Madde Detay
SAFÎ, Hacı Mustafa Safî
(d. 1198/1784 - ö. 1263/29.12.1846)
divan-tekke şairi
(Divan-Tekke / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Asıl adı Mustafa Safî’dir. 1198/1784 yılında Diyarbakır’da doğdu. Şeyh Hacı Mustafa Safî Efendi sanıyla tanındı. Diyarbakır müftüsü Sâlih Efendi’nin oğludur. İlk eğitimini babasından aldı. Dokuz yaşında iken Kur’an’ı hıfzetti. Eğitimini tamamlamak için İstanbul’a gitti. Burada Akşehirli Ömer Efendi’nin derslerine devam ederek icazet aldı. İstanbul’da ikamet etmekte iken Çerkeşli Şeyh Mustafa Efendi’nin daveti üzerine Çerkeş’e giderek ona intisap etti. Üç sene içinde sülûkunu tamamladı. Bir müddet sonra Diyarbakır’a döndü. Bu esnada şeyhi vefat ettiğinden Şeyh Mustafa Efendi’nin halifesi Geredeli Halîl tarafından kendisine hilafet verildi. Bir süreliğine Hicaz’a gitti. Dönüşünde Bolu’ya yerleşerek Semerkand Medresesinde ders vermeye ve medrese bitiğindeki camide müntesibi bulunduğu Halvetî-Şa’bâniye tarikatının ayinini icraya koyuldu. Şeyh Mustafa Safî, Bolu’da otuz üç sene kadar irşat faaliyetinde bulundu. 10 Muharrem 1263/29 Aralık 1846 tarihinde 63 yaşında vefat etti (Menâkıb, vr. 21b-24a). Mezarı Bolu’daki Aktaş Dergahı’ndadır (Fatîn 1271: 243; İnal 1988: 1591; Güner vd. 2003: 36; Beysanoğlu 1996: 302). Ölümüne Alî Emîrî “Kutb idi hakkâ olınca âzim-i dârü’s-selâm/Oldı kutb-ı a’zam-ı âlem ana târîh-i tâm” beytiyle tarih düşürmüştür (Menâkıb-nâme, vr. 34a).
İbnü'l-Emin vaktiyle Sahhaflar Çarşısı’ndan Mustafa Safî’nin terceme-i hâliyle bazı şiirlerinin bulunduğu bir Mecmû'a satın aldığını söylemektedir. Söz konusu Mecmû'a, bugün Millet Kütüphanesi Ali Emîrî Şeriyye 1111 numarada kayıtlı bulunmaktadır. Mustafa Safî’nin müridlerinden Bolulu Dervîş İbrâhîm Hilmî tarafından kaleme alınan eserin adı, Menâkıb-nâme-i Şeyh Mustafâ Safî-i Diyarbekrî'dir. 34 varaklık eserde, Mustafa Safî’nin menakıbı, terceme-i hâli ve bazı şiirleri bulunmaktadır. Yazmada, Mustafa Safî’den devamlı olarak Hazret-i Azîz şeklinde bahsedilmektedir (Menâkıb-nâme, vr. 2a, 3b, 4a). Menâkıb-nâme iki bölümden oluşmaktadır. Yazmanın 1b-21a varakları arasında Mustafa Safî’nin menâkıbı ve bazı şiirleri bulunmaktadır. 21b-34a arasındaki ikinci bölümde ise terceme-i hâli ve muhtelif şiirlerine yer verilmiştir. Ayrıca Safî’den bir sene önce 1262/1845 yılında vefat eden oğlu Mehmed Fâ’ik Efendi'ye ait bazı şiirler de ikinci bölümün mündericatındadır. Müellif, eserin sonunda Alî Emîrî’nin Mustafa Safî için söylemiş olduğu beş bentlik mersiyeye de yer vermiştir. İbrâhîm Hilmî, söz konusu mersiyeyi Alî Emîrî’nin Mir’âtü’l-Fevâ’id adlı eserinden aldığını da söylemektedir (Menâkıb-nâme, vr. 33a-34a). Menâkıb-nâme’de Safî’ye ait aruzla söylenmiş 3 gazel (1’i Farsça), 4 ilâhî, 1 tarih, 1 tahmis ve heceyle söylenmiş 2 ilahi bulunmaktadır.
Şeyh Mustafa Safî, Menâkıb-nâme'sinden anlaşıldığı kadarıyla zahirî ve batınî ilimlerde söz sahibi âlim bir zattır. Bu yüzden olsa gerek birçok müridinin bulunduğu, hatta devrin âlimlerinden bazılarının kendisine intisap ettiği Menâkıb-nâme’de söylenmektedir. Öyle ki Sultan II. Mahmûd, onu sarayına davet etmiş, ilmine ve irfanına hayran kalarak kendisine yüz bin kuruş hediye etmiştir. Safî, bu parayı İstanbul’daki muhtaçlara dağıtarak cömertliğini göstermiştir. Mustafa Safî, kendisinden önceki birçok mutasavvıf şair gibi düşüncelerini şiirle aktarma yoluna gitmiştir. Aruz ve heceyle şiirler söylemiştir. Menâkıb-nâme'sindeki şiirlerinde ana tema tasavvuftur. Manzumelerinde özellikle ilahi aşkı ve Halvetiliği işlemiştir.
Kaynakça
Beysanoğlu, Şevket (1996). Diyarbakırlı Fikir ve Sanat Adamları. C. I. Ankara: San Matbaası.
Dervîş İbrâhîm Hilmî. Menâkıbnâme-i Şeyh Mustafâ Safî-i Diyarbekrî. Millet Kütüphanesi. Alî Emîrî Şeriyye. No. 1111.
Fatîn Dâvud (1271). Hâtimetü’l-Eş’âr. İstanbul: İstihkâm Alayları Litografya Destgâhı.
Güner, Galip ve Nurhan Güner (hzl). (2003). Ali Emirî Efendi, Esâmî-i Şu’arâ-yı Âmid. Ankara: Anıl Matbaası.
İnal, İbnü'l-Emin Mahmud Kemal (1988). Son Asır Türk Şairleri. C. III. İstanbul: Dergâh Yay.
Kurnaz, Cemal ve Mustafa Tatcı (hzl.) (2001). Mehmed Nâil Tuman, Tuhfe-i Nâilî - Divan Şairlerinin Muhtasar Biyografileri. C.II. Ankara: Bizim Büro Yay.
Mehmed Süreyyâ (1311). Sicill-i Osmânî. C. I. İstanbul: Matba’a-i Âmire.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DOÇ. DR. HAKAN YEKBAŞYayın Tarihi: 25.05.2014Güncelleme Tarihi: 11.12.2020Eserlerinden Örnekler
İlâhî
Mahrem-i esrâr-ı aşkız izz ü câhı neyleriz
Mâlik-i gencûr-ı vaslız mülk-i şâhı neyleriz
Kılmışız ifnâ vücûd-ı mâsivâyı ser-be-ser
Nâzır-ı dîdâr-ı dostuz mihr ü mâhı neyleriz
Çün bekâ tahtında yâr-ı bâkî ile hem-demiz
Bu fenâ bezminde fânî taht-gâhı neyleriz
Biz garîk-i bahr-ı tevhîdiz ezelden tâ ebed
Kûşe-gîr-i vahdetiz başka penâhı neyleriz
Şimdilik ârâm-geh oldu bize mülk-i adem
Âlem-i kevn ü mekânda bâr-gâhı neyleriz
Hem-nişîn-i sâkî-i bezm-i elestiz ey Safî
Zâhid-i efsürde-dil-veş hânkâhı neyleriz
İlâhî
Ey tâlib-i irfân olan gel Halvetî erkânına
Cûyende-i gufrân olan gel Halvetî erkânına
İfnâ edüp cân u teni olsun bekâda meskeni
Terk eyle sen senden seni gel Halvetî erkânına
Dergâh-ı Hakk’a tut yüzün bahr-i fenâya sal özün
Dinle fakîrin bu sözün gel Halvetî erkânına
Bâb-ı sarây-ı vahdeti feth etmek istersen ger
Sıdk u hulûs-ı kalb ile gel Halvetî erkânına
Sırr-ı hakîkatdan haberdâr olmayan nâ-puhtenin
Bakma sakın inkârına gel Halvetî erkânına
Bul hakkı sen çık aradan kurtul riyâ vü ucbdan
Kalsın fenâda bu beden gel Halvetî erkânına
Müsterşad ol bil nefsini mürşidden oku dersini
Sarf eyle zikre vaktini gel Halvetî erkânına
Oldı Safî bî-ma’rifet gark-âb-ı bahr-i ma’siyet
Şâyed eder Hak magfiret gel Halvetî erkânına
(Dervîş İbrâhîm Hilmî. Menâkıbnâme-i Şeyh Mustafâ Safî Diyarbekrî. Millet Kütüphanesi. Alî Emîrî Şeriyye. No. 1111. 28a-28b.)
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 25.05.2014Güncelleme Tarihi: 11.12.2020Eserlerinden Örnekler
İlâhî
Mahrem-i esrâr-ı aşkız izz ü câhı neyleriz
Mâlik-i gencûr-ı vaslız mülk-i şâhı neyleriz
Kılmışız ifnâ vücûd-ı mâsivâyı ser-be-ser
Nâzır-ı dîdâr-ı dostuz mihr ü mâhı neyleriz
Çün bekâ tahtında yâr-ı bâkî ile hem-demiz
Bu fenâ bezminde fânî taht-gâhı neyleriz
Biz garîk-i bahr-ı tevhîdiz ezelden tâ ebed
Kûşe-gîr-i vahdetiz başka penâhı neyleriz
Şimdilik ârâm-geh oldu bize mülk-i adem
Âlem-i kevn ü mekânda bâr-gâhı neyleriz
Hem-nişîn-i sâkî-i bezm-i elestiz ey Safî
Zâhid-i efsürde-dil-veş hânkâhı neyleriz
İlâhî
Ey tâlib-i irfân olan gel Halvetî erkânına
Cûyende-i gufrân olan gel Halvetî erkânına
İfnâ edüp cân u teni olsun bekâda meskeni
Terk eyle sen senden seni gel Halvetî erkânına
Dergâh-ı Hakk’a tut yüzün bahr-i fenâya sal özün
Dinle fakîrin bu sözün gel Halvetî erkânına
Bâb-ı sarây-ı vahdeti feth etmek istersen ger
Sıdk u hulûs-ı kalb ile gel Halvetî erkânına
Sırr-ı hakîkatdan haberdâr olmayan nâ-puhtenin
Bakma sakın inkârına gel Halvetî erkânına
Bul hakkı sen çık aradan kurtul riyâ vü ucbdan
Kalsın fenâda bu beden gel Halvetî erkânına
Müsterşad ol bil nefsini mürşidden oku dersini
Sarf eyle zikre vaktini gel Halvetî erkânına
Oldı Safî bî-ma’rifet gark-âb-ı bahr-i ma’siyet
Şâyed eder Hak magfiret gel Halvetî erkânına
(Dervîş İbrâhîm Hilmî. Menâkıbnâme-i Şeyh Mustafâ Safî Diyarbekrî. Millet Kütüphanesi. Alî Emîrî Şeriyye. No. 1111. 28a-28b.)
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 11.12.2020Eserlerinden Örnekler
İlâhî
Mahrem-i esrâr-ı aşkız izz ü câhı neyleriz
Mâlik-i gencûr-ı vaslız mülk-i şâhı neyleriz
Kılmışız ifnâ vücûd-ı mâsivâyı ser-be-ser
Nâzır-ı dîdâr-ı dostuz mihr ü mâhı neyleriz
Çün bekâ tahtında yâr-ı bâkî ile hem-demiz
Bu fenâ bezminde fânî taht-gâhı neyleriz
Biz garîk-i bahr-ı tevhîdiz ezelden tâ ebed
Kûşe-gîr-i vahdetiz başka penâhı neyleriz
Şimdilik ârâm-geh oldu bize mülk-i adem
Âlem-i kevn ü mekânda bâr-gâhı neyleriz
Hem-nişîn-i sâkî-i bezm-i elestiz ey Safî
Zâhid-i efsürde-dil-veş hânkâhı neyleriz
İlâhî
Ey tâlib-i irfân olan gel Halvetî erkânına
Cûyende-i gufrân olan gel Halvetî erkânına
İfnâ edüp cân u teni olsun bekâda meskeni
Terk eyle sen senden seni gel Halvetî erkânına
Dergâh-ı Hakk’a tut yüzün bahr-i fenâya sal özün
Dinle fakîrin bu sözün gel Halvetî erkânına
Bâb-ı sarây-ı vahdeti feth etmek istersen ger
Sıdk u hulûs-ı kalb ile gel Halvetî erkânına
Sırr-ı hakîkatdan haberdâr olmayan nâ-puhtenin
Bakma sakın inkârına gel Halvetî erkânına
Bul hakkı sen çık aradan kurtul riyâ vü ucbdan
Kalsın fenâda bu beden gel Halvetî erkânına
Müsterşad ol bil nefsini mürşidden oku dersini
Sarf eyle zikre vaktini gel Halvetî erkânına
Oldı Safî bî-ma’rifet gark-âb-ı bahr-i ma’siyet
Şâyed eder Hak magfiret gel Halvetî erkânına
(Dervîş İbrâhîm Hilmî. Menâkıbnâme-i Şeyh Mustafâ Safî Diyarbekrî. Millet Kütüphanesi. Alî Emîrî Şeriyye. No. 1111. 28a-28b.)
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
İlâhî
Mahrem-i esrâr-ı aşkız izz ü câhı neyleriz
Mâlik-i gencûr-ı vaslız mülk-i şâhı neyleriz
Kılmışız ifnâ vücûd-ı mâsivâyı ser-be-ser
Nâzır-ı dîdâr-ı dostuz mihr ü mâhı neyleriz
Çün bekâ tahtında yâr-ı bâkî ile hem-demiz
Bu fenâ bezminde fânî taht-gâhı neyleriz
Biz garîk-i bahr-ı tevhîdiz ezelden tâ ebed
Kûşe-gîr-i vahdetiz başka penâhı neyleriz
Şimdilik ârâm-geh oldu bize mülk-i adem
Âlem-i kevn ü mekânda bâr-gâhı neyleriz
Hem-nişîn-i sâkî-i bezm-i elestiz ey Safî
Zâhid-i efsürde-dil-veş hânkâhı neyleriz
İlâhî
Ey tâlib-i irfân olan gel Halvetî erkânına
Cûyende-i gufrân olan gel Halvetî erkânına
İfnâ edüp cân u teni olsun bekâda meskeni
Terk eyle sen senden seni gel Halvetî erkânına
Dergâh-ı Hakk’a tut yüzün bahr-i fenâya sal özün
Dinle fakîrin bu sözün gel Halvetî erkânına
Bâb-ı sarây-ı vahdeti feth etmek istersen ger
Sıdk u hulûs-ı kalb ile gel Halvetî erkânına
Sırr-ı hakîkatdan haberdâr olmayan nâ-puhtenin
Bakma sakın inkârına gel Halvetî erkânına
Bul hakkı sen çık aradan kurtul riyâ vü ucbdan
Kalsın fenâda bu beden gel Halvetî erkânına
Müsterşad ol bil nefsini mürşidden oku dersini
Sarf eyle zikre vaktini gel Halvetî erkânına
Oldı Safî bî-ma’rifet gark-âb-ı bahr-i ma’siyet
Şâyed eder Hak magfiret gel Halvetî erkânına
(Dervîş İbrâhîm Hilmî. Menâkıbnâme-i Şeyh Mustafâ Safî Diyarbekrî. Millet Kütüphanesi. Alî Emîrî Şeriyye. No. 1111. 28a-28b.)
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | RÂŞİD, Ahmed Râşid Efendi | d. 1785 - ö. 1856 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | Abdülaziz Halis Çıkıntaş | d. 1867 - ö. 6 Şubat 1935 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | Kemal Varol | d. 29 Eylül 1977 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | SABRÎ, Ispartalı | d. 1784 - ö. 1833 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | ÂLÎ, Âlî Efendi | d. 1784-85 - ö. 1833 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | ZÂKİR, Kasım Bey | d. 1784 - ö. 1857 | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | SABRÎ, Ispartalı | d. 1784 - ö. 1833 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | ÂLÎ, Âlî Efendi | d. 1784-85 - ö. 1833 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | ZÂKİR, Kasım Bey | d. 1784 - ö. 1857 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | SABRÎ, Ispartalı | d. 1784 - ö. 1833 | Meslek | Görüntüle |
11 | ÂLÎ, Âlî Efendi | d. 1784-85 - ö. 1833 | Meslek | Görüntüle |
12 | ZÂKİR, Kasım Bey | d. 1784 - ö. 1857 | Meslek | Görüntüle |
13 | SABRÎ, Ispartalı | d. 1784 - ö. 1833 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | ÂLÎ, Âlî Efendi | d. 1784-85 - ö. 1833 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | ZÂKİR, Kasım Bey | d. 1784 - ö. 1857 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
16 | SABRÎ, Ispartalı | d. 1784 - ö. 1833 | Madde Adı | Görüntüle |
17 | ÂLÎ, Âlî Efendi | d. 1784-85 - ö. 1833 | Madde Adı | Görüntüle |
18 | ZÂKİR, Kasım Bey | d. 1784 - ö. 1857 | Madde Adı | Görüntüle |