Fatma Aliye

Bir Kadın, Mütercime-i Meram, Mütercime-i Meram Aliye, Aliye, Fatma Aliye
(d. 9 Teşrinievvel Ekim) 1862 / ö. 13 Temmuz 1936)
Yazar
(Yeni Edebiyat / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

19. yüzyılın önemli devlet adamlarından tarihçi, hukukçu, eğitimci Ahmet Cevdet Paşa ile Adviye Rabia Hanım’ın kızı olarak İstanbul’da dünyaya geldi. Babası Ahmet Cevdet Paşa (1822-1895), Kırklarelili Yularkıran Ahmet Ağa’nın soyundandı. Ahmet Ağa, Prut Savaşı dönüşünde Lofça’da yerleşti. Onun torunlarından Lofça müftüsü Hacı İsmail Ağa, Cevdet Paşa’nın babasıydı. İsmail Ağa, Topuzoğlu sülalesinden Ayşe Sümbül Hanım’la evlenmişti. Cevdet Paşa’nın kızları, soyadı Kanunu ile büyük dedelerinin lakaplarını soyadı olarak benimsedi. Fatma Aliye ‘Topuz’u, kız kardeşi Emine Semiye (1863-1944) ‘Yularkıran’ı seçti (Kaymaz 2009: 39-40).

Fatma Aliye, ilk yayınında ‘Bir Hanım’ imzasını kullandı (Karadağ 2013a). Bundan sonra ‘Mütercime-i Meram’ ve ‘Mütercime-i Meram Aliye’, daha sonra da ‘Aliye’ ve ‘Fatma Aliye’ imzalarıyla yazdı (Cobutoğlu2015: 58). Cevdet Paşa’nın üç çocuğundan ikincisiydi. Paşa’nın ilk çocuğu Sedat (1857-1900), mantık bilimiyle ilgilendi (Öner 1986: 769). Üçüncü çocuk Emine Semiye (1864-1944) ise, roman ve hikâyeden başka ders kitapları yazdı, politikayla ilgilendi (Karaca 2010: 37-46).

Fatma Aliye, 1879’da Gazi Osman Paşa’nın yeğeni, Abdülhamid’in yaveri Kolağası Faik Bey’le (1853-1928) evlendi. Bu evlilikten Hatice (1880-?), Ayşe (1884-1967), Nimet (1900-1972), Zübeyde İsmet (1901-?) isimli dört kızı oldu. Kocasının vefatından sonra kızı İsmet’le birlikte yaşadı. 13 Temmuz 1936’da vefat etti. Kabri, Feriköy Mezarlığı’ndadır (Aşa 1993: 42).

Eğitime önem veren bir Osmanlı paşasının çocuğu olarak iyi bir eğitim aldı. Evde özel hocalardan eğitim gördü. Ağabeyi Sedat Bey’e ders veren hocalardan yararlandı. Ahmet Mithat Efendi’nin 1311/1893’te yayımladığı, Bir Muharrire-i Osmaniyenin Neş’eti’nde verilen bilgilere göre, ilk hocası Lofçalı Hacı İbrahim Şevki Efendi (Ahmet Mithat 1311: 52), ikincisi “…ciddi surette tedrisine himmet eden…” Mustafa Efendi’ydi (Ahmet Mithat 1311: 58). Kısa sürede okuma yazmayı öğrendi. On yaşında Fransızcaya merak saldı. Önce Darülmuallimat muallimesi Refika Hanım’dan sonra da İlyas Matar Efendi’den dersler aldı (Ahmet Mithat 1311: 71-84). Matmazel Alfa’yla Fransızcasını ilerletti (Ahmet Mithat 1311: 116-118).

Öğrenme merakı küçük yaşlarda uyanan yazarın ilk bilgi kaynaklarından biri Mithat Efendi’nin eserleriydi. Onunla Kırkambar’daki yazıları ve Letaif-i Rivayat’ın cüzleriyle başlayan dostlukları, Mithat Efendi’nin vefatına (1944-1912) kadar sürdü. Mithat Efendi, eserleri ve sohbetleriyle onu besledi. Mektuplaşmaları, rehberliği ve hamiliğiyle daima yanında oldu (Uğurcan 2006, Argunşah 2012a).

Fatma Aliye’nin eğitiminde etkili ikinci kişi, babasıydı. Cevdet Paşa önce onun eğitim almasının önünü açtı, tercümedeki başarısından sonra bizzat katkıda bulundu. 1890’dan itibaren giderek devlet görevinden uzaklaşan Paşa (Gündüz 2015: 43), bundan sonra kızıyla yakından ilgilendi. Özellikle tarih, medeniyet ve İslam’la ilgili görüşlerini paylaşarak onu yetiştirdi.

Fatma Aliye’nin eş seçiminde de bilgiye ulaşmaya tutkusu vardı. Kocasıyla paylaşımları sayesinde bilgisini, özellikle Fransızcasını ilerleteceğini düşündü. Kadınların roman okumalarının tartışıldığı bu yıllarda Faik Paşa, karısına yardımcı olamadığı gibi, bir müddet okuyup yazmasına da yasak getirdi. Bu durum, Paşa’nın Konya’da görevlendirilmesine kadar sürdü. Konya dönüşü değişen Paşa, bundan sonra karısına yardımcı oldu (Ahmet Mithat 1311: 155-160).

Fatma Aliye Hanım, matbuat dünyasına Meram tercümesiyle (1899) girdi. Bu tercümeden son eseri Ahmet Cevdet Paşa ve Zamanı’na kadar kitaplaşmış birçok eseri vardır. Mithat Efendi’nin isteği üzerine kendini anlatan mektuplarıyla Bir Muharrire-i Osmaniyenin Neş’eti’nin yayımlanmasına katkıda bulundu (Ahmet Mithat 1311: 3-15). Bundan başka bir kadın yazarın doğuşunu, karşılaştığı sorunları ortaya koyması, Mithat Efendi’yle yakınlıklarını ve üzerindeki etkilerini anlatması bakımından önemli olan mektuplaşmaları Tercüman-ı Hakikat’de yayımlandı. Paris kitap sergisi için İslam kadınlarının medeniyete katkılarını anlatan Namdaran-ı Zenan-ı İslamiyan (1900)’ı yazdı. Ancak bu sergiye katılmadığı gibi eseri de Fransızcaya çevrilmedi. Bunların dışında Hanımlara Mahsus Gazete, Mehâsin, Ümmet ve İnkılab adlı kadın dergi ve gazetelerinde makaleleri yayımlandı.

Meram, George Ohnet’nin Volonté adlı romanının çevirisiydi. ‘Bir Kadın’ imzasını taşıyan tercüme, Tercüman-ı Hakikat’te tefrika edildi. Fatma Aliye’nin bu tercümesinde ismini kullanamamasına rağmen ‘Bir Kadın’ gibi cinsiyet belirten imza kullanması devri için ileri bir tavırdı (Karadağ 2013b: 107, 110). Bu çeviride ‘Bir Kadın’ imzasını taşıyan “Dibace” ve ‘Mütercime-i Meram’ imzasını taşıyan “Tabsıra” başlıklı bölümler bizzat Fatma Aliye’ye ait ilk metinlerdi. Meram’dan önce Gurur başlığıyla Fransız yazar Eugéne Sue’nun L’Orgeul’ünün çevirisine başlayan yazar, eserin bir başkası tarafından çevrildiğini öğrenerek devam etmedi (Ahmet Mithat 1311: 160-161; Karadağ 2013b: 5). Meram tercümesi, erkek okuyucular tarafından bir kadının hem Türkçeyi hem de Fransızcayı bu kadar iyi kullanmasının mümkün olamayacağı gerekçesiyle tartışıldı. Bu tartışmalarda yazarı henüz tanışmadıkları halde Ahmet Mithat Efendi savunmuştu (Ahmet Mithat Efendi 2011: 1-29).

Fatma Aliye’nin ilk telif eseri, önce Tercüman-ı Hakikat gazetesinde tefrika edilen Hayal ve Hakikat’in “Vefa” başlıklı bölümüdür. Yazarın ‘Bir Kadın’ imzasını kullandığı iki bölümlük bu romanın “Vedat” başlıklı bölümü Mithat Efendi’ye aitti. Meram etrafındaki savunmalardan sonra “Bu iki imzanın yan yanalığının bir başka anlamı, bu kadın yazarın Mithat Efendi’nin takdimi kadar koruması altında olduğudur. ...Böylece Fatma Aliye Hanım’ın edebiyat dünyasına kabulüne ılımlı bir geçiş hazırlanmış…” oldu. (Argunşah 2012b: 14) Romanın başında yer alan “İfade”de, ‘Bir Kadın’ imzasının daha önce Tercüman-ı Hakikat’te yazıları yayımlanmış fazilet sahibi bir Osmanlı hanımına ait olduğu bilgisine yer verilmişti.

Türk edebiyatının iki yazarlı ilk romanı olan Hayal ve Hakikat, karşı cinslerin evlilik ve aşka bakışlarını anlatmaktaydı. Eser, Mithat Efendi’nin yazdığı “Histeri” başlıklı bölümle tamamlanmıştı. Evlilik ve aşk, yeni bir hayat düzeninin söz konusu olduğu 19. yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı toplumunun önemli sorunlarından biriydi. Bir kadın olarak Fatma Aliye’nin bu konuda değerlendirme ve teklifleri vardı. Bu konuyu yazı faaliyetinin odağına yerleştirdi ve bütün eserlerinde görüşlerini ifade etti. Yazarın teklifi, kadınları güçlendirmekti. Kadınlar için evlenmek, çok eşlilik de dâhil olmak üzere evliliğin olumsuzluklarına katlanmak, hayatı sürdürmek için bir zorunluluk olmamalıydı. Bunun için kadınların çalışarak elde ettikleri bir gelirleri olmalıydı. Muhadarat’tan itibaren bu fikri savunan yazar, kadınların diplomalı çalışan olmaları gerektiğini vurguluyordu. Romandan romana bu görüşünü geliştiren yazar, kadınları hayata hazırladı, eğitim ve bilgiyle tanıştırdı, sosyalleşme cesaretlerini artırdı (Argunşah 2016a: 18-19)

Muhadarat, Fatma Aliye Hanım’ın kendi adıyla yayımladığı ilk romanıydı. Eser, Mithat Efendi’nin, Fatma Aliye’nin Meram’dan itibaren yazma macerasını anlatan “Kariin-i Kirama” başlıklı yazısıyla okuyucuya sunulmuştu. Muhadarat’ta babasının ihtimamıyla evde iyi bir eğitim alan Fazıla’nın, başarısız evlilik deneyimi ve bu evlilik sonrasında hayata yeniden katılışı anlatılmaktaydı. Babasının evine dönemeyen ancak evliliğini de sürdürmek istemeyen Fazıla, hayatını sürdüreceği geliri de olmadığından kendisini köle olarak sattırarak yeni bir hayata başlar. Fazıla ve diğer kahramanları aracılığıyla kadınların evlilik içindeki konumlarını değerlendiren yazar, Muhadarat’tan başlayarak onları adım adım hayata kazandırmayı hedefledi. Ûdî’de kendi seçimiyle yaptığı evliliğinde mutsuz olan Bedia, babasının kendisine kazandırdığı müzik bilgisi sayesinde geçimini temin eder, bir tür müzik öğretmenliği yapar. Refet’te romanın ana kişisi, bütün zorluklarına rağmen öğretmen okuluna devam eder ve sonunda, öğretmen olarak Anadolu’ya tayin edilir. Düşünsel olarak birbirini sürdüren ve tamamlayan bu üç roman, Fatma Aliye’nin ılımlı yaklaşımının da göstergesidir. “…kadın sorunsalını ele alsa da konuyu kendi toplumsal, dinî ve kültürel değerleri doğrultusunda yorumlamıştır. (Canbaz 2010: 174) Keskin görüş ve tavırlardan kaçınan yazar, bu haliyle devrinin görüşlerine değer verdiği ve rol model olarak benimsediği kadın olabildi.

Levayih-i Hayat, beş kadının birbirlerine yazdıkları on bir mektuptan oluşmaktaydı. Mektupların temel konusunu, evlilik ve eşlerin birbirlerine karşı sorumlulukları oluşturmaktaydı (Kefeli 2005: 195). Mektupları kullanarak eserinin gerçeklik ve samimiyetini güçlendiren yazar, ayrıca farklı bir kurguyu da denemiş oldu (Demir 2012: 14).[1] Fatma Aliye’nin son romanı olan Enin, tamamlanamamıştır. Fakat eser, şahıs kadrosu, konusu ve zaman zaman da olay örgüsü bakımından Levayih-i Hayat’la benzerlik göstermektedir. Yine kadın açısından evliliğin ele alındığı bu romanda, “…sadakat kavramı, özellikle de erkeğin sadakati, eserin temel çatışmasını…” oluşturuyordu (Demir 2012: 21).

Fatma Aliye Hanım, babası ve Mithat Efendi’den edindiği gelenekle barışık bir modernleşme anlayışı dolayısıyla Avrupa’da gelişen Oryantalist yaklaşımlara karşı Osmanlı’yı ve İslamiyet’i savundu. Babasının Şam’da görevli olduğu yıllardan itibaren Batılı kadınları evinde misafir ederek onların meraklarını gideren yazar (Ahmet Mithat 1311: 112), devrin sultanı Abdülhamit tarafından da görevlendirilmiş ve şefkat madalyasıyla ödüllendirilmişti. Nisvan-ı İslam, Namdaran-ı Zenan-ı İslamiyan, yazarın bu amaca yönelik olarak yazdığı eserler oldu (Argunşah 2016b: 265). Önce Tercüman-ı Hakikat gazetesinde tefrika edilen ve Olga de Labedeff tarafından Fransızcaya çevrilen Nisvan-ı İslam, bir Osmanlı kadını tarafından yazılmış ve Batı dillerine çevrilmiş ilk metin olma değerini kazandı (Argunşah 2012c: 14). Ayrıca Nazıma Roukié tarafından da Arapçaya çevrilen Nisvan-ı İslam dolayısıyla dikkati çeken yazar, 1893’te Chicago kitap fuarına davet edildi (Gençtürk – Kızıltan 1993: 47-48)

Hayal ve Hakikat, Muhadarat ve Nisvan-ı İslam ile bu sergiye katılan Fatma Aliye Hanım’ın biyografisi de The Woman’s Library of the World’s Fair’de yayımlandı ve ilgi gördü (Aşa 1993: 442; Gençtürk – Kızıltan 1993: 48). 1900’de Paris’te düzenlenen sergiye de davet edilen Fatma Aliye bu sergi için de Namdaran-ı Zenan-ı İslamiyan’ı yazmaya başladı. Bu çalışmayı Fransızcaya da çevirmek istiyordu. Ancak bu çalışma kitaplaşmadığı gibi çevirisi de yapılmadı (Aşa 1993: 444).

Mahmut Esat Efendi’nin Malumat’ta yayımlanan “Taaddüt-i Zevcat” (1898) başlıklı yazılarına karşı olarak “Taaddüt-i Zevcata Zeyl”i yazdı. Mahmut Esat Efendi’nin yazılarında çok eşlilik konusunda bazı çelişkilerinin olduğunu belirtti ve konuyla ilgili olarak kendi görüşlerini ifade etti. Fatma Aliye’nin görüşlerini içeren yazıları M. Esat Efendi’ninkilerle birlikte yayımlandı (1898)

Felsefe ve tarihle de ilgilenen Fatma Aliye, bu konuda da eserler kaleme aldı. En son çalışması 1908 Meşrutiyeti sonrasında babasına yapılan eleştirileri cevaplamak için yazdığı Ahmet Cevdet Paşa ve Zamanı adlı eseriydi. Çalışmanın ilgi görmemesi eserin tamamlanmamasına yol açtı.

Fatma Aliye Hanım devri içinde sadece kalem faaliyetiyle değil kadınların toplumsal hayata katılmaları ve sosyal sorumluluklar üstlenmeleri konusunda da öncülük etmişti. 1897 Osmanlı Rus Savaşında şehit ve gazi ailelerine yardım maksadıyla Cemiyet-i İmdadiye’yi kurdu (Altındal 1994: 201, 245) Trablus ve Balkan Savaşları esnasında da Hilal-i Ahmer Cemiyeti’nin çalışmalarına katıldı. 1913 yılında da Müdafaa-i Milliye Osmanlı Hanımlar Heyeti’nin faaliyetleri içinde oldu ve bu derneklerin düzenlediği toplantılarda etkili konuşmalar yaptı (Altındal 1994: 201; Aşa 95-100).

2009 yılından itibaren 50 Türk Lirası üzerinde resmi yer alan Fatma Aliye Hanım’ın eserlerine bu tarihten itibaren daha büyük bir ilgi başladı. Özellikle kadın yazarların edebiyat faaliyetlerine yönelik ilgi, onun eserlerinin de farklı zamanlarda tekraren basılmasına yol açtı. Bütün bunlara ek olarak Fatma Barbarosoğlu, Uzak Ülke (2010) adlı romanında Fatma Aliye Hanım’ın hayatını konu edindi.

Kaynakça

Kaynakça

Ahmet Mithat (1311). Fatma Aliye Hanım Yahut Bir Muharrire-i Osmaniye’nin Neş’eti. İstanbul: Kırkanbar Matb.

Altındal, Meral (1994). Osmanlı’da Kadın. İstanbul: Altın Kitaplar.

Argunşah, Hülya (2012a). “Mithat Efendi Rehberliğinde Kadın Okuyucudan Kadın Yazara”. Ahmet Mithat Efendi Armağanı. Haz. M. Miyasoğlu, İstanbul: Beykoz Bel.Yay., s. 49-62.

Argunşah, Hülya (2012b). “Fatma Aliye Hanım ve Hayal ve Hakikat Üzerine”. Hayal ve Hakikat, İstanbul: Kesit Yay., s.13-33.

Argunşah, Hülya (2012c). “Fatma Aliye Hanım ve Nisvan-ı İslam Üzerine”. Nisvan-ı İslam. İstanbul: Kesit Yay., s.13-28.

Argunşah, Hülya (2016a). “Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Bir Sosyal Veri Kaynağı Olarak Kadın Yazarlar ve Eserleri”. Babasının Kızı Olmak. İstanbul: Kesit Yay., s. 9-36.

Argunşah Hülya (2016b). “Osmanlı Kadınının Avrupa’ya Takdim ve Müdafaası”. Babasının Kızı Olmak, İstanbul: Kesit Yay., s. 245-266.

Aşa, H. Emel (1993). Fatma Aliye Hanım, Hayatı-Sanatı-Eserleri. İstanbul: İstanbul Üniv., Sosyal Bilimler Enst. Yayımlanmamış Doktora Tezi.

Bir Kadın (1307). Meram. Dersaadet: Kasbar Matb.

Canbaz, Firdevs (Haz.) (2007). Çok Eşlilik/Taaddüd-i Zevcat, Fatma Aliye-Mahmud Esad, Ankara: Hece Yay.

Canbaz, Firdevs (2010). Fatma Aliye’nin Eserlerinde Kadın Sorunu, İstanbul: Timaş Yay.

Cihan, Ahmet (haz.) (2007). Ahmet Cevdet Paşa’nın Aile Mektupları. İstanbul: Gökkubbe Yay.

Cobutoğlu, Serap Aslan (2015). “Bir Beslenme Kaynağı Olarak Çeviri: Fatma Aliye Hanım’ın Meram Tercümesi Örneği”. Yeni Türk Edebiyatı, S. 11(Bahar): 37-61.

Demir, Ayşe (2012). “Fatma Aliye Hanım ve Levayih-i Hayat Üzerine”. Levayih-i Hayat, İstanbul: Kesit Yay., s.13-24.

Demir, Ayşe (2012), “Fatma Aliye Hanım ve Enîn Üzerine”. Enîn, İstanbul: Kesit Yay., s.13-27.

Enginün, İnci (2006). Yeni Türk Edebiyatı Tanzimat’tan Cumhuriyet’e 1839-1923. İstanbul: Dergâh Yay.

Gençtürk, Tülay- Mübeccel Kızıltan (1993). Atatürk Kitaplığı Fatma Aliye Hanım Evrakı Kataloğu I, İstanbul: Büyükşehir Beld. Kültür İşleri Daire Başk. Kütüphane ve Müzeler Müd. Yay.,

Gündüz, Mustafa (2015). Eğitimci Yönüyle Ahmet Cevdet Paşa. Ankara: Doğu-Batı Yay.

İnceoğlu, F.S. - Z.S. Berktaş (Haz.) (2011). Fazıl ve Feylesof Kızım Fatma Aliye. İstanbul: Klasik Yay.

Karadağ, Ayşe Banu (2013a). “Çeviri Tarihimizde ‘Gözle Görülür’ Bir Mütercime: Fatma Aliye Hanım”. Cumhuriyet Üniv. Sosyal Bilimler Dergisi, C. 37, S. 2: 1-16.

Karadağ, Ayşe Banu (2013b). “Tanzimat Dönemi’nden İkinci Meşrutiyet Dönemi’ne Kadın Çevirmenlerin Çeviri Tarihimizdeki ‘Dişil’ İzleri”. Humanitas, S. 2 (Güz): 105-126.

Karaca, Şahika (2010). Emine Semiye Hayatı, Fikir Dünyası, Sanatı, Eserleri. Kayseri: Erciyes Üniv. Sosyal Bilimler Enst. Yayımlanmamış Doktora Tezi.

Karaca, Şahika (2011). “Fatma Aliye Hanım’ın Türk Kadın Haklarının Düşünsel Temellerine Katkıları”. Karadeniz Araştırmaları. S. 31 (Güz): 93-210.

Kaymaz, Kadriye (2009). Gölgedeki Kalem: Emine Semiye. İstanbul: Küre Yay.

Kefeli, Emel (2005). “Evliliği Sorgularken: Levayih-i Hayat”. Türk Kültürü İncelemeleri, S. 12: 191-204.

Kızıltan, Mübeccel (1990). “Öncü Bir Kadın Yazar: Fatma Aliye Hanım”. TUBA Fahir İz Armağanı., 1, XIV:283-323.

Kızıltan, Mübeccel (1993). Fatma Aliye Hanım, Yaşamı, Sanatı, Yapıtları ve Nisvan-ı İslam, İstanbul: Mutlu Yay.

Kütükoğlu, Mübahat (1986). “Cevdet Paşa’nın Aile İçi Münasebetleri”, Ahmet Cevdet Paşa Semineri Bildirileri. İstanbul: s. 199-222.

Ohnet, Georges (2014). Meram, çev. Fatma Aliye, İstanbul: Papersense.

Öner, Necati (1986). “Mantıkçı Baba-Oğul: Ahmet Cevdet, Ali Sedat”, Erdem, C. 2, S. 6: s. 769-799.

Uğurcan, Sema (2006). “Ahmet Mithat Efendi ve Elinden Tuttukları”. Merhaba Ey Muharrir, Haz. N. Esen- E. Köroğlu, İstanbul: Boğaziçi Üniv. Yay., s. 289-308.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: PROF. DR. HÜLYA ARGUNŞAH
Yayın Tarihi: 11.11.2018
Güncelleme Tarihi: 01.11.2020

Eser AdıYayın eviBasım yılıEser türü
MeramKasbar Matb. / İstanbul1307Çeviri
Hayal ve HakikatTercümanı Hakikat Matb. / İstanbul1309Roman
Nisvan-ı İslamTercüman-ı Hakikat Matb. / İstanbul1309Sohbet
MuhadaratMatbaa-i Ebuzziya / İstanbul1309Roman
RefetTercüman-ı Hakikat Matb. / İstanbul1314Roman
Ûdîİkdam Matb. / İstanbul1315Roman
Levayih-i HayatHanımlara Mahsus Gazete Matb. / İstanbul1315Roman
Teracim-i Ahval-i FelasifeHanımlara Mahsus Gazete Matb. / İstanbul1316İnceleme
Taaddüt-i Zevcat'a ZeylTahir Bey Matb. / İstanbul1316İnceleme
Tedkik-i EcsâmHanımlara Mahsus Gazete Matb. / İstanbul1317İnceleme
İstila-yı İslamTahir Bey Matb. / İstanbul1318Diğer
EninKarabet Matb. / İstanbul1328Roman
Tarih-i OSmani'nin Bir Devre-i Mühimmesi: Kosova Zaferi Ankara HezimetiKanaat Matb. / İstanbul1331Diğer
Ahmet Cevdet Paşa ve ZamanıKanaat Matb. / İstanbul1332İnceleme

İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1SÂDIK/SÂDIKÎ, Sadreddin-zâde Mehmed Sâdık Efendid. 17 Aralık 1630 - ö. Kasım-Aralık 1709Doğum YeriGörüntüle
2Kemal Bekd. 1946 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
3Efe Duyand. 1981 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
4MEHMED EMÎN FEYZÎd. 1862 - ö. 1929Doğum YılıGörüntüle
5Nabizade Nazımd. 1862 - ö. 5 Ağustos 1893Doğum YılıGörüntüle
6HÜMÂYÎ, Mehmed Emîn Beyd. 1862 - ö. 1884Doğum YılıGörüntüle
7NUTKÎ, Ali Nutki Babad. 1869 - ö. 1936Ölüm YılıGörüntüle
8KÖR BESTİ, Besti Kerbelayi Bayrameli Gızıd. 1836 - ö. 1936Ölüm YılıGörüntüle
9SIRRÎd. 1870 - ö. 6 Şubat 1936Ölüm YılıGörüntüle
10Hilmi Yavuzd. 14 Nisan 1936 - ö. ?MeslekGörüntüle
11Semih Seyyid Dağıstanlıd. 1944 - ö. ?MeslekGörüntüle
12Asım Bezircid. 1927/8 - ö. 2 Temmuz 1993MeslekGörüntüle
13Fazıl Ahmet Aykaçd. 1884 - ö. 5 Aralık 1967Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14Muazzez Tahsin Berkandd. 1899 - ö. 4 Ekim 1984Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15Şemsettin Samid. 1 Haziran 1850 - ö. 18 Haziran 1904Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
16FATMA, Fatma Şimşekd. 12.09.1906 - ö. 06.02.1994Madde AdıGörüntüle
17FATMA, Fatma Gözcüd. 30.11.1951 - ö. ?Madde AdıGörüntüle
18Fevziye Abdullah Tanseld. 1912 - ö. 4 Ağustos 1988Madde AdıGörüntüle