İSHÂK ÇELEBİ

(d. -/- - ö. 944/1538)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 16. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Osmanlı Rumelisi’nin en önemli kültür merkezlerinden biri olan Üsküp'te doğdu. Üsküp, fethi izleyen yıllarda önce bir siyasi merkez, ardından da bir bilim ve kültür merkezi olarak dikkat çekti. Özellikle İshak Çelebi’nin yaşadığı 16. yüzyılda yetiştirdiği önemli sayıdaki bilim adamı ve sanatçı ile bölgesel merkez olarak öne çıktı. Çelebi, kılıç yapmakla geçimini sağlayan İbrahim adlı birinin oğludur. Üsküp'te başladığı öğrenimini İstanbul'da tamamlayıp Kara Bâlî'den mezun oldu. İstanbul'da Atik Ali Paşa Medresesi müderrisliğine getirildi. Ardından Edirne, Serez ve Üsküp’te müderrislik yaptı. 933/1526'da Edirne'deki Dârulhadis Medresesi'ne ve 935/1528'de yine Edirne'deki Üç Şerefeli Medresesi'ne tayin edildi. 937/1530-31'de Sahn Medresesine müderris oldu. Şam'da da kadılık yaptı. Bir ara Halep'te Yavuz Sultan Selim'in musahibi olarak seçildi ise de bu görevde kalamadı. Şam'da öldü. Ölümü Riyâzî ve Faizî'de 944/1538; Hasan Çelebi'de ise yanlış olarak 949/1541-42 diye gösterilmiştir. Hayatında sıra dışı pek çok olaya tanıklık edilen İshak Çelebi, kendi vefatına düşürdüğü şu tarihle de dikkat çeker:

Gelicek hâlet-i nez'e didi târîhini İshâk

Yöneldüm cânib-i Hakk'a başıaçık yalın ayak

Rumeli şairleri serbest, hep yükseklerde gezen ve kayıt tanımayan, aldırmaz rindane tavırları, samimi ve derinliği olan mistik arka plana sahip hür bir derviş duyarlılığını dile getiren şiirleri, gündelik dile daha çok yaslanmış ifadeleri ile klasik şiirin özellikle medrese çıkışlı temsilcilerinin ağır bastığı İstanbul merkezli örneklerinden ayrılırlar. Sözü edilen bu şiirlerin mistik tarafını daha çok Hayalî, Hayretî Usûlî gibi Vardar Yeniceli şairler temsil ederken bölgedeki hedonist, laübali, aldırmaz ve rindane tavrın en önemli ismi İshak Çelebidir. Ama her iki gurupta da ortak özellik, bu duyguların içtenlik, yalınlık ve coşku ile dile getirilmiş olmasıdır.

İshak Çelebi, devrinin büyük bilginlerinden ve önde gelen şairlerinden biri olmasına karşın kaynaklar, mevkiine yakışmayacak hafifliklerini de özellikle belirtirler. Bu kaynaklarca laubalilik, argoya gündelik hayatında ve esprilerinde çokça yer vermesi ve şaraba aşırı düşkünlükle suçlanır. Hoş sohbet, zeki, şakacı yönüyle meclislerin aranan adamı olur ama bu özellikleri ile tercih edildiği padişah musahipliğinden yine bu sınır koyamayan tavrı yüzünden uzaklaştırılır.

Âşık Çelebi, İshak Çelebi’nin şiirlerinde özellikle âşıkla sevgili arasında geçenleri konu edindiğini ve bu sebeple şiirlerinin eğlence meclislerinde sanatçılar tarafından okunduğu söyler. Hatta davet edildiği bir düğünde, sade bir dille yazdığı gazellerinin okunduğunu görünce, "acaba bizim gazellerimiz olmasa bunlar ne okurdu" der. Oraya davet edilen zamanın bilginlerinden Şâh Kasım, gazellerinin dilini çok sade bulup alay etmek için "acaba onlar olmasaydı sizin gazelleri kim okurdu" diye küçümseyici bir eda ile cevap verir.

Divanı ve Selim-nâmesi vardır. Yavuz Sultan Selim hakkında yazdığı Selim-nâmesi başta Hoca Sadettin Efendi olmak üzere Osmanlı tarihçileri tarafından kaynak olarak kullanılmıştır. Divanı yayınlanmıştır (Üsküplü İshâk Çelebi, Divan Tenkitli Basım, Hazırlayan: Mehmed Çavuşoğlu-M. Ali Tanyeri, Mimar Sinan Ü. Fen-Edebiyat Fakültesi Yay., İstanbul 1990.)

Bu divanda 15 kaside, 6 musammat, 1 Bursa şehrengizi, 1 Üsküp Şehrengizi, 342 gazel, 12 adet kıt’a ve tarih, 1 Arapça, 10 Farsça şiir yer almaktadır.

Kaynakça

Akbayar, Nuri (hzl.) (1996). Mehmed Süreyyâ, Sicill-i Osmanî. İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yay.

Canım, Rıdvan (hzl.) (2000). Latîfî, Tezkiretü’ş-Şu’arâ ve Tabsıratü’n-Nuzemâ. Ankara: AKM Yay.

Çavuşoğlu, Mehmed ve Ali Tanyeri (hzl.) (1990). Üsküblü İshâk Çelebi, Divan. İstanbul: Mimar Sinan Üniversitesi Yay.

Çavuşoğlu, Mehmed (1976). "Meşâirü'ş-Şuarâ'dan İshâk Çelebi". Diriliş 18 (Şubat): 212-217.

Çeltik, Halil (2008). Divan Sahibi Rumeli Şairlerinin Şiir Dünyası. Ankara: MEB Yay.

Erdem, Sadık (1994). "İshâk Çelebi'nin Hayatı-Şahsiyeti ve Eserleri" Türk Dünyası Araştırmaları. 91 (Ağustos): 99.

İsen, Mustafa (1997). "Balkanlar'da Osmanlı Dönemi Türk Edebiyatı". Türkiye Dışındaki Türk Edebiyatları Antolojisi. C. 7. Ankara: KB Yay.

İsen, Mustafa (1997). "Balkanlar'da Türk Edebiyatı". Ötelerden Bir Ses - Divan Edebiyatı ve Balkanlarda Türk Edebiyatı Üzerine Makaleler. Ankara: Akçağ Yay.

İsen, Mustafa (1997). "Kültür Tarihimizde Üsküp ve Üsküplü Divan Şairleri". Ötelerden Bir Ses – Divan Edebiyatı ve Balkanlarda Türk Edebiyatı Üzerine Makaleler. Ankara: Akçağ Yay.

İsen, Mustafa (1998). "Akıncılığın Türk Kültür ve Edebiyatına Katkıları". Türkiye Günlüğü. 49 (Ocak-Şubat).

“İshak Çelebi”. TDEA. C. IV. İstanbul: Dergah Yay. 410.

Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Âşık Çelebi, Meşâ’irü’ş-Şu’arâ (İnceleme-Metin). İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yay.

Kurnaz, Cemal ve Mustafa Tatçı (hzl.) (2001). Nail Tuman, Tuhfe-i Nâ’ilî. Ankara: Bizim Büro Yay.

Parmaksızoğlu, İsmet (1953). "Üsküplü İshâk Çelebi ve Selim-nâmesi". İstanbul Ü. Edebiyat Fak. Tarih Dergisi III (5-6): 123-134.

Sungurhan Eyduran, Aysun (hzl.) (2009). Kınalızâde Hasan Çelebi, Tezkiretü’ş-Şu’arâ. Ankara: Kültür Bakanlığı e-kitap: http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/belge/1-83504/kinalizade-hasan-celebi---tezkiretus-suara.html [erişim tarihi: 20.03.2013]

Tatçı, Mustafa (hzl.) (2003). Bursalı Mehmed Tahir, Osmanlı Müellifleri I-II-III. Ankara: Bizim Büro Yay.

Yaltkaya, Şerafettin ve Kilisli Rıfat Bilge (hzl.) (1971). Kâtip Çelebi, Keşf-el-Zunûn. İstanbul: MEB Yay.

Yıldırım, Ali (1994). "On Altıncı Yüzyıl Türk Edebiyatında Edebî Bakımdan İshâk Çelebi'nin Yeri ve Önemi". Fırat Ü. Sosyal Bilimler Dergisi. (1-2): 280-88.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: DOÇ. DR. TUBA DURMUŞ
Yayın Tarihi: 18.11.2014
Güncelleme Tarihi: 05.12.2020

Eserlerinden Örnekler

Gazel 1

Gün gibi arz-ı cemâl itmez isen bize sabâh

Ey güneş yüzlü senünle ne selâm u ne sabâh

Gam kilidi açılur sâgar ile ey sâkî

Kutlu kapular açılsun elüme sun miftâh

N'eylerüz şemsi ruhun zav'ı bize kâfîdür

Rûz-ı rûşen olıcak anda ne hâcet mısbâh

Ortaya aldı beni tîrün iki yanumdan

Ey hümâ sâye bana olmag içün iki cenâh

Feth-i bâb ola gibi gamzesi sînem gözler

Hele İshak hele gel diyelüm yâ Fettâh

Gazel 2

Seyre gelsen gülşenün her gûşesi seyrân olur

Açılur güller ferahdan goncalar handân olur

Nice hüsn olur bunı kim gördi kim işitdi kim

Her gören sermest olur her işiden hayrân olur

Dest-i ışkından çeküp cân nakdin almakdur hüner

Yohsa her mahbûba dil virmek kişi âsân olur

Tende cânum bir belâ oldı halâsa çâre yok

Ger olursa yine derd-i ışkdan dermân olur

Bir vefâ ehli güzel sevsem acebdür tâli'üm

sevdügüm günden hemân bir âfet-i devrân olur

Ey kemân-ebrû inen 'uşşâkdan incinme kim

Sag olurlarsa kamusı yoluna kurbân olur

Gazel 3

Zuhûr-ı pertev-i hüsnün begâyet mihre gâlibdür

Anunçün her güneş yüzlü güzeller sana tâlibdür

Gözüm izün tozın gönlüm kapun derbânlıgın ister

Biri beglik hevâsında biri iksîre tâlibdür

Bu dünyâ acısın def' itmege bir hem-dem istersen

Gam-ı dilber gibi olmaz inen tatlu musâhibdür

Kişi mahbûba cân virmek 'acebdür dirsin ey sôfi

Sevüp can virmemek görsen 'acâyibden 'acâyibdür

Güzeller sohbetidür ortaya geldi yine âşık

Ne buyurdun begüm bagçe suvarmaga münâsibdür

Mey ü mahbûba virdi varını gönlüm velî cânın

Nigârâ sen perî-ruhsâra saklar bahş-ı gâyibdür

Günâha girme hâşâ engel olmaz sohbete İshâk

Leb öpmekden kaçar sanma hemân kucmaga tâyibdür

Gazel 4

Bu çeşmüm çeşmesârınun 'aceb hûnîn akar yaşı

Meger var ise ol 'aynun ciğer dagındadur başı

Mezârum ravza-i cennet civârı ola öldükde

Dikilse başum üstine nigarun işigi taşı

Müjen tîri firâkından cigerde kan yudar zahmum

Nelerden ayru düşmişdür görün ol onmaduk başı

Şarâb-ı nâb ile sâkî götür gel sıklet-i 'aklı

Gerekmez hey ma'âzallah aramuzda bizüm nâşî

Anadan böyle togmışdur gam-ı Şîrîn ile Ferhâd

Severse n'ola cândan yeg kişi süd bir karındaşı

Ko sôfî zühd ü takvâyı lebiyle ruhların söyle

Mey ü mahbûba mâyildür cihânun rind-i kallâşı

Kemâl-i lutf-ı tab'unla senün nazmun gören İshak

Hemân bî-ihtiyâr eyler sana tahsîn ü sâbâşı

 (Çavuşoğlu, Mehmed ve Ali Tanyeri (hzl.) (1990). Üsküblü İshâk Çelebi, Divan. İstanbul: Mimar Sinan Üniversitesi Yay.)


İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1Melahat Engüllüd. 1950 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
2VÂLİHÎ, Kadı-zâde Ahmed Vâlihî Çelebid. ? - ö. 1599Doğum YeriGörüntüle
3Leyla Şerif Emind. 13 Mayıs 1981 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
4Melahat Engüllüd. 1950 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
5VÂLİHÎ, Kadı-zâde Ahmed Vâlihî Çelebid. ? - ö. 1599Doğum YılıGörüntüle
6Leyla Şerif Emind. 13 Mayıs 1981 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
7Melahat Engüllüd. 1950 - ö. ?Ölüm YılıGörüntüle
8VÂLİHÎ, Kadı-zâde Ahmed Vâlihî Çelebid. ? - ö. 1599Ölüm YılıGörüntüle
9Leyla Şerif Emind. 13 Mayıs 1981 - ö. ?Ölüm YılıGörüntüle
10Melahat Engüllüd. 1950 - ö. ?MeslekGörüntüle
11VÂLİHÎ, Kadı-zâde Ahmed Vâlihî Çelebid. ? - ö. 1599MeslekGörüntüle
12Leyla Şerif Emind. 13 Mayıs 1981 - ö. ?MeslekGörüntüle
13Melahat Engüllüd. 1950 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14VÂLİHÎ, Kadı-zâde Ahmed Vâlihî Çelebid. ? - ö. 1599Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15Leyla Şerif Emind. 13 Mayıs 1981 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
16Melahat Engüllüd. 1950 - ö. ?Madde AdıGörüntüle
17VÂLİHÎ, Kadı-zâde Ahmed Vâlihî Çelebid. ? - ö. 1599Madde AdıGörüntüle
18Leyla Şerif Emind. 13 Mayıs 1981 - ö. ?Madde AdıGörüntüle