İhsan Raif

Yeniköy: İ. R. ; Raif Kızı
(d. 1877 / ö. Nisan 1926)
Şair, yazar, güftekâr, bestekâr
(Yeni Edebiyat / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Ayşe İhsan Raif Hanım, Osmanlı'nın son vezirlerinden Köse Raif Paşa ile Çerkes kökenli Servet Hanım'ın kızıdır. Paşa'nın Beyrut mutasarrıfı olduğu zamanda, 1887'de doğdu. Hepsi de ülke için önemli görevlerde bulunmuş üç erkek, bir kız kardeşi vardı. Halit Ziya Uşaklıgil, şairin halasının damadıdır (Uşaklıgil 2017). Babasının Adana Valiliği'nde bulunduğu sırada Danyal Efendi'den, İstanbul'da ise Sadık Paşa'dan dil ve Tevfik Lami Bey'den müzik sahasında özel dersler aldı. Batılı bir eğitim ve hayat tarzını yerlilik ile birleştirdi ve Tanzimat'tan beri aranan ilmen Batı, ruhen Doğu sentezini gerçekleştirdi (Coşkuntürk 1987). Eğitimine ve hayat tarzına rağmen eşini kendisi seçemedi. İlk eşi Mehmet Ali Bora Bey, İhsan Hanım'a bir tuzak kurarak ve hileyle onunla evlendi (Öztürk 2002). Yazar, on beş yıl süren ve üç çocuğu bulunan bu evliliğinde mutlu olmadı. Mehmet Ali Bey'in işret merakına dayanamayınca baba evine dönen yazar, babasının isteğiyle, Fehim Bey'le yaklaşık iki yıl süren bir evlilik daha yaptı. Eşinin verem olması ve bu hastalığın İhsan Hanım'a da bulaşacağı korkusu, bu evliliğin bitiş nedeni oldu (Öztürk 2002). 1903'ten itibaren hocalığını yapan Rıza Tevfik, İhsan Raif Hanım'ın âşık tarzıyla modern şiirler yazmasına vesile oldu. Dönemi içerisinde şair, şarkı ve koşma türünün en mühim isimlerinden oldu. Şarkılar yazıp, çoğunu besteledi. Ülkenin önemli bestekârları, onun eserlerini besteledi ve şarkıları seslendirildi (Öztuna 2006). Evi, edebiyatın önemli mahfillerinden olarak edebiyat ve musikî sohbetlerinin gerçekleştiği bir kültür merkezi oldu. Kendisinin mükemmel derecede piyano çalması, ortamı daha da seçkinleştirdi (Ozansoy 2016) Balkan Harbi'nden itibaren, Müdafaa-i Milliye Osmanlı Hanımlar Heyeti'nde yer aldı ve burada hamasî şiirlerini okuyarak, orduya yardım faaliyetine katıldı. 1913'te anne ve babası, kısa aralıklarla vefat etti. 1914'te şair, yine kendisi gibi edebiyatçı olan Şahabettin Süleyman'la evlendi. 1915'te de askerlere yardım toplamak için Millet Tiyatrosu'nda bir müsamere tertip etti. Bu faaliyetlerde kendisine Şahabettin Bey de eşlik etti (Polat 2012). Yaklaşık altı yıl süren evliliği, İsviçre seyahatleri sırasında, Şahabettin Bey'in İspanyol Gribi'ne yakalanarak birkaç gün içerisinde hayata veda etmesiyle neticelendi. İhsan Raif Hanım, ölümüne kadar yaklaşık altı yıl devam edecek olan son evliliğini, İsviçre'de tanıştıkları ve Şahabettin Bey'in defin işlemleriyle de ilgilenen Bell isimli genç şairle yaptı (Karaosmanoğlu 1969). Bell, Müslüman oldu ve Hüsrev adını aldı. Eşiyle İsviçre'de yaşayan İhsan Raif; Fransa, Belçika gibi Avrupa ülkelerine seyahatler gerçekleştirdi (Necatigil 1999). 1926 yılında, Nisan ayının ilk haftasında, bir apandisit ameliyatı sırasında Paris'te öldü. Cenazesi son eşi tarafından yurda getirildi ve Aşiyan Mezarlığı'na defnedildi.

Şairin edebiyat dünyasında adına ilk olarak Mehmet Rauf'un kadınlar için çıkardığı Mehasin'de 1908'de yayımladığı şiirlerle rastlanır. Rıza Tevfik'in hecede durakları değiştiren ve heceyi modernleştiren üslubundan etkilenir. Rübab'ın yazı kadrosuna katılır ve Yeniköy: İ. R. imzasıyla şiirlerini yayımlar (Polat 2012). Yarın, Genç Yolcular yazarın eser verdiği diğer periyodiklerdir. 1912'de Ey Ehl-i İslâm adını taşıyan ve millî kaygıları dile getiren risalesi, "Kahraman Ordumuza Hediye" ithafıyla yayımlanır. 1914 yılında dergilerde bulunan şiirlerini Gözyaşları adlı kitabında toplar. Şair, bu eserini "Feryatlar", "Yeisler", "Garip Demler" ve "Sevdalar" olmak üzere dört bölümde hazırlar. Başta bulunan "Gözyaşları" ise bir dibace görünümündedir. Eser, şairin tüm şiir anlayışını örnekler niteliktedir. Bu bağlamda şairin temalarını millî kaygılar ve savaş; Anadolu insanı ve hayatı; toplumsal eşitsizlikler ve merhamet; aile hayatı; aşk ve cinsel hazlar ile tabiat oluşturur. Romantik bir milliyetçi dalganın etkisinde olan şair, âşık tarzı şiirlerine Ziya Gökalp etkisini de yüklediğinde çeşitli masallar ve fanteziler de kaleme alır. “Uyan”, “Kin Dalgaları”, “Koca Nine”, “Kafkas”, “Hilalin Hasta Gülü”, “Ninni”, “Selçuk Hatun Marşı”, “İstanbul Sultanisi Marşı”, “Sus Ağlama”, “Ey Ehl-i İslam”, “Kadın ve Vatan”, “Yüksel Ey Türk” gibi şiirleriyle "millî romantik duyuş" tarzını örnekleyen İhsan Raif Hanım, bu tür şiirlerinde Namık Kemal, Ziya Gökalp, Mehmet Emin tarzının etkisindedir. Savaşta şehit olan sevdiğinin mezarı başında ağlayan ve bir yolcuyla dertleşen kızın hikâyesini sunan “Yolcu” veya şehitlerin, yaşayanlara olan sitemini ve vatanın düştüğü durum karşısındaki şaşkınlıklarını dile getiren “Seda-yı Şühedâ” gibi şiirler kadın şair duyarlığını yansıtan ürünlerdir."Feryâd-ı Vicdan", şairin erkekleri cepheye çağırdığı, Türklük ve İslamlığın birbirinden ayrılamayacağını vurguladığı bir şiirdir. Şiirdeki "Can verelim, nam alalım" sözleri, Namık Kemal'den esinle oluşturulmuştur. Vaveylâ, şairin Avrupa'ya oksidentalist bir bakışla ve daha çok kınama nazarıyla baktığı şiiridir. Millî mücadeleye cephe gerisinde destek sağlamak için çabalayan şair, “Hilâl-i Ahmer”, “Gönül İster ki” gibi şiirleriyle toplumsal seferberlik ruhunu uyandırmak ister. “Hasta”, “Dilenci”, “Verem”, “Hicran”, “Zeval”,“Öğüt”, “Turhan'ın Anası”, “Yeis ü Azim”, “Bir Alilin Duygusu”, “Ağlarım” gibi eserleri, Ara Nesil devresinden beri var olan ve Servet-i Fünûn ile yaygınlaşan toplumsal nitelikli, sınıf eşitsizliklerine ve fakirliğin görmezden gelinişine dair sosyal eleştiriler sunan metinlerdir. “Akgül Esma”, “Ey Kâbus-ı Hayalim”, “Bir Damla Kan”, “Kerem”, “Şehzade 'Nur'la 'Gülperi”, “Bağcı Kız”, "Ninni" şiirleri, Anadolu halk ve hayatına dair önemli birikimler içerir. Kimileri deyişmeli olan ve manzum hikâye özelliği de gösteren metinlerde Ziya Gökalp tesirleri belirgindir. “Fani”, “Derviş”, “Dertli”, “Garip”, “Erenler” gibi şiirleri Rıza Tevfik’ten etkilenerek oluşturduğu, tekke tasavvuf edebiyatı içerisinde değerlendirilebilecek eserlerdendir. “Ezan Sesi”, “Coşkun” şiirleri şairin dine dair düşüncelerini açtığı ve Tanrı karşısında yetersizliğini, aczini belirttiği eserleri olarak dikkati çeker. “Gün Dönerken”, “Gece Başlarken”, “Gecelerim”, “Sonbahar”, “Bir Mevsim” gibi şiirleri, kozmik bir zaman ve tabiat görüşü sunan; Fecr-i Âti üslubunun belirgin olduğu şiirlerdir. “Ben”, “Filozof Doktor Rıza'ya İthaf” şiirleri, şairin hiciv yönünün kuvvetini gösterir. “Aşkın Zehri”, “Kınalar Yaksın”, “Kâinatım”, “Bu Sevdadan Geçersin”, “Gel Gidelim”, “Ruhumun Ayrılmaz Yoldaşına”, “Hırçın”, “Acaba Kimdir?” şiirlerini aşk üzerine yazan şair; “Hasret”, “Periler”, “Aydın Olsun”, “Genç Günler”, “Gözlerin”, “Leblerin”, “Salkımlar Altında”, “Vurgun”, “Çapkın” gibi şiirlerinde ise dönemi için hayli cesur sayılan erotik hazlara yönelik söylemleri ile dikkati çeker.“Yastığım”, “İskarpinim” şiirleri, fetişist etkiler taşıyan, nesne üzerinden cinsel okumalara imkân veren şiirler olarak görünür.

Kadın edebiyatının santimantal duyarlığını yansıtan eserlerinde, zaman zaman ince ve orijinal metinlere rastlanır fakat dilinin eskiliği, zamana taşınmasına engel olan (N. Haşim 1918) İhsan Raif, Ahmet Haşim tarafından, ideolojisiyle değil ancak, duyarlılığı, gerçekçiliği, dili ve üslubuyla "millî şair" olarak değerlendirilir (Coşkuntürk 1987). "Olaylardan etkilenip duygulanmasıyla izlenimci, yaşamın gerçeklerinden ürküntü duymasıyla da romantik" olan sanatçı, (Öztürk 2002) bir ideolojinin etrafında eserler vermez. Gündelik hayatta kolaylıkla karşılığı bulunabilecek duygu ve düşüncelerini, samimi ve içli bir üslupla şiire aktarır. Türk edebiyatında hece vezninin tutunması sürecinde önemli bir basamak olan şair, Millî Mücadele lehinde ve hece ölçüsüyle yazan ilk modern kadın şairlerdendir.

Kaynakça

Coşkuntürk, Hüveyla (1987). İhsan Râif Hanım. Ankara: KB.

Karaosmanoğlu, Yakup Kadri (1969). Gençlik ve Edebiyat Hatıraları. Ankara: Bilgi.

Necatigil, Behçet (1999). Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü. İstanbul: Varlık.

Nüzhet Haşim (1918). Millî Edebiyata Doğru. İstanbul: Nefaset Matbaası.

Ozansoy, Halit Fahri (2016). Edebiyatçılar Geçiyor. İstanbul: Dergâh.

Öztuna, Yılmaz (2006). Türk Mûsikisi Ansiklopedik Sözlüğü. İstanbul: Orient.

Öztürk, Cemil (2002). İhsan Raif Hanım. İstanbul: Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi.

Polat, Nâzım H. (2012). Yenileşme Devri Türk Edebiyatından Çizgiler. Ankara: Kurgan.

Uşaklıgil, Halit Ziya (2017). Kırk Yıl. İstanbul: Özgür.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: DOÇ. DR. DİLEK ÇETİNDAŞ
Yayın Tarihi: 13.11.2019
Güncelleme Tarihi: 06.11.2020

Eser AdıYayın eviBasım yılıEser türü
Ey Ehl-i İslâmKarabet / İstanbul1913Şiir
GözyaşlarıAhmet İhsan ve Şürekâsı / İstanbul1914Şiir
Kadın ve VatanAhmet İhsan ve Şürekâsı / İstanbul1915Şiir

İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1BEDİİ DEMİRSERENd. 1 Ekim 1925 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
2PÎR EFENDİd. ? - ö. 1812-13Doğum YeriGörüntüle
3FÂRİS, Beyrutlud. ? - ö. 1888Doğum YeriGörüntüle
4Fuat Hulusi Demirellid. 1877 - ö. 23 Kasım 1955Doğum YılıGörüntüle
5SEFİL LADO, Vladimir Beruaşvilid. 1877 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
6Tahir Olgund. 14 Eylül 1877 - ö. 20 Haziran 1951Doğum YılıGörüntüle
7GUFRANÎ, Durmuş Alid. 1864 - ö. 1926Ölüm YılıGörüntüle
8ELESGER ALMEMMED OĞLUd. 1821 - ö. 07.03.1926Ölüm YılıGörüntüle
9Fatih Emirhand. 13 Ocak 1886 - ö. 9 Mart 1926Ölüm YılıGörüntüle
10Barış Müstecaplıoğlud. 27 Nisan 1977 - ö. ?MeslekGörüntüle
11Kemalettin Kamud. 14 Eylül 1901 - ö. 6 Mart 1948MeslekGörüntüle
12Rıfkı Melûl Meriçd. 1901 - ö. 22 Ocak 1964MeslekGörüntüle
13Münif Paşad. 1828 - ö. 6 Şubat 1910Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14Nezihe Muhittind. 1889 - ö. 10 Şubat 1958Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15Fuat Hulusi Demirellid. 1877 - ö. 23 Kasım 1955Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
16İhsan Bayramd. 1933 - ö. ?Madde AdıGörüntüle
17Ümran Dağaşan Özlükd. 23 Mayıs 1954 - ö. ?Madde AdıGörüntüle
18İPEKNİSA MEŞEDİ MEHBALI KIZId. ? - ö. 1941Madde AdıGörüntüle