Madde Detay
KAZAK ABDAL, Ahmed
(d. ?/? - ö. ?/?)
âşık
(Âşık / 16. Yüzyıl / Türkiye Dışı)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Asıl adı Ahmed olan ve Kazak Abdal mahlasıyla şöhret kazanan bu şairin hayatı hakkında çok fazla bilgi yoktur. Sadeddin Nüzhet Ergun, Üsküdarda “Selim Ağa” kütüphanesinde “40” numaralı mecmuada “Kazak Ahmed Baba” namına kayıtlı bir nefes olduğunu ve bunun da Kazak Abdal mahlasıyla şöhret bulan aynı kişiye ait olabileceğini belirtir (1944: 257). Kazak Abdal, on yedinci yüzyılın ikinci yarısında yaşamış Bektaşi şairlerinden olup Romanya Türklerinden olduğu tahmin edilmektedir (Kocatürk 1968: 378), (TEA 1982: 241). Kazak Abdal’ın ancak birkaç şiiri tespit edilebilmiştir. Bu şiirlerin birinde, Bektaşiliğin kurucularından Balım Sultan’dan övgü ve sevgi ile söz etmekte, onun giyiniş ve yürüyüşünü ayrıntılarıyla belirtmektedir: “Arslan gibi apul apul yürüyen/Kendi özün Hakk sırrına bürüyen/Kepeneğin yanı sıra sürüyen/ Mürsel Baba oğlu Sultan Balı’dır”. Bu dizelere bakarak Kazak Abdal’ın 1516’da ölen Balım Sultan’la aynı çağda (yani XVI. yüzyılda) yaşadığı ve onun tarikatına bağlandığı öne sürülmüştür. Şu örnek de bunu pekiştirmektedir: “Benim pirim Hacı Bektaş Veli’dir/Pirim piri Şâh-ı Merdân Ali’dir/Seyit Ali Sultan Kızıl Deli’dir/Mürsel Baba oğlu Sultan Balı’dır” (Bezirci 1993: 139). Ayrıca 17. asrın sonlarında yazılan bazı mecmualarda da bu şairin Balım Sultan hakkındaki methiyesine tesadüf edilmektedir. Diğer şiirleri ise daha sonraki zamanlarda vücuda getirilmiş mecmualarda görülmektedir (Ergun 1944: 89).
Kazak Abdal hakkında diğer araştırmacılardan farklı olarak Turgut Koca rivayete dayalı şöyle bir bilgi aktarmaktadır: Kazak Abdal’ın, Bektaşi gelenekleri içinde, yaşam öyküsü ilgi çekicidir. Şöyle ki: Rus Çarı’nın kızı bir çocuk doğurur. Fakat bu çocuk, annesinden süt emmez. Bu duruma ne hekimler, ne de papazlar çare bulabilir. Sonunda Deliorman Dergâhı’ndan, Rusya’dan tuz parası almak üzere gelen Demir Baba’ya: “Sen keramet ehli bir azizsin. Bu çocuğu tutulduğu hastalıktan kurtar, diye yalvarırlar. Demir Baba da: “Bu çocuğun süt emmesini sağlar isem, tekkeme nezreder misiniz?” der. Kabul ederler. Demir Baba çocuğa, “Em!” der. Çocuk, anasının memesini emer. Çocuk delikanlılık çağına erince, çocuğu Demir Baba Dergâhı’na gönderirler. Böylece Demir Baba çocuğu evlat edinir. Adını Ahmed koyar. Bu çocuk daha sonraları Balım Sultan’a giderek, el alır ve adı da Kazak Abdal olur. Kazak Abdal’ın ucu tenteneli ve taşlaşmış bir mendili, Demir Baba dergâhında bulunduğunu, Deliorman’dan gelen göçmenler söylemektedir. Kazak Abdal, Denizli’deki dergâhında yatar (Koca 1990: 225). Kazak Abdal'ın doğum tarihine ilişkin bilinmezlik ölümü için de geçerlidir.
Yazma dergilerde, cönk ve mecmualarda Kazak Abdal’ın şiirlerine rastlanılmaktadır. (Msl. Üsküdar Selimağa Ktp. Nu. 40). S. N. Ergun, Bektaşî-Kızılbaş Alevî Şairleri ve Nefesleri adlı eserinde üç şiirini nakletmektedir (TEA 1982: 241). Kazak Abdal’ın tüm şiirleri henüz derlenmemiştir (Bezirci 1993: 139).
Bektaşi ruhuyla yazılmış tasavvufi şiirleri yanında tasavvufla ilgisi olmayan şiirleri de bulunmaktadır. Kazak Abdal’ın bilhassa satirik mahiyetteki iki manzumesi epeyce şöhret kazanmıştır (Ergun 1944: 89). Bazı yanlarıyla Azmî’yi ve Kaygusuz Abdal’ı anımsatan şiirlerinde yergi ve gülmece öğeleri ağır basmaktadır. Türkçesi temizdir. Kendine özgü bir deyişi ve gerçekçi bir bakışı vardır. Kaba sofuların, softaların, tutarsız kişilerin çelişkili davranışlarını ustalıkla taşlamaktadır. (Bezirci 1993: 139) Şiirleri nükteli ve bol mecazlıdır (TEA 1982: 241) Dili sadedir ve rahat okunur (Koca 1990: 225). Kazak Abdal, usta bir ozan izlenimi bırakmaktadır (Arısoy 1995: 78).
Kazak Abdal’ın hayatı ve edebî kişiliği hakkında cönk ve mecmuarın okunması ile yeni bilgiler elde edilebilir. Tespit edilebilen “Balım Sultan” a yazdığı şiiri, “Eşeği saldım çayıra” ve “Ormanda büyüyen adam azgını” ile başlayan taşlamaları çok meşhurdur. “ Eşeği Saldım Çayıra” adlı taşlaması Cem Karaca, Erkan Oğur-İsmail H. Demircioğlu ve Kıraç gibi birçok sanatçı tarafından seslendirilmiştir.
Kaynakça
Arısoy, Sunullah (1995). Türk Halk Şiiri Antolojisi. Ankara: Bilgi Yayınevi.
Bezirci, Asım (1993). Türk Halk Şiiri. Ankara: Say Yay.
Çelik, Ali (2008). Türk Halk Şiiri Antolojisi. İstanbul: Timaş Yay.
Ergun, Sadettin Nüzhet (1944). Bektaşî Şairleri ve Nefesleri. C. I. İstanbul: Kenan Matbaası.
Ergun, Sadettin Nüzhet (1944). Bektaşî Şairleri ve Nefesleri. C. II. İstanbul: Kenan Matbaası.
Koca, Turgut (1990). Bektaşi Şairleri ve Nefesleri. İstanbul: Naci Kasım İstanbul Maarif Kitaphanesi ve Matbaası.
Kocatürk, Vasfi Mahir (1963). Saz Şiiri Antolojisi. Ankara: Ayyıldız Matbaası.
Kocatürk, Vasfi Mahir (1968). Tekke Şiiri Antolojisi. Ankara: Ayyıldız Matbaası.
“Kazak Abdal” Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi (1982). C. 5. İstanbul: Dergâh Yay. 241.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: ARAŞ. GÖR. EMİNE ÇAKIRYayın Tarihi: 03.12.2014Güncelleme Tarihi: 08.12.2020Eserlerinden Örnekler
Eşeği Saldım Çayıra
Eşeği saldım çayıra
Otlaya karnın doyura
Gördüğü düşü hayıra
Yoranın da avradını
Münkir münafığın soyu
Yıktı harap etti köyü
Mezarına bir tas suyu
Dökenin de anasını
Müfsidin bir de gammazın
Malı vardır da yemezin
İkisin meyyit namazın
Kılanın da anasını
Derince kazın kuyusun
İnim inim inilesin
Kefen dikmeğe iğnesin
Nerenin de anasını
Dağdan tahta getirenin
Mezarına götürenin
Talkınını bitirenin
İmamın da anasını
Kazak Abdal söz söyledi
Cümle halkı dahleyledi
Sorarlarsa kim söyledi
Soranın da anasını
Bezirci, Asım (1993). Türk Halk Şiiri. Ankara: Say Yay. 141.
Taşlama
Ormanda büyüyen adam azgını
Çarşıda pazarda insan beğenmez
Medrese kaçkını softa bozgunu
Selam vermeye dervîşan beğenmez
Âlemi tan eder yanına varsan
Seni yanıltır bir mesele sorsan
Bir cim çıkmaz eğer karnını yarsan
Camiye gelir de erkân beğenmez
Elin kapusunda kul kardaş olan
Burnu sümüklü hem gözü yaş olan
Bayramdan bayrama bir traş olan
Berber dükkânında oğlan beğenmez
Dağlarda bayırda gezen bir yörük
Kimi tımarlı sipahi kimisi serbölük
Bir elife dili dönmeyen hödük
Şehristana gelir de ezan beğenmez
Bir çubuğu vardır gayet küçücek
Zu'm-ı fâsidince keyif sürecek
Kırık çanağı yok ayran içecek
Kahvede fağfuri fincân beğenmez
Yaz olunca yayla yayla göçenler
Topuz korkusundan şardan kaçanlar
Meşe yaprağını kıyıp içenler
Rumeli bohçasını duhân beğenmez
Aslında neslinde giymemiş hâre
İş gelmez elinden gitmez bir kâre
Sandığı gömleksiz duran mekkâre
Bedestene gelir kaftan beğenmez
Kazak Abdal söyler bu türlü sözü
Yoğurt ayran ile hallolmuş özü
Köyden şehre gelen bir köylü kızı
İnci yakut ister mercân beğenmez
Ergun, Sadettin Nüzhet (1944). Bektaşî Şairleri ve Nefesleri. C. I. stanbul: Kenan Matbaası. 258-259.
Balım Sultan
Benim pirim Haci Bektas Veli'dir
Pirim piri Şah-ı Merdan Ali'dir
Seyyit Ali Sultan Kızıl Deli’dir
Mürsel Baba oglu Sultan Balım’dır
Erenlerin lokmasından yer isen
Gerçek imamların aslı der isen
Dinle pendi sana derim er isen
Mürsel Baba oglu Sultan Balım’dır
Arslan gibi apul apul yürüyen
Kendi özün Hak sirrina bürüyen
Kepenegin yanı sıra yürüyen
Mürsel Baba oglu Sultan Balım’dır
Mümin olan lokmasını yedirir
Her sözleri rumuz ile bildirir
Gümansız bil anı gerçek Velidir
Mürsel Baba oglu Sultan Balım’dır
Kizil Deli ocagında uyanan
Baştan başa yeşillere boyanan
Varip pirin eşigine dayanan
Mürsel Baba oglu Sultan Balımdır
Mekan tutmus Hanbagında bucagın
Bulutlara ağip tutan sancagın
Uyandırdı pirimizin ocagın
Mürsel Baba oglu Sultan Balım’dır
Kazak Abdal der rivayet eyledim
Üç yüz altmis er ziyaret eyledim
Bu da söz başı bir hikâyet eyledim
Mürsel Baba oglu Sultan Balım’dır
Kocatürk, Vasfi Mahir (1968). Tekke Şiiri Antolojisi. Ankara: Ayyıldız Matbaası. 378.
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 03.12.2014Güncelleme Tarihi: 08.12.2020Eserlerinden Örnekler
Eşeği Saldım Çayıra
Eşeği saldım çayıra
Otlaya karnın doyura
Gördüğü düşü hayıra
Yoranın da avradını
Münkir münafığın soyu
Yıktı harap etti köyü
Mezarına bir tas suyu
Dökenin de anasını
Müfsidin bir de gammazın
Malı vardır da yemezin
İkisin meyyit namazın
Kılanın da anasını
Derince kazın kuyusun
İnim inim inilesin
Kefen dikmeğe iğnesin
Nerenin de anasını
Dağdan tahta getirenin
Mezarına götürenin
Talkınını bitirenin
İmamın da anasını
Kazak Abdal söz söyledi
Cümle halkı dahleyledi
Sorarlarsa kim söyledi
Soranın da anasını
Bezirci, Asım (1993). Türk Halk Şiiri. Ankara: Say Yay. 141.
Taşlama
Ormanda büyüyen adam azgını
Çarşıda pazarda insan beğenmez
Medrese kaçkını softa bozgunu
Selam vermeye dervîşan beğenmez
Âlemi tan eder yanına varsan
Seni yanıltır bir mesele sorsan
Bir cim çıkmaz eğer karnını yarsan
Camiye gelir de erkân beğenmez
Elin kapusunda kul kardaş olan
Burnu sümüklü hem gözü yaş olan
Bayramdan bayrama bir traş olan
Berber dükkânında oğlan beğenmez
Dağlarda bayırda gezen bir yörük
Kimi tımarlı sipahi kimisi serbölük
Bir elife dili dönmeyen hödük
Şehristana gelir de ezan beğenmez
Bir çubuğu vardır gayet küçücek
Zu'm-ı fâsidince keyif sürecek
Kırık çanağı yok ayran içecek
Kahvede fağfuri fincân beğenmez
Yaz olunca yayla yayla göçenler
Topuz korkusundan şardan kaçanlar
Meşe yaprağını kıyıp içenler
Rumeli bohçasını duhân beğenmez
Aslında neslinde giymemiş hâre
İş gelmez elinden gitmez bir kâre
Sandığı gömleksiz duran mekkâre
Bedestene gelir kaftan beğenmez
Kazak Abdal söyler bu türlü sözü
Yoğurt ayran ile hallolmuş özü
Köyden şehre gelen bir köylü kızı
İnci yakut ister mercân beğenmez
Ergun, Sadettin Nüzhet (1944). Bektaşî Şairleri ve Nefesleri. C. I. stanbul: Kenan Matbaası. 258-259.
Balım Sultan
Benim pirim Haci Bektas Veli'dir
Pirim piri Şah-ı Merdan Ali'dir
Seyyit Ali Sultan Kızıl Deli’dir
Mürsel Baba oglu Sultan Balım’dır
Erenlerin lokmasından yer isen
Gerçek imamların aslı der isen
Dinle pendi sana derim er isen
Mürsel Baba oglu Sultan Balım’dır
Arslan gibi apul apul yürüyen
Kendi özün Hak sirrina bürüyen
Kepenegin yanı sıra yürüyen
Mürsel Baba oglu Sultan Balım’dır
Mümin olan lokmasını yedirir
Her sözleri rumuz ile bildirir
Gümansız bil anı gerçek Velidir
Mürsel Baba oglu Sultan Balım’dır
Kizil Deli ocagında uyanan
Baştan başa yeşillere boyanan
Varip pirin eşigine dayanan
Mürsel Baba oglu Sultan Balımdır
Mekan tutmus Hanbagında bucagın
Bulutlara ağip tutan sancagın
Uyandırdı pirimizin ocagın
Mürsel Baba oglu Sultan Balım’dır
Kazak Abdal der rivayet eyledim
Üç yüz altmis er ziyaret eyledim
Bu da söz başı bir hikâyet eyledim
Mürsel Baba oglu Sultan Balım’dır
Kocatürk, Vasfi Mahir (1968). Tekke Şiiri Antolojisi. Ankara: Ayyıldız Matbaası. 378.
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 08.12.2020Eserlerinden Örnekler
Eşeği Saldım Çayıra
Eşeği saldım çayıra
Otlaya karnın doyura
Gördüğü düşü hayıra
Yoranın da avradını
Münkir münafığın soyu
Yıktı harap etti köyü
Mezarına bir tas suyu
Dökenin de anasını
Müfsidin bir de gammazın
Malı vardır da yemezin
İkisin meyyit namazın
Kılanın da anasını
Derince kazın kuyusun
İnim inim inilesin
Kefen dikmeğe iğnesin
Nerenin de anasını
Dağdan tahta getirenin
Mezarına götürenin
Talkınını bitirenin
İmamın da anasını
Kazak Abdal söz söyledi
Cümle halkı dahleyledi
Sorarlarsa kim söyledi
Soranın da anasını
Bezirci, Asım (1993). Türk Halk Şiiri. Ankara: Say Yay. 141.
Taşlama
Ormanda büyüyen adam azgını
Çarşıda pazarda insan beğenmez
Medrese kaçkını softa bozgunu
Selam vermeye dervîşan beğenmez
Âlemi tan eder yanına varsan
Seni yanıltır bir mesele sorsan
Bir cim çıkmaz eğer karnını yarsan
Camiye gelir de erkân beğenmez
Elin kapusunda kul kardaş olan
Burnu sümüklü hem gözü yaş olan
Bayramdan bayrama bir traş olan
Berber dükkânında oğlan beğenmez
Dağlarda bayırda gezen bir yörük
Kimi tımarlı sipahi kimisi serbölük
Bir elife dili dönmeyen hödük
Şehristana gelir de ezan beğenmez
Bir çubuğu vardır gayet küçücek
Zu'm-ı fâsidince keyif sürecek
Kırık çanağı yok ayran içecek
Kahvede fağfuri fincân beğenmez
Yaz olunca yayla yayla göçenler
Topuz korkusundan şardan kaçanlar
Meşe yaprağını kıyıp içenler
Rumeli bohçasını duhân beğenmez
Aslında neslinde giymemiş hâre
İş gelmez elinden gitmez bir kâre
Sandığı gömleksiz duran mekkâre
Bedestene gelir kaftan beğenmez
Kazak Abdal söyler bu türlü sözü
Yoğurt ayran ile hallolmuş özü
Köyden şehre gelen bir köylü kızı
İnci yakut ister mercân beğenmez
Ergun, Sadettin Nüzhet (1944). Bektaşî Şairleri ve Nefesleri. C. I. stanbul: Kenan Matbaası. 258-259.
Balım Sultan
Benim pirim Haci Bektas Veli'dir
Pirim piri Şah-ı Merdan Ali'dir
Seyyit Ali Sultan Kızıl Deli’dir
Mürsel Baba oglu Sultan Balım’dır
Erenlerin lokmasından yer isen
Gerçek imamların aslı der isen
Dinle pendi sana derim er isen
Mürsel Baba oglu Sultan Balım’dır
Arslan gibi apul apul yürüyen
Kendi özün Hak sirrina bürüyen
Kepenegin yanı sıra yürüyen
Mürsel Baba oglu Sultan Balım’dır
Mümin olan lokmasını yedirir
Her sözleri rumuz ile bildirir
Gümansız bil anı gerçek Velidir
Mürsel Baba oglu Sultan Balım’dır
Kizil Deli ocagında uyanan
Baştan başa yeşillere boyanan
Varip pirin eşigine dayanan
Mürsel Baba oglu Sultan Balımdır
Mekan tutmus Hanbagında bucagın
Bulutlara ağip tutan sancagın
Uyandırdı pirimizin ocagın
Mürsel Baba oglu Sultan Balım’dır
Kazak Abdal der rivayet eyledim
Üç yüz altmis er ziyaret eyledim
Bu da söz başı bir hikâyet eyledim
Mürsel Baba oglu Sultan Balım’dır
Kocatürk, Vasfi Mahir (1968). Tekke Şiiri Antolojisi. Ankara: Ayyıldız Matbaası. 378.
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Eşeği Saldım Çayıra
Eşeği saldım çayıra
Otlaya karnın doyura
Gördüğü düşü hayıra
Yoranın da avradını
Münkir münafığın soyu
Yıktı harap etti köyü
Mezarına bir tas suyu
Dökenin de anasını
Müfsidin bir de gammazın
Malı vardır da yemezin
İkisin meyyit namazın
Kılanın da anasını
Derince kazın kuyusun
İnim inim inilesin
Kefen dikmeğe iğnesin
Nerenin de anasını
Dağdan tahta getirenin
Mezarına götürenin
Talkınını bitirenin
İmamın da anasını
Kazak Abdal söz söyledi
Cümle halkı dahleyledi
Sorarlarsa kim söyledi
Soranın da anasını
Bezirci, Asım (1993). Türk Halk Şiiri. Ankara: Say Yay. 141.
Taşlama
Ormanda büyüyen adam azgını
Çarşıda pazarda insan beğenmez
Medrese kaçkını softa bozgunu
Selam vermeye dervîşan beğenmez
Âlemi tan eder yanına varsan
Seni yanıltır bir mesele sorsan
Bir cim çıkmaz eğer karnını yarsan
Camiye gelir de erkân beğenmez
Elin kapusunda kul kardaş olan
Burnu sümüklü hem gözü yaş olan
Bayramdan bayrama bir traş olan
Berber dükkânında oğlan beğenmez
Dağlarda bayırda gezen bir yörük
Kimi tımarlı sipahi kimisi serbölük
Bir elife dili dönmeyen hödük
Şehristana gelir de ezan beğenmez
Bir çubuğu vardır gayet küçücek
Zu'm-ı fâsidince keyif sürecek
Kırık çanağı yok ayran içecek
Kahvede fağfuri fincân beğenmez
Yaz olunca yayla yayla göçenler
Topuz korkusundan şardan kaçanlar
Meşe yaprağını kıyıp içenler
Rumeli bohçasını duhân beğenmez
Aslında neslinde giymemiş hâre
İş gelmez elinden gitmez bir kâre
Sandığı gömleksiz duran mekkâre
Bedestene gelir kaftan beğenmez
Kazak Abdal söyler bu türlü sözü
Yoğurt ayran ile hallolmuş özü
Köyden şehre gelen bir köylü kızı
İnci yakut ister mercân beğenmez
Ergun, Sadettin Nüzhet (1944). Bektaşî Şairleri ve Nefesleri. C. I. stanbul: Kenan Matbaası. 258-259.
Balım Sultan
Benim pirim Haci Bektas Veli'dir
Pirim piri Şah-ı Merdan Ali'dir
Seyyit Ali Sultan Kızıl Deli’dir
Mürsel Baba oglu Sultan Balım’dır
Erenlerin lokmasından yer isen
Gerçek imamların aslı der isen
Dinle pendi sana derim er isen
Mürsel Baba oglu Sultan Balım’dır
Arslan gibi apul apul yürüyen
Kendi özün Hak sirrina bürüyen
Kepenegin yanı sıra yürüyen
Mürsel Baba oglu Sultan Balım’dır
Mümin olan lokmasını yedirir
Her sözleri rumuz ile bildirir
Gümansız bil anı gerçek Velidir
Mürsel Baba oglu Sultan Balım’dır
Kizil Deli ocagında uyanan
Baştan başa yeşillere boyanan
Varip pirin eşigine dayanan
Mürsel Baba oglu Sultan Balımdır
Mekan tutmus Hanbagında bucagın
Bulutlara ağip tutan sancagın
Uyandırdı pirimizin ocagın
Mürsel Baba oglu Sultan Balım’dır
Kazak Abdal der rivayet eyledim
Üç yüz altmis er ziyaret eyledim
Bu da söz başı bir hikâyet eyledim
Mürsel Baba oglu Sultan Balım’dır
Kocatürk, Vasfi Mahir (1968). Tekke Şiiri Antolojisi. Ankara: Ayyıldız Matbaası. 378.
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | Refik Özdek | d. 1 Eylül 1928 - ö. 28 Ağustos 1995 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | Yahya Benekay | d. 1925 - ö. 22 Mart 1997 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | Kemal Haşim Karpat | d. 15 Şubat 1923 - ö. 20 Şubat 2019 | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | Refik Özdek | d. 1 Eylül 1928 - ö. 28 Ağustos 1995 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | Yahya Benekay | d. 1925 - ö. 22 Mart 1997 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | Kemal Haşim Karpat | d. 15 Şubat 1923 - ö. 20 Şubat 2019 | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | Refik Özdek | d. 1 Eylül 1928 - ö. 28 Ağustos 1995 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | Yahya Benekay | d. 1925 - ö. 22 Mart 1997 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | Kemal Haşim Karpat | d. 15 Şubat 1923 - ö. 20 Şubat 2019 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | Refik Özdek | d. 1 Eylül 1928 - ö. 28 Ağustos 1995 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
11 | Yahya Benekay | d. 1925 - ö. 22 Mart 1997 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
12 | Kemal Haşim Karpat | d. 15 Şubat 1923 - ö. 20 Şubat 2019 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
13 | Refik Özdek | d. 1 Eylül 1928 - ö. 28 Ağustos 1995 | Madde Adı | Görüntüle |
14 | Yahya Benekay | d. 1925 - ö. 22 Mart 1997 | Madde Adı | Görüntüle |
15 | Kemal Haşim Karpat | d. 15 Şubat 1923 - ö. 20 Şubat 2019 | Madde Adı | Görüntüle |