Madde Detay
KÂMİLÎ
(d. ?/? - ö. ?/1862)
Âşık
(Âşık / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Doğum tarihi bilinmeyen Kamilî'nin Hacı Eşbeh Oğulları diye anılan bir sülaleye mensup olduğu bilinmektedir. Babası Ali Feyzi Efendi olan Kâmilî, 1862 yılında ölmüştür. Şairliğinden çok hattatlığıyla bilinir. Amasya, Merzifon ve Zile’de pek çok öğrenci yetiştirmiştir (Türk Dünyası Edebiyatçıları Ansiklopedisi 2002: 315).
Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi'nde verilen bilgilere göre tasavvuf temalı şiirleri Sivas, Tokat, Zile, Merzifon çevresinde bilinmektedir. Eflatun Cem Güney- Çetin Eflatun Güney tarafından derlenerek tertip edilen Divân’ı basılmıştır. Divân’da 69 şiir bulunmaktadır (1982: 133-134). Ruhsatî kendisinden “Kâmilî dünyada almamış murâd” diye söz etmiştir (Çelik 2008: 227-228). Cahit Öztelli'nin Zile'li Şairler adlı kitabında bir destanı ve koşması (Öztelli 1944: 113-116) ile Vasfi Mahir Kocatürk'ün Saz Şiiri Antolojisi adlı çalışmasında da ünlü "Esnaf Destanı" yer almaktadır (1963: 248-251).
Kaynakça
Çelik, Ali (2008). Türk Halk Şiiri Antolojisi. İstanbul: yyy.
Kocatürk, Vasfi Mahir (1963). Saz Şiiri Antolojisi. Ankara: Edebiyat Yay.
Öztelli, Cahit (1944). Zile'li Şairler. Samsun: Vilayet Matbaası.
"Kamilî" (1982). Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi. C. 5. İstanbul: Dergâh Yay. 133-134.
"Kamilî" (2002). Türk Dünyası Edebiyatçıları Ansiklopedisi. C. 5. Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Yay. 315.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: ARAŞ. GÖR. GÖZDE TEKİNYayın Tarihi: 26.01.2015Güncelleme Tarihi: 08.12.2020Eserlerinden Örnekler
Esnaf Destanı
Küçücükten çıktım gurbet ellere,
Hakikat rahına düştüm gezerken
Eski sözdür: Gelir yazılan sere,
Aşk atına bindim yayan giderken
Şair oldum evvel, dinla yalanı,
Vezn ü mevzun derler, bilmem ben anı.
Unuttum bildiğim Türkçe lisanı,
Arabi, farisi sohbet ederken…
Âşıklığı özge halet sanırdım,
Çalıp çığırmaya âdet sanırdım,
Bunu ben bir kolay sanat sanırdım,
Mızrabım kırıldı bozuk çalarken.
Anladım ki bu bir çıkmaz sokaktır,
Ben çıkardım diyen bunu ahmaktır,
Bizlere marifet hayli ıraktır,
Gözlerim karardı eş’ar yazarken.
Aklımı fikrimi başıma derdim,
Düşünüp giderken bir pîre erdim,
Otuz iki esnaf ahvalin sordum,
Bana ol pir haber verdi sorarken.
Vardım çiftçi oldum cümleden akdem,
Yıllık ile tuttu beni bir âdem,
İçtiğim tarhana çorbası her dem,
Ağzım yaktım sıcak çorba içerken.
Hele kaçtım ben o köyden aşağı,
Vardım bir şehire bastım ayağı,
Anda oldum bir çulfanın çırağı
Çıkrığı kırıldı masra sararken.
Nalbant oldum, kırdım nalın çoğunu,
Bir katır nalladım, dinle oyunu,
Meğer acemiymiş, bilmem huyunu,
Çenemi teptirdim nalın sökerken.
Berber oldum, doldu dükkâna eller.
Şer’an tıraş eder kel başı berber.
Ağustos gelince pek kokar keller,
Uşandım başını tıraş ederken.
Hamamc’ oldum, hamam çöktü başıma.
Tellak oldum, bak şu benim işime:
Çuldan bir kese pek gitti hoşuma,
Yağır ettim birin kese sürerken.
Bakkal oldum, kapan yaptım yerimi,
Yağ tükendi, Moskof aldı Kırım’ı,
Kayıkç’ olsum, taktım küreklerimi,
Tayfalar kırıldı kürek çekerken
Avcı oldum kuşlar havaya uçtu,
Hırsız oldum kement boynuma geçti,
Gemic’ oldum gemim engine düştü,
Hele ben kurtuldum tekne batarken.
Kalafatçı oldum âlem uşattı,
Limanda tekneler hep yağır yattı,
Klafat ettiğim gemiler battı,
Andan da kovulduk hiler ederken.
Balıkç’ oldum, balık ağa girmedi,
Asla dört paraya elim ermedi,
Dilenc’^oldum kimse para vermedi,
Büyük kapılarda böyu eğerken.
Aşçı oldum, asla pişmedi yemek,
Boyac’ oldum bilmem al yeşil irenk,
Tellal oldum, tuttum bir topal eşşek,
Çamura saplandı çekip giderken.
Saraç oldum bir gün başladım işe,
Sahtiyantükendi kalmadı tirşe,
Kebapç’ oldum, eti sapladım şişe,
Tuzunu unuttum biber ekerken.
Pacuçç’ oldum, dikemedim pabuçu,
Diekerken kırıldı tığların ucu.
Kalaye’ oldum, hayli çalkadım kıçı,
Eski bakırların pasın silerken.
Manav oldum, elma armut tez çürür,
Cambaz oldum, ip üstünde kim yürür?
Kasap oldum, her gün gözüm kan görür,
Yüreğim bayıldı kana bakarken.
Sarraf olsum, sayamadım, parayı,
Dülger oldum, yapamadım sarayı,
Hallaç oldum elme aldım yayı,
Kirişim kırıldı pamuk atarken.
Kazaz oldum, yakışmadı elime;
Sâi oldum hırsız indi yoluma;
Mutaf oldum, bak şu benim halime:
Götün götün gittim kızıl bükerken.
Kuyumc’ oldum döğemedim gümüş,
Bilemedim elmas ile çaytaşı,
Pazvant oldum bir gün yıkılda çarı,
Hele ben kurtuldum çarşı çökerken.
Cevahici oldum sözün doğrusu,
Farketmedim cevahiri elması,
Terzi oldum ele aldım makası,
Parmağım kestirdim kumaş biçerken.
Hammal oldum bir hafif yük bulmadım,
Pelvan oldum hiçbir adam yenmedim,
Yırttılar yakamı birden duymadım,
Kollarım kırıldı göğüs tutarken.
Meyzin oldum ezan vakti olmadı,
Bağıra bağıra sesim kalmadı,
Kahvec’ oldum hiç müşteri gelmedi
Şerbetim ekşidi, döktüm kokarken.
İmam oldum kaba sofu çoğaldı,
Beynamazlar hep camiye döküldü,
Lerze oldu bir gün cami yıkıldı,
Aptesli, aptessiz namaz kılarken.
Ben bu sanatları bir bir dolaştım,
Tekrar gelip şairliğe bulaştım,
Kâmili, mürşidin eline düştüm
Tekke-i aşk içre çile çekerken…
Kocatürk, Vasfi Mahir (1963). Saz Şiiri Antolojisi. Ankara: Edebiyat Yay. 248-251.
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 26.01.2015Güncelleme Tarihi: 08.12.2020Eserlerinden Örnekler
Esnaf Destanı
Küçücükten çıktım gurbet ellere,
Hakikat rahına düştüm gezerken
Eski sözdür: Gelir yazılan sere,
Aşk atına bindim yayan giderken
Şair oldum evvel, dinla yalanı,
Vezn ü mevzun derler, bilmem ben anı.
Unuttum bildiğim Türkçe lisanı,
Arabi, farisi sohbet ederken…
Âşıklığı özge halet sanırdım,
Çalıp çığırmaya âdet sanırdım,
Bunu ben bir kolay sanat sanırdım,
Mızrabım kırıldı bozuk çalarken.
Anladım ki bu bir çıkmaz sokaktır,
Ben çıkardım diyen bunu ahmaktır,
Bizlere marifet hayli ıraktır,
Gözlerim karardı eş’ar yazarken.
Aklımı fikrimi başıma derdim,
Düşünüp giderken bir pîre erdim,
Otuz iki esnaf ahvalin sordum,
Bana ol pir haber verdi sorarken.
Vardım çiftçi oldum cümleden akdem,
Yıllık ile tuttu beni bir âdem,
İçtiğim tarhana çorbası her dem,
Ağzım yaktım sıcak çorba içerken.
Hele kaçtım ben o köyden aşağı,
Vardım bir şehire bastım ayağı,
Anda oldum bir çulfanın çırağı
Çıkrığı kırıldı masra sararken.
Nalbant oldum, kırdım nalın çoğunu,
Bir katır nalladım, dinle oyunu,
Meğer acemiymiş, bilmem huyunu,
Çenemi teptirdim nalın sökerken.
Berber oldum, doldu dükkâna eller.
Şer’an tıraş eder kel başı berber.
Ağustos gelince pek kokar keller,
Uşandım başını tıraş ederken.
Hamamc’ oldum, hamam çöktü başıma.
Tellak oldum, bak şu benim işime:
Çuldan bir kese pek gitti hoşuma,
Yağır ettim birin kese sürerken.
Bakkal oldum, kapan yaptım yerimi,
Yağ tükendi, Moskof aldı Kırım’ı,
Kayıkç’ olsum, taktım küreklerimi,
Tayfalar kırıldı kürek çekerken
Avcı oldum kuşlar havaya uçtu,
Hırsız oldum kement boynuma geçti,
Gemic’ oldum gemim engine düştü,
Hele ben kurtuldum tekne batarken.
Kalafatçı oldum âlem uşattı,
Limanda tekneler hep yağır yattı,
Klafat ettiğim gemiler battı,
Andan da kovulduk hiler ederken.
Balıkç’ oldum, balık ağa girmedi,
Asla dört paraya elim ermedi,
Dilenc’^oldum kimse para vermedi,
Büyük kapılarda böyu eğerken.
Aşçı oldum, asla pişmedi yemek,
Boyac’ oldum bilmem al yeşil irenk,
Tellal oldum, tuttum bir topal eşşek,
Çamura saplandı çekip giderken.
Saraç oldum bir gün başladım işe,
Sahtiyantükendi kalmadı tirşe,
Kebapç’ oldum, eti sapladım şişe,
Tuzunu unuttum biber ekerken.
Pacuçç’ oldum, dikemedim pabuçu,
Diekerken kırıldı tığların ucu.
Kalaye’ oldum, hayli çalkadım kıçı,
Eski bakırların pasın silerken.
Manav oldum, elma armut tez çürür,
Cambaz oldum, ip üstünde kim yürür?
Kasap oldum, her gün gözüm kan görür,
Yüreğim bayıldı kana bakarken.
Sarraf olsum, sayamadım, parayı,
Dülger oldum, yapamadım sarayı,
Hallaç oldum elme aldım yayı,
Kirişim kırıldı pamuk atarken.
Kazaz oldum, yakışmadı elime;
Sâi oldum hırsız indi yoluma;
Mutaf oldum, bak şu benim halime:
Götün götün gittim kızıl bükerken.
Kuyumc’ oldum döğemedim gümüş,
Bilemedim elmas ile çaytaşı,
Pazvant oldum bir gün yıkılda çarı,
Hele ben kurtuldum çarşı çökerken.
Cevahici oldum sözün doğrusu,
Farketmedim cevahiri elması,
Terzi oldum ele aldım makası,
Parmağım kestirdim kumaş biçerken.
Hammal oldum bir hafif yük bulmadım,
Pelvan oldum hiçbir adam yenmedim,
Yırttılar yakamı birden duymadım,
Kollarım kırıldı göğüs tutarken.
Meyzin oldum ezan vakti olmadı,
Bağıra bağıra sesim kalmadı,
Kahvec’ oldum hiç müşteri gelmedi
Şerbetim ekşidi, döktüm kokarken.
İmam oldum kaba sofu çoğaldı,
Beynamazlar hep camiye döküldü,
Lerze oldu bir gün cami yıkıldı,
Aptesli, aptessiz namaz kılarken.
Ben bu sanatları bir bir dolaştım,
Tekrar gelip şairliğe bulaştım,
Kâmili, mürşidin eline düştüm
Tekke-i aşk içre çile çekerken…
Kocatürk, Vasfi Mahir (1963). Saz Şiiri Antolojisi. Ankara: Edebiyat Yay. 248-251.
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 08.12.2020Eserlerinden Örnekler
Esnaf Destanı
Küçücükten çıktım gurbet ellere,
Hakikat rahına düştüm gezerken
Eski sözdür: Gelir yazılan sere,
Aşk atına bindim yayan giderken
Şair oldum evvel, dinla yalanı,
Vezn ü mevzun derler, bilmem ben anı.
Unuttum bildiğim Türkçe lisanı,
Arabi, farisi sohbet ederken…
Âşıklığı özge halet sanırdım,
Çalıp çığırmaya âdet sanırdım,
Bunu ben bir kolay sanat sanırdım,
Mızrabım kırıldı bozuk çalarken.
Anladım ki bu bir çıkmaz sokaktır,
Ben çıkardım diyen bunu ahmaktır,
Bizlere marifet hayli ıraktır,
Gözlerim karardı eş’ar yazarken.
Aklımı fikrimi başıma derdim,
Düşünüp giderken bir pîre erdim,
Otuz iki esnaf ahvalin sordum,
Bana ol pir haber verdi sorarken.
Vardım çiftçi oldum cümleden akdem,
Yıllık ile tuttu beni bir âdem,
İçtiğim tarhana çorbası her dem,
Ağzım yaktım sıcak çorba içerken.
Hele kaçtım ben o köyden aşağı,
Vardım bir şehire bastım ayağı,
Anda oldum bir çulfanın çırağı
Çıkrığı kırıldı masra sararken.
Nalbant oldum, kırdım nalın çoğunu,
Bir katır nalladım, dinle oyunu,
Meğer acemiymiş, bilmem huyunu,
Çenemi teptirdim nalın sökerken.
Berber oldum, doldu dükkâna eller.
Şer’an tıraş eder kel başı berber.
Ağustos gelince pek kokar keller,
Uşandım başını tıraş ederken.
Hamamc’ oldum, hamam çöktü başıma.
Tellak oldum, bak şu benim işime:
Çuldan bir kese pek gitti hoşuma,
Yağır ettim birin kese sürerken.
Bakkal oldum, kapan yaptım yerimi,
Yağ tükendi, Moskof aldı Kırım’ı,
Kayıkç’ olsum, taktım küreklerimi,
Tayfalar kırıldı kürek çekerken
Avcı oldum kuşlar havaya uçtu,
Hırsız oldum kement boynuma geçti,
Gemic’ oldum gemim engine düştü,
Hele ben kurtuldum tekne batarken.
Kalafatçı oldum âlem uşattı,
Limanda tekneler hep yağır yattı,
Klafat ettiğim gemiler battı,
Andan da kovulduk hiler ederken.
Balıkç’ oldum, balık ağa girmedi,
Asla dört paraya elim ermedi,
Dilenc’^oldum kimse para vermedi,
Büyük kapılarda böyu eğerken.
Aşçı oldum, asla pişmedi yemek,
Boyac’ oldum bilmem al yeşil irenk,
Tellal oldum, tuttum bir topal eşşek,
Çamura saplandı çekip giderken.
Saraç oldum bir gün başladım işe,
Sahtiyantükendi kalmadı tirşe,
Kebapç’ oldum, eti sapladım şişe,
Tuzunu unuttum biber ekerken.
Pacuçç’ oldum, dikemedim pabuçu,
Diekerken kırıldı tığların ucu.
Kalaye’ oldum, hayli çalkadım kıçı,
Eski bakırların pasın silerken.
Manav oldum, elma armut tez çürür,
Cambaz oldum, ip üstünde kim yürür?
Kasap oldum, her gün gözüm kan görür,
Yüreğim bayıldı kana bakarken.
Sarraf olsum, sayamadım, parayı,
Dülger oldum, yapamadım sarayı,
Hallaç oldum elme aldım yayı,
Kirişim kırıldı pamuk atarken.
Kazaz oldum, yakışmadı elime;
Sâi oldum hırsız indi yoluma;
Mutaf oldum, bak şu benim halime:
Götün götün gittim kızıl bükerken.
Kuyumc’ oldum döğemedim gümüş,
Bilemedim elmas ile çaytaşı,
Pazvant oldum bir gün yıkılda çarı,
Hele ben kurtuldum çarşı çökerken.
Cevahici oldum sözün doğrusu,
Farketmedim cevahiri elması,
Terzi oldum ele aldım makası,
Parmağım kestirdim kumaş biçerken.
Hammal oldum bir hafif yük bulmadım,
Pelvan oldum hiçbir adam yenmedim,
Yırttılar yakamı birden duymadım,
Kollarım kırıldı göğüs tutarken.
Meyzin oldum ezan vakti olmadı,
Bağıra bağıra sesim kalmadı,
Kahvec’ oldum hiç müşteri gelmedi
Şerbetim ekşidi, döktüm kokarken.
İmam oldum kaba sofu çoğaldı,
Beynamazlar hep camiye döküldü,
Lerze oldu bir gün cami yıkıldı,
Aptesli, aptessiz namaz kılarken.
Ben bu sanatları bir bir dolaştım,
Tekrar gelip şairliğe bulaştım,
Kâmili, mürşidin eline düştüm
Tekke-i aşk içre çile çekerken…
Kocatürk, Vasfi Mahir (1963). Saz Şiiri Antolojisi. Ankara: Edebiyat Yay. 248-251.
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Esnaf Destanı
Küçücükten çıktım gurbet ellere,
Hakikat rahına düştüm gezerken
Eski sözdür: Gelir yazılan sere,
Aşk atına bindim yayan giderken
Şair oldum evvel, dinla yalanı,
Vezn ü mevzun derler, bilmem ben anı.
Unuttum bildiğim Türkçe lisanı,
Arabi, farisi sohbet ederken…
Âşıklığı özge halet sanırdım,
Çalıp çığırmaya âdet sanırdım,
Bunu ben bir kolay sanat sanırdım,
Mızrabım kırıldı bozuk çalarken.
Anladım ki bu bir çıkmaz sokaktır,
Ben çıkardım diyen bunu ahmaktır,
Bizlere marifet hayli ıraktır,
Gözlerim karardı eş’ar yazarken.
Aklımı fikrimi başıma derdim,
Düşünüp giderken bir pîre erdim,
Otuz iki esnaf ahvalin sordum,
Bana ol pir haber verdi sorarken.
Vardım çiftçi oldum cümleden akdem,
Yıllık ile tuttu beni bir âdem,
İçtiğim tarhana çorbası her dem,
Ağzım yaktım sıcak çorba içerken.
Hele kaçtım ben o köyden aşağı,
Vardım bir şehire bastım ayağı,
Anda oldum bir çulfanın çırağı
Çıkrığı kırıldı masra sararken.
Nalbant oldum, kırdım nalın çoğunu,
Bir katır nalladım, dinle oyunu,
Meğer acemiymiş, bilmem huyunu,
Çenemi teptirdim nalın sökerken.
Berber oldum, doldu dükkâna eller.
Şer’an tıraş eder kel başı berber.
Ağustos gelince pek kokar keller,
Uşandım başını tıraş ederken.
Hamamc’ oldum, hamam çöktü başıma.
Tellak oldum, bak şu benim işime:
Çuldan bir kese pek gitti hoşuma,
Yağır ettim birin kese sürerken.
Bakkal oldum, kapan yaptım yerimi,
Yağ tükendi, Moskof aldı Kırım’ı,
Kayıkç’ olsum, taktım küreklerimi,
Tayfalar kırıldı kürek çekerken
Avcı oldum kuşlar havaya uçtu,
Hırsız oldum kement boynuma geçti,
Gemic’ oldum gemim engine düştü,
Hele ben kurtuldum tekne batarken.
Kalafatçı oldum âlem uşattı,
Limanda tekneler hep yağır yattı,
Klafat ettiğim gemiler battı,
Andan da kovulduk hiler ederken.
Balıkç’ oldum, balık ağa girmedi,
Asla dört paraya elim ermedi,
Dilenc’^oldum kimse para vermedi,
Büyük kapılarda böyu eğerken.
Aşçı oldum, asla pişmedi yemek,
Boyac’ oldum bilmem al yeşil irenk,
Tellal oldum, tuttum bir topal eşşek,
Çamura saplandı çekip giderken.
Saraç oldum bir gün başladım işe,
Sahtiyantükendi kalmadı tirşe,
Kebapç’ oldum, eti sapladım şişe,
Tuzunu unuttum biber ekerken.
Pacuçç’ oldum, dikemedim pabuçu,
Diekerken kırıldı tığların ucu.
Kalaye’ oldum, hayli çalkadım kıçı,
Eski bakırların pasın silerken.
Manav oldum, elma armut tez çürür,
Cambaz oldum, ip üstünde kim yürür?
Kasap oldum, her gün gözüm kan görür,
Yüreğim bayıldı kana bakarken.
Sarraf olsum, sayamadım, parayı,
Dülger oldum, yapamadım sarayı,
Hallaç oldum elme aldım yayı,
Kirişim kırıldı pamuk atarken.
Kazaz oldum, yakışmadı elime;
Sâi oldum hırsız indi yoluma;
Mutaf oldum, bak şu benim halime:
Götün götün gittim kızıl bükerken.
Kuyumc’ oldum döğemedim gümüş,
Bilemedim elmas ile çaytaşı,
Pazvant oldum bir gün yıkılda çarı,
Hele ben kurtuldum çarşı çökerken.
Cevahici oldum sözün doğrusu,
Farketmedim cevahiri elması,
Terzi oldum ele aldım makası,
Parmağım kestirdim kumaş biçerken.
Hammal oldum bir hafif yük bulmadım,
Pelvan oldum hiçbir adam yenmedim,
Yırttılar yakamı birden duymadım,
Kollarım kırıldı göğüs tutarken.
Meyzin oldum ezan vakti olmadı,
Bağıra bağıra sesim kalmadı,
Kahvec’ oldum hiç müşteri gelmedi
Şerbetim ekşidi, döktüm kokarken.
İmam oldum kaba sofu çoğaldı,
Beynamazlar hep camiye döküldü,
Lerze oldu bir gün cami yıkıldı,
Aptesli, aptessiz namaz kılarken.
Ben bu sanatları bir bir dolaştım,
Tekrar gelip şairliğe bulaştım,
Kâmili, mürşidin eline düştüm
Tekke-i aşk içre çile çekerken…
Kocatürk, Vasfi Mahir (1963). Saz Şiiri Antolojisi. Ankara: Edebiyat Yay. 248-251.
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | BİÇÂRE, Murat Göral | d. ? - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | MÜMİN, Zileli | d. ? - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | YAYLA, Yayla İşleyen | d. 1975 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | BİÇÂRE, Murat Göral | d. ? - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | MÜMİN, Zileli | d. ? - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | YAYLA, Yayla İşleyen | d. 1975 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | BİÇÂRE, Murat Göral | d. ? - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | MÜMİN, Zileli | d. ? - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | YAYLA, Yayla İşleyen | d. 1975 - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | BİÇÂRE, Murat Göral | d. ? - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
11 | MÜMİN, Zileli | d. ? - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
12 | YAYLA, Yayla İşleyen | d. 1975 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
13 | BİÇÂRE, Murat Göral | d. ? - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | MÜMİN, Zileli | d. ? - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | YAYLA, Yayla İşleyen | d. 1975 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
16 | BİÇÂRE, Murat Göral | d. ? - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
17 | MÜMİN, Zileli | d. ? - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
18 | YAYLA, Yayla İşleyen | d. 1975 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |