FENÂYÎ, Cennet Mehmed Efendi

(d. 938/1574 - ö. 1075/1664)
tekke şairi
(Tekke / 17. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Asıl adı Mehmed olan şair, şiirlerinde Fenâyî mahlasını kullanmıştır. Tarikat adabına uygun yaşaması ve arif kişiliğinden dolayı isminin önüne "Cennet" eklenerek "Cennet Mehmed Efendi" ismiyle anılmıştır. Tophane’de doğmuştur. Doğum tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Fakat öldüğü zaman 90 yaşında olduğu sanılmaktadır (Mehmed Süreyya 1996: II/395). Buradan hareketle H.1075/ M.1664’te öldüğü dikkate alındığında H.938/ M.1574 yılında doğduğu söylenebilir. Babasının Tophaneli İshak Efendi’dir (Yıldız 2003: 348). Babası mesleğinden dolayı daha çok Kâtip Çelebi ismiyle anılmaktadır. Ailesine dair tek bilinen Ahmet Çelebi isminde kâtiplik yapan bir kardeşi olduğudur. Türbesinde eşinin kabri bulunduğu için evli olduğu anlaşılmaktadır. Fakat Fenâyî’nin eşinin adı ve çocuğu olup olmadığı tespit edilememiştir. Meslek olarak; babası ve kardeşi Ahmet Çelebi gibi Fenâyî de önceleri kâtiplik yapmıştır. Eğitim hayatı hakkında herhangi bir bilgi bulunmayan Fenâyî, kâtiplik ve vaizlik gibi eğitim gerektiren görevlerde bulunduğuna göre belli bir eğitimden geçmiş demektir. Hatta “İstanbul’da bulunan bir medresede eğitim gördüğü” söylenebilir (Yıldız 2003: 349). Arapça ve Farsça’yı bildiği, divanında yer alan Farsça şiirlerden, ayet ve hadisleri anlamlarına uygun olarak kullanmasından anlaşılmaktadır.

 Kardeşi Ahmet Çelebi vasıtasıyla Aziz Mahmud Hüdâyî’ye intisap etmiştir (Yılmaz 1999: 132). Hüdâyî’ye mürit olduktan sonra kâtiplik mesleğinden ayrılmıştır (Mehmed Süreyya 1996: II/395). On yedi yıl şeyhine hizmet ettikten sonra Kütahya Simav’a halife olarak görevlendirilmiştir (Bursalı Mehmed Tahir 2000: 54). Şeyhinden uzak kalacağı düşüncesiyle bu görevi kabul etmek istemese de Aziz Mahmud Hüdâyî’nin dua etmesiyle Simav'a gitmiştir. Hüdâyî’nin vefat etmesiyle İstanbul’a dönmüş ve inzivaya çekilmiştir. Tophane’de İlyas Çelebi Tekkesi’nde şeyhlik yaparken, Hüdâyî’nin torunu Mesud Efendi’nin yerine H.1067/ M.1656-7 yılında post-nişin olmuştur. Bu makamda sekiz yıl kalmıştır.

Fenâyî, 23 cümadel-evvel-Şeyhî’de cümadel-âhire- 1075/ 12 Aralık 1664’te vefat etmiştir (Şeyhî Mehmed Efendi 1989: 560). "Nazmî duâ ile didi târîh-i fevtini/ Cennet Efendi'ye ola dâr-ı cinân mekân" beyti vefatına düşülen tarihtir. Fenâyî, Üsküdar’daki Hüdâyî Asitanesi’nin alt kısmındaki türbesine defnedilmiştir. Bir tarafında hanımı, bir tarafında da ismi tespit edilemeyen bir halifesi yatmaktadır. H.1287/M.1870 senesinde yapılan beş pencereli ahşap türbesi, yangınla tahrip olmuştur. Sadece makber ve etrafının duvarları betonla yenilenmiştir. Üsküdar’daki Cennet Efendi Haziresi, hâlen Hüdâyî Dergâhı’nda ziyaret edilen yerlerden biridir.

Hayatı ve vaazları hakkında Celvetiye müritlerinden Arabzâde Mehmed Dede tarafından Cennetiye fi Maarifü’l- İlahiye ismiyle H.1085/ M.1674’te bir eser yazılmıştır.

1. Divan: Fenâyî Divânı’nda 3 kaside, 47 murabba, 292 gazel, 1 mesnevi, 1 rübâ‘î, 3 tuyuğ, 5 kıt’a, 6 nazm ve 52 matla bulunmaktadır (Aydın 2004: 25). Aynı zamanda hakkında üç tez hazırlanan divan iki defa yayımlanmıştır (Aydın 2004; Yıldız 2010). Türkiye kütüphanelerinde 8 nüshası vardır. Şiirlerinde şeyhi Aziz Mahmud Hüdâyî ve Yunus Emre'nin üslup özellikleri görülmektedir. Selman, Vâsıf ve Enverî ise divanda övgüyle bahsettiği şairlerdendir.

2. Tecelliyât: Arapça-Türkçe karışık olan bu eserde Fenâyî’nin Simav’da bulunduğu yıllarda yaşadığı keramet-vâri olaylar, Hz. Peygamber ve Aziz Mahmud Hüdâyî ile rüyada görüşmeleri anlatılmıştır. Bu eser, divan nüshalarından ikisinde bulunmaktadır. Başka bir nüshası tespit edilememiştir (Aydın 2004: 18).

3. Talikat: Kaynaklarda ismi geçen bu eser yapılan araştırma neticesinde bulunamamıştır.

4. Bihiştiyâ fi’l- Ma‘ârif el- İlâhiyâ: Yukarıda bahsedilen Arab-zâde Mehmed Dede b. Ahmed’e ait Bihiştiyâ fi’l- Ma‘ârif al- İlâhiyâ adlı eserin başında; “Fenâyî Cennet Efendi’nin va‘z u nasihatlerinden ve sair meclislerde nakl buyurdukları âyâtın tefsir ve te’vilinden, ehâdis-i Nebeviye’nin tahkik ve tetkikinden, meclis-i şerifindeki vâkıat-ı latife ve resâillerinden, Hz. Şeyh-i ekber hazretlerinin Fütühât-ı Mekkiyesi’nden ve Füsûs-ı Hikem’inden, İmam-ı Gazalî’nin İhyâ-ı Ulûm’undan ve sair teliflerinden ve Hz. Mevlânâ’nın Mesnevî-i Ma‘neviye’lerinden ve meclis-i ruh- efzâlarından nakil buyurup müstefid olduğum cevâhir-i girân-bahâları varak-pârelere tahrir iderdim (Arabzâde Mehmed Dede 2268: vr. 1b).” şeklinde açıklamalar vardır. Girişteki bu açıklamalardan hareketle bu eserdeki anlatılanlar Fenâyî’nin sözleri olduğu için Arab-zâde’yi bir kâtip olarak düşünüp bu eserin Fenâyî’ye ait olduğu söylenebilir. Zira mutasavvıfların eserlerinin müritler tarafından kaleme alınması kültürümüzde görülen bir durumdur.

Şiirlerinde Fenâyî mahlasını kullanmaktadır. Dinî-Tasavvufî Türk Edebiyatı’nda sözleri halk tarafından anlaşılan şairlerin başında gelen Yunus Emre’nin üslup özellikleri Fenâyî’de de görülmektedir. Kullandığı redifler de göz önünde bulundurulduğunda Yunus’un tesirleri açıkça görülmektedir. Hüdâyî mahlasıyla şiirler yazan şeyhi Aziz Mahmud Hüdâyî de Fenâyî’nin şiirlerini etkileyen şairler arasındadır. Şiirlerinde aruz veznini kullanmaktadır. Bu şiirlerin büyük bir çoğunluğu, halk şiirinin on birli ölçüsüne benzeyen “fâ‘ilâtün fâ‘ilâtün fâ‘ilün” ve sekizli ölçüsüne benzeyen “mefâ‘îlün mefâ‘îlün” kalıpları ile yazılmıştır (Aydın 2004: 21).

Kaynakça

Arabzâde Mehmed Dede b. Ahmed. Bihiştiyâ fi’l- Ma‘ârif al- Ilâhiyâ. Süleymaniye Kütüphanesi. Hacı Mahmud Bölümü. No. 2268.

Aydın, Abdullah (2003). Fenâyî Cennet Mehmed Efendi ve Dîvânı. Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Gazi Üniversitesi

Aydın, Abdullah (2004). Üsküdarlı Fenâyî Cennet Mehmet Efendi ve Dîvânı. İstanbul: Kaknüs Yay.

Bursalı Mehmed Tahir (2000). Osmanlı Müellifleri. hzl. Cemâl Kurnaz ve Mustafa Tatcı. Ankara: Bizim Büro Yay.

Fenâyî. Divan. Süleymaniye Kütüphanesi. H. Mahmud Bölümü. No. 3833/2.

Fenâyî. Divan. Süleymaniye Kütüphanesi. Mihri Şah Sultan Bölümü. No. 160.

Fenâyî. Divan. Süleymaniye Kütüphanesi. (H. Selim Ağa Kütüphanesi). Hüdâyî Bölümü. No. 1262/1.

Fenâyî. Divan. Süleymaniye Kütüphanesi (H. Selim Ağa Kütüphanesi). Hüdâyî Bölümü. No.1406.

Fenâyî. Divan. Millî Kütüphane. Yazma Eserler. No. A 2632.

Fenâyî. Divan. Millî Kütüphane. Yazma Eserler. No. A 8859.

Fenâyî. Divan. Yapı Kredi Sermet Çifter Araştırma Kütüphanesi. Yazmalar. No. 538.

Fenâyî (2001). Divan”. Yapı Kredi Sermet Çifter Araştırma Kütüphanesi Yazmalar Kataloğu. İstanbul: Yapı Kredi Yay. 212.

Karaman, Türkan (2001). Fenayi Divanında Dini ve Tasavvufi Motifler. Yüksek Lisans Tezi, Afyon: Afyon Kocatepe Üniversitesi.

Mehmed Süreyya (1996). Sicill-i Osmanî. C. 2-5. İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yay.

Şeyhî Mehmed Efendi (1989). Şakâyık-ı Nu’maniye ve Zeyilleri Vekayiü’l- Fudalâ I. hzl. Abdülkadir Özcan. İstanbul: Çağrı Yay.

Tuman, Mehmed Nâil (2001). Tuhfe-i Nâilî Divan Şairlerinin Muhtasar Biyografileri. hzl. Cemâl Kurnaz ve Mustafa Tatcı. C. 1-2. Ankara: Bizim Büro Yay.

Yıldız, Alim (2002). Fenayi Divanı (Metin-Muhteva-Tahlil). Doktora Tezi. İzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi.

Yıldız, Alim (2003). “Divan Edebiyatında Fenâyî Mahlaslı Şairler”. Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi. Sivas. C. 3. 1: 345-355.

Yıldız, Alim (2010). Fenayi Cennet Efendi Divanı. Sivas: Cumhuriyet Üniversitesi Yay.

Yılmaz, Kamil (1999). Aziz Mahmud Hüdâyî Hayatı, Eserleri, Tarikatı. İstanbul: Erkam Yay.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: DR. ÖĞR. ÜYESİ ABDULLAH AYDIN
Yayın Tarihi: 13.09.2013
Güncelleme Tarihi: 07.12.2020

Eserlerinden Örnekler

 Murabba

Mefâ‘îlün mefâ‘îlün fe‘ûlün

Visâli bezmüne kıl bizi lâyık

‘İnâyet eyle sultânum meded it

Ki tâ mekşûf ola sırr-ı hakâyık

‘İnâyet eyle sultânum meded it

 

Ne denlü çog ise ‘abdün kusûrı

Anı mahv eyleye ‘afvun zuhûrı

Devâm üzre müyesser kıl sürûrı

‘İnâyet eyle sultânum meded it

 

Niçe bir olalum fürkatde ‘atşân

Zülâl-i feyz-i fazlı eyle reyyân

Tesellî-i visâlün eyle ihsân

‘İnâyet eyle sultânum meded it

 

Sudûr eylerse nisyân ile evzâr

Nazar kılma ana ey Rabb-i Gaffâr

Umaruz lutf-ı ihsânunı her bâr

‘İnâyet eyle sultânum meded it

 

Bir avuç hâki itdün çünki insân

‘Atâ kıldun ana envâ‘-ı ihsân

Cenâbundan olur her derde dermân

‘İnâyet eyle sultânum meded it

Aydın, Abdullah (2004). Üsküdarlı Fenâyî Cennet Mehmet Efendi ve Dîvânı. İstanbul: Kaknüs Yay. 109-110.

 

 Gazel

Fâ‘ilâtün fâ‘ilâtün fâ‘ilâtün fâ‘ilün

 

Cümlenün maksûdı çünki vuslat-ı cânân imiş

Mâni‘ olan arada ancak bu cism ü cân imiş

 

Mevcidür bahr-ı vücûdun iki ‘âlem neş’esi

Zübdesi ol yemm-i cûdun neş’e-i insân imiş

 

Çünki geldün bu cihân bâzârına ey müşterî

Nakd-i cânı bey‘ iden bu yolda bâzer-gân imiş

 

Dinle zerrât-ı cihân tevhîdi söyler her nefes

Vahdetün esrârına iki cihân hayrân imiş

 

Buldı ahbabtü en u‘raf sırrına ‘ârif vusûl

Vâ ‘izün sıyt u sadâsı bir úurı dâstân imiş

 

Vâhid oldı sâl ü mâh ü hefte vü leyl ü nehâr

Müddet-i ‘ömr-i cihân ancak hemân bir ân imiş

 

N’ola saklarsa Fenâyî cândan özge sırrunı

Ki ezel sehminden irmiş cânına peykân imiş 

Aydın, Abdullah (2004). Üsküdarlı Fenâyî Cennet Mehmet Efendi ve Dîvânı. İstanbul: Kaknüs Yay. 193.

 

Gazel

Fâ‘ilâtün fâ‘ilâtün fâ‘ilâtün fâ‘ilün

Cân u dil şehrin ezelden eyledün yagma-yı ‘ışk

Ol vecihden düşdi bu ‘âlemlere gavgâ-yı ‘ışk

 

Gel gülistân seyrin eyle çık kafesden ey hezâr

Cennet-i kudse ‘urûc it bulasın me’vâ-yı ‘ışk

 

Derde düşendür bilenler ehl-i derdün hâlini

Gör niçe ‘ârifleri Mecnûn ider Leylâ-yı ‘ışk

 

Zâhir olup sırrumuz ‘âlemlere fâş eyledi

Hem-dem olal’dan bu sırra nokta-ı sevdâ-yı ‘ışk

 

Çünki mevcûd nutk imiş ‘âlemde ‘ışk kâ’im makâm

Bize bildürdi Fenâyî reh-ber-i Mevlâ-yı ‘ışk

 Aydın, Abdullah (2004). Üsküdarlı Fenâyî Cennet Mehmet Efendi ve Dîvânı. İstanbul: Kaknüs Yay.196.


İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1Vehbî, Tophaneli Vehbîd. ? - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
2HULVÎ, Şeyh Cemâleddîn Mahmûd Hulvî Efendid. 1574-75 - ö. 1653-54Doğum YılıGörüntüle
3KUDSÎ, Nişancı-zâde/Ramazan-zâde Seyyid Mehmed Kudsî Efendid. 1574 veya 1565 - ö. Aralık 1621 veya Mart-Nisan 1616Doğum YılıGörüntüle
4SÛZÎ, Ahî-zâde Mahmud Sûzî Efendid. 1574 - ö. Temmuz-Ağustos 1627Doğum YılıGörüntüle
5RECÂÎ, Mustafa Recâî Efendid. ? - ö. Kasım-Aralık 1664Ölüm YılıGörüntüle
6İZZETÎ, Vüs'atî-zâde Sipahî Mehmed İzzetî Beyd. ? - ö. 1664-65Ölüm YılıGörüntüle
7AVNÎ, Mahmûdd. ? - ö. 1664-65Ölüm YılıGörüntüle
8ÎSÂ MAHVÎ, Sukûkî-zâde, Şeyh Îsâ Mahvî Efendid. 1637/38 - ö. 21 Eylül 1715MeslekGörüntüle
9HAYYÂT VEHBÎ, Erzincanlı Terzi Babad. 1776 veya 1781 - ö. 1848MeslekGörüntüle
10SÜCÛDÎd. ? - ö. ?MeslekGörüntüle
11KÜLHANÎ, Ali Deded. ? - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
12VELİ BABAd. ? - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
13TARİKATÎ, Emir Deded. ? - ö. 1689Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14MUHTÂRÎ, Acem-zâde Mustafa M. Efendid. ? - ö. 1679-80Madde AdıGörüntüle
15AHMED HAMDİ, Rizelid. 1843 - ö. 1886\'dan sonraMadde AdıGörüntüle
16ÂZERÎ, İbrahim Bursalıd. ? - ö. 1707-08Madde AdıGörüntüle