Yusuf Atılgan

(d. 27 Haziran 1921 / ö. 9 Ekim 1989)
Yazar, Yayıncı, Çiftçi
(Yeni Edebiyat / 20. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

27 Haziran 1921'de Manisa'nın Göktaşlı mahallesinde doğdu. Manisa İdadisi mezunu olan babası Hamdi Bey, Düyûn-ı Umumiye'ye bağlı olarak aşar memurluğu yapmıştır. Ataları 1847 yılında Yunanistan'dan Manisa'ya göç etmiştir. Babasının bir çeşit tahsildarlık görevi olan "kol memuru" sıfatıyla köyleri dolaştığı sırada Manisa şehir merkezinde doğan Atılgan'ın ailesi, Kurtuluş Savaşı sırasında Yunanlıların ayrılırken şehri yakmasının ardından şehre yirmi kilometre uzaklıktaki Hacırahmanlı köyüne yerleşti. Annesi Avniye Atılgan, duygusal romanlar okumaya düşkündü ve okuduklarını oğulları Yusuf ve Turgut ile paylaşmaya önem veriyordu. İlkokulun ilk üç yılını Hacırahmanlı'da okuduktan sonra Manisa şehir merkezindeki Necâti Bey İlköğretim Okulu'nda ilk ve ortaöğrenimini tamamladı. Edebiyat zevkinin aşılanması bakımından okul kadar Muradiye Kütüphanesi'nde geçirdiği zamanlar da etkili oldu. Lise eğitimini ise Balıkesir Lisesi'nde tamamladı. İngilizce öğretmeni Behice Boran'dı. Şehir merkezindeki kitapçıdan ödünç aldığı kitaplarla edebiyat beğenisi zenginleşirken ilk edebî metinlerini de burada yazmaya başladı. Lise son sınıfta yazdığı köyde geçen suç romanını yayımlatmadan yok etti. 1939'da İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde okumaya başladı. Ahmet Hamdi Tanpınar, Halide Edib Adıvar, Reşit Rahmeti Arat ve Ragıp Hulusi Özdem'in öğrencisi oldu. Ali Nihat Tarlan'ın danışmanlığında "Tokatlı Kânî: Hayat-Şahsiyet-Eser" adlı mezuniyet teziyle 1944'te mezun oldu. Üniversite yıllarında Türkiye Komünist Partisi’ne bağlı İleri Gençlik Birliği’ne katıldı; burada Mihri Belli ve Nuri İyem ile tanıştı. Mezuniyetin ardından altı aylık askeri eğitimini tamamladı ve o zamanlar Akşehir'de bulunan Maltepe Askeri Lisesi'nde öğretmenliğe başladı. Dönemin komünist tevkifatı esnasında tutuklandı, on ay hapis yattıktan sonra öğretmenlik yapma hakkı elinden alınarak 25 Ocak 1946'da serbest bırakıldı. Hacırahmanlı'ya döndükten bir yıl sonra babası vefat etti. Ailenin çiftçilik işleriyle uğraşmaya başladı. Annesinin tavsiyesi ile kendi köylerinden olan ve annesine ev işlerinde yardımcı olan Sabahat ile evlendi. "Parmakkapıdaki Pansiyon" adlı romanını bu esnada yazdı ancak bu romanı da yayımlatmadan yok etti. 1952 yılında tüm çiftçilik işlerini yakın arkadaşı Akif Taşçı'ya devrederek edebiyata yoğunlaştı. Bu dönemde özellikle William Faulkner'ın eserlerini okudu. 1954 yılında Tercüman Gazetesi'nin hikâye yarışmasına iki farklı takma ad ve öyküyle katıldı. Kayınbiraderi Nevzat Çorum'un adıyla katıldığı "Evdeki" öyküsü birinci olurken, Ziya Atılgan adıyla katıldığı "Kümesin Ötesi" yedinci oldu. Ancak Yusuf Atılgan ödülü almaya gitmedi. Aynı yıl eşinden de boşandı. 1958 yılında Aylak Adam romanıyla Yunus Nadi Roman Mükâfatı'nda ikincilik ödülünü aldı ve 5000 lira kazandı. Bu sefer ödülü almak için İstanbul'a gelen Atılgan, hemen sonrasında Hacırahmanlı'ya döndü ancak dönemin kurumsal dergilerinden Varlık ve genç kuşağın yayınlarından a Dergisi ile bağlantıları oldu. Nitekim Bodur Minareden Öte adlı öykü kitabı ilk olarak a Dergisi Yayınları tarafından basıldı. Soren Kierkegaard'ın varoluşçu düşüncesiyle ilgilenmeye başladı. 1961 ve 1962 yıllarında Değişim dergisinde Kierkegaard'dan yaptığı çeviriler yayımlandı. Hacırahmanlı'da Franz Kafka ve Marcel Proust'u okudu. 1965'te "Eşek Sırtındaki Saksağan" romanını teknik bakımdan Faulkner'ın Döşeğimde Ölürken romanına benzediği gerekçesiyle yaktı. Aynı yıllarda "Sapık" adlı romanını ve adı bilinmeyen başka bir romanını daha yok etti. 1973'te ikinci romanı Anayurt Oteli yayımlandı. 1976'da kendisini Aylak Adam romanındaki C. ile özdeşleştiren ve bir süre mektuplaştıkları Serpil Gence ile evlendi ve İstanbul'a yerleşti. 1979'da oğlu Mehmet dünyaya geldi. Aynı yıl Milliyet Karacan Yayınları'nda redaktörlük yapmaya başladı. Sonrasında Can Yayınları'nda bu işine devam etti. 1986'da annesini kaybetti. 1987'de Anayurt Oteli Ömer Kavur tarafından filmleştirildi. 1989 yılında art arda hastalıklar geçirdi. Böbrek taşı düşmesi, fıtık ameliyatı ve beyinde kan pıhtılaşmasını takiben kalp krizinden öldü. Üsküdar'daki Bülbül Deresi Mezarlığı'na defnedildi.

Yusuf Atılgan'ın ilk romanı Aylak Adam ile Anayurt Oteli arasında tam 15 yıllık uzun bir süre vardır. Yazar iki romanında da toplumdan kopmuş yalnız kişileri anlatır. Fakat Aylak Adam'ın baş karakteri C. aydın bir kişiyken, Anayurt Oteli'nin Zebercet'i küçük bir kasabada yaşayan bir otel kâtibidir. Her ikisi de kadınlarla kurduğu ilişkide sorunludur ve hayatları başarısızlıkla sonuçlanır. Yusuf Atılgan, Aylak Adam’ın 1959 yılında yayımlanmasının ardından kendisiyle yapılan pek çok söyleşide etkilendiği, severek okuduğu şair ve yazarlar arasında Dostoyevski, Çehov, Faulkner, A. Gide, A. Camus, J. P. Sartre, A. Huxley, J. Joyce, T. Capote, Sait Faik, Vüs’at O. Bener, F. H. Dağlarca, B. Necatigil, M. Eloğlu, E. Cansever, T. Uyar ve E. Cansever’i sayar. Aylaklık konusuyla ilgili söyledikleri de etkisinde olduğu edebiyat anlayışını ortaya koyar: “Üç yıl önce, bende de biraz aylaklık olduğu için, bunun sıkıntısını da duyuyordum. Geçim sıkıntısı olmayan birinin de sıkıntısı olabileceği temasını işledim. Bunda İstanbul hasreti de vardı. (…) Aylak Adam, boyuna gerçek bir sevgi arıyor. Bence aradığı sevgi dünyada yoktur. Hatta romandaki “Ayşe” tipi ile bile tatmin edilemiyor ve aradığını bulamıyor. Halbuki roman kahramanı her türlü değerlerini yitirdiği halde, bu gerçek sevgiyi bulacağını sanır ve bu konuda iyimserdir. Ama roman sonunda bu umudu da kaybolur ve ‘Artık hiç kimseye bahsetmeyeceğim’ der.” Yusuf Atılgan, Aylak Adam’da klasik anlatı kalıplarına bağlı kalırken Anayurt Oteli’nde tam tersini yapar. Her ne kadar ilk romanında nispeten takip edilebilir bir zaman dizgesi mevcutsa da roman kişisi C.’nin psikolojisini göstermek için sık sık iç monolog tekniğini kullanır.  Anayurt Oteli romanı ise biçime daha çok yüklenen bir metindir. Gerçekliğin sürekli sorgulandığı ve kılık değiştirdiği bir dünyada yazarlar yeni anlatım imkânlarının peşinden giderken Yusuf Atılgan da yazdıklarını sürekli değiştiren, üzerinde uzun uzun düşünen modernist bir yazar olarak iki romanı arasındaki on beş yıllık süreyi yeni anlatı imkânlarını uygulamak üzere değerlendirmiştir diyebiliriz. Anayurt Oteli’nde özellikle bilinç akışı tekniği sürekli devrededir. Metinle baş başa bırakılmış okur ne olduğunu tahmin etmekle uğraşır.

Her iki romanındaki karakterleri farklı kültürel geçmişe sahipse de kimi yönleriyle benzerlikler taşır. Toplumla iletişim kurmamayı tercih eden C. ile toplumla iletişim kuramayan Zebercet’in hikâyeleri yalnızlık, anlamsızlık ve saçma kavramı dolayımında kesişir. Zebercet, Manisa’da olduğu tahmin edilebilecek küçük bir kasabada yaşayan ilkokul mezunu bir otel kâtibidir. Gecikmeli Ankara treniyle gelen bir kadını saplantıya dönüştüren Zebercet hayatı boyunca kendisini cinsel anlamda tatmin edecek bir kadının hasretini çeker. Otelde konaklayan müşterilerin sevişmelerini dinlemek, askerdeyken gittiği genelev başta olmak üzere girdiği her ortamda alay konusu olmak Zebercet’in hayatından kesitler olarak gösterilir. Aradığı kadını bulamayınca otelin temizlikçisi kadınla birlikte olmanın verdiği huzursuzlukla baş edemeyen Zebercet onu boğarak öldürmekten çekinmez ve en sonunda otelin odasında kendisini asarak intihar eder. Önceden düşünülüp planlanmamış bir cinayetin faili olmak Zebercet’i geri dönüşü olmayan bir sorgulama, yüzleşme ve boyun eğişe sürükler. Farklı okuma biçimlerine, yorumlara açık bir metin kurgulayan Yusuf Atılgan çözülmeyi bekleyen pek çok şifre bırakmıştır okura.

Kaynakça


Öztürk  N. - B. Özler (Editör) (2015)Zebercet’ten Cumhuriyet’e “Anayurt Oteli . İstanbul: Bilgi Üniversitesi Yayınları.

Güngör, Bilgin (2014). Yusuf Atılgan'ın Hayatı, Eserleri ve Fikirleri (1921-1989). Yüksek Lisans Tezi. İstanbul: Marmara Üniversitesi.

Moran, Berna (1997). Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış 2. İstanbul: İletişim Yayınları.

Tongo, Gizem (2013). "Yusuf Atılgan" in Dictionary of Literary Biograpy: Modern Turkish Novelists (Ed. Çimen Günay-Erkol and Burcu Alkan). Columbia: Bruccoli Clark Layman.

Yüksel, Turan - Canberk, Eray - Hatipoğlu, Aydın (1992).  Yusuf Atılgan’a Armağan. İstanbul: İletişim Yayınları.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: DR. ÖĞR. ÜYESİ ÖZGE ŞAHİN
Yayın Tarihi: 04.01.2020
Güncelleme Tarihi: 15.08.2022

Eser AdıYayın eviBasım yılıEser türü
Aylak AdamVarlık Yayınları / İstanbul1959Roman
Bodur Minareden ÖteA Dergisi Yayınları / İstanbul1959Hikâye
Anayurt OteliBilgi Yayınevi / İstanbul1973Roman
Ekmek Elden Süt MemedenCem Yayınevi / İstanbul1981Hikâye
EylemciSimavi Yayınları / İstanbul1992Hikâye
Bütün ÖyküleriYapı Kredi Yayınları / İstanbul2000Hikâye
CanistanYapı Kredi Yayınları / İstanbul2000Roman

İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1İBN-İ İSA, İlyas Saruhanîd. 1496-1497 - ö. 1553-1554Doğum YeriGörüntüle
2HASAN RIZÂ EFENDİd. 1809-10? - ö. 1890Doğum YeriGörüntüle
3Teoman Aktüreld. 1932 - ö. 15 Temmuz 2007Doğum YeriGörüntüle
4Selim Sırrı Yalçınd. 1921 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
5Aydın Boysand. 1921 - ö. 5 Ocak 2018Doğum YılıGörüntüle
6Abdullah Aşçıd. 1921 - ö. 9 Haziran 1994Doğum YılıGörüntüle
7ALHAN, Alhan Kudret Oğlu Esgerlid. 1933 - ö. 1989Ölüm YılıGörüntüle
8M. Sunullah Arısoyd. 25 Mart 1925 - ö. 19 Aralık 1989Ölüm YılıGörüntüle
9Hikmet Afif Mapolard. 19 Mayıs 1919 - ö. 5 Mart 1989Ölüm YılıGörüntüle
10ÂLÎ, Âlî Efendid. 1816 - ö. 1856MeslekGörüntüle
11Ertem Türkerd. 10 Mart 1937 - ö. ?MeslekGörüntüle
12Ahmet Hikmet Müftüoğlud. 3 Haziran 1870 - ö. 19 Mayıs 1927MeslekGörüntüle
13Mehmet Uyard. 10 Ocak 1960 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14Selma Ağabeyoğlud. 1952 - ö. 18 Aralık 2009Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15Mine Sultan Ünverd. 1980 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
16Kağızmanî Vâiz Yusuf Efendid. ? - ö. / (1750\'den sonra)Madde AdıGörüntüle
17ZÜLÂLÎ, Yusuf Köktend. 1873 - ö. 18.12.1956Madde AdıGörüntüle
18RÂİF, İskenderpaşa-zâde Yûsuf Râif Efendid. ? - ö. 1888Madde AdıGörüntüle