ABDİL, Abdil Yıldırım

ABDİL
(d. 1943 / ö. -)
âşık
(Âşık / 20. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Asıl adı Abdil Yıldırım olan Âşık Abdil, 1946 yılında Silifke’nin Ovacık köyünde doğar. Kendi ifadesine göre asıl doğum tarihi 1943’tür. Ancak babası doğumundan üç yıl sonra nüfus cüzdanını çıkarttığı için kimlikte doğum tarihi olarak 1946 yazmaktadır. Babası Omarlı sülalesinden Durhasan, annesi Gökgökler sülalesinden Teslime Hanım’dır. Durhasan ile Teslime çiftinin dördüncü çocuğu olarak dünyaya gelen Âşık Abdil, yedi çocuklu geniş bir ailede büyür. İlkokulu doğduğu köyde okur. Ancak eğitim hayatına devam edemez. Bunda maddi imkânsızlıkların yanı sıra evdeki iş bölümü ama özellikle matematik dersindeki başarısızlığı etkili olur. Abdil Yıldırım, çocukluk yaşlarından itibaren çobanlık yapmaya başlar. Esasen muzip bir mizaca sahip olduğundan bu yaşlarda, çoban arkadaşlarına ve komşularına yazdığı taşlamalarla dikkatleri çeker. Sözgelimi semerinden boşanan eşeklerin veya ipinden kurtulan atların tarlalarına verdiği zararı sahiplerine yazdığı dörtlüklerle şikâyet makamında dile getirir. Bu dönem onun şiiri bir oyun, eğlence olarak telakki ettiği yıllardır. Askerlik çağı gelene kadar köyünde babasının hayvanları ile ilgilenir (Kırmızı 2018).

Vatanî görevinin acemilik dönemini Hatay’da, usta birliği dönemini ise Niğde’nin Çamardı ilçesinde 1966-1968 yılları arasında yapar. Askerlik dönüşü yıllarca ailesinin davarını besler. Bu dönemde çevresinde şiire meraklı çoban arkadaşlarından mürekkep bir ekip oluşturur. Bilhassa yazdığı taşlamaları büyük bir keyif ve takdir hissiyle dinleyen arkadaşları, Âşık Abdil’i devamlı şiire teşvik ederler. 1975 yılında Ümmü Hanım ile evlenir. Evladı olmadığından kardeşinin oğlunu evlat edinir. Evlat hasretini torun sevgisine tahvil eden âşık, torunu için birçok şiir yazmıştır. Herhangi bir enstrüman çalamayan Âşık Abdil, teknik meselelere aklının ermediğini, dünyayı evindeki küçük radyosundan takip ettiğini ifade eder. Artık yaşlandığını ve ilham yollarının kapanmaya başladığını ifade eden Âşık Abdil, doğduğu Ovacık köyünde yaşamakta, güttüğü keçilerle maişetini temin etmektedir (Kırmızı 2018).

Âşık Abdil; Âşık Ali ve Âşık Uzun Mehmet gibi birçok âşığın doğup büyüdüğü Silifke’nin Ovacık köyünde yaşamaktadır. Dolayısıyla hem çevresinde hem de baba tarafından şiirle haşir neşir olunan bir ortamda büyümüştür. Yaşadığı köydeki insanların birbirlerinden şikâyetlerini taşlama makamında manzumelerle dile getirdiklerini gören Âşık Abdil, şiire olan istidadının yanı sıra çevresinin etkisiyle de şiire yönelmiştir. Önceleri köylüsü ve çoban arkadaşı Âşık Ali’nin müstehcenlik içeren şiirlerinden etkilenmiş ancak şiirin/edebiyatın edep çerçevesinde yapılması gerektiğinden hareketle bunları belli bir seviyede tutarak sanatına dâhil etmiştir. İrtical yeteneği olmayan ve şiirlerini geniş zaman dilimlerinde düşünerek meydana getiren Âşık Abdil, zaman zaman Âşık Uzun Mehmet ile sazsız atışmalar da yapmıştır. O herhangi bir ustaya çırak olmamıştır. Buna karşın âşık edebiyatımızın usta isimlerinin birçok şiiri onun hafızasındadır. Karacaoğlan ve Yunus Emre’nin şiirleri çocukluğundan beri aşina olduğu ve sanatını besleyen önemli kaynaklardandır.Taşlama türündeki şiirleri ile tabiat tasviri ve sevgisini dile getirdiği şiirlerinde ise Abdurrahim Karakoç’un belirgin bir etkisi vardır. Âşık Veysel ve Abdülvahap Kocaman âşığın etkilendiği ve severek okuduğu diğer şairlerdir. Yunus Emre’deki dile ve samimi inanca hayran olan âşık bundan hareketle ilahı aşkı ve dünyanın faniliğini işlediği birçok şiirinin başlığını “Yunuslama” koymuştur. Bu etkilere karşın Âşık Abdil’in şiirlerinde aktüel bir mizah, özgünleşme yönünde bir çaba olduğu da açıktır. Bu itibarla zaman zaman mahallî bir âşığın şiir kumaşının çok üstünde dizelere imza atmıştır.

Şiirin teknik yönü konusunda çok da bilgi sahibi olmadığını dile getiren Âşık Abdil, bütün şiirlerini hece ölçüsüyle yazmıştır. İrticalen yazmayı denediği bazı şiirlerinde nadir de olsa ölçü uyumsuzlukları olmuştur. Hecenin 8’li ve 14’lü kalıplarını kullanmakla beraber daha çok 11’li hece ölçüsüyle şiirlerini oluşturmuştur. Divanları okuyup anlayabilecek düzeyde bir kültüre sahip olmasına rağmen hecede karar kılmıştır. Şiirlerinin büyük bir kısmını koşma tarzında oluşturmuştur. Şiirlerinin tamamında tapşırma kuralına uymuş, genellikle Âşık Abdil bazen de vezin gereği sadece Abdil mahlasını kullanmıştır. Bade içme ve rüya kavramlarına inanan âşık, kendisine bunun nasip olmadığını ifade etmiştir (Kırmızı 2018).

Âşık Abdil’in şiirlerindeki kelime kadrosu renkli, aktüel ama aynı zamanda geleneksel âşık şiiri dünyamıza temas eden bir mahiyettedir. Taşlamalarında çağın popüler kelimeleri ile çağı sorgulamıştır. İlkokuldan sonra eğitimine devam etmemesine rağmen informal bir eğitim süreci geçirerek Arapça gramer ve dilbilgisi kitapları olan Emsile, Bina, Maksut, Avamil gibi eserleri okumuş; kelime dünyasını bu yolla da zenginleştirmiştir. Yeri geldiğinde Yörük ağzında kullanılan sözcük, deyim ve tabirlere başvuran âşık, bunu şiirin kompozisyonu içerisinde konu ve ihtiyaca binaen yapmıştır.

Âşık Abdil şiirlerinde aşk, gurbet, tabiat, sevgi, memleket güzellikleri, yozlaşma ve sosyal değişmeler gibi birçok konuyu işlemiştir. Ancak aşk ve ahiret hayatı ile buna bağlı olarak mahşer, cennet, cehennem, sırat, hesap gibi konuları işlediği şiirler çoğunluktadır. Aşkı ve sevgiyi konu alan şiirlerinde Karacaoğlan etkisi hissedilir derecede belirgin olmasına karşın özgünleşme ve çağdaş kavramlarla şiirini güncelleme çabası da vardır. Dünyanın geçiciliğini, ölümü ve ahiret hayatını anlattığı şiirlerinde tahkiyeci bir anlatım sergiler. Âşık Abdil’in şiirleri içerisinde yazdığı destan türü şiirler de büyük bir yekun tutar. Âşık Abdil sosyal hadiseleri köyünden gördüğü ve radyosundan dinlediği kadar şiirlerine dâhil etmiştir. Politik figürler veya siyasete göndermeler yapan şiirler de kaleme almamıştır. Hamasî duyguları konu edinen şiirleri diğerlerine nazaran az olan şair, Atatürk sevgisini ve onun tarihte oynadığı misyonu dile getirdiği şiirler de yazmıştır.

Âşık Abdil yıllardır şiir yazmakta ve bu şiirlerini mahallî yarışmalarda, festivallerde, resmî bayramlarda okumaktadır. Yeni doğan bebeklere şiir hediye eden âşığın, ahlakını beğendiği, köyünden evlenip giden birçok kıza yazdığı onlarca şiiri mevcuttur. Birçoğunu kaybetmesine rağmen dört defter ve muhtelif sayfalardan oluşan şiirlerini evinde muhafaza etmektedir. 2010 yılında araştırmacı Ahmet Yanar tarafından şiirlerinin bir kısmı Silifke Ovacıklı Âşık Abdil-Abdil Yıldırım adıyla kitaplaştırılmıştır. Son yıllarda kalemini tamamen din, tasavvuf, kâmil insan gibi kavramlara hasreden Âşık Abdil, köyden kente doğru artan göçün ıssızlaştırdığı köyünde içine yönelmiş, ömrünün muhasebesini yapan şiirler yazmaktadır.

Kaynakça

Abdil Yıldırım, Mersin, 1946, ilkokul, çoban [23.12.2018 tarihinde Ömer Kırmızı tarafından yapılan görüşme].

Yanar, Ahmet (2010). Silifke Ovacıklı Âşık Abdil. Ankara: Erdemlililer Dayanaışma Yardımlaşma ve Kültür Derneği Kültür ve Sanat Yay.


Madde Yazım Bilgileri

Yazar: ÖMER KIRMIZI
Yayın Tarihi: 06.01.2019
Güncelleme Tarihi: 05.12.2020

İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1ERBÂBİ, Hüseyin Farkî Efendid. 1805 - ö. 1882Doğum YeriGörüntüle
2MUSAd. ? - ö. 1833/1843?Doğum YeriGörüntüle
3BEKTAŞ, Bektaş Kaymazd. 1919 - ö. 21.07.1978Doğum YeriGörüntüle
4SEFİL GÜLKIZ, Gülkız Aslanerd. 1943 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
5Müjdat Gezend. 29 Ekim 1943 - ö. -Doğum YılıGörüntüle
6BARIŞ MANÇOd. 02.01.1943 - ö. 01.02.1999Doğum YılıGörüntüle
7PERDAHÎ, Osmand. 1868 - ö. 1948MeslekGörüntüle
8ŞENOL MURATOĞLU, Şenay Yıldızd. 20.09.1961 - ö. ?MeslekGörüntüle
9ÜMMÜGÜLSÜMd. 1899 - ö. 1944MeslekGörüntüle
10ÖZLEMİ, Ali Seydi Adıgüzeld. 01.01.1948 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
11YALINAYAK, Ramazan Şimşekd. 25.09.1959 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
12MURAT ÇOBANOĞLUd. 01.11.1940 - ö. 26.03.2005Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
13SEYYİD OSMANd. ? - ö. ?Madde AdıGörüntüle
14İSMAYIL HESEN OĞLU İSMAYILOVd. 1870 - ö. ?Madde AdıGörüntüle
15ABBAS HESENOVd. 1935 - ö. ?Madde AdıGörüntüle