Madde Detay
MERAL ÇELEN
(d. 2 Ocak 1934 / ö. -)
Öykü Yazarı
(Yeni Edebiyat / 20. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Diyarbakır’da doğan Meral Çelen, ilkokulu
Adana İsmet Paşa İlkokulu’nda tamamladı. Kastamonu Kız Ortaokulu’nu bitirdikten
sonra çalışmak zorunda olduğundan okuluna ara verdi (https://www.nesinyayinevi.com/marka/meral-celen).
Çorum Lisesi’nden mezun olduktan sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi
Felsefe Bölümü’nü kazandı. Üniversiteden sonra Varlık, Karikatür
gibi dergilerde ve Düşün Yayınevi’nde çalıştı. 1955 yılında Aziz Nesin’le evlendi
(Kabacalı, 1990: 10). Aziz Nesin’le uzun
yıllar evli kaldı, 1968 yılında boşandı. Balıkesir Ören’de yaşamaktadır (https://www.nesinyayinevi.com/marka/meral-celen.
İlk şiiri 16 yaşında çıkmasına
rağmen şiir yazmaktan vazgeçerek öykü denemelerine başladı. 1959’dan sonra Varlık
ve Türk Dili dergilerinde öyküleriyle görünür. Varlık
dergisindeki ilk öyküsü, 15 Şubat 1959’da “Tek veya Çift” adıyla (s. 19); Türk
Dili dergisindeki ilk öyküsü ise Kasım 1959’da “Bir Günbay Vardı” (s.
131-132) adıyla çıktı. Söz konusu dergilerde çeviri ve röportajlarıyla da yer
aldı.
Kadın sorunlarına odaklandığı ilk
ve tek öykü kitabı olan Güllü Güzel’i 1961 yılında yayımladı. Meral Çelen, bu kitaba adını veren “Güllü
Güzel” öyküsünü yazarken kimden, nasıl etkilendiğini anılarında anlatır:
Bir süre sonra ilk ve son öykü
kitabım olan Güllü Güzel yayınlanmıştı. Güllü Güzel, kocasını öldürdüğü için
Eminönü Meydanında asılan ve benim ipin ucunda sallanırken gördüğüm, her gece
rüyalarıma giren Sivaslı Durdu Sarıkaya’nın öyküsüydü (Çelen, 2017: 477).
Meral Çelen’in öyküleri için
denebilir ki “Gözlemci, izlenimci bir kadın duyarlığıyle Anadolu kadınlarının
sorunlarını işler” (Karaalioğlu, 1982: 150).
Türk Dili dergisinin Temmuz 1975’te “Öykü
Anlayışınızı Anlatır Mısınız” anketine verdiği yanıt, onun yazın anlayışını
öğrenmek adına önemlidir:
Bence öykü her şeyden önce, güzel
bir Türkçeyle, herhangi bir durumu, duyguyu düşünceyi; özüne uygun biçimde
yazmaktır. Okullarda öykünün bir başlangıcı, serimi, düğümü, sonucu içerdiğini
de anlatmışlardı. Okulda, her şeyin kesin yasaları varmış gibi öğretilir ve bu
zorunludur. Yazma yolunu seçenlerse, yöntemlerini kendileri saptarlar.
Söze başlarken ‘Öykü, her şeyden
önce güzel Türkçe ile yazmaktır’ dedim. Bu yargım, saçma ve gereksiz gibi
görünebilir. Ama günümüzü yaşayan her yazar, bu konuda düşünmek zorundadır. Gerçekten
de, bir yazın ürününün, her şeyden önce yazıldığı dilin en güzel örneği olması
gerekir. Ne var ki, son on, on beş yıldan beri, üstelik ödüllendirilmiş
öyküleri bile anlamak için birkaç kez okumak zorunda kalıyorum. Bölgesel,
yersel, bozuk bir Türkçeyle yazılmış öykünün konusu ilginç, önemli, acı bile
olsa, yazınımıza ne yönden katkıda bulunduğu tartışılmalıdır. Toplumbilime
gereç mi topluyoruz? Sanat mı yapıyoruz? Yoksa hızlı bir gelişimi biraz
patırtılı geçiren toplumlumuza ışık mı tutmak istiyoruz?
‘Yazın’ın işlevi, önce topluma ışık
tutmaktır elbet, buna hep inanmışımdır. Ama nasıl? Yeni Türkçe öğrenmiş ya da
bozuk konuşan kişilerin ağzından anlatmakla, ‘yazın’ın gerçeğiyle yaşamın
gerçeğini birbirine karıştırmakla, bölgesel deyim ve terimleri açıklığa
kavuşturmadan kullanmakla, bir yere varılabileceğini sanmıyorum.
Çünkü yazının bir tek önemli gereci
vardır: Dil.
Öykünün ne olduğunu değil de, ne
olması gerektiğini anlattımsa, yazar olarak sorum duyduğum içindi. Ama bu da
bir yoldur...
Öykü anlayışıma gelince, genel
yazın anlayışımla eşdeğerli. Ben yazında üç öğe görüyorum: Öz, biçim, işlev.
Bir oyun, bir senaryo yazmak için
teknik de bilmek gerekir. Roman, bütünlüğü içinde, konusunun gerektirdiği
biçimi kendi getirir. Öykü de öyle. Klasik ölçülerle anlatamadığımız bir
konumuz varsa, yeni, özgün bir biçim gereksiniriz. Onu bulmak, özle biçimi
kaynaştırmak, yazarın ustalığına düşer. Başarı oram ise, işlevini belirler.
Klasik anlatımlı öykülerle
birlikte; bir gerçeği vermek amacıyle soyutlama, gerçeküstü, hatta saçma bile,
araç olarak kullanılıyorsa, anlattığımız konu ne olursa olsun, toplumsal bir
üründür. Ama her toplumsal ürün, yazın olamaz, yarınlara kalamaz. Yukarda
söylediğim gibi, belki, toplumbilimin işine yarar...
Toplum için sanat... Ama diliyle,
özüyle, biçimiyle, işleviyle... Günün modasına uygun olanı yazmak kolay,
insanın özünde ve her zaman geçerli olan gerçeği yakalamak zor...
Bence, her gün gelişen teknikle
gittikçe küçülen dünyamızda, başka ulusların yazınıyle yarışmak zorunda olduğumuzu
gözden uzak tutmadan yazmak gerek”
(s. 130-131).
Bir Küçük Kadın adlı hikâyesiyle Sinema-Tiyatro
dergisinin düzenlediği yarışmada üçüncülük elde etti (Kurdakul, 1999: 205).
1967 yılında kurduğu Keloğlan Yayınevi’nden Charles Dickens, Victor Hugo’dan
çevirdiği eserleri yayımladı. Uzun yıllar edebî faaliyetlerine ara veren Meral
Çelen, 2008 yılında çocukluk, ilk gençlik dönemlerini ve Aziz Nesin’le
evlendikten sonraki yıllarını Meral Çelen’in Anıları adıyla iki cilt
halinde yayımladı.
Kaynakça
Çelen, Meral (Kasım 1959). “Bir
Günbay Vardı”, Türk Dili, S. 98, s. 101-103.
Çelen, Meral (2016). Meral
Çelen’in Anıları (Çocukluk ve İlkgençlik Yıllarım/Aziz Nesin’li Yıllar).
İstanbul: Nesin Yayınevi.
Çelen, Meral (Temmuz 1975). “Öykü
Anlayışınızı Anlatır mısınız?”, Türk Dili, S. 286, s. 130-131.
Çelen, Meral (15 Şubat 1959). “Tek
veya Çift”, Varlık, S. 496, s. 19.
Kabacalı, Alpay (1990). Yetmiş
Beşinci Yaşında Aziz Nesin. İstanbul: TÜYAP.
Karaalioğlu, Seyit Kemal (1982). Resimli
Türk Edebiyatçılar Sözlüğü. İstanbul: İnkılap ve Aka Yayınları.
Kurdakul, Şükran (1998). Şairler
ve Yazarlar Sözlüğü. İstanbul: İnkılap Yayınları.
Meral Çelen biyografisi, Erişim
Adresi: (https://www.nesinyayinevi.com/marka/meral-celen).
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: Dr. Erol GökşenYayın Tarihi: Güncelleme Tarihi: 25.01.2023
Yayın Tarihi: Güncelleme Tarihi: 25.01.2023
Güncelleme Tarihi: 25.01.2023
Eser Adı | Yayın evi | Basım yılı | Eser türü |
---|---|---|---|
Güllü Güzel | Ekin Basımevi / İstanbul | 1961 | |
Ekmekçi Kadın | Keloğlan Yayınevi / İstanbul | 1967 | Çeviri |
Sefiller | Keloğlan Yayınevi / İstanbul | 1967 | Çeviri |
İki Şehrin Hikâyesi | Keloğlan Yayınevi / İstanbul | 1968 | Çeviri |
Meral Çelen’in Anıları | Nesin Yayınevi / İstanbul | 2008 | Anı |
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | Recep Küpçüev | d. 1934 - ö. 26 Nisan 1976 | Doğum Yılı | Görüntüle |
2 | MÜSEYİB ABBASOV | d. 1934 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
3 | KARA MEHMET, Mehmet Siligünlü | d. 1934 - ö. 09.09.2014 | Doğum Yılı | Görüntüle |
4 | Recep Küpçüev | d. 1934 - ö. 26 Nisan 1976 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
5 | MÜSEYİB ABBASOV | d. 1934 - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
6 | KARA MEHMET, Mehmet Siligünlü | d. 1934 - ö. 09.09.2014 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
7 | Recep Küpçüev | d. 1934 - ö. 26 Nisan 1976 | Meslek | Görüntüle |
8 | MÜSEYİB ABBASOV | d. 1934 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
9 | KARA MEHMET, Mehmet Siligünlü | d. 1934 - ö. 09.09.2014 | Meslek | Görüntüle |
10 | Recep Küpçüev | d. 1934 - ö. 26 Nisan 1976 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
11 | MÜSEYİB ABBASOV | d. 1934 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
12 | KARA MEHMET, Mehmet Siligünlü | d. 1934 - ö. 09.09.2014 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
13 | Recep Küpçüev | d. 1934 - ö. 26 Nisan 1976 | Madde Adı | Görüntüle |
14 | MÜSEYİB ABBASOV | d. 1934 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
15 | KARA MEHMET, Mehmet Siligünlü | d. 1934 - ö. 09.09.2014 | Madde Adı | Görüntüle |