Madde Detay
ALÂYÎ, Acem Alâyî Çelebi
(d. ?/? - ö. ?/?)
divan şairi, mevlevî
(Divan/Yazılı Edebiyat / 16. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Acem Alâyî Çelebi, Konya’da doğdu. Mir Muhyî-i Şîrâzî’nin oğludur. Ailesi Acem olduğu için Acem-zâde lakabıyla bilinir. Konya’da Mevlana dergahında eğitim aldı ve kendini yetiştirdi. Mevlevî tarikatına girerek irşat ve tebliğ vazifesi gördü. Mesnevi-hân olarak tanındı. Ahlak, fazilet ve cömertlikte parmakla gösterilirdi. Kalemi kuvvetli; inşa, muamma ve aruzda söz sahibi idi. Üç dilde şiirler yazdı. Şiirleri beğenilmiştir.
Kaynakça
İpekten, Haluk, Mustafa İsen, Recep Toparlı, Naci Okçu ve Turgut Karabey (1988). Tezkirelere Göre Divan Edebiyatı İsimler Sözlüğü. Ankara: KB Yay.
Kurnaz, Cemâl ve Mustafa Tatçı (hzl.) (2001). Mehmed Nâil Tuman, Tuhfe-i Nâilî - Divan Şairlerinin Muhtasar Biyografileri. C.I. Ankara: Bizim Büro Yay.
Solmaz, Süleyman (hzl.) (2005). Ahdî ,Gülşen-i Şu’arâ. Ankara: AKM Yay.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DOÇ. DR. HÜSEYİN GÖNELYayın Tarihi: 03.04.2014Güncelleme Tarihi: 03.12.2020Eserlerinden Örnekler
Hergizem fikr-i tu ez hâtır-ı mahzûn ne reved
Ve’z derûn-ı dil-i men derd-i tu bîrûr ne reved
(Senin fikrin hiç bir zaman mahzun hatırımdan çıkmıyor; gönlümün içinden senin derdin çıkmıyor.)
Yâd-ı la’let ne konem her nefesî k’ez çeşmem
Ivaz-ı âb beher gûşe hûn ne reved
(Her nefes gözümden su yerine her köşeye kan gitmedikçe dudağını anmam.)
Zevk-ı mestî zi leb-i la’l-i tu çun yâft dilem
Çi koned ger zi pey-i bâde-i gülgûn ne reved
(Gönlüm senin al dudağından sarhoşluk zevkini tattığı için gül renkli şarabın peşinden gitmesin de ne yapsın?)
Dil be Leylî-sıfâtân berî hâzır bâş (?)
Kes neyâmed bereh-i ‘ışk ki Mecnûn ne reved
(Leyla sıfatlılara gönül vermişsen hazır ol çünkü Mecnun'un gitmediği aşk yoluna kimse gelmez.)
Ger ‘Alâyî pey-i hûbân be reved ma’zûr est
Mî keşed ‘ışk gîrîbân-ı dileş çün ne reved
(Alâyî güzellerin peşinden gidiyorsa ma‘zurdur, çünkü gönlümün yakasını aşk çekiyor, nasıl gitmesin?)
*
Gerçi sihr-engîzdür zülfün gözün mestânedür
Hırmen-i hüsnünde ey meh rûyunun bir dânedür
Meh-cemâl-i yâre bir sûretlü sîmîn-âyîne
Zülf-i dil-dâre güneş ziynetlü zerrîn şânedür
*
Evsâf-ı hüsnüni ki dil-i nâtüvân okur
Bir tıfldur ki ay yüzi gül Gülsitân okur
(Solmaz, Süleyman (hzl.) (2005). Ahdî, Gülşen-i Şu’arâ. Ankara: AKM Yay. 415-416.)
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 03.04.2014Güncelleme Tarihi: 03.12.2020Eserlerinden Örnekler
Hergizem fikr-i tu ez hâtır-ı mahzûn ne reved
Ve’z derûn-ı dil-i men derd-i tu bîrûr ne reved
(Senin fikrin hiç bir zaman mahzun hatırımdan çıkmıyor; gönlümün içinden senin derdin çıkmıyor.)
Yâd-ı la’let ne konem her nefesî k’ez çeşmem
Ivaz-ı âb beher gûşe hûn ne reved
(Her nefes gözümden su yerine her köşeye kan gitmedikçe dudağını anmam.)
Zevk-ı mestî zi leb-i la’l-i tu çun yâft dilem
Çi koned ger zi pey-i bâde-i gülgûn ne reved
(Gönlüm senin al dudağından sarhoşluk zevkini tattığı için gül renkli şarabın peşinden gitmesin de ne yapsın?)
Dil be Leylî-sıfâtân berî hâzır bâş (?)
Kes neyâmed bereh-i ‘ışk ki Mecnûn ne reved
(Leyla sıfatlılara gönül vermişsen hazır ol çünkü Mecnun'un gitmediği aşk yoluna kimse gelmez.)
Ger ‘Alâyî pey-i hûbân be reved ma’zûr est
Mî keşed ‘ışk gîrîbân-ı dileş çün ne reved
(Alâyî güzellerin peşinden gidiyorsa ma‘zurdur, çünkü gönlümün yakasını aşk çekiyor, nasıl gitmesin?)
*
Gerçi sihr-engîzdür zülfün gözün mestânedür
Hırmen-i hüsnünde ey meh rûyunun bir dânedür
Meh-cemâl-i yâre bir sûretlü sîmîn-âyîne
Zülf-i dil-dâre güneş ziynetlü zerrîn şânedür
*
Evsâf-ı hüsnüni ki dil-i nâtüvân okur
Bir tıfldur ki ay yüzi gül Gülsitân okur
(Solmaz, Süleyman (hzl.) (2005). Ahdî, Gülşen-i Şu’arâ. Ankara: AKM Yay. 415-416.)
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 03.12.2020Eserlerinden Örnekler
Hergizem fikr-i tu ez hâtır-ı mahzûn ne reved
Ve’z derûn-ı dil-i men derd-i tu bîrûr ne reved
(Senin fikrin hiç bir zaman mahzun hatırımdan çıkmıyor; gönlümün içinden senin derdin çıkmıyor.)
Yâd-ı la’let ne konem her nefesî k’ez çeşmem
Ivaz-ı âb beher gûşe hûn ne reved
(Her nefes gözümden su yerine her köşeye kan gitmedikçe dudağını anmam.)
Zevk-ı mestî zi leb-i la’l-i tu çun yâft dilem
Çi koned ger zi pey-i bâde-i gülgûn ne reved
(Gönlüm senin al dudağından sarhoşluk zevkini tattığı için gül renkli şarabın peşinden gitmesin de ne yapsın?)
Dil be Leylî-sıfâtân berî hâzır bâş (?)
Kes neyâmed bereh-i ‘ışk ki Mecnûn ne reved
(Leyla sıfatlılara gönül vermişsen hazır ol çünkü Mecnun'un gitmediği aşk yoluna kimse gelmez.)
Ger ‘Alâyî pey-i hûbân be reved ma’zûr est
Mî keşed ‘ışk gîrîbân-ı dileş çün ne reved
(Alâyî güzellerin peşinden gidiyorsa ma‘zurdur, çünkü gönlümün yakasını aşk çekiyor, nasıl gitmesin?)
*
Gerçi sihr-engîzdür zülfün gözün mestânedür
Hırmen-i hüsnünde ey meh rûyunun bir dânedür
Meh-cemâl-i yâre bir sûretlü sîmîn-âyîne
Zülf-i dil-dâre güneş ziynetlü zerrîn şânedür
*
Evsâf-ı hüsnüni ki dil-i nâtüvân okur
Bir tıfldur ki ay yüzi gül Gülsitân okur
(Solmaz, Süleyman (hzl.) (2005). Ahdî, Gülşen-i Şu’arâ. Ankara: AKM Yay. 415-416.)
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Hergizem fikr-i tu ez hâtır-ı mahzûn ne reved
Ve’z derûn-ı dil-i men derd-i tu bîrûr ne reved
(Senin fikrin hiç bir zaman mahzun hatırımdan çıkmıyor; gönlümün içinden senin derdin çıkmıyor.)
Yâd-ı la’let ne konem her nefesî k’ez çeşmem
Ivaz-ı âb beher gûşe hûn ne reved
(Her nefes gözümden su yerine her köşeye kan gitmedikçe dudağını anmam.)
Zevk-ı mestî zi leb-i la’l-i tu çun yâft dilem
Çi koned ger zi pey-i bâde-i gülgûn ne reved
(Gönlüm senin al dudağından sarhoşluk zevkini tattığı için gül renkli şarabın peşinden gitmesin de ne yapsın?)
Dil be Leylî-sıfâtân berî hâzır bâş (?)
Kes neyâmed bereh-i ‘ışk ki Mecnûn ne reved
(Leyla sıfatlılara gönül vermişsen hazır ol çünkü Mecnun'un gitmediği aşk yoluna kimse gelmez.)
Ger ‘Alâyî pey-i hûbân be reved ma’zûr est
Mî keşed ‘ışk gîrîbân-ı dileş çün ne reved
(Alâyî güzellerin peşinden gidiyorsa ma‘zurdur, çünkü gönlümün yakasını aşk çekiyor, nasıl gitmesin?)
*
Gerçi sihr-engîzdür zülfün gözün mestânedür
Hırmen-i hüsnünde ey meh rûyunun bir dânedür
Meh-cemâl-i yâre bir sûretlü sîmîn-âyîne
Zülf-i dil-dâre güneş ziynetlü zerrîn şânedür
*
Evsâf-ı hüsnüni ki dil-i nâtüvân okur
Bir tıfldur ki ay yüzi gül Gülsitân okur
(Solmaz, Süleyman (hzl.) (2005). Ahdî, Gülşen-i Şu’arâ. Ankara: AKM Yay. 415-416.)
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | Vural Kaya | d. 12 Mayıs 1975 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | ÇELİK OZAN, Murat Çelik | d. 25.04.1952 - ö. 2010 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | TAHİR, Tahir Demiröz | d. 1912? - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | Vural Kaya | d. 12 Mayıs 1975 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | ÇELİK OZAN, Murat Çelik | d. 25.04.1952 - ö. 2010 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | TAHİR, Tahir Demiröz | d. 1912? - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | Vural Kaya | d. 12 Mayıs 1975 - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | ÇELİK OZAN, Murat Çelik | d. 25.04.1952 - ö. 2010 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | TAHİR, Tahir Demiröz | d. 1912? - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | Vural Kaya | d. 12 Mayıs 1975 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
11 | ÇELİK OZAN, Murat Çelik | d. 25.04.1952 - ö. 2010 | Meslek | Görüntüle |
12 | TAHİR, Tahir Demiröz | d. 1912? - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
13 | Vural Kaya | d. 12 Mayıs 1975 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | ÇELİK OZAN, Murat Çelik | d. 25.04.1952 - ö. 2010 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | TAHİR, Tahir Demiröz | d. 1912? - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
16 | Vural Kaya | d. 12 Mayıs 1975 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
17 | ÇELİK OZAN, Murat Çelik | d. 25.04.1952 - ö. 2010 | Madde Adı | Görüntüle |
18 | TAHİR, Tahir Demiröz | d. 1912? - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |