛRÎ, Gelibolulud. ? - ö. ?MeslekGörüntüle
12HÜKMÎ, Gelibolulu Hükmî Çelebid. ? - ö. ?MeslekGörüntüle
13Hakîkî, Ağa-zâde Mehmed Deded. ? - ö. 1652Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14HUZÛRÎ, Gelibolulud. ? - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15HÜKMÎ, Gelibolulu Hükmî Çelebid. ? - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
16Hakîkî, Ağa-zâde Mehmed Deded. ? - ö. 1652Madde AdıGörüntüle
17HUZÛRÎ, Gelibolulud. ? - ö. ?Madde AdıGörüntüle
18HÜKMÎ, Gelibolulu Hükmî Çelebid. ? - ö. ?Madde AdıGörüntüle