Madde Detay
YOKSUL DERVİŞ, Şemsettin Kubat
(d. 1943 / ö. -)
tekke şairi
(Tekke / 20. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Şemsettin Kubat, Afyon'un Emirdağ ilçesinin Karacalar köyünde 1943'te dünyaya gelmiştir. Şiirlerinde Yoksul Derviş, mahlasını kullanır. Seydi Efendi ile Hatice Hanım’ın beş çocuğunun sonuncusudur. Babasına işlerinde yardımcı olmak için okula gönderilmeyen Şemsettin Kubat, işlerden arta kalan zamanlarda eski yazıyı öğrenmeye başlar. Okumaya pek meraklı olan Şemsettin, köyünde eski yazı bilen Hasan Hoca’nın oğlu Hafız Mustafa’dan okumayı pekiştirmeye çalışır. Vaysal köyünden Namık Şener Hoca ve Emirdağ Kur’ân kursu hocalarından Namık Hoca, Şemsettin Kubat’ın ders aldığı diğer hocalardır. Şemsettin Kubat’ın eğitiminin ikinci aşaması İstanbul’da gerçekleşir. Hem çalışıp hem okumak için 1958’de İstanbul’a giden Şemsettin Kubat, Taşlıtarla Dörtyol’daki Kur’an kursundan hafızlık belgesini alır. Babası Seydi Efendi’nin vefatını, hafız olduktan sonra öğrenir ve köyüne dönmek zorunda kalır. Burada kendini yetiştirmeye çalışır. Eski ve yeni alfabenin yanı sıra, kısmen Arapça ve Farsça öğrenir. 1962'de, amcasının kızı Fadime Kubat ile evlenir. 1963-1966 yılları arasında askerlik vazifesini yerine getirir. Askerlik sonrası köyüne yerleşir. Şemsettin Kubat’ın üç erkek, iki kız olmak üzere beş çocuğu dünyaya gelir. Köyünde çiftçilikle geçimini sağlamaya çalışır. Ayrıca 1966-1968 yılları arasında Kubatlar Camiinde, 1968’den sonra da aynı köyde Hak Halilî’nin mezarının bulunduğu Türbe Camiinde fahri olarak imamlık yapar. 2001'den itibaren SSK’dan emekli olan Şemsettin Kubat, 04.01.1984 tarihinden itibaren, Emirdağ Müftülüğü onayıyla Türbe Camiinde fahri olarak imamlık yapmaya devam etmektedir (Şengül 2006: 27-37).
Şemsettin Kubat’ın bugüne kadar yurt içinde yayımlanmış on sekiz ve Belçika’da Ariane Willems tarafından Fransızcaya çevrilerek yayımlanan bir şiir kitabı olmak üzere toplam on dokuz şiir kitabı vardır.
Genç yaşta Hak Halilî dergâhının başında bulunan Bacı Sultan’a intisap eden şair, Alevî felsefesi etrafında şiirler yazar. Şiirlerinde yaygın bir şekilde Yoksul Derviş mahlasını kullanan şair, az da olsa bazı şiirlerinde “Yoksul Divanî, Âşık Yoksul Divanî, Yoksul Devaî, Yoksul Derviş Devaî” gibi yine “yoksul” ve “derviş” kavramlarının yer aldığı mahlaslar da kullanır (Şengül 2006: 27-37). Kerbelâ hadisesinin sebep olduğu üzüntüler, sevgi, hoşgörü, çalışmak, eğitim, okumanın güzelliği, güzel ahlâk, Cumhuriyetin değerlerine bağlılık, Atatürk sevgisi gibi konular onun şiirlerinin içeriğini oluşturur. Son iki konu hariç, diğer konuları din ve tasavvuf çerçevesinde ele alır. Eserleri, değişik yerlerde ve çok zor şartlar altında basıldığı için, belirli bir standardı yakalayamamıştır. Gerek baskı kalitesi, gerek teknik özellikler, gerekse dil ve imlâ yönünden bir standardın oluştuğunu söylemek oldukça güçtür. Kitaplarından bazıları konu esasına göre dizilmiş, bazılarında ise böyle bir ayrıma gidilmemiştir. Yayınladığı şiirlerinden bazılarını daha sonraki kitaplarına alan Yoksul Derviş, bu şiirlerde ufak-tefek de olsa değişiklik yapmakta herhangi bir sakınca görmemiştir (Şengül 2006: 67-68). Şiirle tanışıklığı okul yıllarına kadar uzanan Şemsettin Kubat, âşıklık geleneğine uygun olarak sonraki yıllarda şiirlerini saz eşliğinde söyler. Doğup büyüdüğü yer, âşıklık geleneğinin oldukça zayıf olduğu bir bölgedir. Bu bölgede âşıklık geleneğini devam ettirmesi onun en önemli özelliğidir. İlk okuduğu kitaplardan biri olan Yunus Emre Divanı bütün hayatı boyunca peşinden koşacağı bir sevdaya yakalanmasına sebep olur: Şiir ve Yunus Emre. Yoksul Derviş’e göre bütün şiirler aynı değildir. Tadına doyumsuz, sevgi bahçelerinden türlü çiçekleri getirip insanı âdeta sarhoş eden şiirlerin yanında, kötülüğün kavgasını yapan şiirler de vardır. Kendi şiirlerinin, aşkın ve sevdanın eserleri olduğunu söyleyen şair bu çizgisinden asla taviz vermez. Ona göre şiir, evrenseldir. Bizde şiiri evrensel yapan Yunus Emre, Pir Sultan felsefesidir. Bu yüzden onların şiiri bütün kâinatı aydınlatır (Şengül 2006: 55-65). Şemsettin Kubat’a göre şiir, dünü ve bugünü birleştiren, sevgiyi hayata hâkim kılmayı amaçlayan, dünü anlamamızı, tanımamızı sağlayan, kültürümüzü yaşatan önemli bir unsurdur. Şemsettin Kubat, yüzü hep geleceğe çevrili bir insandır. Yeniliklere açıktır. Bu yüzden geleneği yeninin şartları içinde değerlendirmesini bilir. Yani onda geleneğe körü körüne bağlılık yoktur. Şiirlerinde bolca karşılaştığımız folklorik malzemeleri, bu yüzden olduğu gibi değil, bu malzemeyi günün şartları içinde değerlendirerek ve yeni şekiller vererek kullanır. Bu özelliği Yoksul Derviş’i özgün bir şair yapar. Bunun yanında gelenekten etkilendiğini de belirtmekten geri kalmaz: Gerçek insanlık özünde,/ Filozofların sözünde,/ Yoksul Derviş’in sazında,/ Âşıkların izleri var (Kubat 2004: 16). Dili rahat kullanması, yöresel söyleyişleri yer vermesini kolaylaştırır. Şiirlerinde Karacaoğlan, Pir Sultan Abdal ve Yunus Emre tesiri açıkça görülür. Yunus Emre’den sadece felsefe olarak değil, dil ve ifade bakımından da etkilenir. Bu etki, öncelikle onun dil ve üslûbuna yansır: Tuttuk sevgi yükünü,/ Kazdık benlik kökünü,/ Her uzağın yakını,/ Sevmek sevilmek ile. Cehaleti körledik/ İkiliği horladık,/ Gönülleri birledik,/ Sevmek sevilmek ile. Ol dostu niyaz ettik,/ Çok kelamı az ettik,/ Engelleri düz ettik,7 Sevmek, sevilmek ile. Senlik benlik ne gerek,/ Her dem birliğe erek,/ Gönül şehrine girek,/ Sevmek sevilmek ile. / Kanaati taç ettik,/ Sevgiyi ilaç ettik,/ Gönüle Miraç ettik,/ Sevmek sevilmek ile. Yoksul Dervişim sevi,/ Coşar gönüller evi/ Bulduk derde devai / Sevmek sevilmek ile (Kubat 2000: 98). Bacı Sultan dergâhına intisap eden Şemsettin Kubat’ın şiirlerinde bu dergâhın Aleviliği temel alan Hak Halilî öğretisi etkili olur. Bütün şiirleri içerisinde Hak Halilî ve Bacı Sultan sevgisinin anlatıldığı şiirlerin fazla olması bu yüzdendir. Şemsettin Kubat’ın şiirleri şekil yönünden de Halk şiiri geleneğine uygundur. Şiirlerinin vezin ve kafiye yapısı oldukça sağlamdır. Dili kullanma konusunda başarılıdır. Yaşayan Türkçeyi başarılı bir şekilde kullanmanın yanında yeri geldikçe halk deyişlerine de müracaat eder. Gelenekle birlikte, içinde bulunduğu bu sosyal çevre ve kültürel ortam, Yoksul Derviş üslûbunun da oluşmasında etkili olmuştur. Bugün hem Türk halk şiirinin hem de tekke şiirinin kaynaklarını ve dilini kullanan Yoksul Derviş, bu özelliğiyle gerçekten günümüz şiiri için çok önemli bir örnektir. Ayrıca Şemsettin Kubat’ın Hak Halilî dergâhına intisap etmiş saz şairleri üzerinde tesiri olduğu söylenebilir.
Kaynakça
Kubat, Şemsettin (2000). Güzelleme. Ankara: Gürler Ofset.
Kubat, Şemsettin (2004). Sevgi Yolunda. Eskişehir: Uğur Ofset
Şengül, Abdullah (2006). Yoksul Derviş (Şemsettin Kubat). İstanbul: Divan Yay.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: PROF. DR. ABDULLAH ŞENGÜLYayın Tarihi: 16.11.2018Güncelleme Tarihi: 12.12.2020
Yayın Tarihi: 16.11.2018Güncelleme Tarihi: 12.12.2020
Güncelleme Tarihi: 12.12.2020
Eser Adı | Yayın evi | Basım yılı | Eser türü |
---|---|---|---|
Kerbelâ Çölünde Kanlı Şühedânın Gülşeni /Kerbelâ Şehitleri | Akademi Matbaası / Ankara | 1968 | Şiir |
Gönülden Sesler | Uğur Ofset / Eskişehir | 1986 | Şiir |
Aşkın Dizileri | Öztürk Matbaası / Ankara | 1987 | Şiir |
Yüzbin Oldu Yârelerim | Öztürk Matbaası / Ankara | 1989 | Şiir |
Dost Eline Götür Beni | Öztürk Matbaası / Ankara | 1989 | Şiir |
Sevgi Yolundan –Duygu Selinden | Öztürk Matbaası / Ankara | 1992 | Şiir |
Köyümün Destanı | Öztürk Matbaası / Ankara | 1992 | Şiir |
Hoşgörü | Öztürk Matbaası / Ankara | 1992 | Şiir |
Nefeslerin Özü | Ufuk Ofset / Ankara | 1993 | Şiir |
23 Nisan | Ufuk Ofset / Ankara | 1993 | Şiir |
Yunusça | Erk Yayıncılık / Ankara | 1996 | Şiir |
Deyişlerin Dilinden | Gürler Ofset / Ankara | 1997 | Şiir |
Duygularla Nefeslerle Evrensel Şiirlerimiz | Altın Ofset / Ankara | 1999 | Şiir |
Güzelleme | Gürler Ofset / Ankara | 2000 | Şiir |
Atatürk ve Cumhuriyet | Ay Yayınları / İzmir | 2002 | Şiir |
Sevgi Yolunda | Uğur Ofset / Eskişehir | 2004 | Şiir |
Destanlarım | Kültür-Ajans Yayınları / Ankara | 2004 | Şiir |
Voix d’Anatolie, Voix Universele | - / Bürüksel- Belçika | 2006 | Şiir |
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | SEMÂÎ, Sultan Divanî | d. 1448 - ö. 1530 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | Fatma Karabıyık Barbarosoğlu | d. 01 Ağustos 1962 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | Ayşe Çekiç Yamaç | d. 12 Şubat 1960 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | Zühtü Bayar | d. 18 Kasım 1943 - ö. 26 Mart 2011 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | ZEKİ AYHAN | d. 1943 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | Atila Çakıroğlu | d. 1943 - ö. 2014 | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | Yusuf Ziya Ortaç | d. 23 Ocak 1895 - ö. 11 Mart 1967 | Meslek | Görüntüle |
8 | SÂKİNE HATUN, Sakine Bacı | d. 1840 - ö. 1935? | Meslek | Görüntüle |
9 | VAHDETÎ, Osman | d. ? - ö. 1723 | Meslek | Görüntüle |
10 | MEHMET FEVZÎ | d. 1864 - ö. 1929 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
11 | NAHİDE, Nahide Yılmaz | d. 1926 - ö. 28.04.2009 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
12 | AYDOĞAN, İbrahim Aydoğan | d. 14.05.1957 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
13 | HAMDÎ, Mehmed Hamdullâh Hamdî Molla | d. ? - ö. 1852 | Madde Adı | Görüntüle |
14 | MOLLA NİYÂZ, Muhemmed Niyâz İbni Abduğupur | d. 1771 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
15 | REFÎK, Mehmed Refîk Efendi, Tarsuslu | d. 1880 - ö. 1909 ds. | Madde Adı | Görüntüle |