ÇATAK, Ali

(d. 1924 / ö. 21.06.1996)
?
(Âşık / 20. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Ali Çatak, 1924 yılında Kayseri'nin Develi ilçesinde dünyaya gelir. Fenese mahallesinde ikamet eden ve Gökaliler olarak bilinen bir sülaleye mensuptur (Kalkan 2015:146). İlk tahsilini Develi’de tamamlayan Ali Çatak, 1940 yılında gittiği Ankara’da daha çok inşaat kalfalığı yaparak geçimini sağlar. Aynı yıl askere giden Ali Çatak, Askerlik dönüşü evlenir ve bu evlilikten iki çocuğu dünyaya gelir. Emekli olana kadar Ankara’da inşaat kalfalığına devam eden şair, emekli olduktan sonra Develi’ye yerleşir. Ankara'nın Keçiören semtindeki evini satıp Âşık Seyrânî üzerine araştırmalar yapan Ali Çatak, özellikle Develi ve çevresinde yaptığı derlemelerle Seyrânî’nin o zamana kadar bilinmeyen birçok şiirini gün yüzüne çıkarır. 15 Mayıs 1979’da Seyrânî’in doğup büyüdüğü Kayseri’nin Develi ilçesinde ilkini düzenlediği “Seyrânî Seminer ve Şenlikleri” ile bu önemli şaire bilim insanlarının ilgi duymasını sağlar. “Seyrânî Şenlikleri”nin geleneksel hale gelebilmesi için Develi dışında yaşayan hemşehrilerini ziyaret ederek onların maddi ve manevi desteklerini almaya çalışır. Kartvizitine “Seyrânî Delisi Âşık Ali Çatak” yazdıracak kadar Seyrânî hayranı olan şair, ömrünün son yıllarını Develi’deki bir halı fabrikasının misafirhanesinde geçirir (Şengül 1997:17). Ali Çatak, 21 Haziran 1996 tarihinde Develi’de vefat eder. İsmi, Develi Belediyesi tarafından doğduğu evin bulunduğu sokağa verilen şairin mezarı da bu ilçededir.

Halk şiiri geleneğine uygun olarak şiirlerinin son dörtlüğünde “Ali Çatak, Çatak, Âşık Ali Çatak, Âşık Çatak” gibi isimler kullanan şair, eserlerini, Erciyes’ten Anadolu’ma (1974), Derdin Derdim Anadolu (1985) ismiyle yayınlar. Onun “bütün ömrümü harcadığım” dediği Âşık Seyrânî üzerine yaptığı araştırmaları ise, Bütün Yönleriyle Seyrânî (1992) ismiyle yayınlar. Ali Çatak’ın şiire ilgisi çocuk denecek yaşta başlar. Bu yıllarda mahalledeki yaşlılardan başta Âşık Seyrânî olmak üzere Karacaoğlan, Dadaloğlu gibi şairlerin şiirlerini dinler. Onlara özenerek kendisi de şiirler yazar. Ankara’ya gittiği yıllarda Âşık Veysel’in şiirleriyle karşılaşan şair, gurbette olmanın özlemi ve hüznüyle bu yıllarda şiire daha çok ilgi göstermeye başlar. Ali Çatak, halk şiiri geleneğinden geniş ölçüde faydalanır. Halk şiirinin nazım şekillerini kullanır. En fazla “Koşma ve İlahi” nazım şekliyle şiirler yazar. Şiirlerinde yaşayan Türkçeyi kullanmakla birlikte yöresel söyleyişe de yer verir. Bu durum onun şiirine tabiilik kazandırır. Her ne kadar kitaplarının üstüne “Âşık Ali Çatak” diye imza atsa da, âşıklık geleneğinde olduğu gibi şiirlerini saz eşliğinde söylemez. Şiirlerinde daha çok Anadolu konusunu ele alır. Anadolu’nun güzelliği ile beraber acısını, çaresizliğini işler. Doğup büyüdüğü topraklara olan bağlılığını ve sevgisini vurgular. Her iki şiiri kitabının üstünde “Anadolu” ibaresinin bulunması bundandır. Erciyes’in eteğindeki bir ilçede dünyaya gelmesi, çocukluğunun bu dağın eteklerindeki yaylalarda geçmesi sonraki yıllarda kaleme aldığı şiirlerinde sık sık bu dağı anmasına sebep olur. Ona göre Erciyes, asırlarca şairlere ilham olmuş yüce bir dağdır: “Derviş Osman söyler dilde, / Dadaloğlu çalmış telde, / Karacoğlan’ın gönlünde / Seni söylemiş Erciyes. Seyrânî’ye sır vermişsin, / Kerem söyler ser vermişsin, /Çağlar, coşar yer vermişsin, / Seni Söylemiş Erciyes. Sarp geçidin Dertli geçti, / Âşık Ömer görüp şaştı, / Emrah sana koşma koştu, / Seni söylemiş Erciyes. (…) Eriyince karın, buzun, / Gelir Cennet gibi yazın. / Âşık Çatak senin kuzun, / Seni söylemiş Erciyes.” (Çatak 1985: 27). Ankara’da bulunduğu yıllarda kaleme aldığı şiirlerinde, gençliğinde zirvesine tırmandığı Erciyes’e duyduğu özlemi dile getirir; doğup büyüdüğü bu topraklardan ayrı kalmanın hüznünü anlatır: “Kalaylı kazanda sütler kaynar mı? / Gelinler baş tutup kızlar oynar mı? / Senden ayrı düşen bilmem onar mı? / Ayrılığa sebep kimde Erciyes. Yıllar var ayrıyım kan ağlar içim, / Küskün müsün bana konuşman niçin? / Affeyle, bağışla Çatak der suçum, / Derindir hasretin bende Erciyes…” (Çatak 1985:30). Bunlarla birlikte şiirlerinde “Allah, insan, iman, tabiat, memleket özlemi” gibi temalara da yer verir. Tabiatın güzelliğini ve cömertliğini anlattığı şiirlerinde Âşık Veysel’in etkisi görülür. Çevreye karşı çok duyarlı olan şair, özellikle son dönemde sosyal mesaj içeren şiirler de yazar. Âşık Ali Çatak, birlikte yaşamanın sorumluluğunu hatırlattığı şiirlerinde, devlete, kanunlara, insanlara karşı sorumluluklarımızın olduğunu ve bunlarını yerine getirdiğimiz ölçüde iyi bir insan ve iyi bir yurttaş olabileceğimizi söyler. Mesela, 23 Mart 1992’de kaleme aldığı ve şairin yayınlamaya fırsat bulamadığı son şiirlerinden biri olan “Vergini Öde” isimli şiirinde vergi ödemenin kutsal bir görev olduğunu, vergisi ödenmiş kazancın helal kazanç olduğunu anlatır: “Amanın da kardeş vergini yatır, / Devlet imkânına katkını getir, / Tez borcunu öde huzurla otur, / Vergiyi ödemek kutsal görevindir. Şükür eyle dostum karın azına, / Helal yedir oğlun ile kızına, / Günahı yazdırma kader yazına, / Vergiyi ödemek kutsal görevindir.” (Şengül 1997:17).

Bütün hayatını şiire ve Türk kültürünün araştırılıp yeni kuşaklara tanıtılmasına harcayan Ali Çatak, bölgede derlemeler yaparak Seyrânî’nin bilinmeyen şiirlerini tespit etmenin yanında Seyrâni’nin “Soy şeceresi”ni de hazırlar. Ali Çatak, Seyrânî tarafından bölgede yapılan köprü, türbe gibi mimari eserlerin kitabelerinden tespit ederek fotoğraflarıyla birlikte Bütün Yönleriyle Seyrânî isimli eserinde yayınlar (Çatak 1992:1-544). Bu çalışma, bugüne kadar Seyrânî üzerine yapılmış en kapsamlı çalışmadır. Ali Çatak, ilerlemiş yaşına rağmen Seyrânî üzerine yaptığı çalışmanın önemini vurgulamak ve ona olan bağlılığını anlatmak için sık sık şu dörtlüğü okur: “Bu uğurda evin sattı, / Geceyi gündüze kattı, / Haksız görse hemen çattı, / Çatak diye birisi var.” Ali Çatak’ın Türk kültürü üzerine yaptığı çalışmalardan biri de İncili Çavuş üzerine yaptığı arşiv araştırmalarıdır. İncili Çavuş’un doğduğu Kayseri ili, Tomarza ilçesi Tıravşan köyünde incelemeler yaparak İncili Çavuş'un yaptırdığını iddia ettiği su kemerlerini yerinde tespit eder. Tıravşan köyüne getirilen su ile ilgili fermanı arşivde bulduğunu söyleyen Âşık Ali Çatak, hayatının son döneminde karşılaştığı sağlık sorunları yüzünden bunları tamamlayıp yayınlayamaz. Bölgedeki evliya mezarları üzerine yaptığı araştırmalar ve bunlarla ilgili olarak anlatılan rivayet ve menkıbeleri derleme çalışmaları da bu yüzden yarım kalır. İkinci Şiir kitabına isim olarak verdiği “Derdin Derdim Anadolu” şiiri Dr. Recai Özdil tarafından bestelenir ve TRT repertuvarına girer. Başta Âşık Seyrânî ve Âşık Veysel olmak üzere halk şiiri geleneğinden beslenen Âşık Ali Çatak, bütün bu özellikleriyle bu şiirin Kayseri Develi’deki önemli seslerinden biri olur.

Kaynakça

Çatak, Âşık Ali (1985). Derdin Derdim Anadolu. Ankara: Osmanlı Matbaası.

Çatak, Develili Âşık Ali (1992). Bütün Yönleriyle Seyrânî. Ankara: Bayrak Yay.

Kalkan, Emir (2015). “Ali Çatak”, Kayseri Ansiklopedisi. Kayseri: Kayseri Büyükşehir Belediyesi Kültür Yay. 146.

Şengül, Abdullah (1997). “Bir Delinin Ardından”, Erciyes. 231: 16-17.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: PROF. DR. ABDULLAH ŞENGÜL
Yayın Tarihi: 03.03.2018
Güncelleme Tarihi: 06.12.2020

Eser AdıYayın eviBasım yılıEser türü
Erciyes’ten Anadolu’maFon Matbaası / Ankara1974Şiir
Derdin Derdim AnadoluOsmanlı Matbaası / Ankara1985Şiir
Bütün Yönleriyle SeyrânîBayrak Yayıncılık / Ankara1992Araştırma

İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1KADÎRÎ, Kadird. 1859 - ö. 1914Doğum YeriGörüntüle
2HİSÂRÎd. ? - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
3LEBÎB, Necîb-zâde Ahmedd. ? - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
4Sabahattin Kömürcüoğlud. 5 Haziran 1924 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
5SÜLEYMAN, Süleyman Yıldırımd. 1924 - ö. 1999Doğum YılıGörüntüle
6OTMAN/OTMAN BABA/FAKİR OTMAN, Hüseyin Gündoğdud. 1924 - ö. 30.09.2011Doğum YılıGörüntüle
7Sabahattin Kömürcüoğlud. 5 Haziran 1924 - ö. ?Ölüm YılıGörüntüle
8SÜLEYMAN, Süleyman Yıldırımd. 1924 - ö. 1999Ölüm YılıGörüntüle
9OTMAN/OTMAN BABA/FAKİR OTMAN, Hüseyin Gündoğdud. 1924 - ö. 30.09.2011Ölüm YılıGörüntüle
10Sabahattin Kömürcüoğlud. 5 Haziran 1924 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
11SÜLEYMAN, Süleyman Yıldırımd. 1924 - ö. 1999Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
12OTMAN/OTMAN BABA/FAKİR OTMAN, Hüseyin Gündoğdud. 1924 - ö. 30.09.2011Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
13Sabahattin Kömürcüoğlud. 5 Haziran 1924 - ö. ?Madde AdıGörüntüle
14SÜLEYMAN, Süleyman Yıldırımd. 1924 - ö. 1999Madde AdıGörüntüle
15OTMAN/OTMAN BABA/FAKİR OTMAN, Hüseyin Gündoğdud. 1924 - ö. 30.09.2011Madde AdıGörüntüle