Madde Detay

Hacı Gürhan, 22 Şubat 1950'de Bingöl’ün Çeltiksuyu köyünde dünyaya gelir. Babası Ahmet, annesi ise Sürmiye’dir. Âşığın ailesinin soyu Palu’nun Hor köyüne dayanır. Çocukluğu ve gençliği köyünde geçen âşık, gençliği sırasında çiftçilik yaparak aile bütçesine katkıda bulunur. İki kız, altı erkek olmak üzere sekiz çocuklu bir ailenin üyesi olan Gürhan'ın üç kardeşi vefat eder. İlkokulu zor şartlarda köyünde okuyan âşık, çeşitli nedenlerden dolayı ortaokul ve lise eğitimine devam edemez. 1967 yılının Ekim ayında amcasının kızı Feyziye Hanım ile evlenir ve bu evlilikten ikisi kız, ikisi erkek olmak üzere dört çocuğu olur. 1970 yılında askere giden Gürhan, askerlik yaptığı sırada babasını kaybeder. 20 ay askerlik yaptıktan sonra köyüne dönen âşık, bir traktör alarak çiftçilik yapmaya devam eder. Çiftçilikten umduğunu bulamayan âşık, devlet memuru olmak için 1977 yılında Sağlık Müdürlüğünün açmış olduğu sınava girerek başarılı olur ve devlet memuru olarak işe başlar. Hayatı çeşitli sıkıntılar ve çile içerisinde geçen âşık, yıllar geçse de okuma arzusunu hiç kaybetmez. Bu azim ve kararlılığı sayesinde dışarıdan sınavlara girerek ortaokul ve lise diplomalarını alan Gürhan, 2011 yılında Bingöl Üniversitesi Muhasebe Önlisans programına kaydını yaptırır ve 2013 yılında mezun olur. 2015 yılında devlet memurluğundan emekli olan âşık, Bingöl'de yaşamaktadır (Irmak 2018).

Sanatını oluştururken öncelikle ailesinden etkilenen Gürhan'da, ilk pırıltılar askere gittiğinde oluşmaya başlar. Ancak âşığın esas sanatını şekillendiren kişiler; Âşık Reyhani ve Abdurrahim Karakoç olmuştur. Usta-çırak geleneği içerisinde yetişmese de Âşık Reyhani’ye duyduğu sevgi, saygı ve sempatiden dolayı onu ustası olarak görmesi, âşığın bir nevi “gizli çıraklık” olarak adlandırılabilecek bir ortamda yetiştiğini ortaya koymaktadır. Şiirlerinde Gürhan mahlasını kullanan âşık, bugüne kadar yazmış olduğu 222 şiirden 201'ini hece vezniyle, 21'ini ise serbest vezinle kaleme almıştır. Gürhan'ın serbest ölçüyle yazmış olduğu şiirlerde bireysel ve toplumsal konular dile getirilmiştir. Âşığın hece ve serbest ölçüyle yazmış olduğu şiirlerinde akıcı, duru ve yalın bir Türkçe dikkat çekmektedir. 2016 yılında Malatya’da yerel bir televizyonda âşığın okumuş olduğu; “Ben Anadolu’yum” şiiri, halk arasında büyük bir yankı uyandırır ve sosyal medyada izlenme rekorları kırar. Ulusal televizyonlara ve radyolara da çıkarak ünü yayılan Gürhan, artık tüm Türkiye’nin tanıdığı bir halk ozanı olmuştur. “Ben Anadolu’yum” şiiriyle tüm Türkiye’de adını duyuran ve Anadolu insanının gönlünde taht kuran âşık, bu şiirinde Türkiye'de dini, dili ve ırkı ne olursa olsun vatandaşlık bağıyla devletine bağlı insanların millî birlik ve kardeşliğini dile getirmiştir. Türkiye'nin birçok şehrinde şiir etkinliklerine katılmış olan Gürhan, çok sayıda ödül ve plaket almıştır (Hacı Gürhan, Kişisel Görüşme, 15.07.2018).