CEMÂLÎ, Şeyh Cemâleddîn İshâk Efendi

(d. ?/? - ö. 933/1526-27)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / Başlangıç-15. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Şeyh Cemâleddîn İshâk Efendi, XV. yüzyılın ilk yarısında Karaman’da dünyaya gelmiştir. İlim ve tasavvuf âleminde daha ziyade Cemâl Halîfe unvanıyla şöhret bulmuş, kimi kaynaklarda aynı isimle tanınan tekke şairi Şeyh Cemâl-i Halvetî ile karıştırılmıştır (bk. Sarıoğlu Alptekin). İlk eğitimini Aksaray ve Konya’da tamamladıktan sonra Buhara’da Muhammed Kerrârî’den, İstanbul’da Kadızâde Molla Kâsım’dan ilim; Şeyh Hamdullâh’tan hat tahsil etmiştir. 1470’li yıllarda Sahn-ı Semân Medresesi’ne müderris olarak atanan hocası Mollâ Muslihuddîn Kastalânî’nin hizmetinde bulunup İstanbul’da ikâmet etmeye başlamıştır. Hattı güzel olduğu için Fâtih Sultân Mehmed’in emriyle İbnü’l-Hâcib’e ait El-Kâfiye Fi’n-Nahv adlı eseri istinsah etmiş, bu vesileyle kazandığı parayla Hac vazifesini yerine getirmiştir. Taşköprülüzâde’nin aktardığına göre bu sıralarda hocası Muslihuddîn Kastalânî’de gördüğü bir hâl sebebiyle ilim yolundan ayrılıp tasavvufa yönelmiştir. Cemâleddîn İshâk Efendi’nin tasavvufa yönelme sebebinden söz edilen, aynı zamanda Şeyh Cemâl-i Halvetî ile de karıştırıldığı hikâye şöyledir: Cemâleddîn Efendi hac yolculuğu sırasında Kâtib Ergûn hattıyla yazılmış bir mushafı arkadaşından alıp o sırada İstanbul kadısı olan hocası Muslihuddîn Kastalanî’ye getirmiş. Hocası altı bin dirhemlik fiyatı çok bulup almamış, ancak daha sonra bir ata on bin dirhem vermiş. Cemâleddîn Efendi şahit olduğu bu hadise üzerine aynı hâle düşerim korkusuyla tahsili bırakıp tasavvufa yönelmiş ve Konya’ya giderek Halvetî şeyhi Habîb-i Karamanî’ye intisap etmiştir (Öngören 2001: 448; Tan 2007: 275). Konya’da ağır bir riyâzet dönemi geçirip seyr ü sülûkunu tamamlayan Cemâleddîn Efendi, bir müddet Konya ve Karaman civarında irşat faaliyetinde bulunmuş, tekrar İstanbul’a dönmüştür. 1517 yılında akrabası Pirî Mehmed Paşa’nın önce İstanbul Zeyrek’te yaptırdığı tekkeye yerleşmiş, daha sonra Sütlüce’deki tekkeye geçmiştir. Yaklaşık on yıl tasavvufî irşatta bulunup Şeyh İcâdî, oğlu Mehmed Emîn Efendi, Ezelîzâde Abdurrahman Efendi, Abdülkerîm Efendi, Hayreddîn Hızır Amasî, meşhur hattat Ahmed Şemseddîn Karahisarî gibi halîfeler yetiştirmiştir (Öngören 2001: 449). Cemâleddîn Efendi, rivâyetlere göre heyecanlı, vecd sahibi, mutevazı ve takva sahibi bir insandır. Kendisiyle görüşen Taşköpürülüzâde, şeyhin vaaz u nasihat esnasında vecde gelip ağladığını, çığlık attığını, hatta bazen kendini minberden aşağı attığını aktarmıştır (Tan 2007: 275). 933/1526-27 yılında vefat eden Şeyh Cemâleddîn İshâk Efendi Sütlüce’deki tekkenin haziresine defnedilmiştir.

Cemâleddîn Efendi’nin, büyük kısmı Arapça ve bunlardan ikisinin kendisine aidiyeti tartışmalı olan, eserleri şunlardır: 

1. Hadîs-i Erbaîn Tercümesi (?): Manzum kırk hadis tercümesidir. Kırk beyittir (Öngören 2001: 449; Sevgi 1988: 25-27). Toprak (2006: 142), bu eserin Cemâleddîn İshâk Efendi’ye değil, Cemâl-i Halvetî’ye ait olduğunu belirtmiştir. 

2. Hâşiye Alâ Envâri’t-Tenzîl: Meşhûr Beyzâvî Tefsîri’nin (bk. Öztürk 2011) hâşiyesidir. Eser Arapçadır.

3. Kasîdetü’l-Kâfiyye: Diğer adı Münâcâtu’l-Meymûne olup otuz üç beyitlik Arapça bir kasîdedir.

4. Kasîdetü’l-Hâiyye: Revî harfi hâ olan kırk üç beyitlik Arapça bir kasîdedir. (Karamanî Cemâleddîn İshâk: vr. 79b-81b)

5. Risâle Fî Devrâni’s-Sûfiyye ve Raksıhim: Tasavvuf erbabı arasında tartışma konusu olan devrân üzerine Vâiz Molla Arab’ın aleyhte yazdığı mektuba Arapça bir reddiyedir.

6. Risâle Fî Etvâri’s-Sülûk: Seyr ü sülûkta yaşanan hâller üzerinedir.

7. Tefsîr-i Kur’ân (Tefsîr-i Cemâlî): Mücâdele Sûresi’nden itibaren tüm sûrelerin tefsîrini içermektedir.

8. Tevâbi’ Fi’s-Sarf: Sarf üzerine yazılmış bir eserin şerhidir.

9. Vahdet-i Vücûd Risâlesi (?): Vahdet-i vücûd meselesinin anlatıldığı bu eser Şeyhülislâm Mûsâ Kâzım Efendi tarafından tercüme edilmiştir. Risâlenin Şeyh Cemâleddîn Efendi’ye aidiyeti tartışmalıdır (Bursalı Mehmed 1972: 80; Öngören 2001: 449).

10. En-Nesâihu’s-Sûfiyye fi’l-Mevâizi’d-Dîniyye: Mensur-manzum bir nasihat-nâmedir. Tasavvufa yönelen tâliplere yol gösterme niyetiyle kaleme alınmıştır. Sonunda şaire ait gazeller de mevcuttur.

Şeyh Cemâleddîn İshâk Efendi, ilmî ve tasavvufî merhaleleri tamamlamış, hat ve şiir konusunda derinliği bulunan çok yönlü bir şahsiyettir. Eserlerinin muhtevasından anlaşıldığına göre özellikle hadîs, tefsîr gibi dinî konular ile Arap dili ve belâgatinde yetkindir (Tan 2007: 275). Mehmed Süreyyâ, Cemâlî’nin Arapça kasîdeleri olduğunu bildirmiştir (Akbayar vd. 1996: 390).

Kaynakça

Akbayar, Nuri, S. A. Kahraman (hzl.) (1996). Mehmed Süreyyâ, Sicill-i Osmânî. C. 2. İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yay.

Bursalı Mehmed Tâhir (1972). Osmânlı Müellifleri. C. 1. İstanbul: Meral Yay.

Cemâleddîn İshâk bin Mehmed Karamanî. En-Nesâ’ihu’s-Sûfiyye Fi’l-Mevâ’izi’d-Dîniyye. Manisa İl Halk Kütüphanesi 45 Ak Ze 17. vr. 2b-161a.

Karamanî Cemâleddîn İshâk. Kasîdetü’l-Hâiyye. Milli Kütüphane 06 Mil Yz. A 1326/4. vr. 79b-81b.

Kurnaz, Cemal ve Mustafa Tatçı (hzl.) (2001). Tuhfe-i Nâilî - Divân Şâirlerinin Muhtasar Biyografileri. C. II. Ankara: Bizim Büro Yay.

Öngören, Reşat (2001). “Karamanî, Cemâleddin İshak”. İslâm Ansiklopedisi. C. 24. İstanbul: TDV Yay.

Öztürk, Abdülvehhab (hzl.) (2011). Beydâvî Tefsîri. İstanbul: Kahraman Yay.

Sarıoğlu Alptekin, Leyla. “Cemâl-i Halvetî”. TEİS. http://www.turkedebiyatiisimlersozlugu.com/index.php?sayfa=detay&detay=3149 [erişim tarihi: 28.09.2014].

Sevgi, Ahmet (1988). “Kırk Hadis Tercümesi”. İslâmî Kültür Sanat ve Edebiyat III: 25-27.

Tan, Muharrem (2007). Taşköprülüzâde, Osmanlı Bilginleri. İstanbul: İz Yay.

Toprak, Mehmet Sait (2006). “Cemâlî İshak bin Mehmed El-Karamanî: Hayatı ve Eserleri”. Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi XXIV: 127-160.


Madde Yazım Bilgileri

Yazar: DOÇ. DR. AHMET TANYILDIZ
Yayın Tarihi: 06.11.2014
Güncelleme Tarihi: 05.11.2020

Eserlerinden Örnekler

Gazel

Sultân-ı bî-zevâl ü Sübhân-ı bî-elemdür

Gufrân-ı bâ-kemâl u Rahmân-ı bî-ademdür

Yok izzine nihâyet hem kudretine gâyet

Her nesne buna âyet kim Rabb-i zü’l-hikemdür

Emrinsüz olmaz anun mecmû’ ratb u yâbis

Hükminsüz olmaz aslâ her şey’ ki bîş ü kemdür

Eyle Alîm ü Kâdir Hayy u Mürîddür kim

Sâni’ligine âlem ilm ehline alemdür

Lutfı hisâba gelmez haddini kimse bilmez

Hîç eylügi kesülmez dâyim işi keremdür

İhsânı bî-kerândur in’âmı hoş revândur

Rezzâk-ı ins ü cândur hem vâli-yi ni’amdur

Kim ire sırrına kim takdîriyile bu halk

Kimi katında hor u kimisi muhteremdür

Hamdinde cümle âlem kâsırdur ol Hamîdün

Âciz Cemâli ni’tsün kim kamudan bu kemdür

(Cemâleddîn İshâk bin Mehmed Karamanî. En-Nesâ’ihu’s-Sûfiyye Fi’l-Mevâ’izi’d-Dîniyye. Manisa İl Halk Kütüphanesi 45 Ak Ze 17. vr. 7b-8a.)


İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1GÜLDİKEN, Durmuş Çetinkold. 10.07.1955 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
2NESÎB, Hüseyin Nesîb Efendi, Karamanlıd. 1818 - ö. 1896Doğum YeriGörüntüle
3ABDÜLLATİF, Fakîh Karamanî, Siyahserd. ? - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
4GÜLDİKEN, Durmuş Çetinkold. 10.07.1955 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
5NESÎB, Hüseyin Nesîb Efendi, Karamanlıd. 1818 - ö. 1896Doğum YılıGörüntüle
6ABDÜLLATİF, Fakîh Karamanî, Siyahserd. ? - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
7GÜLDİKEN, Durmuş Çetinkold. 10.07.1955 - ö. ?Ölüm YılıGörüntüle
8NESÎB, Hüseyin Nesîb Efendi, Karamanlıd. 1818 - ö. 1896Ölüm YılıGörüntüle
9ABDÜLLATİF, Fakîh Karamanî, Siyahserd. ? - ö. ?Ölüm YılıGörüntüle
10GÜLDİKEN, Durmuş Çetinkold. 10.07.1955 - ö. ?MeslekGörüntüle
11NESÎB, Hüseyin Nesîb Efendi, Karamanlıd. 1818 - ö. 1896MeslekGörüntüle
12ABDÜLLATİF, Fakîh Karamanî, Siyahserd. ? - ö. ?MeslekGörüntüle
13GÜLDİKEN, Durmuş Çetinkold. 10.07.1955 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14NESÎB, Hüseyin Nesîb Efendi, Karamanlıd. 1818 - ö. 1896Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15ABDÜLLATİF, Fakîh Karamanî, Siyahserd. ? - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
16GÜLDİKEN, Durmuş Çetinkold. 10.07.1955 - ö. ?Madde AdıGörüntüle
17NESÎB, Hüseyin Nesîb Efendi, Karamanlıd. 1818 - ö. 1896Madde AdıGörüntüle
18ABDÜLLATİF, Fakîh Karamanî, Siyahserd. ? - ö. ?Madde AdıGörüntüle