CÂMÎ / VAHÎDÎ, Hâcı Hasan-zâde Muhyiddîn Mehmed

(d. 796/1393-94 - ö. 911/1505-06)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / Başlangıç-15. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Câmî’nin ilk mahlası “Vahîdî”dir. Asıl adı Muhyiddîn Mehmed’dir. 796/1393-94’da Balıkesir’de doğmuştur. Babasının adı Mustafâ’dır. Kazasker Hâcı Hasan Efendi’nin torunudur. İlim çevrelerinde “Hâcı Hasan-zâde” diye tanınmıştır. Medrese tahsilinden sonra Mollâ Yegân’dan mülazım olan Câmî, Dimetoka Medresesi’nde müderrislik yapmış, sonra kadılık mesleğini seçmiştir. Gelibolu kadısı iken veziriazam Mahmûd Paşa’nın, Fâtih Sultân Mehmed’e hakkında övgü dolu sözler söylemesi üzerine Bursa Murâdiye Medresesi müderrisliğine getirilmiş ve bir müddet burada ders vermiştir. Ardından sırasıyla Bursa kadısı, İstanbul’da Sahn-ı Semân medreselerinden birine müderris ve İstanbul kadısı olmuştur. Takiben 886/1481-82’da Anadolu, 893/1487-88’te de Rumeli kazaskerliğine atanmıştır. Ölümüne kadar 20 yıl bu görevde kalmıştır. 115 sene gibi çok uzun bir ömür sürmesinden özellikle bahsedilen Câmî, 911/1505-06’de Rumeli kazaskeri iken İstanbul’da vefat etmiştir. Mezarı kendi yaptırdığı cami ve medresenin haziresindedir.

Kaynaklarda ilmî-dinî meselelerdeki derinliğine, tasavvuf ehline olan saygı ve sevgisine de değinilen Câmî’nin, Mîzân-ı Tasrîf adlı ilmî bir eseri ile Beyzâvî Tefsîri’ndeki En’am suresine ve Tavzîh’e yazdığı Hâşiye’leri vardır. Nazire mecmualarında çok sayıda şiiri mevcuttur. Ergun (1936: 899), Câmi’u’n-Nezâ’ir ve Edirneli Nazmî’nin Mecma’u’n-Nezâ’ir’inde, başında “Câmî, Câmî-i Emîn veya Câmî-i Saruhanî” kayıtlarının yer aldığı şiirlerin ona aidiyetinin “muhakkak gibi” olduğunu söylemiş, ancak bunu teyit edici bir bilgi sunmamıştır. Câmî, Tâcî-zâde Ca’fer Çelebi’nin Heves-nâme’sinde övgüyle andığı dört şairden biridir. Başta Sehî Bey olmak üzere hakkında bilgi veren tezkireciler de şiirlerinden beğeniyle söz etmiştir. Sehî Bey (1325: 26), Câmî’nin gazellerinin hem çok hem de güzel, Kınalı-zâde (Kutluk 1989: 244) ise belâgat ve nezaket dolu olduğunu kaydetmiştir.

Kaynakça

Bursalı Mehmed Tâhir (1333). Osmânlı Müellifleri. C. 1. İstanbul.

Cunbur, Müjgân (2002). “Câmî”. Türk Dünyası Edebiyatçılar Yazarlar ve Şairler Ansiklopedisi. C. 2. Ankara: AKM Yay. 383.

Ergun, Sadeddin Nüzhet (1936), Türk Şairleri. C. 2.

Köksal, M. Fatih (hzl.) (2012). Edirneli Nazmî, Mecma’u’n-nezâ’ir. http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/dosya/1-292688/h/edirneli-nazmi-mecmaun-nezair.pdf [erişim tarihi: 18.10.2013].

Kurnaz, Cemal ve Mustafa Tatçı (hzl.) (2001). Tuhfe-i Nâilî - Divân Şâirlerinin Muhtasar Biyografileri. C. II. Ankara: Bizim Büro Yay.

Kutlar Oğuz, Fatma Sabiha, M. Çakır, H. Koncu (hzl.) (2012). Mehmed Tevfik, Kâfile-i Şu’arâ. İstanbul: Doğu Kütüphanesi Yay.

Kutluk, İbrahim (hzl.) (1997). Beyâni Mustafa bin Carullah, Tezkiretü’ş-Şu’arâ. Ankara: TTK Yay.

Kutluk, İbrahim (hzl.) (1989). Kınalı-zâde Hasan Çelebi, Tezkiretü’ş-Şu’arâ. C. 1. Ankara: TTK Yay.

Mehmed Süreyyâ (1311). Sicill-i Osmânî. C. 4. İstanbul.

Özcan, Abdülkadir (hzl.) (1989). Mecdî Mehmed Efendi, Hadâiku’ş-Şakâik (Şakâiku’n-Nu’maniye ve Zeyilleri). C. 1. İstanbul: Çağrı Yay.

Sehî (1325). Tezkire-i Sehî. İstanbul.

Şemseddîn Sâmî (1306). Kâmûsu’l-A’lâm. C. 2. İstanbul. 

Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi (1977). C. 2. “Câmî Hacı Hasanzâde”. İstanbul: Dergâh Yay. 13.

Yaltkaya, Şerefeddin, R. Bilge (hzl.) (1971). Kâtip Çelebi, Keşf-el-Zunûn. C. 1. İstanbul: MEB Yay.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: PROF. DR. MEHMET FATİH KÖKSAL
Yayın Tarihi: 22.11.2013
Güncelleme Tarihi: 05.11.2020

Eserlerinden Örnekler

 Gazel 

Her kimün bu gülsitânda bir gül-i handânı var

Her seher şeb-nem gibi çeşm-i sirişk-efşânı var

Yana yana kül olursa tan degül bülbül gibi

Her kimün nâr-ı mahabbetden dil-i sûzânı var

Mübtelâ-yı derd-i ışka çâre olmaz dime kim

Âşık-ı bî-çârenün ölmek gibi dermânı var

Degme bir şâha gönül baş egmez ise tan degül

Hazretün gibi anun sultân-ı âlî-şânı var

Görmege dîdârunı bir dem göz açdurmaz bana

Ebr-i gamdan eşkümün bir mertebe bârânı var

Kanı insâfun nice sabr eylesün âşüfte dil

Nâzunun ne haddi var ne cevrünün pâyânı var

Câmi vasf itse cemâlün ey gül-i cennet n’ola

Bülbül-i kudsî gibi tab’-ı latîf-elhânı var

(Köksal, M. Fatih (hzl.) (2012). Edirneli Nazmî, Mecma’u’n-nezâ’ir. http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/dosya/1-292688/h/edirneli-nazmi-mecmaun-nezair.pdf [erişim tarihi: 18.10.2013]. 778.)


İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1HASBÎ, Helvacı-zâde Hasbî Muharrem Efendid. 1862 - ö. 1912Doğum YeriGörüntüle
2Fikret Hakand. 23 Nisan 1934 - ö. 11 Temmuz 2017Doğum YeriGörüntüle
3RÂSİH, Balıkesirli Râsih Ahmed Beyd. ? - ö. 16 Eylül 1731Doğum YeriGörüntüle
4HASBÎ, Helvacı-zâde Hasbî Muharrem Efendid. 1862 - ö. 1912Doğum YılıGörüntüle
5Fikret Hakand. 23 Nisan 1934 - ö. 11 Temmuz 2017Doğum YılıGörüntüle
6RÂSİH, Balıkesirli Râsih Ahmed Beyd. ? - ö. 16 Eylül 1731Doğum YılıGörüntüle
7HASBÎ, Helvacı-zâde Hasbî Muharrem Efendid. 1862 - ö. 1912Ölüm YılıGörüntüle
8Fikret Hakand. 23 Nisan 1934 - ö. 11 Temmuz 2017Ölüm YılıGörüntüle
9RÂSİH, Balıkesirli Râsih Ahmed Beyd. ? - ö. 16 Eylül 1731Ölüm YılıGörüntüle
10HASBÎ, Helvacı-zâde Hasbî Muharrem Efendid. 1862 - ö. 1912MeslekGörüntüle
11Fikret Hakand. 23 Nisan 1934 - ö. 11 Temmuz 2017MeslekGörüntüle
12RÂSİH, Balıkesirli Râsih Ahmed Beyd. ? - ö. 16 Eylül 1731MeslekGörüntüle
13HASBÎ, Helvacı-zâde Hasbî Muharrem Efendid. 1862 - ö. 1912Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14Fikret Hakand. 23 Nisan 1934 - ö. 11 Temmuz 2017Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15RÂSİH, Balıkesirli Râsih Ahmed Beyd. ? - ö. 16 Eylül 1731Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
16HASBÎ, Helvacı-zâde Hasbî Muharrem Efendid. 1862 - ö. 1912Madde AdıGörüntüle
17Fikret Hakand. 23 Nisan 1934 - ö. 11 Temmuz 2017Madde AdıGörüntüle
18RÂSİH, Balıkesirli Râsih Ahmed Beyd. ? - ö. 16 Eylül 1731Madde AdıGörüntüle