Ebubekir Hazım Tepeyran

(d. 1864 / ö. 5 Haziran 1947)
Hikâyeci, romancı, şair, vali
(Yeni Edebiyat / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Niğdeli Murat Paşa soyundan, Niğde Tahrirat Müdürü Bekir Beyzade Hasan Efendi ile Muhsine Hanım'ın oğlu olarak 1864 yılında Niğde'nin Yenice Mahallesi'nde doğdu. Ebubekir Hâzım, Niğde'de cami, hamam ve çeşme gibi hayrat yaptıran köklü bir aileye mensuptur. Şair-yazar Oktay Akbal torunudur. Niğde'de halk arasında "Tepeyran" denilen, Yenice Mahallesi'ndeki "Tepeviran" semtinde doğduğu için bu ismi soyadı olarak aldı. Çocukluğu babasının görevi nedeniyle Niğde, Isparta ve Antalya'da geçti. Isparta'da başladığı rüştiye mektebine Antalya'da devam etti ve Niğde'ye dönerek rüştiyeyi burada bitirdi. Daha çok özel dersler aldırılarak yetiştirildi. Tahrirat Kalemi'ne stajyer olarak devam ederken, okulu bitirdikten sonra o sıralarda yeni kurulan Tahrir-i Emlak Kalemi'nde Senedat ve İlâmat kâtipliğine atandı (1878). Bir yıl sonra bu görevine İnşaat ve Tahsilat kâtipliği eklendi (1879). Kısa bir süre sonra babasının da yardımıyla Tahrirat Kalemi birinci kâtipliği görevini aldı (1880). Aynı zamanda rüştiyede yazı öğretmenliği yaptı. Daha sonra asliye mahkemesi zabıt kâtipliğine getirildi; sorgu, hukuk ve ceza dairelerinde çalıştı. Denetim için Niğde'ye gelen Konya Valisi Müşir Mehmet Sait Paşa'nın dikkatini çekti. Niğde'de kaldığı süre zarfında yazılarını Ebubekir Hâzım'a yazdıran Mehmet Sait Paşa, kâtipliğini yapması ve vilayet gazetesinde yazılar yazması için yazarı Konya'ya davet etti. Tepeyran 1882'de Konya'ya gitti ve orada çalışmaya başladı. Konya'da Mehmet Sait Paşa ve Mektupçu Mehmet Nâzım Bey tarafından korunup kollanan Ebubekir Hâzım, gazel ve mesnevi tarzındaki ilk şiirlerini onların teşivikiyle Konya Vilayet Gazetesi'nde yayımladı.

Bu sıralarda teyzesinin kızı olan eşini, bir yaşındaki oğlunu ve yeni doğmuş olan kızını kolera salgınında kaybetti. Konya'ya gittikten sonra Fransızca öğrendi ve bu dilde şiirler yazmaya başladı. Kastamonu Valisi Abdurrahman Paşa'nın isteği üzerine Kastamonu Mektubi Kalemi Mümeyyizliği'ne atandı (13 Şubat 1886). Kastamonu'da bulunduğu altı yıl içinde mühürdarlık, mektupçu kalemi mümeyyizliği görevlerini yürüttü, vilayet gazetesinde yazarlık, İdadi Mektebi'nde Mecelle ve Mülkiye kanunları hocalığı yaptı. Abdurrahman Paşa'nın görevinin İzmir'e nakli üzerine 21 Kasım 1891'de İzmir'e Mektupçu Kalemi mümeyyizi ve vilayet gazetesi yazarı olarak atandı. İki yıl bu şehirde kalan Tepeyran, burada Halit Ziya Usaklıgil'le tanıştı ve onun yardımıyla Fransızcasını ilerletti. Edirne Valiliği'ne atanan Abdurrahman Paşa'nın yanında vali yardımcısı oldu (1893). Dedeağaç ve Tekirdağ'da gösterdiği çalışmalardan dolayı 1896'da Dedeağaç Mutasarrıflığı'na atandı. Burada asayiş ve imar işleriyle uğraştı. Başarılı olmasına rağmen, saraya verilen bir jurnal nedeniyle görevinden alındı. Suçlamaların asılsız olduğunun anlaşılması üzerine II. Abdülhamit tarafından "Bala" rütbesi ve ikinci dereceden Osmanlı nişanı ile ödüllendirilerek Musul Valiliği'ne atandı. Burada iki buçuk yıl kaldıktan sonra yine bir jurnal üzerine Şura-yı Devlet azalığıyla İstanbul'a çağrıldı. Daha sonra Manastır (1903) ve Bağdat (1906) valiliklerinde bulundu. İsteği üzerine önce Sivas, kısa bir süre sonra da Ankara Valiliği'ne getirildi. Başarısı üzerine altı ay sonra İstanbul Şehreminliğiyle görevlendirildi (1909). 1910'da Hicaz, 1911'de Beyrut ve bir yıl sonra Halep Valisi oldu. Beyrut Valiliği sırasında, İtalyanların Osmanlı Devleti'ne savaş açmaları sonucu bombaladıkları Beyrut'ta sıkıyönetim ilan ederek karışıklıkları önlemesi üzerine, Paris'teki Kainat Tarihi Akademisi tarafından onur üyesi seçilerek madalya ile ödüllendirildi. 
Daha sonra dört yıl görev yapacağı  Şura-yı Devlet Mülkiye ve Maarif Dairesi başkanlığına atandı. 1918'de Bursa Valisi, 1920'de Ali Rıza Paşa hükümetinde dahiliye nazırı oldu. Bu görevini Salih Paşa hükümetinde de sürdürdü. Bursa Valiliği ve dahiliye nazırlığı sırasında Kuva-yı Milliye'yi koruduğu ve desteklediği ileri sürülerek tutuklandı; Divan-ı Harb tarafından idama mahkûm edildi ancak padişah Vahdettin bu cezayı kürek cezasına çevirdi. Tevfik Paşa hükümeti sırasında söz konusu hükmün bozulması üzerine hapisten çıktı ve Ankara'ya geçti (1921). Daha sonra Sivas (Mayıs 1921) ve Trabzon Valiliği (Ağustos 1921) ile Tahkik ve Tetkik Heyeti Başkanlığı görevlerinde bulundu. 1923-27 ve 1939-41 yılları arasında Niğde Milletvekili olarak TBMM'de görev yaptı. 5 Haziran 1947'de 83 yaşında vefat etti. Mezarı, İstanbul Erenköy Sahrayıcedit Mezarlığı'ndadır.

Ebubekir Hâzım Tepeyran, edebiyat hayatına şiirle başladı, ilk şiirlerini Mektupçu Nâzım Bey'in teşvikiyle Konya Vilayet Gazetesi'nde yayımladı. Tepeyran'ın kitap hâlinde yayımlanan ilk eseri Eski Şeyler (1910) adını taşır ve bir hikâye kitabıdır. Aynı zamanda yazarın tek hikâye kitabı olan Eski Şeyler'de 11 sayfalık mukaddimenin ardından "Feride", "Model Sami", "Mozole", "Nasıl Anlatmalı", "Fırtına" adlı beş uzun hikâye ile "Topçu" adlı kısa hikâye olmak üzere toplam altı hikâye yer alır. Bu hikâyeler, yazarın II. Meşrutiyet'ten önceki meslek hayatında yaşadığı ve gördüğü olaylardan hareketle yazılmıştır. Nitekim "Feride", "Mozole" ve "Fırtına" hikâyelerine ilham olan olaylar, yazarın hatıralarını kaleme aldığı Hayatım-Canlı Tarihler'de de benzer şekilde geçer. Tepeyran, bu hikâyelerde daha çok Osmanlı Devleti'nin sınırları içindeki aile ve toplum hayatındaki sorunlara yoğunlaşır. Eski Şeyler'deki "hikâyeleri birleştiren ortak özelliklerin başında aile ve ölüm konuları gelmektedir." (Hayber, 1988:35) Kitaptaki hikâyeler, genel anlamda karşılaştırma ve çatışmaya dayanan bir olay üzerine kurulmuştur. Hikâyelerdeki olaylar geniş bir coğrafyanın ürünüdür ve zaman II. Meşrutiyet'e kadar uzanan yirmi otuz yıllık bir süreyi kapsar. Olayların anlatımında sade ve anlaşılır bir dil kullanılmakla birlikte tahlil ve tasvirlerde tamlamalarla yoğunlaşan bir anlatıma başvurulur (Özen İ.; Özen T., 2017:16-21).

Ebubekir Hâzım Tepeyran, esas itibariyle edebiyatımızda Küçük Paşa (1910) adlı romanı ile tanındı. Tepeyran, eserinin önsözünde ne yapmak istediğini şu cümlelerle açıklar: "Bu eser, bir hikâye diye okunursa sanat bakımından yeterli görülmez; Anadolu üzerine çizgiler, diye bakılınca da doğrusu çok eksiği bulunur. Konu dışında ettiğim sözlerle hikayenin akışı aksıyor; yalnız şurası var ki ben o sözleri romanı süslemek için söylemedim; üstelik, bu romanı, daha çok, onlara dokunmuş olmak için yazdım. Gerçeği görmekten çekinmemeliyiz, doğru sözlere kulaklarımızı tıkarsak kendimizi aldatmış oluruz, yaramızın nerede olduğunu bilirsek sağaltması kolaylaşır." (Tepeyran, 1910: 8)

Ahmet Mithat Efendi’nin Bahtiyarlık ile Bir Gerçek Hikâye (Okay, 1990:314-330), Ömer Âli Bey’in Türkmen Kızı (Özgül, 1998:280-291), Mizancı Murat Bey’in Turfanda mı Turfa mı? ve Nabizâde Nazım’ın Karabibik adlı eserleri, tahkiyemizin taşraya açılmasında önemli adımlar olarak dikkat çeker. Ebubekir Hâzım Tepeyran’ın II. Meşrutiyet’in ilanından hemen sonra yayınladığı Küçük Paşa da ilk köy romanlarımızdan biridir. Eser, ilkin Yeni Şeyler Birinci Kitap: Küçük Paşa ismiyle yayınlanmış ve o dönemde pek dikkat çekmemiştir. Cumhuriyet döneminde yazarların Anadolu’ya yeniden yönelmeleri neticesinde üzerinde durulmaya başlanan Küçük Paşa, 1947 yılında yazarının sadeleştirmesiyle tekrar yayımlanmıştır. 1910 baskısının önsözünde "bir köylü çocuğun muhayyel sergüzeşti" şeklinde takdim edilen roman, Türk edebiyatında köye ve köylüye eğilen ilk eserlerden biri olması bakımından önemlidir. Küçük Paşa, taşıdığı sanat ve edebiyat değerinden ziyade konusu ile dikkat çeken bir romandır. Bu esere kadar edebiyatımızda "yer yer köy ve köylüden bahsedilmekle birlikte; en geniş şekliyle Anadolu köyü ilk olarak bu romanda yerini almıştır" (Hayber 1988:15). Romanda yer yer konu dışına çıkılarak dönemin Anadolu hayatı hakkında yorumlar yapıldığı görülmektedir. Tepeyran, romanının sanat bakımından kusurlarını baştan kabul ederek amacının, Anadolu köylerinin o dönemdeki manzarasını çizmek ve yaşanan faciaları dile getirmek olduğunu belirtir. Küçük Paşa romanında işlenen vaka ve romandaki kişiler, dönemin Anadolu gerçeğini vermek için birer vasıta olarak kullanılmıştır. Manastır, Musul, Edirne, Bağdat, Sivas, Ankara, Beyrut, Bursa gibi pek çok vilayette uzunca yıllar vali olarak görev yapan Ebubekir Hâzım Tepeyran, yakından tanıdığı Anadolu coğrafyasının durumunu gözler önüne sererek dikkatleri bölgeye çekmek ister. Teknik aksaklıklarına rağmen Küçük Paşa’da köyün ve köylünün panoraması, gerçekçi, yer yer natüralist tablolar hâlinde anlatılmıştır. Yazar, romanında köylüleri ağız özellikleriyle canlı bir şekilde konuşturmuş, zaman zaman köylülerin âdetlerine ve yaşayışına dair ayrıntılar vermiştir. Küçük Paşa‛da anlatılan köy hayatı, Tepeyran’ın idarî görevleri nedeniyle bulunduğu yerlerde edindiği izlenimlerle birlikte yazarın tecrübeleri ve hatıralarından beslenmiştir. (Tonga, 2013:121-132).

Tepeyran, 1915 yılında yayımladığı İdari-İçtimaî Sanihat adlı idarecilik ve idarecilerle ilgili görüşlerini içeren kitabından sonra 1931 yılında Fransızca şiirlerini Les Fleurs Degeneres (Yozlaşmış Çiçekler) adı altında neşretti. Ebubekir Hâzım, yirmi yedi şiirden oluşan bu şiir kitabında daha çok dörtlüklerle yazdığı ve sone nazım şeklini denediği şiirlerini bir araya getirdi (Hayber,1988:27). Tepeyran, ikinci şiir kitabı Kar Çiçekleri'nde (1932) yirmi Türkçe şiirini bir araya getirdi. Dörtlüklerle yazılmış manzum bir önsöze sahip olan bu kitapta on beş yaşındayken ölen oğlu Hasan için yazdığı şiirler önemli bir yekûn tutar (Pirimoğlu, 1988:77). 

Tepeyran'ın, tarihi olaylara tanıklığı dolayısıyla büyük önem taşıyan anıları da zaman içinde yayımlanmıştır. Yazar, Hayatım: Canlı Tarihler I (1944), Zalimane Bir İdam Hükmü (1946) ve ölümünden sonra yayımlanan Belgelerle Kurtuluş Savaşı Anıları (1982) ve Hatıralarım (1998) adlı kitaplarıyla hatıra türünün önemli örneklerini edebiyatımıza kazandırmıştır.

Mücadelelerle dolu bir hayat yaşayan Ebubekir Hâzım Tepeyran, özellikle ilk köy romanlarımızdan biri kabul edilen Küçük Paşa adlı eseriyle edebiyat tarihimizde haklı bir şöhret kazanmıştır. Şiir ve hikâye kitapları da yayımlayan yazarın notlarla ve belgelerle desteklenen hatıraları; yazarın şahsi tarihini aydınlatan önemli belgeler olmasının yanı sıra Osmanlı'nın son dönemindeki sosyal, siyasi ve kültürel hayatı yansıtan tarihî vesikalar olarak da dikkat çekmektedir.  

 

Kaynakça

Işık, İhsan, (2017). "Ebubekir Hâzım Tepeyran maddesi". Türkiye Ünlüleri İnternet Ansiklopedisi.  http://www.biyografya.com/biyografi/2578 [Erişim tarihi: 26.11.2017].

Kaplan, Ramazan (1997), Cumhuriyet Dönemi Türk Romanında Köy, Ankara: Akçağ Yay.

Necatigil, Behçet (1999). Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü. 18. b. İstanbul: Varlık Yay.

Okay, Orhan (1990). “Türk Romanında Köy Mevzuunun Girişinde Unutulan Bir İsim: Ahmed Mithad Efendi”. Sanat ve Edebiyat Yazıları İçinde.  İstanbul: Dergâh Yay. 314-330,

Özen, İbrahim; Özen, Tuğba (Haz. 2017). "Eski Şeyler'deki Hikâyeler Hakkında". Ebubekir Hâzım Tepeyran'ın Eski Şeyler kitabına önsöz. İstanbul: DBY Yay. 16-21.

Özgül, M. Kayahan (1998). “İlk Köy Romanımız Türkmen Kızı (Mı?)”. Dursun Yıldırım Armağanı.  Ankara: Feryal Matbaacılık. 280-291.

Pirimoğlu, Ayla (1988). Ebubekir Hâzım Tepeyran Hayatı-Eserleri, Yayımlanmamış Yüksek Lisans tezi, Erzurum: Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Tonga, Necati (2013). "Ebubekir Hâzım Tepeyran'ın Küçük Paşa Romanına yansıyan Köy Hayatı". Gazi Türkiyat Dergisi. Güz 2013: 121-132.

Yalçın, Murat (2010). Tanzimat'tan Bugüne Edebiyatçılar Ansiklopedisi, 3. b. İstanbul: Yapı Kredi Yay.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: DR. NECATİ TONGA
Yayın Tarihi: 29.12.2017
Güncelleme Tarihi: 20.12.2020

Eser AdıYayın eviBasım yılıEser türü
Eski ŞeylerAhmet İhsan ve Şürekâsı Matbaası / İstanbul1910Hikâye
Küçük PaşaAhmet İhsan ve Şürekâsı Matbaası / İstanbul1910Roman
İdârî-İçtimaî SanihâtBeyrut Vilayet Matbaası / Beyrut1915Diğer
Les Fleurs Degeneres(Yozlaşmış Çiçekler)İmprimerie Millî Medjmoua / İstanbul1931Şiir
Kar ÇiçekleriMilli Mecmua Matbaası / İstanbul1932Şiir
Hayatım-Canlı Tarihler ITürkiye Yay. / İstanbul1944Hatıra
Zalimane Bir İdam Hükmüİnkılâp Kitabevi Yay. / İstanbul1946Hatıra
Belgelerle Kurtuluş Savaşı AnılarıÇağdaş Yay. / İstanbul1982Hatıra
HatıralarPera Turizm Yay. / İstanbul1998Hatıra

İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1HAKKI, Niğdelid. 1874 - ö. 1953Doğum YeriGörüntüle
2Suphi Aytimurd. 18 Nisan 1922 - ö. 26 Haziran 1997Doğum YeriGörüntüle
3SABRİ ÖZDAĞd. 1954 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
4(DEMİRCİ) AHMETd. 1864 - ö. 1924Doğum YılıGörüntüle
5MEHMET FEVZÎd. 1864 - ö. 1929Doğum YılıGörüntüle
6Ali Hüseyin (Hüseyinzâde) Turand. 8 Mart 1864 - ö. 17 Mart 1940Doğum YılıGörüntüle
7Muammer Lütfi (Bahşi)d. 1903 - ö. 30 Mayıs 1947Ölüm YılıGörüntüle
8Şerafettin Yaltkayad. 1880 - ö. 1947Ölüm YılıGörüntüle
9Nafi Miskioğlud. 21 Eylül 1886 - ö. 2 Temmuz 1947Ölüm YılıGörüntüle
10Gün A. Utkand. 16 Kasım 1969 - ö. ?MeslekGörüntüle
11A. Duran Ayyıldızd. 01 Ocak 1933 - ö. ?MeslekGörüntüle
12Gülcandan Baydard. 1 Mart 1972 - ö. ?MeslekGörüntüle
13Rasim Haşmetd. 1888 - ö. 1919Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14Hakkı Süha Gezgind. 1895 - ö. 7 Kasım 1963Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15Ziya (Trabzon)d. 1858 - ö. 28 Ocak 1921Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
16HASBÎ, Ebûbekir Efendid. 1738 - ö. 1800-01Madde AdıGörüntüle
17ÂKİF, Ebûbekir Paşa-zâde Mehmed Âkif Beyd. ? - ö. 1766 sonlarıMadde AdıGörüntüle
18HAZIM/DELİ DOLU/DELİ HAZIM, Hazım Demircid. 1925 - ö. 1996Madde AdıGörüntüle