Madde Detay

Şair ve hukukçu Hamit Macit Selekler, 1909’da Antalya’da dünyaya geldi. 1922’de ilköğrenimini Antalya’da tamamladıktan sonra 1928’de Konya Lisesi’ni bitirdi. 1931’de Ankara Hukuk Fakültesi’ni bitirip 10 yıl boyunca Ürgüp, Antalya, Pötürge, Finike’de savcı ve savcı yardımcısı olarak çalıştı. Daha sonra 1942’den itibaren 6 yıl süreyle İstanbul ve devamında 2 yıl da Çanakkale’de yine savcı olarak görev yaptı. Hukuk alanındaki görevleri bunlarla sınırlı kalmayan Selekler, daha sonraki yıllarda çeşitli illerde sırasıyla Ağır Ceza Başkanlığı, Adalet Müfettişliği, Asliye Hukuk Yargıçlığı, Yüksek Hâkimler Kurulu üyeliği ve son olarak Yargıtay üyeliği görevlerinde bulundu. Hukukçuluğunun yanında çok genç yaşlarda şiirle uğraşmaya başlayan Selekler’in, ilk yazıları Konya’da Millî Mücadele yıllarında yayın hayatına başlayan Babalık gazetesinde çıktı. Şiirleri önce Servet-i Fünûn Uyanış dergisinde yayımlandıktan sonra 15 Temmuz 1933’te genç şair Selekler’in Varlık dergisinde “Kal, Gitme” şiiri yayımlandı. Bunun yanında 1934 yılında Çığır dergisinde, Şubat 1937’de yayın hayatına başlayan Antalya Halkevi Dergisi Türk Akdeniz’de şiirleri çıktı. Ömrünün son vakitlerinde Çaba ve Hisar dergilerinde de şiirleri yayımlanan şair, 23 Ocak 1974’te Ankara’da öldü. En yakın dostlarından ve aynı zamanda Varlık’ta birçok yazısı ve şiiri bulunan Baki Süha Ediboğlu, Hamit Macit Selekler’i Bizim Kuşak ve Ötekiler adlı eserinde şöyle anlatır: “Orta boylu, açık yeşil gözlü, daima güler yüzlü bir insan… Vücuduna göre bir hayli büyükçe duran başı, ufacık elleri ve ayakları ile spor ve hareketten uzak kalmış bir bünye. Mat ve duru bir beniz. Daha çok kafası ile, gönlü ile çalışanlara mahsus ürkek, biraz durgun ve çekingen bir hali vardır Hamit Macit’in... Sırası ve yerini bulunca çok konuşur, güzel konuşur ele aldığı bir konuyu en ince ayrıntılarına kadar dakikalarca anlatmaktan ve kendini dinletmekten pek hoşlanır. Vücudundan çok kafasını ve dilini çalıştıran şairimiz, herkesin her işi, her derdiyle yakından ilgilenir. Herkese dostluk, yakınlık gösterir. Devlet kapısında, mahkemelerde zorluğa uğrayan kimselere akıl verir, yol gösterir.” (Ediboğlu 1968: 85)

Şiirlerini Sulh ve Diğer Şiirler ve İyilik adlı iki kitapta toplar. 1944’te yayımlanan Sulh ve Diğer Şiirler adlı eserinde 83, 1956’da yayımlanan İyilik’te 24 şiire yer verir. İyilik’te sıraları ve isimleri değiştirilerek Sulh ve Diğer Şiirler’den alınan 54 parça bulunur. İyilik’te “Cumhuriyete, Yurda, Ankara’ya Dair…” başlıklı bir bölümde yer alan “19 Mayıs” şiiri, Sulh ve Diğer Şiirler'den aktarılmıştır. Bunun yanı sıra Sulh ve Diğer Şiirler’de yer alan “Güzü Nisanlara Eş!” adlı şiir İyilik’te “Güzü Nisanlara Eş Antalya” adını alır. Selekler, mesleği dolayısıyla yurdun pek çok şehrinde bulunur ve bu yaşantısını şiirlerinde samimi ifadelerle okuruna aktarır. Şiirinde memleket manzaralarının yanı sıra insanoğlunun sevinç ve üzüntüleri ve bahar mevsimi vardır. Aynı zamanda çocukluğunu geçirdiği memleketi Antalya’ya dair izler görülür.

Şiirde sürekli kendini yenileyen ve daima iyiye güzele ulaşmak gayesini felsefe edinen Selekler, söyleyiş, biçim ve teknik unsurları bakımından Türk şiirine yeni ufuklar açmak ister. İkinci şiir kitabı olan İyilik’in başına Samuel Butler’in “Eserinize düşmanınız tarafından meydana getirilmiş gibi bakınız, onu hayranlıkla seyrederseniz mahvolursunuz!” sözünü yerleştirmesinden de anlaşılacağı üzere sanatta durağanlığı, tekdüzeliği reddeden bir yapıda olduğu görülür.

Şiirde biçim hususunda oldukça hassas olan Selekler, birçok biçimsel değişiklikler dener. Ölçüye ve uyağa karşı titiz bir tutuma sahiptir. Sadece “Dağlılar” şiirini serbest ölçüyle kaleme alır. Sone nazım şekliyle de 15 şiiri bulunur.