Madde Detay
ALİ, Kerküklü Şeyh Mehmed Ali Nûr, Mûr Ali
(d. 1220/1805 - ö. 1299/1882)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
1805 yılında Kerkük'te doğmuştur. Asıl adı Şeyh Mehmed Ali Nûr Bey'dir. Babası Ahmed Paşa çevresinin sevgi ve saygısını kazanmış bir şahsiyettir. Küçük yaşta babasından ve çevresinden iyi bir eğitim görmüştür. Babası, Mehmed Bey'i evlenme çağına gelince evlendirir. Mehmed Bey, zifaf gecesi rüyasında Kâdirî tarikatının büyük simalarından Kerküklü meşhur Şeyh Abdurrahman Hâlis'i görür. Şeyh, derhal bulunduğu kasabayı terkederek yanına gelmesini söyler. Bunun üzerine hemen yola çıkarak şeyhe vâsıl olur. Bir müddet cezbeye kapılarak çöllerde dolaşır. Daha sonra uzun müddet şeyhin yanında kalarak irşadlarından faydalanır. Yüksek çalışması şeyhin hoşuna gittiğinden çalışkanlığından dolayı karınca anlamına gelen "Mûr" adını verir. Tasavvuf adabına göre yedi yıllık bir çileden sonra Şeyh Abdurrahmân tarafından tarikatda halifelik icazesi verilerek ve geleneğe göre de velilik hırkası (kürk) giydirilerek halkı irşad ve Kâdirî tarikatını yaymak için şeyhinin emriyle Sivas'a gönderilir. Şeyhinin emrini yerine getiren Mûr Alî Baba, derhal Kerkük'ten Sivas'a doğru yaya olarak yola çıkar. Sivas'a varınca birkaç gün Şems-i Azîz dergâhında misafir kaldıktan sonra Çayırağzı'nda dergahını kurar ve orada Kâdirîler tarikatını yaymaya başlar. Burada yaptırdığı tekkeye bir kısım ev ve dükkânlar vakfettirilerek tarikatda merasim icrasının devamı sağlar. 1287/1870 yılında oğlu Gulâmî ile birlikte Kerkük'e dönen Mûr Alî Baba, şeyhi Abdurrahmân'ın vefat ettiğini ve yerine oğlu Şeyh Alî'nin irşad makamına oturduğunu görerek üç ay Kerkük'te şeyhin misafiri olduktan sonra tekrar Sivas'a döner. Mûr Alî Baba 1882 yılının mart ayının bir cuma günü 77 yaşında vefat eder. Ölüm gününü daha evvelden bilmiş ve kabrini kendi eliyle hazırlatmıştır. Türbesi Sivas'ta Çayırağzı'ndadır. Oğlu Gulâmî ve torunu Fazlullah Moral (Fazlî) da şairdir.
Kuvvetli bir mutasavvıf olan Mûr Alî Baba'nın birçok eseri bulunduğu söylenmekte ise de elde sadece Tenbîhü's-Sâlikîn adlı basılmamış eserinden başka bir şey kalmamıştır. Bu eserinde bağlı bulunduğu Kâdirî tarikatının esasından ve bu tarikata girecek müridlerin yapmaları gereken hususlardan bahsetmektedir.
Mûr Ali Baba, aynı zamanda Âlî mahlasıyla şiirler yazan güçlü bir şairdir. Bu mahlasını şeyhi Abdurrahmân Hâlis vermiştir. Arap ve Fars dillerine mükemmel bir surette vâkıf bulunan Mûr Alî Baba ağırlıklı olarak bu dillerde olmak üzere birçok manzume özellikle Farsça gazeller yazmıştır. Bu manzumelerin büyük bir çoğunluğunu da muhtelif olaylara yazdığı tarih manzumeleri oluşturmaktadır. Halk arasında ve bazı kaynaklarda "Mor Ali Baba, Mûr Ali Baba, Morali Baba, Nûr Ali Baba" gibi adlarla anılan şeyhe döneminde büyük bir sevgi gösterilmektedir. Fikirlerinden ve irşadından faydalanılmak için çevre illerden davetler gelmekte ve Şeyh de bunlara icabet ederek halkı aydınlatmaktadır. Ziya Paşa'nın Amasya valiliği sırasında irşad için Amasya'ya gitmiş olan Âlî, Ziyâ Paşa'nın da saygısını kazanmış, mükemmel dost olumuşlar, bu dostlukları ve mektuplaşmaları şeyhin ölümüne kadar devam etmiştir.
Kaynakça
Arslan, Mehmet (2009). Gulâmî Divanı. Sivas: Asitan Yay.
Aşkun, Vehbi Cem (1948). Sivas Şairleri. Sivas.
Terzibaşı, Atâ (1968). Kerkük Şairleri. C. II. Kerkük.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: PROF. DR. MEHMET ARSLANYayın Tarihi: 26.05.2014Güncelleme Tarihi: 22.08.2021Eserlerinden Örnekler
Gazel
Anberîn râyihası turraii cânân getirir
Lutf eder bâd-ı sabâ derdime dermân getirir
Ben derim nükhet-i zülfün getir ey bâd-ı sabâ
O gider başıma sevdâ-yı perîşân getirir
Ben derim kasd ile git nâme-i dildârı getir
O gider sür‘at ile katlime fermân getirir
Sabr kıl kim Âliyâ zillet içün izzet var
Gökyüzü ebri kaçan bağlasa bârân getirir
Beyt
Âsiyâb-ı dehre geldik kendimiz un olmağa
Çün mürüvvet taşa kaldı biz de nevbet bekleriz
(Terzibaşı, Atâ (1968). Kerkük Şairleri. C. II. Kerkük. 31.)
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 26.05.2014Güncelleme Tarihi: 22.08.2021Eserlerinden Örnekler
Gazel
Anberîn râyihası turraii cânân getirir
Lutf eder bâd-ı sabâ derdime dermân getirir
Ben derim nükhet-i zülfün getir ey bâd-ı sabâ
O gider başıma sevdâ-yı perîşân getirir
Ben derim kasd ile git nâme-i dildârı getir
O gider sür‘at ile katlime fermân getirir
Sabr kıl kim Âliyâ zillet içün izzet var
Gökyüzü ebri kaçan bağlasa bârân getirir
Beyt
Âsiyâb-ı dehre geldik kendimiz un olmağa
Çün mürüvvet taşa kaldı biz de nevbet bekleriz
(Terzibaşı, Atâ (1968). Kerkük Şairleri. C. II. Kerkük. 31.)
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 22.08.2021Eserlerinden Örnekler
Gazel
Anberîn râyihası turraii cânân getirir
Lutf eder bâd-ı sabâ derdime dermân getirir
Ben derim nükhet-i zülfün getir ey bâd-ı sabâ
O gider başıma sevdâ-yı perîşân getirir
Ben derim kasd ile git nâme-i dildârı getir
O gider sür‘at ile katlime fermân getirir
Sabr kıl kim Âliyâ zillet içün izzet var
Gökyüzü ebri kaçan bağlasa bârân getirir
Beyt
Âsiyâb-ı dehre geldik kendimiz un olmağa
Çün mürüvvet taşa kaldı biz de nevbet bekleriz
(Terzibaşı, Atâ (1968). Kerkük Şairleri. C. II. Kerkük. 31.)
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Gazel
Anberîn râyihası turraii cânân getirir
Lutf eder bâd-ı sabâ derdime dermân getirir
Ben derim nükhet-i zülfün getir ey bâd-ı sabâ
O gider başıma sevdâ-yı perîşân getirir
Ben derim kasd ile git nâme-i dildârı getir
O gider sür‘at ile katlime fermân getirir
Sabr kıl kim Âliyâ zillet içün izzet var
Gökyüzü ebri kaçan bağlasa bârân getirir
Beyt
Âsiyâb-ı dehre geldik kendimiz un olmağa
Çün mürüvvet taşa kaldı biz de nevbet bekleriz
(Terzibaşı, Atâ (1968). Kerkük Şairleri. C. II. Kerkük. 31.)
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | SÂFÎ, Hacı Abdullah, Kerküklü | d. 1825 - ö. 1898 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | HÂVÎ, Resûl Efendi | d. ? - ö. 19. yy. | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | ES‘AD, Kerküklü Mehmed Es‘ad | d. ? - ö. 1832 | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | ACZÎ, Mürid-zâde Aczî Ağa | d. 1805 - ö. 1866 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | ERBÂBİ, Hüseyin Farkî Efendi | d. 1805 - ö. 1882 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | DÂNİŞ, Mîr Mehmed | d. 1805 - ö. 1830 | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | FÂZIL PAŞA | d. 1795 - ö. 1882 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | ZEKİ, Sarkis Narlıyan | d. 1842 - ö. 1882 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | RİNDÎ/KÂMİLÎ/KAMİL, İsmail Kamil | d. ? - ö. 1882 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | GULÂM, Şeyh Gulâm Efendi, Erkirili | d. ? - ö. 1855 ds. | Meslek | Görüntüle |
11 | ÂRİF (ÂRİF DEDE), Şeyh Ârif Efendi | d. ? - ö. 1725-26 | Meslek | Görüntüle |
12 | Vahdî, Şeyh Ahmed Vahdî Efendi | d. ? - ö. 1702-1703 | Meslek | Görüntüle |
13 | KÂZIM PAŞA, Mûsâ Kâzım, Koniçeli | d. 1821 - ö. 1890 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | ŞÂKİR, Hâfız Mehmed Şâkir | d. 1829 - ö. 1911 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | ATÂ, Tayyâr-zâde | d. 1810 - ö. 1882 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
16 | FETHEDDÎN | d. ? - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
17 | ZEKERİYYÂ, Şeyh Zekeriyyâ Efendi | d. ? - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
18 | SÜKÛTÎ, Murtazâ Baba | d. 1825 - ö. 1896 | Madde Adı | Görüntüle |