Madde Detay
Fazıl Hüsnü Dağlarca
(d. 26 Ağustos 1914 / ö. 15 Ekim 2008)
Şair
(Yeni Edebiyat / 20. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
İstanbul Ortaköy’de Taş Mektep Sokağı’nda doğdu. Asıl adı Mehmet Fazıl’dır. Babası, Erzurumlu bir aileden gelen Süvari Yarbay Hasan Hüsnü Bey; annesi, Konyalı bir ailenin kızı olan Kadriye Hanım’dır. Fazıl Hüsnü, babasının asker oluşu sebebiyle ilköğrenim yıllarında sürekli okul değiştirmek zorunda kaldı. İlkokul 1. sınıfı Konya, 2. sınıfı Kayseri; 3, 4 ve 5. sınıfları Adana ve Kozan’da okudu. Tarsus ve Adana’da ortaokulu bitirdikten sonra Kuleli Askerî Lisesi’ne gönderildi.
Dağlarca’nın ilk kalem tecrübesi ortaokulda öğrenci iken 1927 yılında yazdığı ve Yeni Adana gazetesinde yayımlanan hikâyesidir. On üç yaşında yazdığı bu hikâye ile adı geçen gazetenin öğrenciler arasında açtığı yarışmada birincilik ödülü kazandı. Dağlarca’nın yayımlanan ilk şiiri, "Yavaşlayan Ömür" adını taşır. Bu şiir, İstanbul dergisinde 1932 yılında (Nisan, S. 9) yayımlandı. Şair on sekiz yaşında iken Kuleli Askeri Lisesi'nde öğrenci oldu. Subay adayı genç Fazıl Hüsnü, 1933’te Kuleli Askerî Lisesi’nden, 1935’te de Harp Okulu’ndan mezun oldu. Aynı yıl babasını kaybetti. 1936’da Atışokulu’nda çekilen kura sonucu Erzurum’a atandı. Piyade Teğmen olarak Erzurum’da başladığı askerlik mesleğini, hemen sonra atandığı Iğdır ve Sivas illerinde; Orta Anadolu’da ve Trakya’nın birçok yerinde sürdürdü. 15 yıllık zorunlu hizmet süresini tamamladıktan sonra yüzbaşı rütbesinde iken 1950 yılında istifa ederek ordudan ayrıldı. 1951 yılında Basın-Yayın ve Turizm Genel Müdürlüğü’nde çalışmaya başladı. 1953-1959 yılları arasında Çalışma Bakanlığı'nda iş müfettişliği görevinde bulundu. 1960’ta emekliye ayrıldı. 1959’da İstanbul Aksaray’da kurduğu Kitap Kitabevi bünyesinde 1969 yılında kadar yayın faaliyetlerini yönetti. Konur Ertop’un yazı işleri müdürlüğünde ilk sayısı Ocak 1960’ta çıkan ve Temmuz 1964 tarihine kadar toplam 43 sayı yayımlanan aylık Türkçe dergisini çıkardı. 1 Temmuz 1957’de toplanan 8. Dil Kurultayı’nda Türk Dil Kurumu Yönetim Kurulu üyeliğine seçilen Dağlarca, üç yılda bir toplanan sonraki kurultaylarda da aynı göreve tekrar seçildi ve 1980 yılına kadar bu görevini sürdürdü.
Dağlarca’nın en çok şiir yayımladığı dergiler Varlık ve Türk Dili’dir. Varlık dergisinde 1 Mayıs 1934 tarihli 20. sayıdan başlayarak 1990’lı yıllara; Türk Dili dergisinde ise Ekim 1951 tarihli ilk sayıdan itibaren 1980’li yıllara kadar şiir yayımladı. İstanbul, Varlık, Türk Dili dergileri dışında Yücel, Kültür Haftası, Büyük Doğu, Yaprak, Gündüz, Aile, İnkılâpçı Gençlik, Yeditepe, Yenilik, Hisar, Çağrı, Ataç, Yön, Devrim, Sanat Olayı, Milliyet Sanat, Yaşasın Edebiyat Dağlarca’nın şiirlerini yayımladığı dergilerdir. Dağlarca, “isim babalığını yaptığı” (Halıcı 1992: 1) ve ilk sayısı Ekim 1957’de çıkan aylık Çağrı dergisinin yazı kadrosu içinde yer aldı.
1946’da Çakır’ın Destanı’nda 70. sayfada yer alan şiirle CHP şiir yarışmasında Cahit Sıtkı Tarancı ve Attilâ İlhan’ın ardından üçüncülük ödülünü alan Dağlarca, 1956’da Asû ile Yeditepe Şiir Ödülü’nü; 1957’de yayımlanan Delice Böcek’le Türk Dil Kurumu Ödülü’nü kazandı (1958). 1968’de ABD Pittsburgh Üniversitesi International Poetry Forum (Uluslararası Şiir Forumu) tarafından “Yaşayan En İyi Türk Şairi” ilan edilen Dağlarca, aynı yıl Türkiye Millî Talebe Federasyonu Turhan Emeksiz Armağanı’nı kazandı. 1973’te Arkın Çocuk Edebiyatı Yarışması’nda üç şiir ile "Üstün Onur"; 1974’te Yugoslavya’da Struga 13. Şiir Festivali’nde Altın Çelenk ödüllerine layık görüldü. Milliyet Sanat Dergisi’nce yılın sanatçısı seçildi (1974). 1977’de Sivas Belediyesi tarafından kendisine “Sivas Hemşehrilik Beratı” verildi. Aynı yıl Horoz adlı eseriyle Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülü’nü kazandı. 1987 yılında TÜYAP 6. İstanbul Kitap Fuarı’nın “Onur Sanatçısı” seçildi. 1992’de Edebiyatçılar Derneği Onur Ödülü’yle; 1995’te Kültür Bakanlığı tarafından, Kültür ve Sanat Büyük Ödülü ile ödüllendirildi. Orhon Murat Arıburnu Şiir Ödülleri’nde “Ustalara Saygı” ödülünü aldı (1998). Son olarak Nokta dergisinin “Doruktakiler” ödülüne layık görüldü (1999). 2000 yılında TÜYAP tarafından “Yılın Şairi” ilan edildi. Mersin Üniversitesi 13 Kasım 2001’de Dağlarca’ya Onur Doktorası unvanı verdi.
Dağlarca, yaklaşık yirmi gün zatürre tedavisi gördüğü Başkent Üniversitesi İstanbul Hastanesinde böbrek yetmezliği sonucu 15 Ekim 2008’de 16:50 sularında hayatını kaybetti. 94 yaşında vefat eden şair, 20 Ekim 2008’de, Süreyya Operası’ndaki törenin ardından Karacaahmet Mezarlığı’nda toprağa verildi.
Dağlarca, Cumhuriyet Dönemi Türk şiirini tek başına temsil gücüne sahip bir şairdir. Özellikle dil ve tarih bilinci açısından bakıldığında Dağlarca’nın millî edebiyat çizgisine eklenen bireysel bir tavrın şairi olduğu görülür. Anadolu’ya yönelişi, mekânı insanla birlikte tanıma iradesinin, destanlar kaleme alışı da bu mekâna ait tarihi yazma isteğinin sonucudur.
Fazıl Hüsnü, yirmi üç destanıyla Cumhuriyet Dönemi Türk şiirinin en önemli destan şairidir. Bu destanlarda Malazgirt Savaşı’ndan İstanbul’un fethine, Çanakkale’den Millî Mücadele ve Bağımsızlık Savaşı’na, Türk’ün yaşadığı tarihî macera dile getirilir. Tarihe yönelme ihtiyacı, millet olma süreciyle ilgilidir. Dağlarca, bunu mekânı sahiplenme, coğrafyayı vatan yapma, milletçe özgür ve bağımsız yaşayabilme ülküleri çevresinde betimler. Her destanın bir felsefi boyutu vardır. Örneğin Türk’ün Orta Asya’dan Anadolu’ya gelişi, kuraklık ya da kıtlık sebebiyle bir göç değil, İstanbul’a sahip olmak içindir. Malazgirt, toprağa yerleşme ve medeniyet kurma idealinin ifadesidir. Bağımsızlık savaşı, yeniden doğuş ve yeni bir varoluştur.
Dağlarca, Çocuk ve Allah adlı ilk eserinde Cumhuriyet Dönemi insanı olarak, dünyayı ve fizikötesini sorgulayan bir ‘ben’in şiirini yazar. Çocuk bakışı ve duyarlığı ile evrendeki yerini arar. Zaman zaman çocukluk cennetine sığınır. Korkularına ve tereddütlerine rağmen, yaşama sevinci içindedir. Tabiata ve kâinata bakarken hayretle karışık bir çocuk safiyeti içindedir. ‘Ben’i çok güçlü bir bireydir. Yapıp etmelerinin bilincinde olan, sorumluluk yüklenebilen, kendini gerçekleştirmek için aklıyla kalbini eşit oranda kullanabilen insandır. Hayatın sunduğu bütün güzellikleri yaşamak ister, var oluşu kutsar, karşısında hayretle ürperdiği evreni ve tabiatı bir parçası olarak görür. Allah tasavvuru, geleneksel çerçevenin dışındadır. O, öncelikle korkulan değil sevilen ve karşısında serbestçe konuşulabilen bir otoritedir. Aynı zamanda korkulardan kaçış için bir sığınaktır.
1950 yılı, Dağlarca şiiri açısından bir dönüm noktası oluşturur. Şair, insanı ve coğrafyasıyla keşfettiği Anadolu’ya ait gözlem ve izlenimlerini Toprak Ana adlı kitapta toplar. 1951 tarihli Aç Yazı, Toprak Ana’dan önceki döneme eklenebilen şiirler ihtiva etse de, toplumsal bir varlık olarak insanın duygusal tarafını ve yaşadığı toplumsal hayata ait görünüşleri dile getirmesiyle aynı duyarlığın izlerini taşır. 1955’te çıkardığı Asû ile yeniden bireysel çizgiye çekilen ve büyük ölçüde soyut bir şiirin imkânlarını yoklayan şair, bu açıdan İkinci Yeni ile ilişkilendirilse bile, özellikle akıl ve anlamdan vazgeçmeyen tavrıyla ondan bütünüyle ayrılır. Asû ile insanı yeniden yorumlamaya girişir ve “ölümsüz bir yaşam zinciri içinde bir çeşit insanlık destanı" yazmak ister.
Dağlarca, toplumsal konulara yönelişini Bağımsızlık Savaşı konulu destan dizisinin 30 Ağustos ve İzmir Yollarında adlı bölümleriyle ve 1953’te yayımlanan İstanbul Fetih Destanı ve Anıtkabir’le de sürdürür. Alegorik bir destan olan Delice Böcek'te (1957) Erzurum’dan kalkıp yer altından İzmir’e doğru yürüyen bir böceğin karanlıktan aydınlığa, yenilgiden zafere uzanan yolculuğunu anlatır. Bu sembolik destan, Türk milletinin kurtuluş iradesini ortaya koyduğu Erzurum Kongresi’nden, bağımsızlık mücadelesiyle yurdun düşmandan temizlenişine kadar Türk milletinin yaşadığı süreci hikâye eder. Fazıl Hüsnü, aynı dönemde insanı ve insani değerleri merkez alarak Türk ve Batı arasındaki uygarlık çatışmasına dikkati çeker. Batı Acısı'nda Türk insanı, hiçbir eziklik ve aşağılık kompleksine kapılmadan Batı’nın karşısına dikilir.
Dağlarca’da ‘sosyal gerçekçi’lerden farklı çizgide bir toplum bilinci dikkati çeker. Topluma, bütünüyle bir ideolojinin penceresinden bakmayan, ancak Ahmet Oktay’ın tespitiyle “populist-sosyalist” (Oktay 1993: 592) söylemiyle sola yakın duran Dağlarca, daha ziyade tabii bir duyarlık ve iç dünyasına hâkim olan acıma duygusunun yönlendirdiği bir tavırla topluma bakar.
1960’lı yıllar, Dağlarca’nın toplumsal olaylar karşısında siyasal bir tavır alışına sahne olur. Bu dönemde yazdığı manzumelerde Dağlarca, 27 Mayıs hareketinin yanında yer alırken; Özgürlük Alanı ile de devrim için mücadele eden gençliğe kalemiyle destek çıkar. Bürokrasi ve yönetimden kaynaklanan olumsuzlukları halk adına eleştirmek amacıyla kaleme aldığı siyasal hicivleri de Karşı Duvar dizisinde yer alan kitaplarda bir araya getirir. 1962 tarihini taşıyan Aylam’la yine bireysel/gerçeküstücü şiire ait örnekler sunan Dağlarca, uzay çağının insana açtığı yeni ufuklar üzerinde durur. Ona göre kendilerine özgü dilleriyle konuşan uzay yaratıkları vardır ve insanoğluna evrensel sevgiye ulaşmanın kapıları açılmıştır. Bu, yeryüzünü savaşlar, kavgalar ve nefretlerle kana bulayan insanoğluna sunulmuş yeni bir barış fırsatıdır. İnsanoğlunun uzayı fethetme başarısı yeni diyalog kapıları aralamıştır. Evrenin sevgiye dayalı ortak dilini keşfetmek ve birbirini sevmek bu sayede mümkün olabilecektir.
Dağlarca, Türk Olmak (1963) kitabıyla toplumsal gerçekçi çizgiye iyice yaklaşır. 1965'te “Yeni Türkiye’nin Önsözü” olarak takdim ettiği Çanakkale Destanı ile destanlar dizisine yeni bir halka eklerken, kitapçı vitrinine on beş günde bir astığı Karşı Duvar Dergisi şiirlerinin derlenmesinden oluşan Dışarıdan Gazel, Kazmalama ve Yeryağ da bu yılın kalem ürünleri olarak ortaya çıkar. Dizinin ilk kitabı Türk Olmak’la aynı frekansta şiirlerin yer aldığı eserlerde, toplumsal gerçekçi tavrın ve mesaj endişesinin giderek şiirin aleyhine ağırlık kazandığı görülür. 1968'de bir yandan Atatürk inkılaplarını koruma ülküsü çevresinde kaleme aldığı Kubilay Destanı’nı, destan dizisine ilave ederken, diğer yandan dörtlüklerden oluşan Haydi isimli oldukça hacimli bir kitap çıkarır. Söz dizimi ve anlam bütünlüğü bakımından bir dize, cümle ya da beyitten ibaret olduğu hâlde, mısra kırılmaları ile dörtlüğe benzetilen kitaptaki parçalar, rubainin modernize edilmiş örnekleridir.
Anadolu’nun Türk yurdu hâline gelişinin 900. yıldönümü, Fazıl Hüsnü’ye Malazgirt Ululaması’nı yazdırır. 1071’den 1971’e Türk’ün Anadolu coğrafyasında yaşadığı tarihî macerayı ve oluşturduğu uygarlık terkibini destanlık bir hadise olarak gören Dağlarca, Malazgirt Ululaması’nda bu terkibe vücut veren ruhu yakalamaya çalışır. Ona göre, Malazgirt, Anadolu’nun Türkleşmesi ve Türkçeleşmesi anlamına gelmektedir. Malazgirt’i toprak-insan ilişkisi etrafında yorumlamak isteyen Dağlarca, Türk’ün mekânı sahiplenme ve toprağa hâkim olma iradesinden hareket eder. Ancak ideolojik kaygıdan kendini alamaz ve söz konusu destanda, “Su kullananındır, toprak işleyenin.” (Dört Kanatlı Kuş, s. 215) ilkesinin kutsallığını işlediğini kaydeder.
Dağlarca, 1970’ten sonraki dönemde bir taraftan destan dizisine yeni örnekler (Sakarya Kıyıları, 30 Ağustos, İzmir Yollarında, Yanık Çocuklar Koçaklaması, Bir Elde Yaşamak-Reşat Bey Destanı, Türk İstanbul, Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Anıtlarında Solukalan, Türk Dil Kurumu Koçaklaması, Yurdana-Nene Hatun Görüntüsü) ilave ederken diğer taraftan belli temalar etrafında örülmüş bağımsız kitaplar kaleme alır. Hiroşima ve Vietnam Körü’nde (1970) Amerikan emperyalizmi; Hollandalı Dörtlükler’de mekâna ait güzellikler; Nötron Bombası’nda (1981) barış özlemi; Çıplak’ta (1981) cinsellik; Yunus Emre’de Olmak’ta (1981) evrensel sevgi; Uzun İkindi’de (1981) ölüm düşüncesi; Akşamcı’da (1985) içki zevki; Sayılarda’da (1985) sayıların sembolik dünyası; Dişiboy’da (1985) kadın; Sanık Ayağa Kalk’ta (1986) dünya barışı; Takma Yaşamalar Çağı’nda (1986) organ nakli; Şeyh Galib’e Çiçekler’de (1986) yeni ve farklı bir mistik sezgi; Uzaklarla Giyinmek-Sığmazlık Gerçeği’nde (1990) zaman, evren, tabiat ve kozmogoni; Gobistan’da (1998) egzotik mekânlar; Tapınağa Asılmış Gövdeler’de (1998) suç işleyen ya da suçlanan insan; O’ 1923’te (1998) Cumhuriyet'e bağlılık; Yokedilen Çokuluslu Olmak’ta (1999) Yugoslavya örneğinde çokuluslu yönetim tarzı; Türkçem Benim Ses Bayrağım'da dil sevgisi ve bilinci; Seviştilerken, Çiçek Seli (1998), Ötekinde Olmak, Oralarda, İkisi ve Düngeceki/En Sevmek adlı kitaplarda (2000) aşk çevresinde kaleme alınmış şiirler yer alır. İçimdeki Şiir Hayvanı, İçeri Sait Faik, Genç, Orda Karanlık Olurum, Arkası Siz (2007) gibi son kitaplar şiir, dostluk, sevgi, iyimser bir dünya görüşü ve hayat algısı çevresinde yoğunlaşır. Yirmiden fazla çocuk şiiri kitabını da masal, oyun, okul, sevgi, korku temalı şiirleriyle bu listeye eklemek gerekir.
Dağlarca şiirine kaynaklık eden üç temel duygudan söz edilebilir: Birincisi sevgidir ve öncelikle çocukla temsil edildikten sonra bütün insanlığa doğru açılır. İkincisi merak duygusudur. Dış dünyayı ve giderek bütün evreni anlamak, kavramak isteyen bir ilgiyle ve mistik yönelişlerle de beslenerek özgür bir arayış hâlinde devam eder. Üçüncüsü ise, acıma duygusudur ve üzerinde yaşadığı coğrafyanın insanından başlayarak bütün yeryüzünde ezilen, yok edilen, onuru çiğnenen, yaşama hakkı gasp edilen, özgürlük ve bağımsızlığına kastedilen bütün mazlum ulusların acısını yüreğinde duyma şeklinde tezahür eder.
Dağlarca şiirinin, ilk ikisi zaman içinde yön değiştiren, sonuncusu ise merkezden dışa doğru genişleyen üç temel çizgi üzerinde geliştiği görülür: Birincisi, mistik ve metafizik duyarlıktan yola çıkarak maddi olanı yüceltmeye doğru yön değiştirir. İkincisi, insan sevgisi ve merhamet duygusunun sevkiyle başlayan toplumcu tavırdır ve giderek sosyal gerçekçi söyleme yaklaşır. Üçüncüsü de milliyetçilik duygusu ve bağımsızlık ülküsüdür; giderek antiemperyalizme karşı güçlü bir tepki hâlini alır.
Kronolojik olarak bakıldığında ise Dağlarca şiiri dört dönem hâlinde özetlenebilir:
1. Havaya Çizilen Dünya'dan Toprak Ana'ya
İlk on beş yılı içine alan ve sezgiye dayanan bu dönemde Fazıl Hüsnü’nün saf şiire özgü bir duyarlıkla şiirini kurduğu görülür. Havaya Çizilen Dünya, Çocuk ve Allah, Daha, Taş Devri, Çakırın Destanı, Üç Şehitler Destanı, Çakırın Destanı, Cumhuriyet insanının varoluş ve kendini idrak çabasının şiirle ifadesidir. Dağlarca, 1940 yılında yayımladığı Çocuk ve Allah’ta muhayyilenin kanatlarında ‘ben’ini ve evrendeki yerini aramaya çıkmış bir kâşif dikkatiyle konuşmakta; saf şiire özgü bir sesin ve lirizmin şiirini söylemektedir. Çocuk ve Allah’ı takip eden Daha, Çakırın Destanı, Taş Devri gibi eserler de Dağlarca’nın saf şiir vadisinde sürdürdüğü çabanın ürünleridir.
2. Toprak Ana'dan Hoo'lar'a
Dağlarca 1950’de insanı ve coğrafyasıyla keşfettiği Anadolu’ya ait gözlem ve izlenimlerini Toprak Ana adlı kitapta bir araya getirir. Toprak Ana, realist bir dikkatle köye yönelişin ilk ve en önemli örneği durumundadır. Bu kitaptan itibaren Dağlarca’da lirizmin ve şiiriyetin yanında, tahkiyenin ağırlık kazanmaya başladığı görülür. Şair, Anadolu coğrafyasına, insanına ve hayatına ait gözlemlerini çarpıcı ve etkileyici sahneler hâlinde tasvir eder. Kaderine terk edilmiş, açlık ve yoksulluk içinde kıvranan Anadolu insanını anlatmak, göstermek ve duyurmak arzusundadır. 1951’de Bağımsızlık Savaşı’nı bütünleyen halkalardan ikisi olan Samsun’dan Ankara’ya ve İnönüler ile yakın Türk tarihini destanlaştırmaya devam ederken; Türkiye merkezli bir hümanizmin sesi olarak bütün insanlığa kardeşlik çağrısında bulunduğu Sıvaslı Karınca’yı yayımlar. Dağlarca, bu kitabından itibaren dünyaya barış ve sevginin hâkim olmasını isteyen Orta Asya kökenli Türk kimliğiyle konuşacaktır. Toprak Ana, Aç Yazı, Bağımsızlık Savaşı dizisi, Sıvaslı Karınca, İstanbul Fetih Destanı, Anıtkabir, Asû, Delice Böcek, Akdeniz, Batı Acısı kitaplarının yer aldığı bu dönemden itibaren Dağlarca’da saf şiire özgü niteliklerden söz açmak yerine, sınırları gitgide genişleyecek olan şiirin tema çeşitliliğinden bahsetmek gerekecektir. Anadolu, yaşama sevinci, coğrafyayı vatan yapma ve koruma ideali, hümanizm, Türk ve Batı insanı, yeryüzü yurttaşlığı, Atatürk sevgisi bu dönem şiirlerinde işlenen başlıca temalardır. Fazıl Hüsnü, aynı dönemde iki uygarlık çevresini karşı karşıya getirir. Batı Acısı bu anlamda Türkiye ekseninde Asya ile Avrupa’nın, insan unsuru etrafında karşılaştırıldığı bir kitaptır. Şair, mensubu bulunduğu ulusun tarihiyle ve insani değerleriyle övünen özgüven sahibi bir kişilik sergiler. Ona göre, Batı’nın uygar görüntüsünün ardında sömürgeci bir ruh vardır. Şair, Batı’yı bu iki yüzüyle tanımaya çalışırken, selefi durumundaki şairlerin Tanzimat’tan itibaren yaklaşık yüz yıldır yaşadığı ezikliği yaşamadan ve komplekse kapılmadan Batı’nın karşısına çıkar. Batı, özellikle Asya ve Afrika kıtalarında sömürge hâline getirdiği ülkeler ve uluslar için tam bir acı kaynağıdır. Batı Acısı, söz konusu acıyı yaşayan coğrafyalar ve kavimler adına kaleme alınmış bir başkaldırı metni olarak okunabilir.
3. Hoo'lar, Aylam ve diğerleri
Dağlarca’nın tamamen bireysel/gerçeküstücü şiirlerden oluşan Hoo’lar ve toplumcu şiire eklenebilecek Özgürlük Alanı adlı kitapları 1960 yılının ürünleri olarak piyasaya çıkar. Bu karşıtlık, Dağlarca’nın bireysel ve toplumsal çizgide birbirinden büsbütün bağımsız eserler verdiğinin göstergesi durumundadır. Dağlarca, şiirini tema bakımından zenginleştirecek malzemeyi zaman zaman güncel olanda arar. Bu eğiliminin ilk örneklerine 1951’de yayımlanan Sivaslı Karınca’da rastlanır. Şair, İkinci Dünya Savaşı sonrası Türkiye’ye gelen Amerikan Missouri savaş zırhlısını barış elçisi olarak heyecanla karşılar ("Missouri"); İngiliz sömürgesinden kurtulma sancıları yaşayan Hindistan ve ardından Pakistan’ın tarih sahnesine çıkış macerasını anlatır ("Pakistan"). Dağlarca'nın yazma konusundaki verimliliğini uzun yıllar sürdürmesinde zaman zaman güncel olana yaslanmasının büyük rolü vardır. Bu tavır, giderek günlük hayata ait sosyal ve siyasal olayları manzum tarzda ifade etmeye kadar uzanacaktır. Tarihî olayların yıldönümleri de şaire ilham vermeye başlamıştır. Atatürk’ün naaşının Anıtkabir’e nakli ("Anıtkabir"), İstanbul’un fethinin 500. yıldönümü (İstanbul Fetih Destanı), Hiroşima’ya atom bombası atılışının 20. yıldönümü (Hiroşima), Cezayir’in Fransızlar karşısında giriştiği bağımsızlık mücadelesi (Cezayir Türküsü), astronomi alanındaki gelişmeler ve insanoğlunun 16 Temmuz 1969’da Apollo 11 uzay aracıyla aya ayak basması (Aylam-Uzay Çağı); organ nakli alanındaki gelişmeler (Takma Yaşamalar Çağı); 1960’lı yılların başından itibaren yurt dışına işçi gönderilmesi (Almanyalarda Çöpçülerimiz); 1964’ten itibaren Kıbrıs’ta Türklerin uğradığı katliam (Yeryağ); Birleşmiş Milletler’in kanlı olaylar karşısındaki kayıtsızlığı, Kore gazilerinin kahramanlık madalyalarını Birleşmiş Milletler’e iade etmesi (Kazmalama), 27 Mayıs, devrimci öğrenci hareketleri (Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Özgürlük Alanı); yurt dışı gezilerinden edindiği izlenimler (Akdeniz, Batı Acısı, Gobistan); Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’ın Amerika’ya gidişi (Ağrı Dağı Bildirisi); Amerika’nın Vietnam’a müdahalesi ve Vietnam savaşı (Vietnam Savaşımız); başta Amerika olmak üzere bütün dünyada barışı ve hayatı tehdit eden silahlanma çılgınlığı (Nötron Bombası); Tito ve Yugoslavya gerçeği (Yokedilen Çokuluslu Olmak) ve nihayet Türkiye Cumhuriyeti’nin 75. yılı (O’ 1923) gibi olaylar şiirin dünyasına girecektir.
4. Yeniden 'saf şiir'e doğru
1970’li yıllardan sonra yer yer felsefi ve hikemi şiiri arayan ve üslubuna bilge bir ton yerleştiren Fazıl Hüsnü, bu yıla kadar sergilediği dört eğilime ait örnekleri, bu dönemde bir araya getirir. Bir taraftan Hiroşima, Vietnam Körü, Nötron Bombası gibi eserleriyle dünya barışı üzerinde dururken bir yandan da Kınalı Kuzu Ağıdı’yla toplumsal çizgiyi, Malazgirt Ululaması, Yurdana-Nene Hatun Görüntüsü, Sakarya Kıyıları, 30 Ağustos, İzmir Yollarında, Gazi Mustafa Kemal Atatürk, O, Çukurova Koçaklaması, Türk İstanbul, Anıtlarda Soluk Alan, Bir Elde Yaşamak gibi destanlarıyla yakın dönem Türk tarihi ve Atatürk çevresinde bir destan dünyası kurar. 1967 yılında ilk örneğini Açıl Susam Açıl ile verdiği çocuk kitapları serisine de Kuş Ayak ve Arkaüstü gibi özgün örnekleri ekler. Ardından Yeryüzü Çocukları, Balina ile Mandalina, Yazıları Seven Ayı, Göz Masalı, Yaramaz Sözcükler, Şeker Yiyen Resimler, Kaçan Uykular Ülkesi, Cinoğlan, Hin ile Hincik, Güneşi Doğduran, Okulumuz 1'deki, Okulumuz 2'deki/Kanatlarda, Bitkiler Okulu, Dolar Biriktiren Çocuk, Okulumuz 3'teki, Cincik, Cin ile Cincik gibi kitaplarıyla çocuk edebiyatı alanında dikkat çekici örnekler verir. Çocuk şiirinde lirizmi önceleyen ve öznesi çocuk olan bir şiir tarzının temsilcisi olur. Toplumsal/siyasal eleştiri çerçevesinde Ağrı Dağı Bildirisi, Almanya’larda Çöpçülerimiz, İkili Anlaşma Anıtı, Pir Sultan Abdal Günleri, Horoz gibi eserleri de bu dönemin kalem ürünleri olarak dikkati çeker. Fazıl Hüsnü, lirik şiirler ve destanlar yanında siyasal eleştiri ve çocuk duyarlığını ifadeyle görevli şiirler kaleme alırken Çıplak, Uzun İkindi, Yunus Emre’de Olmak gibi eserleri ve özellikle Uzaklarla Giyinmek (Sığmazlık Gerçeği), Sözcükler Doğada, O’ 1923, Seviştilerken, Kaçaklar, İmin Yürüyüşü (Biçimlerle Soyunmak), Düngeceki/En Sevmek, Göründüğüm, Genç, İçeri Sait Faik, Orda Karanlık Olurum, İçimdeki Şiir Hayvanı, Arkası Siz gibi son eserlerinde yeniden lirik şiirin kaynağı alan ‘ben’e ve saf şiire özgü iklime döner (Şimşek 1999: 616; Şimşek 2015: 296).
Kaynakça
Altınkaynak, Hikmet (1998). "Fazıl Hüsnü Dağlarca ile Şiiri Üzerine". Yaşasın Edebiyat. Ocak. S. 3.
Cumhuriyet Kitap (1999). 26 Ağustos. S. 497.
Dağlarca, FazılHüsnü (1985). Dört Kanatlı Kuş. 2.Baskı. İstanbul: Özgür Yayın-Dağıtım.
Dağlarca, Fazıl Hüsnü (1985). İlk Yapıtla 50 Yıl Sonrakiler. İstanbul: Özgür Yayın-Dağıtım.
Enginün, İnci (2006). Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı. İstanbul: Dergâh Yayınları.
Ergülen, Haydar (2015). Fazıl Hüsnü Dağlarca İçin 94 Cümle. İstanbul: Tekin Yayınevi.
Ertop, Konur- Özgen Kılıçarslan (ed.) (2009). Fazıl Hüsnü Dağlarca. Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları.
Halıcı, Feyzi (1992). "Çıkarken". Çağrı. S. 389. Nisan.
Kabacalı, Alpay (1995). "Türkçenin Ses Bayrağı". Kültürümüzden İnsan Adaları. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.
Milliyet Sanat (1975). S.113. 3 Ocak.
Mutluay, Rauf (1973). 50 Yılın Türk Edebiyatı. İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.
Oktay, Ahmet (1993). Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı, 1923-1950. Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları.
Polat, Müge Sucu (2002). Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın Şiirlerinde Çocuk Teması. Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları.
(Seber), Cemal Süreya (2000). Şapkam Dolu Çiçekle-Toplu Yazıları I. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.
Soysal, Ahmet (1999). Arzu ve Varlık-Dağlarca’ya Bakışlar. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.
Şimşek, Tacettin (1999). Fazıl Hüsnü Dağlarca-Hayatı ve Şiiri. Doktora Tezi. Erzurum: Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Şimşek, Tacettin (2015). "Fazıl Hüsnü Dağlarca". Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı (ed.: Âlim Gür, Ertan Engin). Ankara: Akçağ Yayınları.
Ünlü, Mahir -ÖmerÖzcan (1990). 20. Yüzyıl Türk Edebiyatı 3-Cumhuriyet Dönemi, Yeniler. İstanbul: İnkılâp Kitabevi.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DR. ÖĞR. ÜYESİ TACETTİN ŞİMŞEKYayın Tarihi: 18.09.2018Güncelleme Tarihi: 01.11.2020
Yayın Tarihi: 18.09.2018Güncelleme Tarihi: 01.11.2020
Güncelleme Tarihi: 01.11.2020
Eser Adı | Yayın evi | Basım yılı | Eser türü |
---|---|---|---|
Havaya Çizilen Dünya | Kendi Yayını / İstanbul | 1935 | Şiir |
Çocuk ve Allah | Varlık Yayınları / İstanbul | 1940 | Şiir |
Daha | Varlık Yayınları / İstanbul | 1943 | Şiir |
Taş Devri | Marmara Kitabevi / İstanbul | 1945 | Şiir |
Çakırın Destanı | Marmara Kitabevi / İstanbul | 1945 | Destan |
Üç Şehitler Destanı | Varlık Yayınları / İstanbul | 1949 | Destan |
Toprak Ana | Varlık Yayınları / İstanbul | 1950 | Destan |
Aç Yazı | Varlık Yayınları / İstanbul | 1951 | Şiir |
Sivaslı Karınca | Yeditepe Yayınları / İstanbul | 1951 | Destan |
İstiklal Savaşı-İnönüler | Varlık Yayınları / İstanbul | 1951 | Destan |
İstiklal Savaşı-Samsun’dan Ankara’ya | Varlık Yayınları / İstanbul | 1951 | Destan |
İstanbul Fetih Destanı | Varlık Yayınları / İstanbul | 1953 | Destan |
Anıtkabir | Yenilik Yayınları / İstanbul | 1953 | Destan |
Asû | Yenilik Yayınları / İstanbul | 1955 | Destan |
Akdeniz | Varlık Yayınları / İstanbul | 1958 | Şiir |
Batı Acısı | Varlık Yayınları / İstanbul | 1958 | Şiir |
Gezi-Mevlâna’da Olmak | Çağrı Yayınları / İstanbul | 1958 | Şiir |
Hoo’lar | Yenilik Yayınları / İstanbul | 1960 | Şiir |
Özgürlük Alanı | Kitap Yayınları / İstanbul | 1960 | Şiir |
Cezayir Türküsü | Kitap Yayınları / İstanbul | 1961 | Şiir |
Aylam (Uzay Çağında Olmak) | Kitap Yayınları / İstanbul | 1962 | Şiir |
Yedi Memetler | Kitap Yayınları / İstanbul | 1964 | Destan |
Karşı Duvar Dergisi-Yeryağ | Kitap Yayınları / İstanbul | 1965 | Şiir |
Karşı Duvar Dergisi-Kazmalama | Kitap Yayınları / İstanbul | 1965 | Şiir |
Karşı Duvar Dergisi-Dışardan Gazel | Kitap Yayınları / İstanbul | 1965 | Şiir |
Karşı Duvar Dergisi-Ağrı Dağı Bildirisi | Kitap Yayınları / İstanbul | 1965 | Şiir |
Karşı Duvar Dergisi-Almanya’da Çöpçülerimiz | Kitap Yayınları / İstanbul | 1965 | Şiir |
Karşı Duvar Dergisi-İkili Anlaşma Anıtı | Kitap Yayınları / İstanbul | 1965 | Şiir |
Karşı Duvar Dergisi-Pir Sultan Abdal Günleri | Kitap Yayınları / İstanbul | 1965 | Şiir |
Vietnam Savaşımız | Kitap Yayınları / İstanbul | 1966 | Destan |
Haydi | Kitap Yayınları / İstanbul | 1968 | Şiir |
Kubilay Destanı | Kitap Yayınları / İstanbul | 1968 | Destan |
19 Mayıs Destanı | Türk Dil Kurumu Yayınları / Ankara | 1973 | Destan |
Dört Kanatlı Kuş | Varlık Yayınları / İstanbul | 1970 | Şiir |
Hiroşima-Atom Bombasının 25. Yılı | Kitap Yayınları / İstanbul | 1970 | Şiir |
Kuş Ayak: Açıl Susam Açıl, Boyalı Ses | Milliyet Yayınları / İstanbul | 1971 | Şiir |
Malazgirt Ululaması | Türk Dil Kurumu Yayınları / Ankara | 1971 | Destan |
Kınalı Kuzu Ağıdı | Cem Yayınevi / İstanbul | 1972 | Şiir |
Haliç | Cem Yayınevi / İstanbul | 1972 | Şiir |
Cumhuriyet’in 50. Yılında Gazi Mustafa Kemal Atatürk | Türk Dil Kurumu Yayınları / Ankara | 1973 | Destan |
Arkaüstü-Uçsuz Bucaksız Yaşama | Cem Yayınevi / İstanbul | 1974 | Şiir |
Yaramaz Sözcükler | Kültür Bakanlığı Yayınları / Ankara | 1975 | Şiir |
Yanık Çocuklar Koçaklaması | Cem Yayınevi / İstanbul | 1977 | Destan |
Hollandalı Dörtlükler | Cem Yayınevi / İstanbul | 1977 | Şiir |
Türk Olmak | Cem Yayınevi / İstanbul | 1977 | Şiir |
Horoz | Cem Yayınevi / İstanbul | 1977 | Şiir |
Balina ile Mandalina | Cem Yayınevi / İstanbul | 1977 | Şiir |
İzmir Yollarında | Cem Yayınevi / İstanbul | 1978 | Destan |
Sakarya Kıyıları | Cem Yayınevi / İstanbul | 1978 | Destan |
30 Ağustos | Cem Yayınevi / İstanbul | 1978 | Destan |
Anıtlarında Solukalan | Cem Yayınevi / İstanbul | 1979 | Destan |
Çukurova Koçaklaması (Yurducunu Sevmek) | Cem Yayınevi / İstanbul | 1979 | Destan |
Türk İstanbul | Cem Yayınevi / İstanbul | 1979 | Destan |
Yazıları Seven Ayı | Cem Yayınevi / İstanbul | 1980 | Şiir |
Şeker Yiyen Resimler | Arkadaş Kitap / İstanbul | 1980 | Şiir |
Kaçan Uykular Ülkesi | Cem Yayınevi / İstanbul | 1981 | Şiir |
Hin ile Hincik (Karagöz’le Hacivat’ın Çocukluğu) | Cem Yayınevi / İstanbul | 1981 | Şiir |
Çıplak | Cem Yayınları / İstanbul | 1981 | Şiir |
Nötron Bombası | Cem Yayınevi / İstanbul | 1981 | Şiir |
Cinoğlan (Nasrettin Hoca’nın Çocukluğu) | Cem Yayınevi / İstanbul | 1981 | Şiir |
Uzun İkindi | Cem Yayınları / İstanbul | 1981 | Şiir |
Bir Elde Yaşamak (Reşat Bey Destanı) | Cem Yayınevi / İstanbul | 1981 | Destan |
Yunus Emre’de Olmak | Cem Yayınları / İstanbul | 1981 | Şiir |
Akşamcı | Özgür Yayın Dağıtım / İstanbul | 1985 | Şiir |
Dişiboy | Özgür Yayın Dağıtım / İstanbul | 1985 | Şiir |
Sayılarda | Özgür Yayın Dağıtım / İstanbul | 1985 | Şiir |
Toprak Altındaki Ses | Özgür Yayın Dağıtım / İstanbul | 1985 | Şiir |
Sanık Ayağa Kalk-Verdachte Staop | Cem Yayınevi / İstanbul | 1986 | Şiir |
Takma Yaşamalar Çağı | DEV (Dağlarca Eğitim Vakfı) Yayınları / İstanbul | 1986 | Şiir |
Şeyh Galib’e Çiçekler | DEV (Dağlarca Eğitim Vakfı) Yayınları / İstanbul | 1986 | Şiir |
Vietnam Körü | İnkılâp Kitabevi / İstanbul | 1986 | Tiyatro |
Yeryüzü Çocukları 1-Başparmak | Cem Yayınevi / İstanbul | 1987 | Şiir |
Yeryüzü Çocukları 2-Gösterme Parmağı | Cem Yayınevi / İstanbul | 1987 | Şiir |
Yeryüzü Çocukları 3-Orta Parmak | Cem Yayınevi / İstanbul | 1987 | Şiir |
Yeryüzü Çocukları 4-Yüzük Parmağı | Cem Yayınevi / İstanbul | 1987 | Şiir |
Yeryüzü Çocukları 5-Serçe Parmak | Cem Yayınevi / İstanbul | 1987 | Şiir |
Yurdana (Nene Hatun Görüntüsü) | İnkılâp Kitabevi / İstanbul | 1988 | Destan |
Uzaklarla Giyinmek (Sığmazlık Gerçeği) | Adam Yayınları / İstanbul | 1990 | Şiir |
Dildeki Bilgisayar | Varlık Yayınları / İstanbul | 1992 | Şiir |
Göz Masalı-Sinema 1920 | Tümzamanlar Yayıncılık / İstanbul | 1993 | Şiir |
İlkokul 1’deki-Kanatlarda | Tümzamanlar Yayıncılık / İstanbul | 1993 | Şiir |
İlkokul 2’deki | Tümzamanlar Yayıncılık / İstanbul | 1993 | Şiir |
İlkokul 3’teki | Tümzamanlar Yayıncılık / İstanbul | 1993 | Şiir |
Güneşi Doğduran | Tümzamanlar Yayıncılık / İstanbul | 1993 | Şiir |
Dolar Biriktiren Çocuk | Tümzamanlar Yayıncılık / İstanbul | 1995 | Şiir |
Bitkiler Okulu | Tümzamanlar Yayıncılık / İstanbul | 1995 | Şiir |
Sözcükler Doğada | Milliyet Yayınları / İstanbul | 1996 | Şiir |
O’1923 | Milliyet Yayınları / İstanbul | 1998 | Şiir |
Seviştilerken | Milliyet Yayınları / İstanbul | 1998 | Şiir |
Tapınağa Asılmış Gövdeler | Milliyet Yayınları / İstanbul | 1998 | Şiir |
Yokedilen Çokuluslu Olmak | Milliyet Yayınları / İstanbul | 1998 | Şiir |
Gobistan | Milliyet Yayınları / İstanbul | 1998 | Şiir |
Çiçek Seli | Milliyet Yayınları / İstanbul | 1998 | Şiir |
Kaçaklar | Milliyet Yayınları / İstanbul | 1998 | Şiir |
Yapıtlarımla Konuşmalar 1 | Doğan Kitap / İstanbul | 1999 | Şiir |
İmin Yürüyüşü-Biçimlerle Soyunmak | Doğan Kitap / İstanbul | 1999 | Şiir |
Haydi II | Doğan Kitap / İstanbul | 1999 | Şiir |
Kutluk’un Evindeki Konuşma | Doğan Kitap / İstanbul | 1999 | Röportaj |
Türkçem Benim Ses Bayrağım | Doğan Kitap / İstanbul | 1999 | Şiir |
Türk Dil Kurumu Koçaklaması | Doğan Kitap / İstanbul | 1999 | Şiir |
Oyun Okulu | Doğan Kitap / İstanbul | 1999 | Şiir |
Cincik | Doğan Kitap / İstanbul | 2000 | Şiir |
Cin ile Cincik | Doğan Kitap / İstanbul | 2000 | Şiir |
Yapıtlarımla Konuşmalar 2 | Doğan Kitap / İstanbul | 2000 | Şiir |
Ötekinde Olmak | Doğan Kitap / İstanbul | 2000 | Şiir |
Oralarda | Doğan Kitap / İstanbul | 2000 | Şiir |
İkisi | Doğan Kitap / İstanbul | 2000 | Şiir |
Dilata | Doğan Kitap / İstanbul | 2000 | Şiir |
Şiirde 70 Yıl | Türkiye Yazarlar Sendikası / İstanbul | 2004 | Şiir |
İçimdeki Şiir Hayvanı | Norgunk Yayınları / İstanbul | 2007 | Şiir |
Genç | Yapı Kredi Yayınları / İstanbul | 2007 | Şiir |
Orda Karanlık Olurum | Yapı Kredi Yayınları / İstanbul | 2007 | Şiir |
Arkası Siz | Yapı Kredi Yayınları / İstanbul | 2007 | Şiir |
İçeri Sait Faik | Yapı Kredi Yayınları / İstanbul | 2008 | Şiir |
Bütün Şiirleri 1 | Yapı Kredi Yayınları / İstanbul | 2008 | Şiir |
Dağ Uykusu | Yapı Kredi Yayınları / İstanbul | 2009 | Şiir |
Bütün Şiirleri 2 | Yapı Kredi Yayınları / İstanbul | 2010 | Şiir |
Su Yıkamak | Yapı Kredi Yayınları / İstanbul | 2010 | Şiir |
Bütün Şiirleri 3 | Yapı Kredi Yayınları / İstanbul | 2012 | Şiir |
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | Mehmet Emin Yurdakul | d. 13 Mayıs 1869 - ö. 14 Ocak 1944 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | Nüzhet Erman | d. 28 Nisan 1926 - ö. 11 Kasım 1996 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | VAHÎD, Dilaver Ağa-zâde Ömer Vahid Efendi | d. ? - ö. 1758-59 | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | FEHMÎ, Fehmi Gür | d. 1914 - ö. 07.03.1982 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | Sabahattin Teoman | d. 1 Nisan 1914 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | ESME ŞAHİN | d. 1914 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | Şerif Benekçi | d. 01 Haziran 1952 - ö. 08 Eylül 2008 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | Ahmet Yüksel Özemre | d. 25 Mayıs 1935 - ö. 25 Haziran 2008 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | Nail Vahdeti Çakırhan | d. 1910 - ö. 14 Ekim 2008 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | Dost Körpe | d. 9 Mart 1972 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
11 | Behçet Aysan | d. 28 Temmuz 1949 - ö. 02 Temmuz 1993 | Meslek | Görüntüle |
12 | Nevzat Yalçın | d. 1 Eylül 1926 - ö. 31 Ekim 2012 | Meslek | Görüntüle |
13 | Hayriye Çitoğlu | d. 22 Aralık 1932 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | Yasemin Yazıcı | d. 24 Nisan 1957 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | Tahir Kutsi Makal | d. 9 Şubat 1937 - ö. 15 Haziran 1999 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
16 | DÂÎ, Dâî Fâzıl | d. ? - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
17 | FAZÎL, Cemâl-zâde Fazîl Çelebi b. Zenbilli Ali Efendi | d. 1514 - ö. 1583 | Madde Adı | Görüntüle |
18 | RÛHÎ, Zenbilli Ali Efendi-zâde Fâzıl Rûhî Çelebi | d. 1505-06 - ö. 1521-22 | Madde Adı | Görüntüle |