Bekir Sıtkı Erdoğan

Elif
(d. 8 Aralık 1926 / ö. 24 Ağustos 2014)
Şair, Asker, Öğretmen
(Yeni Edebiyat / 20. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Karaman’da doğdu. Babası Karamanlı din âlimi Yahya Bey, annesi Adviye Hanım’dır. Bekir Sıtkı’nın çocukluğu Karaman ve Konya’da geçti. Babası vefat edene kadar (1936) “çocuk”luğunu yaşayan Bekir Sıtkı, bu tarihten sonra dört kardeşin en büyüğü olması sebebiyle sorumluluğu üzerine aldı ve onlara daha iyi bakabilmek için meslek sahibi olmak istedi. Öğretmenlik ideali ile Adana Öğretmen Okulu sınavına girmeyi düşündü; ancak hastalanınca sınavı kaçırdı. II. Dünya Savaşı nedeniyle Konya’ya taşınan Kuleli Askerî Lisesi onun için bir şans oldu. Askerî liseye giren Bekir Sıtkı, buradaki eğitimini 1946 yılında tamamladı. Ardından Ankara’ya gitti ve burada Kara Harp Okulu’na devam etti. 1949 yılında piyade subayı olarak mezun oldu. İlk görev yeri olan Çankırı, Bekir Sıtkı’nın hem meslek hem de evlilik hayatının başladığı yerdir. Aynı yıl Zeliha Hanım’la evlendi. Çankırı’da bir yıl kalan teğmen Bekir Sıtkı’nın ikinci görev yeri Erzurum'dur (1950). Erzurum’da ilk çocuğu Yahya dünyaya geldi. Bekir Sıtkı Erdoğan’ın oğluna Yahya adını vermesinin nedeni Yahya Kemal’e olan hayranlığıydı. Bu dönemde Bekir Sıtkı’nın en büyük arzusu, edebiyat bölümü olan üniversitenin bulunduğu bir şehre, İstanbul ya da Ankara’ya tayininin çıkmasıydı.

1953 yılında Ankara Askerî Ekmek Fabrikası İnzibat ve Takım Komutanlığı’na atandı. Bu atama şair için edebiyat dolu bir hayatın başlangıcıydı. İdealine kavuşan şairin, 1955 yılında ikinci çocuğu olan kızı Sahil dünyaya geldi. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı’na kayıt yaptıran Bekir Sıtkı; şairliğinin, şiiri iyi tanımasının, eski yazı bilmesinin verdiği avantajla 1957 yılında mezun oldu. Tek isteği edebiyat öğretmenliği yapmaktı. 1960 yılında Deniz Ordusu’na edebiyat öğretmeni olarak atandı. Bundan sonra Bekir Sıtkı’nın deyimiyle “şairane hayatı” başladı. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na geçtikten sonra ilk görev yeri İstanbul Beylerbeyi’ndeki Deniz Astsubay Hazırlama Okulu oldu. Daha sonra Heybeliada’daki Deniz Lisesi’ne atandı (1963). Bu görevde on bir yıl hizmet ettikten sonra 1974’te kıdemli albaylıktan emekli oldu.

Bekir Sıtkı Erdoğan’ın emeklilik hayatı İstanbul’da; yazları Heybeliada’da, kışları Erenköy’de öğretmenlik yaparak geçti. Şair; Marmara Koleji, İstanbul Atatürk Kız Lisesi, Alman Lisesi gibi pek çok okulda çalıştı. Öğretmenlik mesleğini Alman Lisesi’nde, 1991 yılında sonlandıran şair, meslek hayatının ardından tüm günlerini şiir yazarak geçirdi.

Bekir Sıtkı Erdoğan’ın çocukluğu sanatkâr bir aile ortamında, gençliği ise şairler ve şiir severler arasında geçmiştir. Babasından ve annesinden dinlediği beyitler, dayısının okuduğu şiirler, teyzelerinin resimleri onu sanata yaklaştırmıştır. Bekir Sıtkı’nın ilgi duyduğu sanat dalı edebiyattır. Şair dayısının şiirleri ve şiir akşamları, daha okula başlamayan Bekir Sıtkı’nın ilgisini çeker. Şiir akşamlarının en hevesli dinleyeni odur. İlk şiirini, ilkokul üçüncü sınıfta Yerli Malı Haftası münasebetiyle yazar. “Hiç durmadan tütüyor fabrika bacaları/Çıkarıyor en güzel, en sağlam yerli malı” dizelerinden oluşan şiirinde 7+7 ölçüsü yakalayan Bekir Sıtkı çok sevinir. Bu, Bekir Sıtkı’nın kulağına ve zihnine yerleşmiş olan “gelenek”in göstergesidir. Şair, dayısından dinlediği âşık tarzı şiirler sayesinde şiirin sesini duyar ve poetikasını belirleyecek kaynakları küçük yaşta tanımaya başlar. Bekir Sıtkı, şiirini oluşturacak “çevre”yi; Yunus Emre’yi, Karacaoğlan’ı, Emrah’ı, Nedim’i, Cenap Şahabettin’i, Yahya Kemal’i okuyarak şiirinin hem şekil hem içerik boyutunu oluşturmaya başlar. Şiirin üç boyutu olduğunu düşünür: Derinlik, genişlik ve uzunluk boyutu. Şiirin derinlik boyutu, lirizmidir. İkinci boyutu genişlik yani “çevre”dir. Bekir Sıtkı, çevre ile şairlerin ortak paylaşım alanlarını kastetmektedir. Köy odaları, kahvehaneler, pastaneler, gazete ve dergi çevreleri, şiir sohbetlerinin yapıldığı evler vb. şairleri bir araya getiren ve onların şiirlerine kaynaklık eden önemli mekânlardır. Bekir Sıtkı’nın ilk çevresi çocukluğunu geçirdiği evdir. Onun şiirinin tohumları, bu evde yapılan şiir sohbetleri ile atılmıştır. Sanatını besleyen en verimli dönemi ise Harp Okulu yıllarıdır. Çünkü bu dönemde şair; Gültekin Sâmanoğlu, Mustafa Necati Karaer, Numan Esin, Munis Faik Ozansoy, Orhan Şaik Gökyay, Orhon Seyfi Orhon, İlhan Geçer, Halil Soyuer, Fuat Azgur gibi isimlerle bir araya gelerek edebiyat ve şiir sohbetleri yapmaktadır. Behçet Kemal Çağlar’ın evi toplanma mekânıdır. Bekir Sıtkı, “Hancı” şiirini Behçet Kemal Çağlar’a okuma fırsatını bu toplantılarda bulur ve şiir 1949'da Şadırvan dergisinde yayımlanarak Bekir Sıtkı’nın adı duyurur. Bekir Sıtkı Erdoğan’a göre şiirin üçüncü boyutu ise “kültür”dür. Şiirin ana malzemesi duygu ve dildir; ancak bu unsurları kullanmak için bilgiye, kültürel birikime ihtiyaç vardır. Bekir Sıtkı’ya göre şiire derinlik katacak olan önemli unsur, şairin yaptığı okumalarla zenginleştirdiği dimağıdır. Küçük yaşta başladığı şiir ve okumalarına hiç ara vermemiştir. Türk şiirinin sözlü geleneğine ait örneklerinden divan edebiyatının en önemli isimlerine kadar şiiri ve şairi tanımak için pek çok okuma yapan şair, bu sayede şiirini, özellikle ritim açısından, sağlam bir yapı üzerine inşa etmiştir.

Türk milleti, Türk milletinin değerleri, Türk kadını ve çocuğu; başta yaşadığı şehirler Karaman, Konya, Erzurum, İstanbul olmak üzere pek çok Türk şehri, halk ve divan edebiyatı geleneği onu besleyen ana kaynaklardır. Bekir Sıtkı, hem halk edebiyatı nazım şekillerini -koşma, varsağı, güzelleme, koçaklama vb.- hem de divan edebiyatı nazım şekillerini -gazel, kaside, rubai vb.- kullanmıştır. Şairin daha çok ilk şiirlerinde "millî veznimiz" dediği hece veznini tercih ederken sonraki şiirlerinde aruz veznine ağırlık verdiği görülmektedir. Bekir Sıtkı’nın sade Türkçe ile hece vezninin ve aruzun hemen her kalıbını başarılı bir şekilde kullandığı bilinmektedir. Şiirlerini “ipe inci dizer gibi işlediğini” belirten şair, ne söyleyeceğinden ziyade nasıl söyleyeceğini düşünmüş ve cehdi şairler kategorisinde yerini almıştır. Serbest vezin, hece veya aruz vezni iyi şiir söylemek için onun ana malzemeleridir. Şairin daha çok ilk dönemlerinde görülen halk edebiyatı etkisi muhtevada “memleket özlemi, gurbet” temalarının ön plana çıkmasına neden olmuştur. Bir Yağmur Başladı isimli ilk eserinde çocukluğunu, çocukluğunun geçtiği çevreyi ve bu çevreye olan sevgisini anlatmıştır. Bekir Sıtkı eşyaya ve insana dair hemen her şeyi şiirine konu etmiştir: İnsan, şehir, aşk, deniz, gurbet, hayat, ömür, maddi ve manevi dünya, sevgili, şiir, Yunus, Mevlana gibi. ”Mavi İhtiras” isimli dörtlüğünde denize olan sevdasını anlatan şair, “İstanbul Destanlar İçinde” isimli şiirinde İstanbul’un fethini kaleme almıştır. Olgunluk döneminin ana temaları “ilham kaynağı”, “şiir”, “edebiyat dünyası” vb.dir. Estetik kaygılarını doğrudan doğruya sanatın konusu yapan Bekir Sıtkı; edebiyat, şiir, sanat kavramları üzerine düşünmüş ve “Ses Ver” isimli şiirinde poetikasını kaleme almıştır. Bekir Sıtkı Erdoğan, son dönem şiirlerini özellikle divan edebiyatı nazım türleri ve biçimleri olan tevhid, münacât, na’t ile gazel, kaside, müstezad üzerine kurmuştur. Aruz bu dönemin ana ritim unsurudur. Cenap Şahabettin’in “Senin İçin” isimli şiirinde aruzun yarattığı ritim şairi derinden etkilemiş ve bundan sonra aruz öğrenmeye başlayan Bekir Sıtkı, “Dostlar Başına” isimli eserinde aruzun kusursuz örneklerini vermiştir. “Ateş Çemberi” isimli şiir bu örneklerden biridir.

Bekir Sıtkı Erdoğan’ın şiirleri Çınaraltı, Hisar, Türk Edebiyatı, Erciyes, Şadırvan, İstanbul, Türk Yurdu, Kubbealtı Akademi Mecmuası, Millî Kültür gibi pek çok dergide yayımlanmıştır. Şair, mahlas kullanmamış; kalemine “Elif” mahlasını vermiştir. Erdoğan’ın "Hancı", "Eminem", "Sen Karşıma Her Özlediğim Anda Çıkarsın", "Yaz Mevsimidir", "Aşka Heveslendi Bu Gönlüm" gibi şiirleri Prof. Dr. Alâeddin Yavaşça, Dr. Selahattin İçli, Münir Nurettin Selçuk, Amir Ateş, Erol Sayan tarafından bestelenmiştir. Bekir Sıtkı’nın yazdığı ve ödül aldığı marşlar ise şunlardır: "Harp Okulu Marşı" (1965); "50. Yıl Marşı" (1973). Bir Yağmur Başladı, ilk eseridir ve Güvercin Yayınları tarafından 1949 yılında basılmıştır. Bu kitaptaki şiirlerin konuları çeşitlilik arz etmektedir. Şiir sevdası, aşklar, ömür yolculuğu, Mevlana ve tasavvuf, memleket, memleket özlemi vb. kitaptaki ana temalardır. Dostlar Başına (1965) adlı eserinin ana teması, “aşk”tır. Burada, hem beşerî hem de ilahî aşkı anlatan şiirlerinin yanı sıra yalnızlığı, gençlik yıllarına özlemi, İstanbul’un fethini ve Atatürk’ü anlatan şiirleri de yer almaktadır. Sabır Sarmaşıkları, rubailerden oluşan eseridir. Yaklaşık yüz altmış adet rubainin yer aldığı eser henüz basılmamıştır. Ancak pek çoğu Türk Edebiyatı dergisinde yayımlanmıştır. Elif Divanı, Bekir Sıtkı Erdoğan’ın “edebiyatı savunduğum dava kitabı” dediği eseridir ve bölümleriyle tam bir divan özelliği göstermektedir. Şair, kaleminin mahlası “Elif” olduğu için bu esere "Elif Divanı" adını vermiştir. Eserin bir diğer adı Kaybolmayan İzler'dir. Bekir Sıtkı, bu eserinde şiiri, şairi, Türk edebiyatını kaleme almıştır; eser henüz basılmamıştır.

Kaynakça

Işık, İhsan (2004). "Bekir Sıtkı Erdoğan". Türkiye Yazarlar Ansiklopedisi. Ankara: Elvan Yay.

Karaalioğlu, Seyit Kemal (1982). "Bekir Sıtkı Erdoğan". Resimli Türk Edebiyatçılar Sözlüğü. İstanbul: İnkılâp ve Aka Yay.

Necatigil, Behçet (2007). "Bekir Sıtkı Erdoğan". Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü. İstanbul: Varlık Yay.

Saltık, Eylem (2002). Bekir Sıtkı Erdoğan’ın Şiirlerinde İmaj Dokusu. Yüksek Lisans Tezi. Eskişehir: Eskişehir Osmangazi Üniversitesi.

Saltık, Eylem (Nisan-2002). "Bekir Sıtkı Erdoğan ile Ropörtaj". Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi. S. 342. s. 24-27.

Tanzimat'tan Bugüne Edebiyatçılar Ansiklopedisi (2001). "Bekir Sıtkı Erdoğan". İstanbul: YKY. C. I. s. 373.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: DR. ÖĞR. ÜYESİ EYLEM SALTIK
Yayın Tarihi: 26.06.2018
Güncelleme Tarihi: 19.12.2020

Eser AdıYayın eviBasım yılıEser türü
Bir Yağmur BaşladıGüvercin / Ankara1949Şiir
Dostlar BaşınaBaha / İstanbul1965Şiir

İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1SABÛHÎd. ? - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
2ÜMMÎ SİNAN, İbrahimd. 1488 - ö. 1568Doğum YeriGörüntüle
3HATUNÎ BACI, Semiha Bozkurt Oğuzd. 1960 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
4İSMAİL EFENDİd. 1926 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
5SIDDIKA, Sıddıka Tepetaşd. 01.05.1926 - ö. 22.10.1992Doğum YılıGörüntüle
6ALİ KOCAd. 1926 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
7Özel Arabuld. 20 Mart 1945 - ö. 04 Kasım 2014Ölüm YılıGörüntüle
8KARA MEHMET, Mehmet Siligünlüd. 1934 - ö. 09.09.2014Ölüm YılıGörüntüle
9HÜSEYİN, Hüseyin Gençd. 1940 - ö. 2014Ölüm YılıGörüntüle
10Mehmet Şemsi Akanyetid. 20 Mart 1947 - ö. ?MeslekGörüntüle
11Ali Hakan Düzd. 23 Ocak 1966 - ö. ?MeslekGörüntüle
12Adnan Özerd. 20 Şubat 1957 - ö. ?MeslekGörüntüle
13Ahmet Sırrı Arvasd. 05 Mayıs 1972 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14Orhan Berentd. 1964 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15Şadan Karadenizd. 1 Mart 1931 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
16HARÂBÎ, Ciloğlu Deli Bekird. 1800/1817/1828? - ö. 1879Madde AdıGörüntüle
17BEKİR, Bekir Akkuşd. 1860-1861 - ö. 1939Madde AdıGörüntüle
18GÜLDÂRÎ, Bekird. ? - ö. ?Madde AdıGörüntüle