ÜSKÜDÂRÎ, AHMED

(d. ?/? - ö. ?/?)
âşık
(Âşık / 17. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Bazı şiirlerinde yer alan Üsküdârî Ahmed ifadesinden adının Ahmed, doğduğu yerin ise Üsküdar olduğu söylenebilir. Hayatı hakkında kaynaklarda çok fazla bilgi bulunmamaktadır. Yayımlanan ilk şiiri Girit Savaşı ile ilgili bir koşmadır. Şiiri yayımlayan Banarlı, “Bu şiirin gazilere gayret vermek, onları heyecana getirmek için tanzim edilmiş” gibi olduğunu söyler (1936: 372). Daha sonra mevcut şiirleri inceleyen Köprülü de, “…bahsettiği cenklere iştirak etmiş bir ordu şairi” olarak değerlendirir (1940: 73). Mevcut şiirlerinin önemli bir bölümünün savaşlarla ilgili olması, Köprülü’nün görüşlerini doğrulayacak mahiyettedir. Savaşlarla ilgili şiirleri onun yaşadığı yüzyılı belirlememize yardımcı olmaktadır. Uyvar Kalesi’nin, kırk gün kadar süren bir kuşatmadan sonra 12 Safer 1074/24 Eylül 1663 tarihinde, âşığın, ‘Gazi Vezir’ diye övdüğü Sadrazam Fazıl Ahmet Paşa tarafından fethedilmesi üzerine yazdığı şiiri âdeta savaşa katılan birinin dilinden çıkmış gibidir. Üsküdârî aynı Paşa’nın birinci defa Mayıs 1667’de kuşatılan Girit’in Kandiye Kalesi’nin ancak 03 Haziran 1668’deki ikinci kuşatmasından sonra, 05 Eylül 1669’da fethedilmesini de şiirine konu ettiğine göre bu savaşta da yer almış olması kuvvetle muhtemeldir. Kısacası o, Köprülü’nün belirttiği gibi bir ‘ordu şairi’ olmalıdır. Öğrenimi hakkında bilinenler, tahminden ileri gitmemektedir. Mevcut şiirlerinden Girit fethiyle ilgili olanlardan birinin aruz ölçüsü ile yazılmış olması onun, belirli bir eğitim aldığının işareti olarak kabul edilebilir. Üsküdârî’nin doğum tarihi hakkındaki bilinmezlik, ölüm tarihi ve yeri için de geçerlidir. Ayrıca defnedildiği yer de bilinmemektedir, ancak Üsküdar’da bugün kaldırılmış olan mezarlıklardan birinde olduğu söylenebilir.

Üsküdârî’nin ‘eser’ denilebilecek bir çalışması yoktur. Şiirleri araştırmacılar tarafından 1936 yılından itibaren çeşitli cönklerde bulunarak yayımlanmıştır (Banarlı 1936: 372-374, bir şiir; Tansel 1936: 119-122, dokuz şiir). Avrupa’da yayımlanan bir makalede, ülkemizde yayımlanan şiirlerden ikisine yer verilmiş (Balaskovic 1976: 63-69); ancak bu şiirler Türkiye’de tanıtılırken ilk defa yayımlanmış şiirler olarak sunulmuştur (Türk Folklor Araştırmaları 1977: 8110). Bunun üzerine şiirleri ilk defa yayımlayan araştırıcı yeni bir makale ile yanlışlığı düzeltmiştir (Tansel 1978: 18-19).

Âşığın hakkında bilgi elde edebilecek yeterli sayıda şiiri bulunmamaktadır. Mevcut mısralarında herhangi bir hocadan, örnek aldığı kişiden izler yoktur. Mısraları aile çevresi hakkında da izler taşımamaktadır. Şiirlerinin temel konularından biri, katıldığı savaşlarla ilgilidir. Bir gazi olmaktan öte onun, arkadaşlarını savaş meydanlarında yüreklendiren şiirler söylemesi âşıklıktan öte işlevlerinin olduğu izlenimini uyandırır: "Hazır olun din uğruna cenk edelim gaziler." Aşağıdaki mısralar ise onun başka bir cephesini ortaya koymaktadır: "Acaba Üsküdârî bir tarikate mi bağlıdır?" diye düşünmek mümkündür: "Dur a derviş dur a haber sorayım/ Tarikat ne erkân nedir yol nedir".

Bazı şiirlerinde dikkatimizi çeken konu ise onun âdeta bir nasihatname şairi olduğuna işaret etmektedir. Bu alanda başka âşıklarca ortaya konulan şiirlerin benzerlerini, hatta aynı üslupta yazması, belki de onun günümüze kadar gelemeyen başka şiirlerinin varlığına da işaret olarak kabul edilebilir. "Sakın sözün adûlara söyleme/ Zira varır gayrilere faş eyler" veya "Zamânede hemen yüze gülerler/ Sâdıkâne bir dost olur bulunmaz" vb. farklı şiirlerinden alınan mısralar onun bu alandaki gücünü göstermeye yeterlidir.

Kaynakça

Banarlı, Nihâd Sâmi (1936). “Şair Âşık ve Halk Şairlerinde Girit Savaşı”. Kültür Haftası (20), 27 Mayıs: 372-374.

Banarlı, Nihâd Sâmi (1937). “Halk Şairlerinde Girit Savaşı ve Şair Âşık Hakkında Notlar”. Ülkü, 10 (56), Ekim: 137-146.

Blaskovic, Jozef (1976). “Zwei türkische lieder über die Eroberug von Nové Zámky aus dem Jahre 1663”. Asian and African Studies XII: 63-69; “Bize Gelen Kitaplar” (1977). Türk Folklor Araştırmaları 17 (338) Ekim 8110.

Köprülü, M. Fuad (1940). Türk Sazşairleri III. İstanbul: Kanaat Kitabevi.

Köprülü, M. Fuad (2004). Saz Şairleri. 3.Baskı, Ankara: Akçağ Yay.

Sakaoğlu, Saim (1995). “17. Yüzyıl Âşık Edebiyatı Üzerine Notlar: 17/Üsküdârî-Öksüz Âşık-Âşık Yusuf". Türk Dili, 1995 II (526), Ekim: 1129-1138.

Tansel, Feyziye Abdullah (1936). “XVII nci Asır Saz Şairlerinden Üsküdârî”. Ülkü, 8 (44) Ekim 119-122.

Tansel, Feyziye Abdullah (1978). “ Sazşairimiz Üsküdârî ve Bilinen İki Türküsü”. Kubbealtı Akademi Mecmuası, 7 (2), Nisan: 18-19.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: PROF. DR. SAİM SAKAOĞLU
Yayın Tarihi: 19.12.2013
Güncelleme Tarihi: 12.12.2020

Eserlerinden Örnekler

  Koşma

 Sevdiğim derdinden mecnun olmuşum

 Dil ü canım sana verelden beri

 Günden güne hazan gibi solmuşum

 Mübârek cemâlin görelden beri

 Yüzün gördüm aklım oldu perişan

 Aşkın beni yeden keşanberkeşan

 Kirpiğin okuna sînemdir nişan

 Keman ebrûların kuraldan beri

 Dün ü gün ağlarım gülemez oldum

 Gözlerimin yaşın silemez oldum

 Yitürdüm aklımı bulamaz oldum

 Aşkın vücudüme girelden beri

 Bihamdillâh serden duman ref oldu

 Yâr katında küstahlığım affoldu 

 Üsküdârî der kasâvat def oldu

 Yârim hatırımı soraldan beri

Köprülü, M. Fuad (2004). Saz Şairleri. 3. Baskı. Ankara: Akçağ Yay. 160.

 

  Koşma

 Dur a derviş dur a haber sorayım

 Tarikat ne erkân nedir yol nedir

 Âşık isen gel haber ver göreyim

 Bülbül nedir gülşen nedir gül nedir


 Bâd esdikçe cûşa gelir bulanır

 Ayağı yok Kaf’tan Kaf’a dolanır

 Aslı birdir birbirine ulanır

 Derya nedir ırmak nedir göl nedir


 Yılda bir kez cûşa gelip akarlar

 Zarplarıyla nice yarlar yıkarlar

 Leyl ü nehâr Hak yüzüne bakarlar

 Fırat Seyhun Ceyhun nedir Nil nedir


 Gedâ olan mal ü mülke tâliptir

 Kul olanlar özün gama salıptır

 Üçü dahi birbirine gâliptir

 Gedâ nedir sultan nedir kul nedir


 Üsküdârî’m dâim Hakk’a şükreyle

 Leyl ü nehâr tevhîd eyle zikreyle

 Ârif isen bu suâli fikreyle

 Vechin nedir ya sağ nedir sol nedir

 Köprülü, M. Fuad (2004). Saz Şairleri. 3. Baskı, Ankara: Akçağ Yay. 160-161.

  

  


İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1Alper Ataland. 1972 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
2ŞEVKÎ, Hasan Şevkîd. 1832 - ö. 1903Doğum YeriGörüntüle
3M. Hulusi Dosdoğrud. 1915 - ö. 02 Ağustos 2002Doğum YeriGörüntüle
4Alper Ataland. 1972 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
5ŞEVKÎ, Hasan Şevkîd. 1832 - ö. 1903Doğum YılıGörüntüle
6M. Hulusi Dosdoğrud. 1915 - ö. 02 Ağustos 2002Doğum YılıGörüntüle
7Alper Ataland. 1972 - ö. ?Ölüm YılıGörüntüle
8ŞEVKÎ, Hasan Şevkîd. 1832 - ö. 1903Ölüm YılıGörüntüle
9M. Hulusi Dosdoğrud. 1915 - ö. 02 Ağustos 2002Ölüm YılıGörüntüle
10Alper Ataland. 1972 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
11ŞEVKÎ, Hasan Şevkîd. 1832 - ö. 1903Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
12M. Hulusi Dosdoğrud. 1915 - ö. 02 Ağustos 2002Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
13Alper Ataland. 1972 - ö. ?Madde AdıGörüntüle
14ŞEVKÎ, Hasan Şevkîd. 1832 - ö. 1903Madde AdıGörüntüle
15M. Hulusi Dosdoğrud. 1915 - ö. 02 Ağustos 2002Madde AdıGörüntüle