M. Niyazi Akıncıoğlu

Eflatun Cüneyt
(d. 1919 / ö. 1 Şubat 1979)
Avukat, Şair, Öğretmen
(Yeni Edebiyat / 20. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Kırklareli’nin Kurudere köyünde doğdu. Baba adı Muharrem Niyazi olan şairin anne adı Zehra’dır (Bezirci 1997: 99). Liseyi Edirne ve Bursa’da (1938) okuyan Akıncıoğlu, İstanbul Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. Üç çocuğa sahip olan Niyazi Akıncıoğlu’nun kızı Zeynep, annesi gibi öğretmen, oğlu Tevfik doktor, diğer oğlu Eflatun Cüneyt ise banka memurudur. “Eflatun Cüneyt”, Muharrem Niyazi Akıncıoğlu’nun 1943’lerde kullandığı takma adıdır” (Akıncıoğlu 1996: 10). Şair, “4 Nisan 1953’te tutuklanır. Köy enstitüsü çıkışlı 22 öğretmenle birlikte 'gizli cemiyet kurmak'la suçlanır. 20 ay hapis yatar. Yapılan yargılama sonunda, 11 Aralık 1954’te aklanır” (Bezirci 1997: 99). Cezaevinden çıktıktan sonra sakin bir hayatı tercih eder.

“1970’lere uzanan bu sessizlik döneminden sonra, 1971 yılında yeniden yayımladığı Yağmur Duası, Hasbihal, Hürriyet Kasidesi; 1972’de yayımlanan Uzaktan Sevgilerle ve 1977’de görülen Mev’ut Gün, Mutluca Gün başlıklı şiirleriyle uzun bir süre susmuş olsa bile, '24 saat şair' olduğunu kanıtlar” (Akıncıoğlu 1996: 11). M. Niyazi Akıncıoğlu 1979'da Ankara'da vefat etmiştir.

“M. Niyazi Akıncıoğlu, 1935 yılında, on altı yaşında iken başlamış şiir yazmaya. 1938 yılında da bu ilk ürünlerini Bursa’da Haykırışlar adıyla kitaplaştırmış” (Akıncıoğlu 1996: 7). “'Haykırışlar' başlığını taşıyan yedi şiir ile 'Atsız Gibi' gibi ürünlerde sığ bir Türkçülük/Turancılık eğilimi, daha doğrusu özentisi yer alır. Yurdunun, ulusunun gerçeklerine sırt çeviren ve etkisinde kaldığı öğretmenlerden Nihal Atsız ile Orhan Şaik’e öykünen şair, Kızıl Elma (Turan)’ın ateşiyle yanmakta, bu ham hayale ulaşmak için her şeyi yapmaya hazır görünmektedir” (Bezirci 1977: 100).

Akıncıoğlu’nun şiirlerine genel olarak bakıldığında iki dönem görülmektedir. “İlki; 1939’lara kadar, on altı-yirmi yaşları arasında, dönemin hâkim ideolojisine uygun olarak yazdığı; Faruk Nafiz, O. Şaik Gökyay, Nihal Atsız, N. Sami Banarlı, Namdar Rahmi Karatay’ın etkisinde kaldığı şiirlerdir (ki bu şairlerden kimilerinin öğrencisi olmuştur)” (Akıncıoğlu 1996: 11). Hocası Orhan Şaik Gökyay’ın, kendisi üzerinde büyük bir etkisi olduğunu söyleyen şair, en çok Nâzım Hikmet'in tesiri altında olduğunu ifade eder.

Şairin şiirlerindeki dönemlerin “ikincisi; 1937-1938 yılında Bursa Lisesi’ni bitirip, 1939 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne başladığı, bilinçlendiği ve İkinci Dünya Savaşı’nın da etkisiyle toplumcu düşünceye yöneldiği dönemdir. İlk dönem şiirlerinin havasından sıyrılan şair, 1940’lı yılların kültür etkinliğinden de yararlanarak, insancıl şiirler üretir” (Akıncıoğlu 1996: 12). Bu dönem onun bireysel konulardan toplumsal konulara yöneldiği bir dönemdir.

Şairin bu dönemde kaleme aldığı şiirler her ne kadar basılmasa da çeşitli dergilerde yayımlanmıştır. “Edirne, Bursa vb. üzerine şiirlerinde yerel renkleri yöresel görünümleri vurgulama, belirtme özellikleriyle tanındı. Şiirleri çoğunlukla 1940-1950 yıllarının belli başlı dergilerindedir: Servet-i Fünun, Yücel, Yedigün, Yürüyüş, İnsan, Yeni Ses vb.” (Necatigil 195: 28). Milliyet Sanat, Meydan, Gün, Pazar Postası, Yeryüzü, Türkiye Yazıları ve Yeni İnsanlık dergilerinde de Akıncıoğlu’nun şiirleri yayımlanmıştır. “Akıncıoğlu’nun 1941’den ölümüne değin yazıp dergilerde yayımladığı bütün bu şiirler, kişiliğini bulduğu ve gittikçe geliştirdiği dönemin ilginç ürünleridir. Onu asıl temsil edenler de, daha öncekiler değil, bunlardır” (Bezirci 1977: 103).

M. Niyazi Akıncıoğlu, çok beğendiği Nâzım Hikmet gibi, şiirlerinde, divan şiiri ve halk şiiri motiflerini sıkça kullanmış ve bunları ustaca işlemiştir. “Örneğin, 1941’de yazılan 'Dasitan-ı Cibal' halk şiiri geleneğinden -en çok da Köroğlu’ndan- esinlenmiştir" (Bezirci 1977: 102).

“Akıncıoğlu’nu 40 Kuşağı toplumcu-gerçekçi şairleri içinde belirginleştiren özelliklerinden biri de, divan şiirinin söyleyiş güzelliğini tespitidir. Üstelik Abdülbaki Gölpınarlı’nın “Divan Edebiyatı Beyanındadır” adlı yapıtının o dönemde yayımlanması ve bu kitabıyla divan şiirini yerden yere vurması, Niyazi Akıncıoğlu’nu etkilemez” (Akıncıoğlu 1996: 14). “Edirne” ve “Vatan ve Gurbet Üstüne” gibi şiirlerinde bu durum görülmektedir.

M. Niyazi Akıncıoğlu’nun, İnsan dergisinin 1943’te yayımlanan 22. sayısında yer alan “Müteferrik” adındaki şiiri poetik niteliktedir. Akıncıoğlu bu şiirde geçen, “Helva demesini de biliriz, halva demesini de/Mingayri haddin biz de şairiz.” dizeleriyle şiirlerinde, hem halk şiirinin hem de divan şiirinin unsurlarını birlikte ve ustaca kullanmasının özetini yapmış gibidir. Yukarıdaki dizelere bakıldığında şairin, döneminde, hak ettiği değeri görememesinden kaynaklanan bir şikâyet söz konusudur. Ancak şair, resminin hiçbir yerde çıkmaması veya adının anılmamasına rağmen yine de şair olduğunu dillendirmektedir.

M. Niyazi Akıncıoğlu her ne kadar edebiyat tarihlerinde ve antolojilerde yeterince adından bahsedilmemiş olsa da “1940 kuşağı içinde imge yaratışı, sözcükleri kullanışı, dize kuruşu ve şiiri bütünde yakalayışı ile” (Akıncıoğlu 1996: 21) kendine özel yer edinmiş bir şairdir. “Özellikle 1940-1950 döneminde, içeride CHP iktidarının ve dışarıda faşizmin özgürlükleri çiğnediği yıllarda savaşa, baskıya, saldırıya, ölüme karşı barışı, demokrasiyi, kardeşliği, adaleti, yaşamayı savunabilmek ve bunu halk kültürüne yaslanan kendine özgü, başarılı bir şiir yapısı içinde sunabilmek az şey değildir” (Bezirci 1997: 109).

Kaynakça

Akıncıoğlu, M. Niyazi (Nisan 1943). “Müteferrik”. İnsan. S. 22.

Akıncıoğlu, Niyazi (1996). Umut Şiirleri. Ankara: Saypa Yayınları.

Bezirci, Asım (1997). Temele Gül Dikenler. İstanbul: Evrensel Basım Yayın.

Necatigil, Behçet (1995). Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü (16. Basım). İstanbul: Varlık Yayınları.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: DOÇ. DR. HATEM TÜRK
Yayın Tarihi: 21.11.2018
Güncelleme Tarihi: 09.11.2020

Eser AdıYayın eviBasım yılıEser türü
HaykırışlarEmek Kitabevi / Bursa1938Şiir
Umut ŞiirleriSaypa Yayınları / Ankara1996Şiir

İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1SELÎM SÂBİT EFENDİd. 1829 - ö. 1911Doğum YeriGörüntüle
2Mehmet Başarand. 25 Nisan 1926 - ö. 27 Haziran 2015Doğum YeriGörüntüle
3İsmail Gümüşd. 05 Temmuz 1938 - ö. 05 Ekim 2015Doğum YeriGörüntüle
4TURAN KÖTANd. 1919 - ö. 1992Doğum YılıGörüntüle
5Vedat Türkalid. 13 Mayıs 1919 - ö. 29 Ağustos 2016Doğum YılıGörüntüle
6ZEYNEL İLHANd. 1919 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
7SADIK/SADIK BABA, Sadık Doğanayd. 1933 - ö. 23.01.1979Ölüm YılıGörüntüle
8ŞAKİR, Şakir Hacıyev Şahverdioğlud. 24.01.1922 - ö. 10.04.1979Ölüm YılıGörüntüle
9Şevket Arıd. 1888 - ö. 9 Ekim 1979Ölüm YılıGörüntüle
10İsa Hasan Cebeciev (Cebeci)d. 6 Mayıs 1942 - ö. ?MeslekGörüntüle
11Salih Aydemird. 10 Ocak 1967 - ö. ?MeslekGörüntüle
12Fazlı Ertekind. 1911 - ö. 17 Şubat 1977MeslekGörüntüle
13Cuma Boynukarad. 25 Haziran 1964 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14Ümit Kıvançd. 1956 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15Hatice Berrin Yalçınd. 03 Ağustos 1956 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
16NİYÂZÎd. ? - ö. ?Madde AdıGörüntüle
17NİYÂZÎ, Abdullah Niyâzî Efendi, Mevlana Abdullah bin Şeyh İbrahim Şebüsterîd. ? - ö. 1529-1530Madde AdıGörüntüle
18NİYÂZÎ, Niyâzî Çelebid. ? - ö. 1537Madde AdıGörüntüle